Kışın etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kışın etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10 Ocak 2017 Salı

Kışın cilt lekelerinden kurtulmanın yolları


Cilt lekeleri yalnızca güneşin etkisi ile değil; bronzlaşmak amacıyla solaryum ışığına maruz kalmak, gebelik, doğum kontrol ilaçları, yara ya da yanık sonrası yeni iyileşen deride doku reaksiyonu gibi nedenlerle de oluşabiliyor. Uzmanlar bu lekelerin tedavisi için en uygun dönemin kış mevsimi olduğunu belirtiyor.

Memorial Antalya Hastanesi Dermatoloji Bölümü'nden Uz. Dr. Lütfiye Çoban, kışın cilt lekelerinden kurtulmanın yollarını anlattı.

Doğru peeling uygulaması lekeleri yok edebiliyor


Güneş ışınları, leke oluşumunda önemli bir rol oynamaktadır. Bu nedenle cilt lekelerinin önlenmesi için güneşten korunulmalıdır. Gebelik ve doğum kontrol ilaçlarının kullanımında; yaz mevsiminde deniz, havuz, piknik, gibi açık hava aktiviteleri sırasında; ağda gibi işlemlerden sonraki günlerde güneşten sakınmak ve güneş koruyucu ürün kullanmak önemlidir. Bu yüzden deriyi tahriş eden peeling gibi uygulamaların yazın yapılmaması gerekmektedir.

Tedavi boyunca güneşten korunmak büyük önem taşıyor


Lekenin yapısına, cilt rengine ve mevsime göre tedavi planının oluşturulması önemlidir. Leke tedavisinde ilk adım, tedavi boyunca güneşten korunmanın devam etmesidir. Hastaların bir kısmında bazı leke açıcı kremler yeterli olurken, bazı hastalarda peeling veya lazer gibi işlemlere ihtiyaç duyulur. Bu amaçla en sık uygulanan işlem, meyve asitleri ile yapılan glikolik asit peelinglerdir. 2-4 hafta aralar ile yapılan peeling işlemi, derinin üst tabakalarındaki lekeli bölgenin pullanıp dökülerek soyulmasını sağlar. Oluşmuş lekelerin tedavisinde mutlaka dermatoloji uzmanlarına başvurulması gerekmektedir.

Cilt lekeleri psikolojik problemlere yol açabiliyor


Deriye renk veren melanin pigmentinin artması sonucu oluşan cilt lekeleri, ciddi kozmetik bir sorun olarak hastalarda sosyal ve psikolojik problemlere yol açabilmektedir. Bu grupta tedavi edilebilen lezyonlar; güneşe ve yaşa bağlı oluşan çil ve lekeler, doğuştan bulunan bazı lekelerle benler ve hamilelikte oluşan lekelerdir. Lekenin deri içinde bulunduğu derinlik, hastanın cilt rengi gibi faktörlere bağlı olarak uygulanan lazerler farklı olmakta ve tedavi başarı oranı değişmektedir.

Lazer tedavisi lekelerin giderilmesinde önemli rol oynuyor


Peelinglere göre daha derin bir soyulma gerektiği zaman fraksiyonel lazerler kullanılmaktadır. Fraksiyonel lazerler, son yıllarda deriyi soyma işleminde, doktora ve hastaya büyük kolaylık sağlamaktadır. Bu işlem hemen hemen her leke türünde oldukça yararlı olmaktadır. Fraksiyonel lazerler dışında 532, 540 ve 570, 1064 nm dalga boyuna sahip lazerler de deride soyulma yapmadan sadece leke bölgesine etki ederek, çil ve yaşlılık lekesi şeklindeki bazı lekelerin tedavisinde kullanılmaktadır.

23 Aralık 2016 Cuma

Kışın cilt kuruluğunu önlemek için neler yapılabilir?


Cilt sorunları içinde en sık karşılaşılan problemlerden biri olan cilt kuruluğu, özellikle kış aylarında daha da artıyor. Çünkü soğuk hava, cildin nemini azaltan en önemli faktör. Kış aylarında cildin açık alanlarında kızarıklık ve pullanma sık görülebilirken, kuruluk kaşıntıyı da artırıyor. Anadolu Sağlık Merkezi Deri Hastalıkları Uzmanları Dr. Figen Akın ve Dr. Mehmet Coşkun Acay, konuya dair merak edilenleri ve yapılması gerekenleri anlattı.

Cildimizin doğal nemi, deri bütünlüğünü sağlayan en önemli faktör. Cildin doğal nemlendiricileri hylüronik asid, seramidler gibi deri hücrelerinde bulunan maddelerdir. Yaşla birlikte bu maddelerin ciltteki miktarı da azalıyor. Tabii doğal nem faktörü, hücrelerin içinde bulunduğu üretim ihtiyacına göre değişen bir faktör. Kuru iklim ve kış ayları gibi ortam nemi azaldığında doğal nem faktörü üretimi artıyor.

Birçok kişinin özellikle kış aylarında ellerinde kuruma, kızarma ve çatlak oluşmasının nedenlerinden biri de doğal nemin yeteri kadar hızla artamaması olduğunu vurgulayan Dr. Figen Akın "Soğuk havalar cildimizi her zamankinden daha fazla kurutabiliyor. Ancak alınacak önlemlerle kış mevsiminin olası etkileri en aza indirilebilir” açıklamasında bulunurken, Dr. Mehmet Coşkun Acay ise "Kuruluk en sık kol ve bacaklarımızda görülmekle beraber gövdemizin her yerinde oluşabilir. Kış aylarında şiddetin artması sıklıkla kuruluğa eşlik eden başka problemleri de beraberinde getirebileceği unutulmamalıdır” ifadelerini kullandı.

