Güzellik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Güzellik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

17 Şubat 2017 Cuma

Kuru şampuan nasıl yapılır?


Saç rengi koyu ve açık olanlar için ayrı bu iki kuru şampuan tarifini siz de evde deneyebilirsiniz.

Kuru saç şampuanları son zamanlarda bir trend haline geldi. Birbirinden farklı pek çok markanın çıkardığı bu kuru şampuanları aslında evde yapabilirsiniz. Saç rengi rengi koyu ve açık olanlar için ayrı bu iki kuru şampuan tarifini siz de evde deneyebilirsiniz.

İhtiyacınız olan sadece birkaç malzeme. Mısır nişastası, tarçın, esans yağ ve özellikle koyu renkli saçlar için tatlandırılmamış kakao tozu...

İşte açık ve koyu saçlı renkli saçlar için kuru şampuan tarifi...
Açık Renkli Saçlar İçin Kuru Şampuan Tarifi

İçindekiler:
- 1/4 fincan mısır nişastası
- 1 çay kaşığı tarçın
- 3-5 damla kokulu esans yağ

Mısır nişastasını ve tarçını bir kasenin içine koyun ve karıştırın. Daha sonra 3 veya 5 damla istediğiniz kokulu esans yağlardan damlatın. Ve karıştırmaya devam edin. Saçlarınızın üstüne dökün. Daha sonra tarak yardımı ile bu karışımı saçlarınıza yedirin.

Koyu Renkli Saçlar İçin Kuru Şampuan Tarifi
İçindekiler:
- 1/8 fincan mısır nişastası
- 1/8 fincan tatlandırılmamış kakao tozu
- 1/8 fincan tarçın
- 3-5 damla kokulu uçucu esans yağ

Şimdi koyu renkli saçlar için kuru şampuan tarifini yapacağız. Yine bütün malzemeleri bir kase içinde karışıtın. Son olarak 3 veya 5 damla istediğiniz kokulu esans yağlardan damlatın ve karıştırmaya devam edin. Hazırladığınız bu karışımı saçlarınızın üstüne dökün ve tarayın. Saçlarınızın daha canlı göründüğünü fark edeceksiniz. Şimdi istediğiniz gibi şekil verebilirsiniz.

15 Şubat 2017 Çarşamba

Her cilt tipine fayda sağlayan bal mucizesi


Uzman Estetisyen Filiz Çekin tüm kadınları uyarıyor; ''Cildinizi tanımadan her duyduğunuzu cildinize sürmek fayda değil aksine zarar sağlar. Cilt tipinizi bilmeden nemlendirmek için bile olsa her şeyi sürmeyin. Her cilt tipinin uygulayabileceği dünyadaki tek şey baldır."

Eski çağlardan bu yana kesik, yanık ve diğer yaraların tedavisinde kullanılan gerçek bal, aynı zamanda antibakteriyel özelliklere sahip ve antiseptik olarak kullanılabiliyor.. Pek çok doğal cilt bakımı maskesinin temel malzemeleri arasında yer alan balın bu kadar yaygın olarak kullanılmasının sebebi cildi yoğun nemlendirmesi, iltihabı önlemesi ve özellikle B vitaminleri bakımından zengin yapısıyla cildi beslemesidir.

Balda bulunan vitaminler ve cilde faydaları


B1 vitamini: Cildin genel görünümünü geliştirir.

B2 vitamini: Cildi serbest radikaller adı verilen ve oksidasyona neden olan moleküllere karşı korur.

B6 vitamini: Yeni cilt hücrelerinin üretimi için gerekli bir vitamin aynı zamanda cildi nemlendirir ve dış faktörlere karşı koruma sağlar.

B3 vitamini: İltihap önleyici özelliği vardır. Sivilce ve diğer iltihaplı cilt sorularının iyileşmesine katkıda bulunur. Cildi derinlemesine nemlendirir ve nemin uzun süre kalmasını sağlar.

C vitamini: Cilt kuruluğunu ve kuruluğa bağlı olarak görülen kaşıntı kızarıklık ve pullanmma gibi sorunları önler. Antioksidan vitaminidir ve güneşin zararlı UV ışınlarına karşı koruma sağlar.

Çinko: Yaşlanmanın cilt üzerindeki etkilerini geciktirir.

Uzman Estetisyen Filiz Çekin'den oldukça kolay ve özel bal maskesi tarifleri:

Yağlı ciltler için bal ve havuç maskesi


Yağ cildimiz için gereklidir. Cildimiz bu yağ sayesinde ciltte nemi hapseder ve cilt yumuşak kalır. Ancak fazla yağ tozun cilt yüzeyinde birikmesine gözeneklerin tıkanmasına ve cildin aşırı parlamasına yol açar. Yağı dengelemek ve fazlasını almak için bu maskeyi haftada bir uygulayabilirsiniz..

Malzemeler

1 büyük haşlanmış havuç
1 yemek kaşığı bal

Hazırlanışı ve uygulanışı: Havuçları ezdikten sonra balı karıştırın ve soğuması için buzdolabında 10 dk bekletin. Daha sonra yüzünüze uygulayın. 15 dk beklettikten sonra ılık suyla durulayın.

Kuru ve pullanan ciltler için bal maskesi


Malzemeler

1 yumurta
1 yemek kaşığı bal

Hazırlanışı ve uygulanışı: Yumurta ve balı bir kaseye alın ve iyice karıştırın. Karışımı yüzünüze sürüp 20 dk bekletin. Yumurta kuruyunca ılık suyla yıkayın.

Hassas ciltler için bal maskesi


Malzemeler

Yarım muz
1 yumurta
1 yemek kaşığı bal
1 yemek kaşığı yulaf

Hazırlanışı ve uygulanışı: Yulafı muzu ezdikten sonra bir cam kaseye alın. Yumurtayı balı ekledikten sonra parmak uçlarıyla tüm yüzünüze boynunuza sürün. 15 dk bekletip ılık suyla durulayın.

Sivilcelere karşı bal maskesi


Malzemeler

1 çay kaşığı yulaf
1 çay kaşığı portakal
1 çay kaşığı bal

Hazırlanışı ve uygulanışı: Malzemeleri karıştırdıktan sonra parmak uçları ile masaj yaparak yüzünüze sürün. 15 dk bekletip ılık suyla yıkayın.

Kırışıklık ve ince çizgiler için bal maskesi


Malzemeler

1 nar
1 yemek kaşığı bal

Hazırlanışı ve uygulanışı: Macun haline getirdiğiniz narın içine 1 çorba kaşığı balı karıştırın, yüzünüze ve boyununuza uygulayın. 30 dk bekletip durulayın. Bu maskeyi haftada 2 ya da 3 kez uygulayabilirsiniz. Eğer lekeleriniz yoğunsa bu tarifin içine birkaç damla limon ekleyebilirsiniz.

10 Şubat 2017 Cuma

Uzakdoğu'nun Güzellik Sırrı



Çinli kadınlar her zaman porselen gibi ciltlerle fotoğraflanırken, neden Hintli kadınların ciltleri Asya bozkırları gibi görünüyor? Neden Endonezyalı kadınların güzel yüzlerinde güneş izlerinden geçilmiyor?

Sağlıklı, doğal, etkili doğal cilt bakımını tüm kadınlar hakeder elbette, ancak anlaşılan Çinliler kendi güzellik sırlarını komşularına dahi açık etmemekte kararlılar...

Neyse ki bir sır daha açık edildi.


Ve sanıyoruz ki 9 milyon 597 bin metre kare'den dışarı yeni bir sır kaçırılıncaya kadar, en iyisi bu! 100 yılı aşkın süredir Çinli kadınların kullandığı bu doğal krem sayesinde cildiniz parıl parıl parlayacak, kırışıklar ve lekelerden uzak duracaksınız. Üstelik bu krem her yerde, oldukça ucuza bulabileceğiniz malzemelerle, çok kısa sürede hazırlanıyor!

