26 Aralık 2016 Pazartesi

Dermatologlardan harika cilt tavsiyeleri


1. Her uygun vakitte cilt bakımı yapın.
Francesca Fusco: Arabamda küçük bir çantada da güzellik bakım ürünlerim olur. Trafik sıkışık olduğunda, serum, göz maskesi, diş beyazlatma çubukları, kaş jeli gibi bir sürü şey uyguluyorum.


2. Kırışıklıklarla savaşmak için yüz masajı yapın.
Jessica Wu: Kendim dâhil herkes gece yüzünü buruşturur ve somurtur. Bu da yüzde kırışık çizgilere ve göz kenarında kırışıklıklara sebep olur. Yüzümü dinlendirmek için yatmadan önce birkaç dakika pamukla akupunktur yapıyorum. Her biri için 10 saniye tutarak, kaşların altına, şakaklara ve burun çevresine basınç uygulayın.


3. Cildinizi içten dışa ve dıştan içe nemlendirin.
Dendy Engelman: Bilinenin aksine, gün içinde tüketilen su cildin düzgün nemlenmesine katkıda bulunmaz. Dışarıdan takviye olarak, nemlendirici buhar, krem ve serum kullanmak çok önemlidir.


4. Cildi kurutan sıcak duştan kaçının.
Elizabeth Tanzi: Yüzümü asla sıcak suyla yıkamam. Bu cilde oldukça sert davranmak demek. Sadece ılık su kullanırım.

5. Önce ellerinize, göğsünüze ve boynunuza güneş kremi sürün.
Doris Day: Yüzünüzden önce ellerinize, göğsünüze ve boynunuza güneş kremi sürün. Bu bölgelerin iyileşmesi daha zor ve güçtür. Genelde bu bölgeleri unuturuz.


6. Şişmeleri önlemek için hidrokortizon kullanın.
Yelena Yeretsky: Özel bir geceden önce, ölü deriden kurtulun. Göz kremi ve nemlendirici yerine haricen satılan hidrokortizon kullanın. Kızarıklığı, şişkinliği ve göz torbalarını önleyen bir iltihap sökücüdür. Başka her şeyde olduğu gibi aşırı kullanımından kaçının, çünkü onun da yan etkileri vardır.


7. Acilen tazelenmeye ihtiyacınız olursa diye kolay erişebileceğiniz bir yerde bir peeling ürünü bulundurun.

Ava Shamban: Buluşmak istediğiniz bir Tinder eşleşmesi ya da patronunuzla bir şeyler içmeniz falan gerekirse diye her zaman yanınızda bir peeling ürünü bulundurun. Örneğin; glikolik ya da salisilik asit içeren ıslak mendil, hafif bir nemlendirici ve ruj.


8. Gözlerinizi asla ovuşturmayın.
Jeanine Downie: Tava fırçalar gibi gözlerinizi ovuşturursanız, gözleriniz simsiyah görünecektir. Makyajınızı temizlerken, rimelinizi nazikçe temizleyin.


9. Dudaklarınız cilt bakımının habercisidir.
Ellen Marmur: Cildinizin gerçek anlamda nemlenmeye ihtiyaç duyduğunu, dudaklarınız haber verir. İlk önce dudaklarınız kuruyacaktır. Buradan cildinizin nem oranının azaldığını ve nemlendirme vakti geldiğini anlayabilirsiniz.


10.Yanınızda güneş kremi olmadan asla uçağa binmeyin.
Amy Wechsler: Ultraviyole ışınlar uçağın camlarından içeri sızar. Bu yüzden gündüz yolculuğu yapacaksam mutlaka güneş kremi kullanırım. Aynı zamanda koridor tarafına otururum.


11.Ne yediğinize dikkat edin.
Whitney Bowe: Beslenme şekliniz cilt sağlığınızda çok etkilidir. Pirinç ve beyaz ekmek gibi saf karbonhidrattan ve nişastalı sebzelerden kaçının. Bunun yerine, size gençlik parıltısı verecek somon balığı ve avokado gibi omega3 ve yağ asidi açısından zengin yiyecekler tercih edin.

24 Aralık 2016 Cumartesi

Evde ağda yaparken dikkat etmeniz gerekenler


Ağda; istenmeyen tüylerden kurtulmanın hiç şüphesiz en etkili, en sağlıklı ancak en oyalayıcı çözümü. Bu sebepten dolayı kadınların birçoğu ağda işini profesyonel ellere bırakıyor. Kimi ise hijyen konusunda hassas olduğu için evinde yapmayı tercih ediyor.

İşte evde ağda yaparken dikkat etmeniz gerekenler...

Tüyleriniz yeterince uzun olmalı


Ağdadan iyi sonuç almak istiyorsanız, tüylerinizin en az yarım cm kadar uzaması gerekiyor. Sir ağda ile daha kısa boyuttaki tüyleri almanız da mümkün, fakat bazı tekniklere dikkat etmeniz gerekiyor. İsterseniz tüylerin uzamasını bekleyebilir ya da kalan kısa tüyleri ip ya da cımbızla almayı deneyebilirsiniz.

Sıcak tutun


Ağdanızı ısıttıktan sonra ısı kaynağından alıyorsanız, ağdanız bir müddet sonra soğumaya ve sertleşmeye başlar. Bu da ağdanın hem daha etkisiz olmasına hem de canınızı daha çok yakmanıza neden olur. Ağdayı sürekli aynı ısıda tutabilmek için ağda ısıtıcılarından edinebilirsiniz.

Bölgeyi gergin tutun


Ağdayı çekerken cildinizi gergin tutmaya özen göstermelisiniz. Özellikle yumuşak ve hassas bölgelerde cildinizi germeden ağdayı çekmeye çalışırsanız canınız çok yanabilir ve ağdadan hiçbir sonuç alamazsınız. Ağdayla cildinizi de çekerseniz, bu kez birkaç dakika içinde oluşan morluklara merhaba demeye hazırlanın.

Cildiniz temiz ve kuru olmalı


Cildiniz temiz ve kuruysa, ağdadan en iyi sonucu alacaksınız demektir. Temizlenmemiş bir cilde ağda yapmak, kızarıklık ve sivilcelere davetiye çıkarır. Eğer sir ağda kullanacaksanız ve cildiniz de yağlıysa, sir ağda hiçbir işe yaramayabilir. Bu nedenle sadece su ve hassas bir sabun kullanarak ağda yapacağınız bölgeyi temizleyin ve nazikçe kuruladıktan sonra ağdaya başlayın. Aynı zamanda ağdadan önce cildinizi hafifçe pudralarsanız, ağdanın tahriş etkisini de en aza indirmiş olursunuz.