Tek suçlu soğuk havalar değil


Cilt kuruluğunda tek suçlunun soğuk havalar olmadığını söyleyen Dr. Figen Akın ve Dr. Mehmet Coşkun Acay, "Sorunu ortaya çıkaran ya da artıran başka sebepler de mevcut. Yaş ilerledikçe derinin su tutma kapasitesi azaldığından, kuruluk yakınması da sıklaşabiliyor. Ayrıca; çevresel nem oranının azalması, aşırı güneşte kalma, sık banyo yapma, uzun süreli su teması ve soğuk hava cildimizde nem kaybına neden olarak kuruluk problemini ortaya çıkarabiliyor ya da şiddetini artırabiliyor. Kuruluk en sık kol ve bacaklarımızda görülmekle beraber gövdemizin her yerinde oluşabilir. Kış aylarında şiddetin artması sıklıkla kuruluğa eşlik eden başka problemleri de beraberinde getirebileceği unutulmamalıdır. Örneğin aşırı kuruluk, balık pulu görünümü başka deri hastalıklarını da düşündürür” açıklamasında bulundu.

Cildi nemlendirmek önemli


Dr. Figen Akın ve Dr. Mehmet Coşkun Acay, soğuk havanın neden olduğu kuruluğu önlemek için cildimizi nemlendirmemiz gerektiğini belirterek şunları kaydetti:

"Cilt nemlendirmede kullanılan nemlendiriciler iki farklı mekanizma ile çalışır. Bazı nemlendiriciler, deri yüzeyinde bir katman oluşturur ve derinin doğal neminin buharlaşarak yitirilmesini engeller. Bu tür nemlendiriciler arasında vazelin, lanolin gibi yağlar bulunur. Etkili nemlendiriciler olmalarına karşın sürülmeleri zordur. Diğer grup nemlendiriciler ise havadaki nemi ya da derinin alt katmanlarındaki nemi yüzeye çekerek derinin nemlenmesini sağlarlar. Bunlara örnek gliserin ve bitkisel yağlardır. Cilt bakımında pahalı ürünler, iyi ürün demek değildir. Cilt bakımında ürün seçerken PH'ının deri PH'ına yakın olmasına, renksiz ve kokusuz olmasına (parfümsüz), kolay sürülebilmesine, katkı maddesi (paraben, fragnencea gibi) içermemesine dikkat edilmeli. Kuru ciltlerde krem, yağlı ciltlerde su bazlı losyon formülasyonları tercih edilmeli. Alerjik cilde sahip olanlar mutlaka doktor tavsiyesi ile ürün almalı.”

Cilt kuruluğuna eşlik eden diğer sorunlar


Kaşıntı: Kuru cildin en önemli özelliğidir.
Deri kalınlaşması: Cilt kaşındıkça kalınlaşır ve renk değişiklikleri olur.
Kızarıklıklar-sulantılar: Derinin kuruması ve kaşınması deride egzamaları da beraberinde getirir.
Mikrobik enfeksiyonlar: Derinin kuruması ve kaşınması derinin koruyuculuk görevini yapamamasına, deri bütünlüğünün bozulmasına neden olur. Bu ortamda bakteriyel ve viral etkenler kolayca hastalık yapabilir.

Cilt kuruluğunu önlemenin yolları


Soğuk havalarda temel cilt bakımımızda bazı değişiklikler yapmalı ve cilt kuruluğuna yol açmamak için şunlara dikkat etmeliyiz:

- Sıcak su, cilt kuruluğunu artıran en önemli faktörlere biridir. Sıcak su ile yıkanmayın.

- Yıkanırken kurutmayan sabunlar, yağ içeren şampuanlar kullanın.

- Her banyo sonrası özellikle cildiniz çok kurumadan etkin vücut nemlendiricilerini tercih edin.

- El ve yüzünüz için günlük temizliğinizi ılık su ile yapın.

- Her el yıkamanın ardından mutlaka bariyer özelliğinde nemlendiriciler kullanın.

- Cilt temizliğinde PH'ı deri PH'ına yakın ürünler tercih edin.

- Yaşadığınız ortamlarda nem oranını artıracak önlemler alın.

- Biotin, çinko, folik asit, omega -3 yağ asitlerinden zengin beslenin.

- Güneşe çıkmadan önce güneş koruyucularını uygulayın. Aşırı güneşte kalma durumunda ise uygun nemlendiricileri kullanın.

- Soğuk havalarda dışarı çıkarken eldiven kullanın.

- Giysilerinizde yün veya sentetik ürünler yerine pamuklu olanları tercih edin.

- Bol su için.

Cilt için en önemli vitaminler en çok hangi besinlerde var


A vitamini: Ispanak, pazı, mercimek, pırasa, brokoli, havuç
C vitamini: Kivi, portakal, greyfurt, karnabahar, brokoli
E vitamini: Ispanak, fındık, badem, yeşil zeytin, kekik, kuru kayısı, brokoli