İşte ihtiyacınız olanlar;


İki aspirin, bir yemek kaşığı bal ve bir bardak su. Bu kadar :)

Suyun içine iki aspirini kırın, iyice eriyinceye kadar karıştırın. Ardından balı ekleyin, kremsi kıvama ulaşıncaya kadar iyice karıştırın. Karışımınız hazırlandıktan sonra yüzünüzü iyice yıkayın, kurulayın ve maskeyi uygulayın. 10 dakika boyunca dairesel hareketlerle yüzünüzü ovun, ılık su ile yüzünüzü durulayarak maskeyi çıkartın.

En iyi sonucu almak için, bu maskeyi haftada 2-3 defa uygulayın. Daha ilk haftanın sonunda cildinizin sağlığına, gençliğine kavuştuğunu göreceksiniz.

1 Şubat 2017 Çarşamba

Siyah noktalara karşı etkili 1 maske 1 peeling


Güzelliğinize gölge düşüren siyah noktalardan kurtulmak ve tertemiz bir cilde sahip olmak için sizi mutfağa alalım...

Mutfağınızda günlük kullandığınız birkaç malzeme ile cilt bakımınızı oldukça ekonomik bir şekilde yapabilirsiniz. Şimdi paylaşacağımız bu 2 formül ise özellikle siyah noktalar için çok etkili...

İşte o formüller:

Limon kabuklu maske


Malzemeler

1 çorba kaşığı yoğurt
1 adet rendelenmiş limonun kabuğu
1 çorba kaşığı un

Hazırlanışı ve uygulanışı

Tüm malzemeleri bir kabın içerisinde karıştırın. Siyah noktaların üzerine masaj yaparak sürün. 15-20 dakika beklettikten sonra maskeyi yine ovarak çıkarın. Bu maskeyi haftada 1 kez uygulayabilirsiniz.

Kahveli peeling


Malzemeler

1 çay kaşığı toz şeker
1 çay kaşığı kahve
Bir miktar bal

Hazırlanışı ve uygulanışı

Tüm malzemeleri temiz bir kabın içerisinde karıştırarak, hafifçe ıslattığınız cildinize çok fazla bastırmadan dairesel hareketlerle uygulayın ve bir süre beklettikten sonra durulayın.

Fincanın dibinde kalan kahve telvesi de oldukça etkili bir peeling malzemesidir. Parmak uçlarınızla yüzünüze yedirdiğiniz telveyi bir müddet beklettikten sonra durulayarak da cildinize parlaklık ve canlılık kazandırabilirsiniz.

25 Ocak 2017 Çarşamba

Balla Cilt Sıkılaştırıcı Maske


Balla cilt sıkılaştırıcı maske yapmak aslında çok basit. Evimizde olan malzemelerin dışında tek ihtiyacımız kil. Öncelikli olarak malzemelerimiz:

bal
yoğurt (ya da yoğurt suyu)
kil

İlk olarak ufak bir kaseye bir tatlı kaşığı bal ekliyoruz. Ardından bir tatlı kaşığı yoğurt ya da yoğurt suyunu kasemize ekliyoruz ve yine bir tatlı kaşığı kili ekleyip iyice karıştırıyoruz. Boynumuzdan alnımıza kadar uyguladıktan sonra maskemiz de çatlaklar oluşana kadar (10-15 dk) bekliyoruz. Daha sonra bol soğuk suyla yıkıyoruz. Bu maskeyi hafta da bir düzenli uygularsak daha parlak, daha canlı, daha dinç bir cildimiz olacaktır.

16 Ocak 2017 Pazartesi

Saç boyamı beğenmedim, nasıl akıtırım?


Saçlarımızdaki beyazlardan kurtulmak yahut renklerini biraz daha tercih ettiğimiz bir renge çekebilmek için onları boyatmayı tercih ediyoruz lakin bazı zamanlarda bu renk seçimlerinin pek de doğru olmadığı bir gerçek. Saçlarımızı yeni bir renkle değiştirdikten sonra saç boyamı beğenmedim, nasıl akıtırım sorusu da ortaya çıkıyor ve genellikle pek çok kişi bu sorun için kuaförüne başvuruyor. Ancak saçlarını evde boyayan ve boyalarını da evinde akıtmak isteyen kişiler de tabii ki çaresiz değiller. Sizler için saç boyası akıtmanın püf noktalarına biraz değinmeye karar verdik.

Saç boyasını akıtma işlemi genellikle normal saç renginizden daha koyu renkteki boyalar için gerçekleştirilebiliyor ve saç renklerinizi açtıysanız pek tatmin edici sonuçlarla karşılaşmayabileceğinizi de es geçmemek gerekiyor. Fakat en az dört beş ay boyunca beğenmediğiniz bir renkle dolaşmanın da elbette anlamı yok. Saç boyasını akıtmadan doğrudan renk değişimi için yeni bir renge boyamak da mümkün ancak bunun saçlarınızın çok fazla yıpranmasına neden olacağını aklınızdan çıkarmayın.

Bu konuda aklınızda bulunması gereken ilk şey, saçlarınızı boyadıktan sonra ne kadar hızlı davranırsanız o kadar iyi sonuç alacağınız gerçeği. Zira saçlarınızdaki boya onların üzerinde durmaya devam ettikçe saçları akıtma ihtimaliniz de bir o kadar azalacaktır. Çünkü saç boyasında bulunan moleküller zamanın geçişi ile birlikte saçlara daha fazla tutunma imkanı yakalıyor, bir süre sonra çıkarılamaz hale geliyorlar. Saçlara zarar vermeden onları sökmenin herhangi bir imkanı da kalmıyor.

Eğer saçlarınızı çok uzun süre önce boyamadıysanız hemen sıcak su ile onları yıkamak boyanın akmaya başlaması için yeterli olacaktır. Bilhassa yeni boyayıp da renkten memnun kalmayanlar bu çözüm sayesinde kısa yoldan boyalarını akıtabilirler. Bunun yanında kepekler için hazırlanmış olan özel şampuanların saç boyasını akıtma özelliği de mevcut. Lakin hassas bir saç derisine sahipseniz bu şampuanlar saç köklerine zarar verebilirler ve bu yüzden öncesinde yarım saatlik bir zeytinyağı masajı iyi gelebilir.

Saç ağartıcı olarak satılan ürünler ise boyayı söktükleri gibi saçların orijinal renklerini de açıyorlar ve bu yüzden tercih edilmemeliler. Eğer su ve şampuan ikilisi boyanın akması için yeterli olmadıysa bir kuaförden yardım alarak renkleri açmalısınız çünkü asit içeren evde hazırlanabilen diğer karışımlar maalesef saçların kendi tonlarına ve yapılarına zarar veriyorlar.

13 Ocak 2017 Cuma

Dudaklarınızı daha güzel ve alımlı yapacak 16 yol


Biz kadınların tutkusudur güzel ve çekici görünmek. Dudaklarınızı minimum masrafla daha gösterişli, sağlıklı ve alımlı görünmelerini istiyorsanız eğer, yazımızı okumaya devam edin:



1. Rujdan ya da parlatıcıdan önce sürülen dudak nemlendiricisi, hem dudaklarınızı yumuşatır hem de mükemmel bir altyapı sağlar.



2. Eğer rujunuzun renginin çok parlak olduğundan endişeleniyorsanız, önce ince bir kat sürün. Sonrasında ise, dikkatli hareketlerle ruju dudak yüzeyinize yayın.



3. Dudaklarınızın daha dolgun görünmeleri için iki kat ruj sürün: Dudaklarınızın tamamı için koyu bir ton, dudaklarınızın ortası için ise daha açık bir ton. Sonra ikisini birbirine karıştırın.

4. Dudaklarınızda mat bir ton olmasını mı istiyorsunuz? Rujunuzun tepesine ince bir yarı saydam pudra tabakası uygulayın ve 1 dakika bekleyin. Sonra da fazlalıkları fırçalayın.



5. Durum acil ve elinizde hiç ruj yok mu? Biraz vazelini göz farı ile karıştırın ve parmaklarınızla dudaklarınıza uygulayın.



6. Dudak kalemi kullanırken hata yapmamak için kalemi, eşleştiği rujla birlikte alın ki tonların uyduğundan emin olabilesiniz.



7. Dudak kalemi ile düzgün bir çizgi çizebilmek, kalemin ucunu bir peçete ile körelttikten sonra daha kolay olacaktır.



8. Kullanmaktan sıkıldığınız farklı renklerdeki dudak kalemlerini dudaklarınızda karıştırarak çok daha farklı ve yeni tonlar elde edebilirsiniz.