İnce tabaka halinde uygulayın


Ağdayı kalın bir tabaka halinde sürmek size daha etkili bir sonuç alacağınız izlenimini uyandırsa da, buna inanmayın. Ağdayı ince bir tabaka halinde sürerseniz, ağda bandını çektiğinizde tüm ağdanın cildinizden kurtulması çok daha kolay olur ve canınız daha az yanar. Düşünülenin aksine, ince bir tabaka ağda da tüm tüylerinizi almakta oldukça etkilidir. Ağdayı sürerken tüylerin çıkış yönüne doğru, cildinize 45 derecelik bir açıyla sürmeye dikkat edin.

Ağdayı yavaş çekmeyin


Ağdayı yavaş çekmek, yapılacak en kötü hatalardan biridir. Bu şekilde hem canınız çok daha fazla acır, hem de tüm tüyler olduğu yerde kalır. Ağda bandını, tüylerin çıkış yönünün aksine, hızlıca ve tek harekette çekmelisiniz.

23 Aralık 2016 Cuma

Kışın cilt kuruluğunu önlemek için neler yapılabilir?


Cilt sorunları içinde en sık karşılaşılan problemlerden biri olan cilt kuruluğu, özellikle kış aylarında daha da artıyor. Çünkü soğuk hava, cildin nemini azaltan en önemli faktör. Kış aylarında cildin açık alanlarında kızarıklık ve pullanma sık görülebilirken, kuruluk kaşıntıyı da artırıyor. Anadolu Sağlık Merkezi Deri Hastalıkları Uzmanları Dr. Figen Akın ve Dr. Mehmet Coşkun Acay, konuya dair merak edilenleri ve yapılması gerekenleri anlattı.

Cildimizin doğal nemi, deri bütünlüğünü sağlayan en önemli faktör. Cildin doğal nemlendiricileri hylüronik asid, seramidler gibi deri hücrelerinde bulunan maddelerdir. Yaşla birlikte bu maddelerin ciltteki miktarı da azalıyor. Tabii doğal nem faktörü, hücrelerin içinde bulunduğu üretim ihtiyacına göre değişen bir faktör. Kuru iklim ve kış ayları gibi ortam nemi azaldığında doğal nem faktörü üretimi artıyor.

Birçok kişinin özellikle kış aylarında ellerinde kuruma, kızarma ve çatlak oluşmasının nedenlerinden biri de doğal nemin yeteri kadar hızla artamaması olduğunu vurgulayan Dr. Figen Akın "Soğuk havalar cildimizi her zamankinden daha fazla kurutabiliyor. Ancak alınacak önlemlerle kış mevsiminin olası etkileri en aza indirilebilir” açıklamasında bulunurken, Dr. Mehmet Coşkun Acay ise "Kuruluk en sık kol ve bacaklarımızda görülmekle beraber gövdemizin her yerinde oluşabilir. Kış aylarında şiddetin artması sıklıkla kuruluğa eşlik eden başka problemleri de beraberinde getirebileceği unutulmamalıdır” ifadelerini kullandı.

Tek suçlu soğuk havalar değil


Cilt kuruluğunda tek suçlunun soğuk havalar olmadığını söyleyen Dr. Figen Akın ve Dr. Mehmet Coşkun Acay, "Sorunu ortaya çıkaran ya da artıran başka sebepler de mevcut. Yaş ilerledikçe derinin su tutma kapasitesi azaldığından, kuruluk yakınması da sıklaşabiliyor. Ayrıca; çevresel nem oranının azalması, aşırı güneşte kalma, sık banyo yapma, uzun süreli su teması ve soğuk hava cildimizde nem kaybına neden olarak kuruluk problemini ortaya çıkarabiliyor ya da şiddetini artırabiliyor. Kuruluk en sık kol ve bacaklarımızda görülmekle beraber gövdemizin her yerinde oluşabilir. Kış aylarında şiddetin artması sıklıkla kuruluğa eşlik eden başka problemleri de beraberinde getirebileceği unutulmamalıdır. Örneğin aşırı kuruluk, balık pulu görünümü başka deri hastalıklarını da düşündürür” açıklamasında bulundu.

Cildi nemlendirmek önemli


Dr. Figen Akın ve Dr. Mehmet Coşkun Acay, soğuk havanın neden olduğu kuruluğu önlemek için cildimizi nemlendirmemiz gerektiğini belirterek şunları kaydetti:

"Cilt nemlendirmede kullanılan nemlendiriciler iki farklı mekanizma ile çalışır. Bazı nemlendiriciler, deri yüzeyinde bir katman oluşturur ve derinin doğal neminin buharlaşarak yitirilmesini engeller. Bu tür nemlendiriciler arasında vazelin, lanolin gibi yağlar bulunur. Etkili nemlendiriciler olmalarına karşın sürülmeleri zordur. Diğer grup nemlendiriciler ise havadaki nemi ya da derinin alt katmanlarındaki nemi yüzeye çekerek derinin nemlenmesini sağlarlar. Bunlara örnek gliserin ve bitkisel yağlardır. Cilt bakımında pahalı ürünler, iyi ürün demek değildir. Cilt bakımında ürün seçerken PH'ının deri PH'ına yakın olmasına, renksiz ve kokusuz olmasına (parfümsüz), kolay sürülebilmesine, katkı maddesi (paraben, fragnencea gibi) içermemesine dikkat edilmeli. Kuru ciltlerde krem, yağlı ciltlerde su bazlı losyon formülasyonları tercih edilmeli. Alerjik cilde sahip olanlar mutlaka doktor tavsiyesi ile ürün almalı.”

Cilt kuruluğuna eşlik eden diğer sorunlar


Kaşıntı: Kuru cildin en önemli özelliğidir.
Deri kalınlaşması: Cilt kaşındıkça kalınlaşır ve renk değişiklikleri olur.
Kızarıklıklar-sulantılar: Derinin kuruması ve kaşınması deride egzamaları da beraberinde getirir.
Mikrobik enfeksiyonlar: Derinin kuruması ve kaşınması derinin koruyuculuk görevini yapamamasına, deri bütünlüğünün bozulmasına neden olur. Bu ortamda bakteriyel ve viral etkenler kolayca hastalık yapabilir.

Cilt kuruluğunu önlemenin yolları


Soğuk havalarda temel cilt bakımımızda bazı değişiklikler yapmalı ve cilt kuruluğuna yol açmamak için şunlara dikkat etmeliyiz:

- Sıcak su, cilt kuruluğunu artıran en önemli faktörlere biridir. Sıcak su ile yıkanmayın.

- Yıkanırken kurutmayan sabunlar, yağ içeren şampuanlar kullanın.

- Her banyo sonrası özellikle cildiniz çok kurumadan etkin vücut nemlendiricilerini tercih edin.

- El ve yüzünüz için günlük temizliğinizi ılık su ile yapın.

- Her el yıkamanın ardından mutlaka bariyer özelliğinde nemlendiriciler kullanın.

- Cilt temizliğinde PH'ı deri PH'ına yakın ürünler tercih edin.

- Yaşadığınız ortamlarda nem oranını artıracak önlemler alın.

- Biotin, çinko, folik asit, omega -3 yağ asitlerinden zengin beslenin.

- Güneşe çıkmadan önce güneş koruyucularını uygulayın. Aşırı güneşte kalma durumunda ise uygun nemlendiricileri kullanın.

- Soğuk havalarda dışarı çıkarken eldiven kullanın.

- Giysilerinizde yün veya sentetik ürünler yerine pamuklu olanları tercih edin.

- Bol su için.

Cilt için en önemli vitaminler en çok hangi besinlerde var


A vitamini: Ispanak, pazı, mercimek, pırasa, brokoli, havuç
C vitamini: Kivi, portakal, greyfurt, karnabahar, brokoli
E vitamini: Ispanak, fındık, badem, yeşil zeytin, kekik, kuru kayısı, brokoli

20 Aralık 2016 Salı

Cildi yenileyen nane maskesi tarifi


Eğer siz de tercihinizi doğal, ev yapımı maskelerden yana kullanıyorsanız, cildi yenileyen ve canlı tutan nane maskesi ile tanışmanızı öneririz.

İhtiyacınız olan malzemeler:

1 adet taze salatalık
1 yemek kaşığı ev yapımı yoğurt
Yarım demet nane
1 çay kaşığı taze sıkılmış limon

Nasıl uygulanır

Bir kasenin içerisinde yoğurt, doğranmış nane yaprakları ve limon suyunu karıştırın. Salatalıkları doğrayın. Ardından ister parçalayın isterseniz de maskeyi sürdükten sonra cildinize dilimler halinde koyun. Hazırladığınız nane maskesini öncesinde yıkadığınız cildinize uygulayın. 15 dakika bekletip bol su ile durulayın.

Not: Nane maskesini hafta iki kez uygulayabilirsiniz. Maskeyi uygulamadan önce doktorunuza danışmanızı öneririz.

19 Aralık 2016 Pazartesi

Hızlı Sac Uzatma Yöntemi - Siyah Turp Kürü


Gerekli Malzemeler:

* 1 adet orta boy turp (kabukları ılık suyla temizce yıkanmalı)

* 1 adet yumurta sarısı

* 3 su bardağı su

* 1 tatlı kaşığı zeytinyağı ya da badem yağı

(çok kısa saçlarda malzemenin yarısı kullanılabilir)

Hazırlama Aşaması :

Turp rendelenir ve kaynamakta olan 3 su bardağı suya ilave edilir. 20 dakika kaynatılır ve ağzı kapalı bir şekilde soğuması beklenir. Soğuduktan sonra süzülerek posası ayrılır. Hazırlanmış olan bu turp çayının içerisine çırpılmış yumurta ve yağ ilave edilir.
Uygulama:

Uygulama şişesine koyduktan sonra çalkalamaya devam ederek saç diplerine uygulanır ve 5 dakika kadar masaj yapılır. Kalan malzeme tüm saça uygulanır ve streç film vb. gibi bir malzemeyle sarılır. (çok sıkı sarmamaya dikkat edilmeli)

18 Aralık 2016 Pazar

Hızlı Sac Uzatma Yöntemi - Sinameki kürü


Doğal yöntemlerle saç uzatmak herkesin ilgi konusu. Saçlarının bir türlü uzamamasından şikayetçiysen ya da bir anlık hata ile saçlarını kestirip pişman olduysan bu yazı tam sana göre! Oldukça uygun fiyatlı, deneyen çoğu kişinin başarıyla sonuç aldığı bu yöntemin adı sinameki kürü (sinameki maskesi). Bu maske haftada 1 cm saç uzatmayı vaat ediyor! Etkisi tabi ki kişiden kişiye göre değişecektir. Bıkmadan, yorulmadan devam ettiğin sürece uzun saçlara merhaba diyebilirsin.

Sinameki Kürü İçin Gerekli Malzemeler

  • 1 tutam sinameki otu (Aktarlarda kolaylıkla bulabilirsin. Çok ucuz ve uzun süre kullanabileceğin bir ot.)

  • Yarım su bardağı su

  • 1 kapak tatlı badem yağı (1 şişesi 6-7 kür kadar dayanıyor. Markası önemli değil fakat TATLI olmasına dikkat etmelisin.)

  • 1 adet bemiks ampül (B vitamininin saç uzatmadaki faydalarınızı hepimiz biliyoruz. Yalnız evin (evigen) ya da bephanten ampülleri ile karıştırmamalısın. Dilersen onları da ekleyebilirsin fakat saç uzatmada etkili olan bemiks ampülleri. Eczanelerden bulabilirsin.)

  • Tencere

  • Süzgeç

  • Sprey şişesi


Sinameki Kürünün Hazırlanışı ve Uygulama

Öncelikle 1 tutam sinameki otunu yarım su bardağı kaynamış suya at ve 2 taşım kaynat. Yani bir iki fokurdama yeterli. Ilıyınca süz (yapraklarını çöpe atabilirsin). Sprey şişesine sinamekili suyu doldur ve içerisine 1 kapak tatlı badem yağı ekle. Son olarak 1 bemiks ampülü kır. Saçlarını iyice tarayıp öncelikle saç diplerine hazırlamış olduğun kürü sık. Saç köklerine iyice masaj yaparak kan dolaşımını arttır. Kalan kürü de saç boylarına ve uçlarına sıkarak iyice ıslanmasını sağla. Karışımın ayrılmaması için sık sık şişeyi çalkalamayı unutma. En az iki saat saçında kalsın. Ne kadar bekletirsen o kadar iyi. Bu yüzden yatmadan önce uygulayıp sabah kalktığında saçlarını şampuanlarsan daha güzel olur.

Sinameki Küründe Bilinmesi Gerekenler

  • Tekrar hatırlatmak gerekir ki; haftada 1 cm lafına aldanmamak lazım. Saçların bu kürle daha hızlı da uzayabilir daha uzun süre de etkileşime girebilir.

  • 8 hafta boyunca haftada 1 gün uygulamalısın. Ardından 2 hafta ara verip tekrar 8 haftalık uygulama yapmalısın. Saçların istediğin uzunluğa gelene kadar bu şekilde küre devam etmelisin. Haftada 2-3 yaparsam saçlarım daha hızlı uzar diye düşünme. Aksine saçlarına zarar verirsin.

  • Sinameki kürü saçlarında dökülmeye neden olabilir. Sinamekinin kurutucu etkisi yüzünden çabuk yağlanan saçların artık daha geç yağlanacak. Özellikle ilk haftalarda saçlarının daha fazla döküldüğünü göreceksin. Çünkü kür kötü olmuş saçlarını diğerlerinden ayıklayacaktır.

  • Kürü her defasında taze olarak hazırlamalısın!

  • Kürüne dilersen farklı ampüller ve farklı saç bakım yağları da ekleyebilirsin.

  • Saçlarını boyuyorsan renginde büyük ihtimal açılma ya da kızıllaşma olacak.