9. Ombre tekniğini kullanın: Dudaklarınızın köşelerini ve kenarlarını merkezden daha koyu yapın. Açıktan koyuya geçiş çok yumuşak olmalıdır.



10. Dudaklarınızın yalnızca merkezinde parlatıcı kullanarak, ince dudaklarınızı daha dolgun gösterebilirsiniz.



11. Üzerine ince bir kat pudra uyguladığınızda, dudak parlatıcınız lekelenmez. Bir peçete yardımı ile yavaşça silebilirsiniz.



12. ‘Doğal pırıltı’ görünümünü yakalamak için dudaklarınızın merkezine biraz aydınlatıcı uygulayın.



13. Dudak kalemi kullanarak dudaklarınızın doğal sınırının biraz üzerine bir çizgi çekin ve arada kalan bölgeyi rujla doldurun. Dudakları vurgulamak için idealdir.

14. Yapacağınız makyaj stili gerektirmediği sürece, koyu ruj tonları kullanmaktan kaçının. Koyu tonlar dudaklarınızın daha ince görünmelerine sebep olur.



15. Dudaklarınızı yumuşak ve hassas hale getirebilmek için bir fırça yardımı ile düzenli olarak hafifçe fırçalayın.



16. Parlak renkte ruj ya da dudak parlatıcısı kullanırken, uygulamayı yaptığınız yöne dikkat edin: Merkezden kenarlara doğru gitmelisiniz. Böyle yaparak dudaklarınızı daha parlak ve daha dolgun gösterebilirsiniz.

11 Ocak 2017 Çarşamba

Koltuk altı kararmasına en etkili çözüm


Karbonat vücuttaki mikropları öldürerek kötü kokuları engellediği gibi vücutta zarar görmüş hücreleri atar ve tıkanmış gözenekleri açar. Ayrıca karbonat cildin renginin açılmasını sağlar.

İşte koltuk altı kararmasının en etkili çözümü...

İhtiyacınız olan malzemeler:

1 çorba kaşığı karbonat
Bir miktar su

Nasıl uygulanır

Karbonat da cilt renginin açılmasına yardımcı olan etkili bir madde. Su ile karıştırıp elde edilen yoğun macunu düzenli olarak masaj yaparak koltuk altınıza uygulayın, 15 dakika bekledikten sonra durulayın. Düzenli şekilde uyguladığınızda etkisini göreceksiniz.

10 Ocak 2017 Salı

Kışın cilt lekelerinden kurtulmanın yolları


Cilt lekeleri yalnızca güneşin etkisi ile değil; bronzlaşmak amacıyla solaryum ışığına maruz kalmak, gebelik, doğum kontrol ilaçları, yara ya da yanık sonrası yeni iyileşen deride doku reaksiyonu gibi nedenlerle de oluşabiliyor. Uzmanlar bu lekelerin tedavisi için en uygun dönemin kış mevsimi olduğunu belirtiyor.

Memorial Antalya Hastanesi Dermatoloji Bölümü'nden Uz. Dr. Lütfiye Çoban, kışın cilt lekelerinden kurtulmanın yollarını anlattı.

Doğru peeling uygulaması lekeleri yok edebiliyor


Güneş ışınları, leke oluşumunda önemli bir rol oynamaktadır. Bu nedenle cilt lekelerinin önlenmesi için güneşten korunulmalıdır. Gebelik ve doğum kontrol ilaçlarının kullanımında; yaz mevsiminde deniz, havuz, piknik, gibi açık hava aktiviteleri sırasında; ağda gibi işlemlerden sonraki günlerde güneşten sakınmak ve güneş koruyucu ürün kullanmak önemlidir. Bu yüzden deriyi tahriş eden peeling gibi uygulamaların yazın yapılmaması gerekmektedir.

Tedavi boyunca güneşten korunmak büyük önem taşıyor


Lekenin yapısına, cilt rengine ve mevsime göre tedavi planının oluşturulması önemlidir. Leke tedavisinde ilk adım, tedavi boyunca güneşten korunmanın devam etmesidir. Hastaların bir kısmında bazı leke açıcı kremler yeterli olurken, bazı hastalarda peeling veya lazer gibi işlemlere ihtiyaç duyulur. Bu amaçla en sık uygulanan işlem, meyve asitleri ile yapılan glikolik asit peelinglerdir. 2-4 hafta aralar ile yapılan peeling işlemi, derinin üst tabakalarındaki lekeli bölgenin pullanıp dökülerek soyulmasını sağlar. Oluşmuş lekelerin tedavisinde mutlaka dermatoloji uzmanlarına başvurulması gerekmektedir.

Cilt lekeleri psikolojik problemlere yol açabiliyor


Deriye renk veren melanin pigmentinin artması sonucu oluşan cilt lekeleri, ciddi kozmetik bir sorun olarak hastalarda sosyal ve psikolojik problemlere yol açabilmektedir. Bu grupta tedavi edilebilen lezyonlar; güneşe ve yaşa bağlı oluşan çil ve lekeler, doğuştan bulunan bazı lekelerle benler ve hamilelikte oluşan lekelerdir. Lekenin deri içinde bulunduğu derinlik, hastanın cilt rengi gibi faktörlere bağlı olarak uygulanan lazerler farklı olmakta ve tedavi başarı oranı değişmektedir.

Lazer tedavisi lekelerin giderilmesinde önemli rol oynuyor


Peelinglere göre daha derin bir soyulma gerektiği zaman fraksiyonel lazerler kullanılmaktadır. Fraksiyonel lazerler, son yıllarda deriyi soyma işleminde, doktora ve hastaya büyük kolaylık sağlamaktadır. Bu işlem hemen hemen her leke türünde oldukça yararlı olmaktadır. Fraksiyonel lazerler dışında 532, 540 ve 570, 1064 nm dalga boyuna sahip lazerler de deride soyulma yapmadan sadece leke bölgesine etki ederek, çil ve yaşlılık lekesi şeklindeki bazı lekelerin tedavisinde kullanılmaktadır.

26 Aralık 2016 Pazartesi

Dermatologlardan harika cilt tavsiyeleri


1. Her uygun vakitte cilt bakımı yapın.
Francesca Fusco: Arabamda küçük bir çantada da güzellik bakım ürünlerim olur. Trafik sıkışık olduğunda, serum, göz maskesi, diş beyazlatma çubukları, kaş jeli gibi bir sürü şey uyguluyorum.


2. Kırışıklıklarla savaşmak için yüz masajı yapın.
Jessica Wu: Kendim dâhil herkes gece yüzünü buruşturur ve somurtur. Bu da yüzde kırışık çizgilere ve göz kenarında kırışıklıklara sebep olur. Yüzümü dinlendirmek için yatmadan önce birkaç dakika pamukla akupunktur yapıyorum. Her biri için 10 saniye tutarak, kaşların altına, şakaklara ve burun çevresine basınç uygulayın.


3. Cildinizi içten dışa ve dıştan içe nemlendirin.
Dendy Engelman: Bilinenin aksine, gün içinde tüketilen su cildin düzgün nemlenmesine katkıda bulunmaz. Dışarıdan takviye olarak, nemlendirici buhar, krem ve serum kullanmak çok önemlidir.


4. Cildi kurutan sıcak duştan kaçının.
Elizabeth Tanzi: Yüzümü asla sıcak suyla yıkamam. Bu cilde oldukça sert davranmak demek. Sadece ılık su kullanırım.

5. Önce ellerinize, göğsünüze ve boynunuza güneş kremi sürün.
Doris Day: Yüzünüzden önce ellerinize, göğsünüze ve boynunuza güneş kremi sürün. Bu bölgelerin iyileşmesi daha zor ve güçtür. Genelde bu bölgeleri unuturuz.


6. Şişmeleri önlemek için hidrokortizon kullanın.
Yelena Yeretsky: Özel bir geceden önce, ölü deriden kurtulun. Göz kremi ve nemlendirici yerine haricen satılan hidrokortizon kullanın. Kızarıklığı, şişkinliği ve göz torbalarını önleyen bir iltihap sökücüdür. Başka her şeyde olduğu gibi aşırı kullanımından kaçının, çünkü onun da yan etkileri vardır.