  • Sinameki kürü uyguladığın dönemde saçlarına farklı nem veren maskeler de yapabilirsin. Saçlarını çok yormamaya çalış.

  • Durularken kullandığın şampuana çam terebentini eklersen saçlarının beslenmesine yardımcı olur ve tadından yenmez. Çam terebentinin kötü koktuğunu hatırlatmak gerekir.

  • Kürün etkisini daha da artırmak için uyguladıktan sonra saçlarını streç film ve üzerine havlu ile sarıp bekletebilirsin.

  • Bemiks’in de çok kötü koktuğu bir gerçek. Bu koku saçlarına sinebilir. Düzleştirme, maşa, fön gibi ısıl işlemler uyguladığında koku açığa çıkabilir, buna hazırlıklı ol.

  • Herhangi bir deri rahatsızlığın ya da alerjik bir durumun varsa kürü uygulamaya başlamadan önce doktoruna danışmalısın.

  • Ayrıca yine kürü uygulamaya başlamadan önce saçlarının kırıklarını aldırman işine yarayacak.


Uzun saçlar için bu eziyet değer değil mi?

17 Aralık 2016 Cumartesi

Hızlı Sac Uzatma Yöntemi - Havuç Kürü


Gerekli Malzemeler:
* 2 adet orta boy havuç (soyulmadan kullanılmalı)
* 1 adet yumurta (sadece sarısı ya da tamamı kullanılabilir. Deneyip memnuniyetinize göre değişiklik yapabilirsiniz)
* 3 su bardağı su
* 1 tatlı kaşığı badem yağı ya da zeytinyağı
(çok kısa saçlarda malzeme fazla gelecektir, yarısı kullanılarak hazırlanabilir)

Hazırlama Aşaması :
Havuçlar rendelenir ve kaynamakta olan 3 su bardağı suya ilave edilir. 20 dakika kaynatılır ve ağzı kapalı bir şekilde soğumaya bırakılır. ( soğuma süresince havuç demlenmeye devam edecektir)
Oldukça ılık bir hale geldiğinde(yumurta pişmeyecek kadar) havuç taneleri süzülerek atılır. Hazırlanmış olan bu havuç çayının içerisine çırpılmış yumurta ve yağ ilave edilir ve böylece havuç maskesi hazır olur.

Uygulama:
Uygun bir uygulama şişesine koyduktan sonra sık sık çalkalayarak önce saç diplerine uygulanır ve 5 dakika kadar masaj yapılır. Ardından kalan malzeme tüm saça uygulanır ve streç film vb. gibi bir malzemeyle sarılır. (kan akışını engelleyecek kadar sıkı bir şekilde sarılmamalıdır)

16 Aralık 2016 Cuma

Kışın cilt kuruluğunu önlemek için neler yapılabilir


Cilt sorunları içinde en sık karşılaşılan problemlerden biri olan cilt kuruluğu, özellikle kış aylarında daha da artıyor. Çünkü soğuk hava, cildin nemini azaltan en önemli faktör. Kış aylarında cildin açık alanlarında kızarıklık ve pullanma sık görülebilirken, kuruluk kaşıntıyı da artırıyor. Anadolu Sağlık Merkezi Deri Hastalıkları Uzmanları Dr. Figen Akın ve Dr. Mehmet Coşkun Acay, konuya dair merak edilenleri ve yapılması gerekenleri anlattı.

Cildimizin doğal nemi, deri bütünlüğünü sağlayan en önemli faktör. Cildin doğal nemlendiricileri hylüronik asid, seramidler gibi deri hücrelerinde bulunan maddelerdir. Yaşla birlikte bu maddelerin ciltteki miktarı da azalıyor. Tabii doğal nem faktörü, hücrelerin içinde bulunduğu üretim ihtiyacına göre değişen bir faktör. Kuru iklim ve kış ayları gibi ortam nemi azaldığında doğal nem faktörü üretimi artıyor.

Birçok kişinin özellikle kış aylarında ellerinde kuruma, kızarma ve çatlak oluşmasının nedenlerinden biri de doğal nemin yeteri kadar hızla artamaması olduğunu vurgulayan Dr. Figen Akın "Soğuk havalar cildimizi her zamankinden daha fazla kurutabiliyor. Ancak alınacak önlemlerle kış mevsiminin olası etkileri en aza indirilebilir” açıklamasında bulunurken, Dr. Mehmet Coşkun Acay ise "Kuruluk en sık kol ve bacaklarımızda görülmekle beraber gövdemizin her yerinde oluşabilir. Kış aylarında şiddetin artması sıklıkla kuruluğa eşlik eden başka problemleri de beraberinde getirebileceği unutulmamalıdır” ifadelerini kullandı.

Tek suçlu soğuk havalar değil


Cilt kuruluğunda tek suçlunun soğuk havalar olmadığını söyleyen Dr. Figen Akın ve Dr. Mehmet Coşkun Acay, "Sorunu ortaya çıkaran ya da artıran başka sebepler de mevcut. Yaş ilerledikçe derinin su tutma kapasitesi azaldığından, kuruluk yakınması da sıklaşabiliyor. Ayrıca; çevresel nem oranının azalması, aşırı güneşte kalma, sık banyo yapma, uzun süreli su teması ve soğuk hava cildimizde nem kaybına neden olarak kuruluk problemini ortaya çıkarabiliyor ya da şiddetini artırabiliyor. Kuruluk en sık kol ve bacaklarımızda görülmekle beraber gövdemizin her yerinde oluşabilir. Kış aylarında şiddetin artması sıklıkla kuruluğa eşlik eden başka problemleri de beraberinde getirebileceği unutulmamalıdır. Örneğin aşırı kuruluk, balık pulu görünümü başka deri hastalıklarını da düşündürür” açıklamasında bulundu.

Cildi nemlendirmek önemli


Dr. Figen Akın ve Dr. Mehmet Coşkun Acay, soğuk havanın neden olduğu kuruluğu önlemek için cildimizi nemlendirmemiz gerektiğini belirterek şunları kaydetti:

"Cilt nemlendirmede kullanılan nemlendiriciler iki farklı mekanizma ile çalışır. Bazı nemlendiriciler, deri yüzeyinde bir katman oluşturur ve derinin doğal neminin buharlaşarak yitirilmesini engeller. Bu tür nemlendiriciler arasında vazelin, lanolin gibi yağlar bulunur. Etkili nemlendiriciler olmalarına karşın sürülmeleri zordur. Diğer grup nemlendiriciler ise havadaki nemi ya da derinin alt katmanlarındaki nemi yüzeye çekerek derinin nemlenmesini sağlarlar. Bunlara örnek gliserin ve bitkisel yağlardır. Cilt bakımında pahalı ürünler, iyi ürün demek değildir. Cilt bakımında ürün seçerken PH'ının deri PH'ına yakın olmasına, renksiz ve kokusuz olmasına (parfümsüz), kolay sürülebilmesine, katkı maddesi (paraben, fragnencea gibi) içermemesine dikkat edilmeli. Kuru ciltlerde krem, yağlı ciltlerde su bazlı losyon formülasyonları tercih edilmeli. Alerjik cilde sahip olanlar mutlaka doktor tavsiyesi ile ürün almalı.”

Cilt kuruluğuna eşlik eden diğer sorunlar


Kaşıntı: Kuru cildin en önemli özelliğidir.
Deri kalınlaşması: Cilt kaşındıkça kalınlaşır ve renk değişiklikleri olur.
Kızarıklıklar-sulantılar: Derinin kuruması ve kaşınması deride egzamaları da beraberinde getirir.
Mikrobik enfeksiyonlar: Derinin kuruması ve kaşınması derinin koruyuculuk görevini yapamamasına, deri bütünlüğünün bozulmasına neden olur. Bu ortamda bakteriyel ve viral etkenler kolayca hastalık yapabilir.

Cilt kuruluğunu önlemenin yolları


Soğuk havalarda temel cilt bakımımızda bazı değişiklikler yapmalı ve cilt kuruluğuna yol açmamak için şunlara dikkat etmeliyiz:

- Sıcak su, cilt kuruluğunu artıran en önemli faktörlere biridir. Sıcak su ile yıkanmayın.

- Yıkanırken kurutmayan sabunlar, yağ içeren şampuanlar kullanın.

- Her banyo sonrası özellikle cildiniz çok kurumadan etkin vücut nemlendiricilerini tercih edin.

- El ve yüzünüz için günlük temizliğinizi ılık su ile yapın.

- Her el yıkamanın ardından mutlaka bariyer özelliğinde nemlendiriciler kullanın.

- Cilt temizliğinde PH'ı deri PH'ına yakın ürünler tercih edin.

- Yaşadığınız ortamlarda nem oranını artıracak önlemler alın.

- Biotin, çinko, folik asit, omega -3 yağ asitlerinden zengin beslenin.

- Güneşe çıkmadan önce güneş koruyucularını uygulayın. Aşırı güneşte kalma durumunda ise uygun nemlendiricileri kullanın.

- Soğuk havalarda dışarı çıkarken eldiven kullanın.

- Giysilerinizde yün veya sentetik ürünler yerine pamuklu olanları tercih edin.

- Bol su için.

Cilt için en önemli vitaminler en çok hangi besinlerde var


A vitamini: Ispanak, pazı, mercimek, pırasa, brokoli, havuç
C vitamini: Kivi, portakal, greyfurt, karnabahar, brokoli
E vitamini: Ispanak, fındık, badem, yeşil zeytin, kekik, kuru kayısı, brokoli

14 Aralık 2016 Çarşamba

Bitkisel Brezilya fönü nedir?

fon-cekmek
Saçınızın 6 ay boyunca, her gün fönlü gibi düz kalması demektir. İşlem 4 saat kadar sürer. Kuaförünüz saçınızın inceliğine, kalınlığına, yıpranmışlık durumuna göre ürünlerin saçta kalma süresine karar verir.

Boyasız saçlarda uygulanabilmesi için öneden saça bir "yapısını kırma" işlemi yapılır. Kınalı saçlara işlem yapılmadan önce birkaç aşamada pullar açılır. Bunların greçekten profesyonel bir kuaför tarafından ve çakma olmayan ürünlerle yapılması gerekir. Yoksa saçlarınızı perişan edebilisiniz. (Korkutmak için değil, gerçekten dikkat etmeniz için söylüyorum)

İşlem herkese çoook cazip geliyor ve birçok kadın Brezilya fönünün peşinde! Ancak saçınıza profesyonel ilaçlar kullanıldığından emin olun. Brezilya fönü yapılmış saçlarla duştan çıkın, kurutun, davete gidin. Denize girin çıkın, kurusun, saçlarınız "kuaförden yeni çıkmış gibi" kalsın...

Saçımda nasıl bir kimyasal işlem gerçekleşiyor?

Keratin, bir proteindir. Tırnaklarımız, kıllarımız ve derinin kendi yapısında ve üstteki ölü tabakasında yoğun keratin var.

Keratin molekülleri birbirine sülfür köprüleriyle bağlıdır. Keratini meydana getiren hidrojen bağlarının da saçlarımızın esnemesini, şekil alırken kırılmamasını sağlayan yaylar olduğunu düşünün. Bu hidrojen sayesinde kopmaz saçımız! Bunu bozduğunuza çatallaşır, kopar incelir esnemez. (röfle, uzun süre güneşte, tuzlu suda kuruması, yüksek derecede amonyaklı ve perojsitli saç boyası uygulamaları)

Brezilya fönünde, hidrojen yapısını bozmadan saç pulcukları aralanır, boşluklara kimyasal reaksiyonla saçı daha kalın ve gür gösterecek olan kreatin doldurulur ve ısıyla bu keratin saç teline sabitlenir. Düzleştirici ısıyla sabitlenirken saç verilen "düz şekille" kalır.

Sabitlenme işlemine "preslenme" denilir. Titanyum ve seramik presler kullanılır. En önemli aşama budur. Eğer saçınızın inceliğine ve hırpalanmışlığına göre "ısı ayarlanmazsa" saçınız zarar görür. İşte bu sebeple kuaförünüz profesynel, kullanıdğı malzeme sağlık bakanlığından onaylı veya bu konuda uzmanlığı kanıtlanmış firmaların ürünleri olmalıdır.

Nasıl uygulanır?

Üç aşamalıdır.

1- Önce özel şampuanıyla saçın cinsine göre 3 veya 5 dakika bekletilerek pulcuklar açılır.

2- Sonra tıpkı saç boyar gibi enseden başlayarak, perçem perçem saça saf keratin uygulanır. Bu aşamada tüm saçın keratini sürmeye başlamadan önce taranmış olması gerekir. Keratin sürme işlemi sırasında saça asla tarak sürülmez.

Keratin sıvısı fırçayla uygulanır, tek tek perçemler alınır,sürülüp iyice yedirilir. Saçınızın inceliğine kalınlığına göre kuaförünüzn vereceği karara göre keratin ! 1/2 saat-45 dakika kadar ısı altına iyice saça şlemesi için bekletilir. Durulanır.

3- Son aşama: Enseden başlayarak saçınızın cinsine uygun ısı ayarı yapılmış presle her perçem tek tek düzleştirilere tüm saçlar tamamlanır. Seramik presler de kullanılır. Titanyum presler ısı kontrolü çok daha garantili olduğundan; profesyonel kuaförler sizin saçınızın sağlığı için, Brezilya fönünüzün ıskalanmaması için titanyum presi daha çok tercih ediyorlar.

Brezilya fönü yaptırdıktan sonra bakımı nasıldır?

Kuaförünüzün becerisi ve uzmanlığı birinci şart ama sizin sonrasında evde kullanacağınız destek ürünler fönü kalıcılığını ve saçların bitmez tükenmez parlaklığını, sağlığını devam ettirecektir.