7. Acilen tazelenmeye ihtiyacınız olursa diye kolay erişebileceğiniz bir yerde bir peeling ürünü bulundurun.

Ava Shamban: Buluşmak istediğiniz bir Tinder eşleşmesi ya da patronunuzla bir şeyler içmeniz falan gerekirse diye her zaman yanınızda bir peeling ürünü bulundurun. Örneğin; glikolik ya da salisilik asit içeren ıslak mendil, hafif bir nemlendirici ve ruj.


8. Gözlerinizi asla ovuşturmayın.
Jeanine Downie: Tava fırçalar gibi gözlerinizi ovuşturursanız, gözleriniz simsiyah görünecektir. Makyajınızı temizlerken, rimelinizi nazikçe temizleyin.


9. Dudaklarınız cilt bakımının habercisidir.
Ellen Marmur: Cildinizin gerçek anlamda nemlenmeye ihtiyaç duyduğunu, dudaklarınız haber verir. İlk önce dudaklarınız kuruyacaktır. Buradan cildinizin nem oranının azaldığını ve nemlendirme vakti geldiğini anlayabilirsiniz.


10.Yanınızda güneş kremi olmadan asla uçağa binmeyin.
Amy Wechsler: Ultraviyole ışınlar uçağın camlarından içeri sızar. Bu yüzden gündüz yolculuğu yapacaksam mutlaka güneş kremi kullanırım. Aynı zamanda koridor tarafına otururum.


11.Ne yediğinize dikkat edin.
Whitney Bowe: Beslenme şekliniz cilt sağlığınızda çok etkilidir. Pirinç ve beyaz ekmek gibi saf karbonhidrattan ve nişastalı sebzelerden kaçının. Bunun yerine, size gençlik parıltısı verecek somon balığı ve avokado gibi omega3 ve yağ asidi açısından zengin yiyecekler tercih edin.

24 Aralık 2016 Cumartesi

Evde ağda yaparken dikkat etmeniz gerekenler


Ağda; istenmeyen tüylerden kurtulmanın hiç şüphesiz en etkili, en sağlıklı ancak en oyalayıcı çözümü. Bu sebepten dolayı kadınların birçoğu ağda işini profesyonel ellere bırakıyor. Kimi ise hijyen konusunda hassas olduğu için evinde yapmayı tercih ediyor.

İşte evde ağda yaparken dikkat etmeniz gerekenler...

Tüyleriniz yeterince uzun olmalı


Ağdadan iyi sonuç almak istiyorsanız, tüylerinizin en az yarım cm kadar uzaması gerekiyor. Sir ağda ile daha kısa boyuttaki tüyleri almanız da mümkün, fakat bazı tekniklere dikkat etmeniz gerekiyor. İsterseniz tüylerin uzamasını bekleyebilir ya da kalan kısa tüyleri ip ya da cımbızla almayı deneyebilirsiniz.

Sıcak tutun


Ağdanızı ısıttıktan sonra ısı kaynağından alıyorsanız, ağdanız bir müddet sonra soğumaya ve sertleşmeye başlar. Bu da ağdanın hem daha etkisiz olmasına hem de canınızı daha çok yakmanıza neden olur. Ağdayı sürekli aynı ısıda tutabilmek için ağda ısıtıcılarından edinebilirsiniz.

Bölgeyi gergin tutun


Ağdayı çekerken cildinizi gergin tutmaya özen göstermelisiniz. Özellikle yumuşak ve hassas bölgelerde cildinizi germeden ağdayı çekmeye çalışırsanız canınız çok yanabilir ve ağdadan hiçbir sonuç alamazsınız. Ağdayla cildinizi de çekerseniz, bu kez birkaç dakika içinde oluşan morluklara merhaba demeye hazırlanın.

Cildiniz temiz ve kuru olmalı


Cildiniz temiz ve kuruysa, ağdadan en iyi sonucu alacaksınız demektir. Temizlenmemiş bir cilde ağda yapmak, kızarıklık ve sivilcelere davetiye çıkarır. Eğer sir ağda kullanacaksanız ve cildiniz de yağlıysa, sir ağda hiçbir işe yaramayabilir. Bu nedenle sadece su ve hassas bir sabun kullanarak ağda yapacağınız bölgeyi temizleyin ve nazikçe kuruladıktan sonra ağdaya başlayın. Aynı zamanda ağdadan önce cildinizi hafifçe pudralarsanız, ağdanın tahriş etkisini de en aza indirmiş olursunuz.

İnce tabaka halinde uygulayın


Ağdayı kalın bir tabaka halinde sürmek size daha etkili bir sonuç alacağınız izlenimini uyandırsa da, buna inanmayın. Ağdayı ince bir tabaka halinde sürerseniz, ağda bandını çektiğinizde tüm ağdanın cildinizden kurtulması çok daha kolay olur ve canınız daha az yanar. Düşünülenin aksine, ince bir tabaka ağda da tüm tüylerinizi almakta oldukça etkilidir. Ağdayı sürerken tüylerin çıkış yönüne doğru, cildinize 45 derecelik bir açıyla sürmeye dikkat edin.

Ağdayı yavaş çekmeyin


Ağdayı yavaş çekmek, yapılacak en kötü hatalardan biridir. Bu şekilde hem canınız çok daha fazla acır, hem de tüm tüyler olduğu yerde kalır. Ağda bandını, tüylerin çıkış yönünün aksine, hızlıca ve tek harekette çekmelisiniz.

23 Aralık 2016 Cuma

Kışın cilt kuruluğunu önlemek için neler yapılabilir?


Cilt sorunları içinde en sık karşılaşılan problemlerden biri olan cilt kuruluğu, özellikle kış aylarında daha da artıyor. Çünkü soğuk hava, cildin nemini azaltan en önemli faktör. Kış aylarında cildin açık alanlarında kızarıklık ve pullanma sık görülebilirken, kuruluk kaşıntıyı da artırıyor. Anadolu Sağlık Merkezi Deri Hastalıkları Uzmanları Dr. Figen Akın ve Dr. Mehmet Coşkun Acay, konuya dair merak edilenleri ve yapılması gerekenleri anlattı.

Cildimizin doğal nemi, deri bütünlüğünü sağlayan en önemli faktör. Cildin doğal nemlendiricileri hylüronik asid, seramidler gibi deri hücrelerinde bulunan maddelerdir. Yaşla birlikte bu maddelerin ciltteki miktarı da azalıyor. Tabii doğal nem faktörü, hücrelerin içinde bulunduğu üretim ihtiyacına göre değişen bir faktör. Kuru iklim ve kış ayları gibi ortam nemi azaldığında doğal nem faktörü üretimi artıyor.

Birçok kişinin özellikle kış aylarında ellerinde kuruma, kızarma ve çatlak oluşmasının nedenlerinden biri de doğal nemin yeteri kadar hızla artamaması olduğunu vurgulayan Dr. Figen Akın "Soğuk havalar cildimizi her zamankinden daha fazla kurutabiliyor. Ancak alınacak önlemlerle kış mevsiminin olası etkileri en aza indirilebilir” açıklamasında bulunurken, Dr. Mehmet Coşkun Acay ise "Kuruluk en sık kol ve bacaklarımızda görülmekle beraber gövdemizin her yerinde oluşabilir. Kış aylarında şiddetin artması sıklıkla kuruluğa eşlik eden başka problemleri de beraberinde getirebileceği unutulmamalıdır” ifadelerini kullandı.

Tek suçlu soğuk havalar değil


Cilt kuruluğunda tek suçlunun soğuk havalar olmadığını söyleyen Dr. Figen Akın ve Dr. Mehmet Coşkun Acay, "Sorunu ortaya çıkaran ya da artıran başka sebepler de mevcut. Yaş ilerledikçe derinin su tutma kapasitesi azaldığından, kuruluk yakınması da sıklaşabiliyor. Ayrıca; çevresel nem oranının azalması, aşırı güneşte kalma, sık banyo yapma, uzun süreli su teması ve soğuk hava cildimizde nem kaybına neden olarak kuruluk problemini ortaya çıkarabiliyor ya da şiddetini artırabiliyor. Kuruluk en sık kol ve bacaklarımızda görülmekle beraber gövdemizin her yerinde oluşabilir. Kış aylarında şiddetin artması sıklıkla kuruluğa eşlik eden başka problemleri de beraberinde getirebileceği unutulmamalıdır. Örneğin aşırı kuruluk, balık pulu görünümü başka deri hastalıklarını da düşündürür” açıklamasında bulundu.

Cildi nemlendirmek önemli


Dr. Figen Akın ve Dr. Mehmet Coşkun Acay, soğuk havanın neden olduğu kuruluğu önlemek için cildimizi nemlendirmemiz gerektiğini belirterek şunları kaydetti:

"Cilt nemlendirmede kullanılan nemlendiriciler iki farklı mekanizma ile çalışır. Bazı nemlendiriciler, deri yüzeyinde bir katman oluşturur ve derinin doğal neminin buharlaşarak yitirilmesini engeller. Bu tür nemlendiriciler arasında vazelin, lanolin gibi yağlar bulunur. Etkili nemlendiriciler olmalarına karşın sürülmeleri zordur. Diğer grup nemlendiriciler ise havadaki nemi ya da derinin alt katmanlarındaki nemi yüzeye çekerek derinin nemlenmesini sağlarlar. Bunlara örnek gliserin ve bitkisel yağlardır. Cilt bakımında pahalı ürünler, iyi ürün demek değildir. Cilt bakımında ürün seçerken PH'ının deri PH'ına yakın olmasına, renksiz ve kokusuz olmasına (parfümsüz), kolay sürülebilmesine, katkı maddesi (paraben, fragnencea gibi) içermemesine dikkat edilmeli. Kuru ciltlerde krem, yağlı ciltlerde su bazlı losyon formülasyonları tercih edilmeli. Alerjik cilde sahip olanlar mutlaka doktor tavsiyesi ile ürün almalı.”

Cilt kuruluğuna eşlik eden diğer sorunlar


Kaşıntı: Kuru cildin en önemli özelliğidir.
Deri kalınlaşması: Cilt kaşındıkça kalınlaşır ve renk değişiklikleri olur.
Kızarıklıklar-sulantılar: Derinin kuruması ve kaşınması deride egzamaları da beraberinde getirir.
Mikrobik enfeksiyonlar: Derinin kuruması ve kaşınması derinin koruyuculuk görevini yapamamasına, deri bütünlüğünün bozulmasına neden olur. Bu ortamda bakteriyel ve viral etkenler kolayca hastalık yapabilir.

Cilt kuruluğunu önlemenin yolları


Soğuk havalarda temel cilt bakımımızda bazı değişiklikler yapmalı ve cilt kuruluğuna yol açmamak için şunlara dikkat etmeliyiz:

- Sıcak su, cilt kuruluğunu artıran en önemli faktörlere biridir. Sıcak su ile yıkanmayın.

- Yıkanırken kurutmayan sabunlar, yağ içeren şampuanlar kullanın.

- Her banyo sonrası özellikle cildiniz çok kurumadan etkin vücut nemlendiricilerini tercih edin.

- El ve yüzünüz için günlük temizliğinizi ılık su ile yapın.

- Her el yıkamanın ardından mutlaka bariyer özelliğinde nemlendiriciler kullanın.

- Cilt temizliğinde PH'ı deri PH'ına yakın ürünler tercih edin.

- Yaşadığınız ortamlarda nem oranını artıracak önlemler alın.

- Biotin, çinko, folik asit, omega -3 yağ asitlerinden zengin beslenin.

- Güneşe çıkmadan önce güneş koruyucularını uygulayın. Aşırı güneşte kalma durumunda ise uygun nemlendiricileri kullanın.

- Soğuk havalarda dışarı çıkarken eldiven kullanın.

- Giysilerinizde yün veya sentetik ürünler yerine pamuklu olanları tercih edin.

- Bol su için.

Cilt için en önemli vitaminler en çok hangi besinlerde var


A vitamini: Ispanak, pazı, mercimek, pırasa, brokoli, havuç
C vitamini: Kivi, portakal, greyfurt, karnabahar, brokoli
E vitamini: Ispanak, fındık, badem, yeşil zeytin, kekik, kuru kayısı, brokoli

20 Aralık 2016 Salı

Cildi yenileyen nane maskesi tarifi


Eğer siz de tercihinizi doğal, ev yapımı maskelerden yana kullanıyorsanız, cildi yenileyen ve canlı tutan nane maskesi ile tanışmanızı öneririz.

İhtiyacınız olan malzemeler:

1 adet taze salatalık
1 yemek kaşığı ev yapımı yoğurt
Yarım demet nane
1 çay kaşığı taze sıkılmış limon

Nasıl uygulanır

Bir kasenin içerisinde yoğurt, doğranmış nane yaprakları ve limon suyunu karıştırın. Salatalıkları doğrayın. Ardından ister parçalayın isterseniz de maskeyi sürdükten sonra cildinize dilimler halinde koyun. Hazırladığınız nane maskesini öncesinde yıkadığınız cildinize uygulayın. 15 dakika bekletip bol su ile durulayın.

Not: Nane maskesini hafta iki kez uygulayabilirsiniz. Maskeyi uygulamadan önce doktorunuza danışmanızı öneririz.

19 Aralık 2016 Pazartesi

Hızlı Sac Uzatma Yöntemi - Siyah Turp Kürü


Gerekli Malzemeler:

* 1 adet orta boy turp (kabukları ılık suyla temizce yıkanmalı)

* 1 adet yumurta sarısı

* 3 su bardağı su

* 1 tatlı kaşığı zeytinyağı ya da badem yağı

(çok kısa saçlarda malzemenin yarısı kullanılabilir)

Hazırlama Aşaması :

Turp rendelenir ve kaynamakta olan 3 su bardağı suya ilave edilir. 20 dakika kaynatılır ve ağzı kapalı bir şekilde soğuması beklenir. Soğuduktan sonra süzülerek posası ayrılır. Hazırlanmış olan bu turp çayının içerisine çırpılmış yumurta ve yağ ilave edilir.
Uygulama:

Uygulama şişesine koyduktan sonra çalkalamaya devam ederek saç diplerine uygulanır ve 5 dakika kadar masaj yapılır. Kalan malzeme tüm saça uygulanır ve streç film vb. gibi bir malzemeyle sarılır. (çok sıkı sarmamaya dikkat edilmeli)

18 Aralık 2016 Pazar

Hızlı Sac Uzatma Yöntemi - Sinameki kürü


Doğal yöntemlerle saç uzatmak herkesin ilgi konusu. Saçlarının bir türlü uzamamasından şikayetçiysen ya da bir anlık hata ile saçlarını kestirip pişman olduysan bu yazı tam sana göre! Oldukça uygun fiyatlı, deneyen çoğu kişinin başarıyla sonuç aldığı bu yöntemin adı sinameki kürü (sinameki maskesi). Bu maske haftada 1 cm saç uzatmayı vaat ediyor! Etkisi tabi ki kişiden kişiye göre değişecektir. Bıkmadan, yorulmadan devam ettiğin sürece uzun saçlara merhaba diyebilirsin.

Sinameki Kürü İçin Gerekli Malzemeler

  • 1 tutam sinameki otu (Aktarlarda kolaylıkla bulabilirsin. Çok ucuz ve uzun süre kullanabileceğin bir ot.)

  • Yarım su bardağı su

  • 1 kapak tatlı badem yağı (1 şişesi 6-7 kür kadar dayanıyor. Markası önemli değil fakat TATLI olmasına dikkat etmelisin.)

  • 1 adet bemiks ampül (B vitamininin saç uzatmadaki faydalarınızı hepimiz biliyoruz. Yalnız evin (evigen) ya da bephanten ampülleri ile karıştırmamalısın. Dilersen onları da ekleyebilirsin fakat saç uzatmada etkili olan bemiks ampülleri. Eczanelerden bulabilirsin.)