Sonuçta saça kimyasal bir işlem yapıldı. Dış etkenlerden korumaya ve yıkamaya özel ürünler kullanmak durumundasınız.

1- Brezilya fönü yaptıracaksanız saçlarınızı 48 saat yıkamamanız gerektiğini bilin. Yoksa tüm emek boşa gider.

2- Brezilya fönününden sonra boyası yaptımanız gerekirse en az 3 gün beklenmelidir! Yoksa keratin yükleme şeritlerini tekrar çözebilir, düzlüğünü bozabilirsiniz.

3- Brezilya fönü yaptığınız gün saça toka, taç, duvak, gözlük gibi baskı yapacak hiç bir aksesuar takmamalısınız. Saç telinde kırılma yeri gibi iz yapar ve kalıcı olur.

4- Saçınızı iki gün sonra, içinde SLS (kimyasal tuzlar) olmayan şampuanlarla yıkayabiliriniz ama özel şampuanını tercih ederseniz Brezilya fönünüz daha uzun süre kalıcı olacaktır. SLS içeren şampuanlar saçın keratin dolgusunu bozar. Saç kremi de özeldir. Saçın nemini tam kapasite tutması için özel hazırlanmış saç kremini kullanmanız gerekiyor.

5- Özel "saç serumu" veya "durulanmayan Brezilya fönü saç kremi"nden birini seçmenize kuaförünüzden yardım alın. Çok ince telli ve yıpranış saçlara, gün içinde sürekli nem takviyesi yapan ve kabarmayı önleyen serumu tavsiye edebilir. Yahut kalın telli saçlara yumuşatıcı,parlatıcı nemlendirici etkisi sabit olan, "durulanmayan" saç kremini...

6- Brezilya fönüyle yeni bir yapıya kavuşmuş olan saç tellerinin parlak ve esnek kalmasına destek olan "Deep Conditioner mask"ı 15-20 günde bir uygulayarak, düzleşmiş, kalınlaşmış, sağlıklı saç teli yapısını sürekli kılmasına destek olabilirsiniz.

7- Tatile çıkacaksanız nemlendirici sprey saç kremini (saç sütü de denilyor) mutlaka yanınıza alın. Havuza veya denize girmeden saça püstürtün. Keratini korumaya alın.

Brezilya fönünü neler bozar?

  • Klorlu havuz suyu

  • Deniz suyu

  • SLS içeren şampuanlar

  • Saça hemen saç boyası uygulanması

    Bunlar, Brezilya fönüyle saç telinize kalınlık ve düzlük veren kreatin kılıfı bozar! Saçlarınızın düz duruşu gider. Eski haline dönersiniz .Onca emek heba olur. Söylemedi demeyin...

8 Aralık 2016 Perşembe

Kızıl saç boyası nasıl kapatılır?

bakir-karamel-sac-rengi
Kızıl saç boyası kullananlar bilir ki kızıl, çok akan ve sürekli boya isteyen bir renktir, kızıl saçtan kurtulmak da bir o kadar zordur. Saçınızı tekrar eski rengine döndürmek ya da başka bir renge geçmek çoğunlukla uzun süren, yoran bir süreçtir. Ancak aşağıda anlatacağımız teknikleri uygulayarak kısa sürede kızıl saç boyasından kurtulabilirsiniz. Yeni bir renge alışmak her ne kadar zor olacaksa da…
Saç boyasını akıtmak

Öncelikle saçlarımızda bulunan kızıl boyayı mümkün olduğunca hızlı bir şekilde akıtmalıyız. Bunun için renk açıcı veya oryal saçınızı çok yıpratacağından mümkün olduğunca doğal yollarla saç boyanızı akıtmanız gerekiyor.

Karbonat ve C vitamini yöntemi saç boyası akıtmakta da oldukça etkilidir:

  • Şampuanınızın içine attığınız 3 yemek kaşığı karbonatla saçlarınızı yıkayın ve 5 ile 10 dakika arası bekleyip durulayın.

  • 10 tablet C vitamini kapsülünü bir kapta ezip üzerine şampuanınızdan ekleyin iyice karıştırıp saçınıza sürün (büyük bir kap tercih edin, karışım oldukça kabaran bir formüldür) 45 dakika bekleyin daha sonra durulayın.


Bu iki yöntemi de istediğiniz sonucu elde edene kadar kullanabilirsiniz. Yalnız saçlarınızı mutlaka nem maskeleriyle, bakım yağlarıyla desteklemeyi unutmayın.
Yeni saç rengine geçiş

Boyanın iyice akmasını sağladıktan sonra yapacağımız şey ise kızıl renge kontrast olan bir saç boyası. Küllü tonlar, renk skalasında kızılın karşısında yer alır ve akan boyanın üzerine uyguladığınızda kızılı nötrler. İçinde kestane rengi bulunan boyalardan ise uzak durmalısınız. Saçınızdaki kızıllardan kurtulduktan sonra uygun açıcıları da kullanarak saçınızı istediğiniz renkte kullanabilirsiniz.

29 Kasım 2016 Salı

2017’nin Estetik Trendleri

estetik-trendleri
Yeni yıl kapıyı çalmak üzereyken yıllardır uygulanan plastik ve kozmetik cerrahi akımları dünyada hızla değişiyor ve gelişiyor. Her gün yeni bir teknoloji ve uygulama ile tedavi seçeneklerine bir yenisi ekleniyor. Peki 2017'de hangi işlemler popüler olacak? 2016'daki estetik trendlere bakarak bunu söyleyebilir miyiz? Aslında kristal küreye bakıp kesin yargılar içeren tahminlerde bulunmak biraz zor. Ama konunun uzmanları dünyada bilinen ve tanınan kurumların araştırmalarını inceleyerek bir çıkarımda bulunuyorlar.

Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi uzmanı Operatör Doktor Evrim Uçkunkaya bir önceki nesile kıyasla, bugün özellikle 35 yaş altındakilerin ilaç kullanma, anti-aging, güzel/bakımlı görünme ve vücutlarını değiştirme konusunda daha bilinçli olduklarını dile getiriyor. Yeni jenerasyonun radikal ve hemen dikkat çekecek değişiklikler yerine "doğal güzelliği” tercih ettiklerini vurgulayan Dr. Evrim Uçkunkaya, artık Baywatch vücutları ve Barbie gülüşleri gibi abartılı ve suni görsellik tercih edilmediğini belirtiyor.