  • Tencere

  • Süzgeç

  • Sprey şişesi


Sinameki Kürünün Hazırlanışı ve Uygulama

Öncelikle 1 tutam sinameki otunu yarım su bardağı kaynamış suya at ve 2 taşım kaynat. Yani bir iki fokurdama yeterli. Ilıyınca süz (yapraklarını çöpe atabilirsin). Sprey şişesine sinamekili suyu doldur ve içerisine 1 kapak tatlı badem yağı ekle. Son olarak 1 bemiks ampülü kır. Saçlarını iyice tarayıp öncelikle saç diplerine hazırlamış olduğun kürü sık. Saç köklerine iyice masaj yaparak kan dolaşımını arttır. Kalan kürü de saç boylarına ve uçlarına sıkarak iyice ıslanmasını sağla. Karışımın ayrılmaması için sık sık şişeyi çalkalamayı unutma. En az iki saat saçında kalsın. Ne kadar bekletirsen o kadar iyi. Bu yüzden yatmadan önce uygulayıp sabah kalktığında saçlarını şampuanlarsan daha güzel olur.

Sinameki Küründe Bilinmesi Gerekenler

  • Tekrar hatırlatmak gerekir ki; haftada 1 cm lafına aldanmamak lazım. Saçların bu kürle daha hızlı da uzayabilir daha uzun süre de etkileşime girebilir.

  • 8 hafta boyunca haftada 1 gün uygulamalısın. Ardından 2 hafta ara verip tekrar 8 haftalık uygulama yapmalısın. Saçların istediğin uzunluğa gelene kadar bu şekilde küre devam etmelisin. Haftada 2-3 yaparsam saçlarım daha hızlı uzar diye düşünme. Aksine saçlarına zarar verirsin.

  • Sinameki kürü saçlarında dökülmeye neden olabilir. Sinamekinin kurutucu etkisi yüzünden çabuk yağlanan saçların artık daha geç yağlanacak. Özellikle ilk haftalarda saçlarının daha fazla döküldüğünü göreceksin. Çünkü kür kötü olmuş saçlarını diğerlerinden ayıklayacaktır.

  • Kürü her defasında taze olarak hazırlamalısın!

  • Kürüne dilersen farklı ampüller ve farklı saç bakım yağları da ekleyebilirsin.

  • Saçlarını boyuyorsan renginde büyük ihtimal açılma ya da kızıllaşma olacak.

  • Sinameki kürü uyguladığın dönemde saçlarına farklı nem veren maskeler de yapabilirsin. Saçlarını çok yormamaya çalış.

  • Durularken kullandığın şampuana çam terebentini eklersen saçlarının beslenmesine yardımcı olur ve tadından yenmez. Çam terebentinin kötü koktuğunu hatırlatmak gerekir.

  • Kürün etkisini daha da artırmak için uyguladıktan sonra saçlarını streç film ve üzerine havlu ile sarıp bekletebilirsin.

  • Bemiks’in de çok kötü koktuğu bir gerçek. Bu koku saçlarına sinebilir. Düzleştirme, maşa, fön gibi ısıl işlemler uyguladığında koku açığa çıkabilir, buna hazırlıklı ol.

  • Herhangi bir deri rahatsızlığın ya da alerjik bir durumun varsa kürü uygulamaya başlamadan önce doktoruna danışmalısın.

  • Ayrıca yine kürü uygulamaya başlamadan önce saçlarının kırıklarını aldırman işine yarayacak.


Uzun saçlar için bu eziyet değer değil mi?

17 Aralık 2016 Cumartesi

Hızlı Sac Uzatma Yöntemi - Havuç Kürü


Gerekli Malzemeler:
* 2 adet orta boy havuç (soyulmadan kullanılmalı)
* 1 adet yumurta (sadece sarısı ya da tamamı kullanılabilir. Deneyip memnuniyetinize göre değişiklik yapabilirsiniz)
* 3 su bardağı su
* 1 tatlı kaşığı badem yağı ya da zeytinyağı
(çok kısa saçlarda malzeme fazla gelecektir, yarısı kullanılarak hazırlanabilir)

Hazırlama Aşaması :
Havuçlar rendelenir ve kaynamakta olan 3 su bardağı suya ilave edilir. 20 dakika kaynatılır ve ağzı kapalı bir şekilde soğumaya bırakılır. ( soğuma süresince havuç demlenmeye devam edecektir)
Oldukça ılık bir hale geldiğinde(yumurta pişmeyecek kadar) havuç taneleri süzülerek atılır. Hazırlanmış olan bu havuç çayının içerisine çırpılmış yumurta ve yağ ilave edilir ve böylece havuç maskesi hazır olur.

Uygulama:
Uygun bir uygulama şişesine koyduktan sonra sık sık çalkalayarak önce saç diplerine uygulanır ve 5 dakika kadar masaj yapılır. Ardından kalan malzeme tüm saça uygulanır ve streç film vb. gibi bir malzemeyle sarılır. (kan akışını engelleyecek kadar sıkı bir şekilde sarılmamalıdır)

16 Aralık 2016 Cuma

Kışın cilt kuruluğunu önlemek için neler yapılabilir


Cilt sorunları içinde en sık karşılaşılan problemlerden biri olan cilt kuruluğu, özellikle kış aylarında daha da artıyor. Çünkü soğuk hava, cildin nemini azaltan en önemli faktör. Kış aylarında cildin açık alanlarında kızarıklık ve pullanma sık görülebilirken, kuruluk kaşıntıyı da artırıyor. Anadolu Sağlık Merkezi Deri Hastalıkları Uzmanları Dr. Figen Akın ve Dr. Mehmet Coşkun Acay, konuya dair merak edilenleri ve yapılması gerekenleri anlattı.

Cildimizin doğal nemi, deri bütünlüğünü sağlayan en önemli faktör. Cildin doğal nemlendiricileri hylüronik asid, seramidler gibi deri hücrelerinde bulunan maddelerdir. Yaşla birlikte bu maddelerin ciltteki miktarı da azalıyor. Tabii doğal nem faktörü, hücrelerin içinde bulunduğu üretim ihtiyacına göre değişen bir faktör. Kuru iklim ve kış ayları gibi ortam nemi azaldığında doğal nem faktörü üretimi artıyor.

Birçok kişinin özellikle kış aylarında ellerinde kuruma, kızarma ve çatlak oluşmasının nedenlerinden biri de doğal nemin yeteri kadar hızla artamaması olduğunu vurgulayan Dr. Figen Akın "Soğuk havalar cildimizi her zamankinden daha fazla kurutabiliyor. Ancak alınacak önlemlerle kış mevsiminin olası etkileri en aza indirilebilir” açıklamasında bulunurken, Dr. Mehmet Coşkun Acay ise "Kuruluk en sık kol ve bacaklarımızda görülmekle beraber gövdemizin her yerinde oluşabilir. Kış aylarında şiddetin artması sıklıkla kuruluğa eşlik eden başka problemleri de beraberinde getirebileceği unutulmamalıdır” ifadelerini kullandı.

Tek suçlu soğuk havalar değil


Cilt kuruluğunda tek suçlunun soğuk havalar olmadığını söyleyen Dr. Figen Akın ve Dr. Mehmet Coşkun Acay, "Sorunu ortaya çıkaran ya da artıran başka sebepler de mevcut. Yaş ilerledikçe derinin su tutma kapasitesi azaldığından, kuruluk yakınması da sıklaşabiliyor. Ayrıca; çevresel nem oranının azalması, aşırı güneşte kalma, sık banyo yapma, uzun süreli su teması ve soğuk hava cildimizde nem kaybına neden olarak kuruluk problemini ortaya çıkarabiliyor ya da şiddetini artırabiliyor. Kuruluk en sık kol ve bacaklarımızda görülmekle beraber gövdemizin her yerinde oluşabilir. Kış aylarında şiddetin artması sıklıkla kuruluğa eşlik eden başka problemleri de beraberinde getirebileceği unutulmamalıdır. Örneğin aşırı kuruluk, balık pulu görünümü başka deri hastalıklarını da düşündürür” açıklamasında bulundu.

Cildi nemlendirmek önemli


Dr. Figen Akın ve Dr. Mehmet Coşkun Acay, soğuk havanın neden olduğu kuruluğu önlemek için cildimizi nemlendirmemiz gerektiğini belirterek şunları kaydetti:

"Cilt nemlendirmede kullanılan nemlendiriciler iki farklı mekanizma ile çalışır. Bazı nemlendiriciler, deri yüzeyinde bir katman oluşturur ve derinin doğal neminin buharlaşarak yitirilmesini engeller. Bu tür nemlendiriciler arasında vazelin, lanolin gibi yağlar bulunur. Etkili nemlendiriciler olmalarına karşın sürülmeleri zordur. Diğer grup nemlendiriciler ise havadaki nemi ya da derinin alt katmanlarındaki nemi yüzeye çekerek derinin nemlenmesini sağlarlar. Bunlara örnek gliserin ve bitkisel yağlardır. Cilt bakımında pahalı ürünler, iyi ürün demek değildir. Cilt bakımında ürün seçerken PH'ının deri PH'ına yakın olmasına, renksiz ve kokusuz olmasına (parfümsüz), kolay sürülebilmesine, katkı maddesi (paraben, fragnencea gibi) içermemesine dikkat edilmeli. Kuru ciltlerde krem, yağlı ciltlerde su bazlı losyon formülasyonları tercih edilmeli. Alerjik cilde sahip olanlar mutlaka doktor tavsiyesi ile ürün almalı.”

Cilt kuruluğuna eşlik eden diğer sorunlar


Kaşıntı: Kuru cildin en önemli özelliğidir.
Deri kalınlaşması: Cilt kaşındıkça kalınlaşır ve renk değişiklikleri olur.
Kızarıklıklar-sulantılar: Derinin kuruması ve kaşınması deride egzamaları da beraberinde getirir.
Mikrobik enfeksiyonlar: Derinin kuruması ve kaşınması derinin koruyuculuk görevini yapamamasına, deri bütünlüğünün bozulmasına neden olur. Bu ortamda bakteriyel ve viral etkenler kolayca hastalık yapabilir.

Cilt kuruluğunu önlemenin yolları


Soğuk havalarda temel cilt bakımımızda bazı değişiklikler yapmalı ve cilt kuruluğuna yol açmamak için şunlara dikkat etmeliyiz:

- Sıcak su, cilt kuruluğunu artıran en önemli faktörlere biridir. Sıcak su ile yıkanmayın.

- Yıkanırken kurutmayan sabunlar, yağ içeren şampuanlar kullanın.

- Her banyo sonrası özellikle cildiniz çok kurumadan etkin vücut nemlendiricilerini tercih edin.

- El ve yüzünüz için günlük temizliğinizi ılık su ile yapın.

- Her el yıkamanın ardından mutlaka bariyer özelliğinde nemlendiriciler kullanın.

- Cilt temizliğinde PH'ı deri PH'ına yakın ürünler tercih edin.

- Yaşadığınız ortamlarda nem oranını artıracak önlemler alın.

- Biotin, çinko, folik asit, omega -3 yağ asitlerinden zengin beslenin.

- Güneşe çıkmadan önce güneş koruyucularını uygulayın. Aşırı güneşte kalma durumunda ise uygun nemlendiricileri kullanın.

- Soğuk havalarda dışarı çıkarken eldiven kullanın.

- Giysilerinizde yün veya sentetik ürünler yerine pamuklu olanları tercih edin.

- Bol su için.

Cilt için en önemli vitaminler en çok hangi besinlerde var


A vitamini: Ispanak, pazı, mercimek, pırasa, brokoli, havuç
C vitamini: Kivi, portakal, greyfurt, karnabahar, brokoli
E vitamini: Ispanak, fındık, badem, yeşil zeytin, kekik, kuru kayısı, brokoli

14 Aralık 2016 Çarşamba

Bitkisel Brezilya fönü nedir?

fon-cekmek
Saçınızın 6 ay boyunca, her gün fönlü gibi düz kalması demektir. İşlem 4 saat kadar sürer. Kuaförünüz saçınızın inceliğine, kalınlığına, yıpranmışlık durumuna göre ürünlerin saçta kalma süresine karar verir.

Boyasız saçlarda uygulanabilmesi için öneden saça bir "yapısını kırma" işlemi yapılır. Kınalı saçlara işlem yapılmadan önce birkaç aşamada pullar açılır. Bunların greçekten profesyonel bir kuaför tarafından ve çakma olmayan ürünlerle yapılması gerekir. Yoksa saçlarınızı perişan edebilisiniz. (Korkutmak için değil, gerçekten dikkat etmeniz için söylüyorum)

İşlem herkese çoook cazip geliyor ve birçok kadın Brezilya fönünün peşinde! Ancak saçınıza profesyonel ilaçlar kullanıldığından emin olun. Brezilya fönü yapılmış saçlarla duştan çıkın, kurutun, davete gidin. Denize girin çıkın, kurusun, saçlarınız "kuaförden yeni çıkmış gibi" kalsın...

Saçımda nasıl bir kimyasal işlem gerçekleşiyor?

Keratin, bir proteindir. Tırnaklarımız, kıllarımız ve derinin kendi yapısında ve üstteki ölü tabakasında yoğun keratin var.

Keratin molekülleri birbirine sülfür köprüleriyle bağlıdır. Keratini meydana getiren hidrojen bağlarının da saçlarımızın esnemesini, şekil alırken kırılmamasını sağlayan yaylar olduğunu düşünün. Bu hidrojen sayesinde kopmaz saçımız! Bunu bozduğunuza çatallaşır, kopar incelir esnemez. (röfle, uzun süre güneşte, tuzlu suda kuruması, yüksek derecede amonyaklı ve perojsitli saç boyası uygulamaları)

Brezilya fönünde, hidrojen yapısını bozmadan saç pulcukları aralanır, boşluklara kimyasal reaksiyonla saçı daha kalın ve gür gösterecek olan kreatin doldurulur ve ısıyla bu keratin saç teline sabitlenir. Düzleştirici ısıyla sabitlenirken saç verilen "düz şekille" kalır.

Sabitlenme işlemine "preslenme" denilir. Titanyum ve seramik presler kullanılır. En önemli aşama budur. Eğer saçınızın inceliğine ve hırpalanmışlığına göre "ısı ayarlanmazsa" saçınız zarar görür. İşte bu sebeple kuaförünüz profesynel, kullanıdğı malzeme sağlık bakanlığından onaylı veya bu konuda uzmanlığı kanıtlanmış firmaların ürünleri olmalıdır.

Nasıl uygulanır?

Üç aşamalıdır.

1- Önce özel şampuanıyla saçın cinsine göre 3 veya 5 dakika bekletilerek pulcuklar açılır.

2- Sonra tıpkı saç boyar gibi enseden başlayarak, perçem perçem saça saf keratin uygulanır. Bu aşamada tüm saçın keratini sürmeye başlamadan önce taranmış olması gerekir. Keratin sürme işlemi sırasında saça asla tarak sürülmez.

Keratin sıvısı fırçayla uygulanır, tek tek perçemler alınır,sürülüp iyice yedirilir. Saçınızın inceliğine kalınlığına göre kuaförünüzn vereceği karara göre keratin ! 1/2 saat-45 dakika kadar ısı altına iyice saça şlemesi için bekletilir. Durulanır.

3- Son aşama: Enseden başlayarak saçınızın cinsine uygun ısı ayarı yapılmış presle her perçem tek tek düzleştirilere tüm saçlar tamamlanır. Seramik presler de kullanılır. Titanyum presler ısı kontrolü çok daha garantili olduğundan; profesyonel kuaförler sizin saçınızın sağlığı için, Brezilya fönünüzün ıskalanmaması için titanyum presi daha çok tercih ediyorlar.

Brezilya fönü yaptırdıktan sonra bakımı nasıldır?

Kuaförünüzün becerisi ve uzmanlığı birinci şart ama sizin sonrasında evde kullanacağınız destek ürünler fönü kalıcılığını ve saçların bitmez tükenmez parlaklığını, sağlığını devam ettirecektir.

Sonuçta saça kimyasal bir işlem yapıldı. Dış etkenlerden korumaya ve yıkamaya özel ürünler kullanmak durumundasınız.

1- Brezilya fönü yaptıracaksanız saçlarınızı 48 saat yıkamamanız gerektiğini bilin. Yoksa tüm emek boşa gider.

2- Brezilya fönününden sonra boyası yaptımanız gerekirse en az 3 gün beklenmelidir! Yoksa keratin yükleme şeritlerini tekrar çözebilir, düzlüğünü bozabilirsiniz.