Dinç yaş al, yaşının genci kal


Op. Dr. Evrim Uçkunkaya, yeni trendin "yaşa bağlı yüzde ve vücutta görünen hasarları zamanında onararak dinç yaş almak ve yaşının genci kalmak” olduğunu söylüyor. Zamanında yapılacak dermal enjeksiyonların ve kırışık önleyici tedavilerin ileride radikal bir ameliyat olmamak için koruyucu tedavi olarak görüldüğünü dile getiren Dr. Evrim Uçkunkaya sözlerine şöyle devam ediyor; özellikle botoks dünyada 2017'de yine en önde gelen koruyucu işlem arasında. Diğer popüler işlemler arasında meme büyütme, karın germe, liposuction geliyor. Bu işlemler artık estetik ve kozmetik cerrahinin etiketi gibi. Meme büyütme ve karın germe işlemleri sadece en ön sırada olmakla kalmıyor, cerrahi teknik açısından da modifiye ediliyor ve geliştiriliyor. Mesela liposuction işlemi eskiye göre artık daha iyi sonuçlar veriyor. İşlemlerin aynıda olsa teknolojinin gelişmesi hastanın işlem sonrası daha hızlı iyileşmesini ve haliyle yaşam kalitesini artırmasını sağlıyor.

Dünyadaki 2015 ve 2016 yıllarına ait estetik ve plastik cerrahi istatistikleri ışığında Dr. Evrim Uçkunkaya 2017'nin trend tahminlerini şöyle sıralıyor:

1- Bıçak altına yatmak gerekli değil. Minimal invaziv ve ameliyatsız işlemlerin popülerliği artarak devam ediyor. Bu işlemler sadece botoks, dolgu, lazer, radyo frekans, led, kimyasal peeling vs. işlemleri değil bunlara cerrahi küçük lokal işlemlerde dahil,

2- "Mommy makeover” denilen yani doğumdan sonra oluşabilecek vücut deformitelerini düzeltmek için ameliyatlar, mesela karın germe, meme büyütme ya da toparlama gibi,

3- Erkekler de artık genç ve dinç kalmak için estetik ve cerrahi işlemlere başvuruyor. İşlemlerin uzun zaman almaması ve iyileşme süreçlerinin kısa olması talebi artırıyor,

4- Yaş sınırı kalmadı. Gençler artık anti-aging konusunda daha bilinçli ve koruyucu olarak estetik cerrahiyi tercih ederken, yaşı ilerlemiş kişiler ise dinç kalmaya yaşının genci görünmeye çalışıyor,

5- Hastalar kendi hücrelerini kullanmak istiyor yani bir tür geri dönüşüm de diyebiliriz. Örneğin sizden alınan yağın yeniden vücut şekillendirmek için meme ve popo büyütmede silikon yerine, yüz şekillendirmede ve ellerde gençleşmede veya erkek/kadın genital bölgelerinde yağ transferi gibi.

Amerikan Plastik Cerrahi Derneğinin (ASPS) verilerine göre 2015 yılında 1.7 milyon kozmetik cerrahi işlemi uygulandığını belirten Op. Dr. Evrim Uçkunkaya, 2017'de plastik ve estetik cerrahide öne çıkacak olan ilk 5 işlemi şöyle sıraladı;

- Meme büyütme

- Liposuction

- Burun

- Göz kapağı

- Karın germe

ASPS araştırmasına göre 14.2 milyon kişi ameliyat haricinde minimal invaziv işlem yaptırmış, 2017'de bu işlemler arasında tüm dünyada öne çıkacak ilk 5 işlem şöyle tahmin ediliyor:

- Botox

- Dolgu (Hyaluronik Asit)

- Saç ekimi ve epilasyon

- Kimyasal peeling

- Mikrodermabrazyon

28 Kasım 2016 Pazartesi

Tırnakları hızlı uzatan 8 kür tarifi

yeni-trend-cam-tirnaklar1
Tırnakları uzatmanız ve sağlıklı olarak muhafaza etmek zor olabilir. Her kişinin kendine göre bir tırnak uzama hızı vardır. Bu da ortalama ayda bir milimetre civarındadır. Öncelikle kışın soğuğu ,ev işlerinde ki soğuk-sıcak su durumları gibi zorlu şartlardan korunmalı eller, sonrasında kolayca bakımı yapılmalı.

İşte tırnaklarınızın hızlı uzaması için uygulamanız gereken kürler...

Beyaz sirke


- Elinizi ve tırnaklarınızı sabunla yıkayın.
- Plastik ve geniş bir kaba tırnaklarınızı içinde bekletmeye yetecek kadar beyaz sirke koyun.
- Ellerinizi sirkenin içine sokarak 3-5 dakika bekletin.
- Ellerinizden sirke kokusunu çıkarmak için ellerinizi bol su ile yıkayın.
- Tırnak çevresindeki ölü deriyi keserek değil törpü ile törpüleyerek yok edin.
- Eller için kullanabileceğiniz bir dezenfektanla ellerinizi ve tırnaklarınızı dezenfekte edin.

 

Zeytinyağı


- Tırnak bakımı açısından da en etkili maddelerden birisi de zeytinyağıdır.
- Zeytinyağı tırnaklarınıza nüfuz ederek gereken beslenmeyi sağlar.
- Yatağa girmeden önce ılık zeytinyağı ile 3-4 dakika tırnaklarınıza masaj yapın.
- Masajdan sonra pamuktan bir eldiven giyip bekleterek uzamasına daha da yardımcı olabilirsiniz.

Hindistan cevizi yağı


- Ellerinizi ve tırnaklarınızı yatmadan önce Hindistan cevizi yağı ile masaj yaparak ovalayın.
- Çeyrek bardak Hindistan cevizi yağı, çeyrek bardak bal ve 4 damla biberiye yağı ile oluşturacağınız karışımı derin bir kaba dökün.
- Bu karışımı mikrodalga fırında 20 saniye ısıtın.
- Tırnaklarınız bu karışımın içinde kalacak şekilde 15 dakika bekletin.
- Bu yöntemi haftada bir veya iki kere uygulayabilirsiniz.

Portakal suyu


- Taze sıkılmış portakal suyu içerisinde tırnaklarınızı 10 dakika bekletin.
- Ilık suyla ellerinizi ve tırnaklarınızı durulayın ve havluyla yumuşak dokunuşlar yaparak kurulayın.
- İstediğiniz uzunluğu elde edene kadar bu uygulamayı yapmaya günlük olarak devam edin.

Limon suyu


- Limon sarı tırnakları tedavi eder ve tırnakların parlamasını sağlar.
- 1 yemek kaşığı limon suyu ve 3 yemek kaşığı zeytin yağını karıştırın.
- Karışımı hafifçe ısıtın ve tırnaklarınızı 10 dakika bu karışımda bekletin. Bu yöntemi günlük uygulayabilirsiniz.
- Ayrıca limonu dilimleyerek limon dilimleri ile tırnaklarınızı ve tırnak derilerinizi ovabilirsiniz.
- Ardından ılık suyla durulayın.
- Bu yöntemi de günlük uygulayarak tırnaklarınızın daha hızlı uzamasını sağlayabilirsiniz.

Kırkkilit otu


- 3/4 çay kaşığı kurutulmuş kırk kilit otunu 2 bardak kaynar su içine ekleyin.
- Ağzını kapatarak 10-15 dakika demlenmeye bırakın.
- Süzerek soğumaya bırakın.
- Geriye kalan suda tırnaklarınızı 20 dakika bekletin.
- Haftada en az 4 kere bu yöntemi uygulayın.
- Eğer tadı hoşunuza giderse kırk kilit otu çayını günlük olarak içmeniz daha sağlıklı tırnaklara sahip olmanızı sağlayacaktır.

Keten tohumu yağı


- Keten tohumu tırnaklarınızın çatlamasına veya ikiye ayrılmasına da engel olur.
- Tırnaklarınıza biraz keten tohumu yağı yayarak bir kaç dakika masaj yapın ve ovalayın.
- Bunu korumak için bir kaç saat eldiven giyebilirsiniz.
- Günde bir kere yaparak tırnaklarınızı uzatabilirsiniz.

Isırgan otu


- Isırgan otu da içerisinde bulunan zengin silis sayesinde tırnaklarınızı koruyup uzatan bitkilerden birisidir.
- 3 çay kaşığı kurutulmuş ısırgan otunu bir bardak kaynar suyun içine ekleyin.
- Ağzını kapatıp 10 dakika demlenmesini bekleyin.
- Suyunu süzerek içine bir kaç damla bal ekleyin, yoksa tadı çok acı olabilir.
- Elde ettiğiniz çayı günlük olarak içerek tırnaklarınızı güçlendirebilirsiniz.

Tırnak yeme alışkanlığını yok etme


- Tırnaklarınızı her zaman kısa kesin ve törpüleyin. Ellerinizin bakımına dikkat etmek, tırnak yeme alışkanlığını azaltacak. Oje sürmek bu konuda yardımcı.
- Stresli ya da endişeli olduğunuz zaman tırnaklarınızı yiyorsanız çözümün temeli stresi idare etmekte yatıyordur.
- Bunun yerine daha az kozmetik ve ruhsal soruna yol açacak stres topuyla oynamak, tespih çekmek gibi başka bir tekrarlayan hareket, tırnak yemekten kurtulmanıza yardım edecektir.
- Tırnak yemekten vazgeçtiğinizi kendinize hatırlatmak için elinizden ne geliyorsa yapmakta fayda var. Eldiven giyin, parmaklarınıza renkli bantlar sarın, etrafa notlar asın.

Tırnak uzatma hakkında yanlış bilinenler


- Ellerini ve parmaklarını sürekli kullananların sürekli kan dolaşımı olduğu için daha hızlı tırnaklarının uzayacağı düşünülür ama doktorlar bunun önemli bir etkisi olmadığını söylüyor.
- Protein alımının artması ile tırnakların daha hızlı uzayacağını iddia eden yazılar okuyabilirsiniz ama bunun hakkında kanıtlanmış bir çalışma yoktur.
- Tırnakları sarımsak ile ovmanın ve tırnaklara sarımsak sürmenin hızlı tırnak uzattığı düşünülür ama bununla ilgili yapılan deneylerde tırnak uzamaya etkisi olmadığı kanıtlanmıştır.

26 Kasım 2016 Cumartesi

Pembe estetik nedir, uygulanan tedavi yöntemleri nelerdir?

pembe-estetik
Estetik ve güzel bir gülümseme dişler ile uyumlu sağlıklı diş etleri ile sağlanabilir. Sağlıklı diş etleri de açık pembe renktedir ve dişleri veya protezleri sıkıca saran pürtüklü bir yapıya sahiptir” diyen Hospitadent Diş Hastanesi Periodontoloji Uzm. Dr. Ece Toptaş, "Doğal dişler veya protezler ile diş etleri arasındaki uyuma pembe estetik denilmektedir. Pembe estetiğin sağlanabilmesi için öncelikle diş etlerinin sağlıklı olması gereklidir” şeklinde konuştu.

Dişlerle dişleri sarmalayan diş etleri arasındaki uygun geçiş bazı durumlarda diş eti büyümeleri, diş eti çekilmeleri ya da düzensiz diş etleri nedeni ile bozulmakta ve bu durum da pembe estetiği olumsuz yönde etkilemektedir. Bu estetiğin tekrar sağlanabilmesi için büyümüş diş etlerinin diş formuna uygun olarak düzeltilmesi veya çekilmiş diş etlerinin tekrar diş çevresinde şekillendirilmesini sağlayacak müdahalelere ihtiyaç duyulmaktadır.

Diş eti estetiğinin (Pembe estetik) tedavi yöntemleri


Pembe estetiğin sağlanması için büyümüş veya çekilmiş diş eti problemlerine göre farklı tedavi seçenekleri uygulanmakta olduğunu ifade eden Periodontoloji Uzm. Dr. Ece Toptaş, tedavi yöntemlerini şu şekilde sıraladı:

"Diş etlerinde düzensizlik veya büyümeler mevcutsa "rezektif” yani diş etinin kesilip uzaklaştırılmasına yönelik işlemler uygulanır. Bu işlemler gingivektomi (diş etinin kesilmesi) ve gingivoplasti (diş etinin düzeltilmesi) işlemleridir. Bazen daha ileri durumlarda diş çevresindeki kemiğin de diş etleriyle birlikte şekillendirilmesi ihtiyacı doğar, bu durumda ise flep dediğimiz diş eti operasyonunun uygulanması gerekir. Diş eti çekilmesi nedeniyle oluşan pembe estetik problemleri ise "rejenerasyon” (yeni doku oluşumu ve tamir) işlemleri ile giderilebilir. Diş eti çekilmelerini kapatmak ve açık kök yüzeyinin üzerinde yeni diş eti oluşturmak için bağ dokusu veya diş eti grefti uygulamaları yapılarak pembe estetiği sağlamak mümkün olabilmektedir.”

Kapsamlı bir muayene şart


Uzm. Dr. Toptaş sözlerine şöyle devam etti: "Pembe estetik işlemlerine karar verebilmek ve hastalarımızın hangi işlem için daha uygun olduğunu saptamak için mutlaka diş eti hastalıkları uzmanının (Periodontoloji Uzmanı) kapsamlı bir muayenesine ihtiyaç vardır. Bir uzman tarafından iyi bir şekilde yapılan uygulamalarla estetiğin tekrar kazanılmasının yanı sıra diş çevresindeki diş etinin doğal formunu kazanması sağlanmaktadır ve bu durum, ilerleyen dönemlerde diş ve diş etlerinin daha uzun süre sağlıklı kalmasına olanak sağlamaktadır.”

Dakikalar içinde tedavi


Tedavi süresinin yaklaşık 30 dakika ila 1 saat arasında sürdüğünü ifade eden Dt. Toptaş, ”Bazen oldukça basit dokunuşlar ile dakikalar içinde pembe estetiği tekrar geri kazanmak mümkün olabilmektedir. Diş eti iyi bir bakımla çok kolay iyileşen bir dokudur ve yapılan işleme göre 10-21 gün arasında tamamen iyileşmektedir” ifadelerini kullandı.