3- Brezilya fönü yaptığınız gün saça toka, taç, duvak, gözlük gibi baskı yapacak hiç bir aksesuar takmamalısınız. Saç telinde kırılma yeri gibi iz yapar ve kalıcı olur.

4- Saçınızı iki gün sonra, içinde SLS (kimyasal tuzlar) olmayan şampuanlarla yıkayabiliriniz ama özel şampuanını tercih ederseniz Brezilya fönünüz daha uzun süre kalıcı olacaktır. SLS içeren şampuanlar saçın keratin dolgusunu bozar. Saç kremi de özeldir. Saçın nemini tam kapasite tutması için özel hazırlanmış saç kremini kullanmanız gerekiyor.

5- Özel "saç serumu" veya "durulanmayan Brezilya fönü saç kremi"nden birini seçmenize kuaförünüzden yardım alın. Çok ince telli ve yıpranış saçlara, gün içinde sürekli nem takviyesi yapan ve kabarmayı önleyen serumu tavsiye edebilir. Yahut kalın telli saçlara yumuşatıcı,parlatıcı nemlendirici etkisi sabit olan, "durulanmayan" saç kremini...

6- Brezilya fönüyle yeni bir yapıya kavuşmuş olan saç tellerinin parlak ve esnek kalmasına destek olan "Deep Conditioner mask"ı 15-20 günde bir uygulayarak, düzleşmiş, kalınlaşmış, sağlıklı saç teli yapısını sürekli kılmasına destek olabilirsiniz.

7- Tatile çıkacaksanız nemlendirici sprey saç kremini (saç sütü de denilyor) mutlaka yanınıza alın. Havuza veya denize girmeden saça püstürtün. Keratini korumaya alın.

Brezilya fönünü neler bozar?

  • Klorlu havuz suyu

  • Deniz suyu

  • SLS içeren şampuanlar

  • Saça hemen saç boyası uygulanması

    Bunlar, Brezilya fönüyle saç telinize kalınlık ve düzlük veren kreatin kılıfı bozar! Saçlarınızın düz duruşu gider. Eski haline dönersiniz .Onca emek heba olur. Söylemedi demeyin...

8 Aralık 2016 Perşembe

Kızıl saç boyası nasıl kapatılır?

bakir-karamel-sac-rengi
Kızıl saç boyası kullananlar bilir ki kızıl, çok akan ve sürekli boya isteyen bir renktir, kızıl saçtan kurtulmak da bir o kadar zordur. Saçınızı tekrar eski rengine döndürmek ya da başka bir renge geçmek çoğunlukla uzun süren, yoran bir süreçtir. Ancak aşağıda anlatacağımız teknikleri uygulayarak kısa sürede kızıl saç boyasından kurtulabilirsiniz. Yeni bir renge alışmak her ne kadar zor olacaksa da…
Saç boyasını akıtmak

Öncelikle saçlarımızda bulunan kızıl boyayı mümkün olduğunca hızlı bir şekilde akıtmalıyız. Bunun için renk açıcı veya oryal saçınızı çok yıpratacağından mümkün olduğunca doğal yollarla saç boyanızı akıtmanız gerekiyor.

Karbonat ve C vitamini yöntemi saç boyası akıtmakta da oldukça etkilidir:

  • Şampuanınızın içine attığınız 3 yemek kaşığı karbonatla saçlarınızı yıkayın ve 5 ile 10 dakika arası bekleyip durulayın.

  • 10 tablet C vitamini kapsülünü bir kapta ezip üzerine şampuanınızdan ekleyin iyice karıştırıp saçınıza sürün (büyük bir kap tercih edin, karışım oldukça kabaran bir formüldür) 45 dakika bekleyin daha sonra durulayın.


Bu iki yöntemi de istediğiniz sonucu elde edene kadar kullanabilirsiniz. Yalnız saçlarınızı mutlaka nem maskeleriyle, bakım yağlarıyla desteklemeyi unutmayın.
Yeni saç rengine geçiş

Boyanın iyice akmasını sağladıktan sonra yapacağımız şey ise kızıl renge kontrast olan bir saç boyası. Küllü tonlar, renk skalasında kızılın karşısında yer alır ve akan boyanın üzerine uyguladığınızda kızılı nötrler. İçinde kestane rengi bulunan boyalardan ise uzak durmalısınız. Saçınızdaki kızıllardan kurtulduktan sonra uygun açıcıları da kullanarak saçınızı istediğiniz renkte kullanabilirsiniz.

29 Kasım 2016 Salı

2017’nin Estetik Trendleri

estetik-trendleri
Yeni yıl kapıyı çalmak üzereyken yıllardır uygulanan plastik ve kozmetik cerrahi akımları dünyada hızla değişiyor ve gelişiyor. Her gün yeni bir teknoloji ve uygulama ile tedavi seçeneklerine bir yenisi ekleniyor. Peki 2017'de hangi işlemler popüler olacak? 2016'daki estetik trendlere bakarak bunu söyleyebilir miyiz? Aslında kristal küreye bakıp kesin yargılar içeren tahminlerde bulunmak biraz zor. Ama konunun uzmanları dünyada bilinen ve tanınan kurumların araştırmalarını inceleyerek bir çıkarımda bulunuyorlar.

Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi uzmanı Operatör Doktor Evrim Uçkunkaya bir önceki nesile kıyasla, bugün özellikle 35 yaş altındakilerin ilaç kullanma, anti-aging, güzel/bakımlı görünme ve vücutlarını değiştirme konusunda daha bilinçli olduklarını dile getiriyor. Yeni jenerasyonun radikal ve hemen dikkat çekecek değişiklikler yerine "doğal güzelliği” tercih ettiklerini vurgulayan Dr. Evrim Uçkunkaya, artık Baywatch vücutları ve Barbie gülüşleri gibi abartılı ve suni görsellik tercih edilmediğini belirtiyor.

Dinç yaş al, yaşının genci kal


Op. Dr. Evrim Uçkunkaya, yeni trendin "yaşa bağlı yüzde ve vücutta görünen hasarları zamanında onararak dinç yaş almak ve yaşının genci kalmak” olduğunu söylüyor. Zamanında yapılacak dermal enjeksiyonların ve kırışık önleyici tedavilerin ileride radikal bir ameliyat olmamak için koruyucu tedavi olarak görüldüğünü dile getiren Dr. Evrim Uçkunkaya sözlerine şöyle devam ediyor; özellikle botoks dünyada 2017'de yine en önde gelen koruyucu işlem arasında. Diğer popüler işlemler arasında meme büyütme, karın germe, liposuction geliyor. Bu işlemler artık estetik ve kozmetik cerrahinin etiketi gibi. Meme büyütme ve karın germe işlemleri sadece en ön sırada olmakla kalmıyor, cerrahi teknik açısından da modifiye ediliyor ve geliştiriliyor. Mesela liposuction işlemi eskiye göre artık daha iyi sonuçlar veriyor. İşlemlerin aynıda olsa teknolojinin gelişmesi hastanın işlem sonrası daha hızlı iyileşmesini ve haliyle yaşam kalitesini artırmasını sağlıyor.

Dünyadaki 2015 ve 2016 yıllarına ait estetik ve plastik cerrahi istatistikleri ışığında Dr. Evrim Uçkunkaya 2017'nin trend tahminlerini şöyle sıralıyor:

1- Bıçak altına yatmak gerekli değil. Minimal invaziv ve ameliyatsız işlemlerin popülerliği artarak devam ediyor. Bu işlemler sadece botoks, dolgu, lazer, radyo frekans, led, kimyasal peeling vs. işlemleri değil bunlara cerrahi küçük lokal işlemlerde dahil,

2- "Mommy makeover” denilen yani doğumdan sonra oluşabilecek vücut deformitelerini düzeltmek için ameliyatlar, mesela karın germe, meme büyütme ya da toparlama gibi,

3- Erkekler de artık genç ve dinç kalmak için estetik ve cerrahi işlemlere başvuruyor. İşlemlerin uzun zaman almaması ve iyileşme süreçlerinin kısa olması talebi artırıyor,

4- Yaş sınırı kalmadı. Gençler artık anti-aging konusunda daha bilinçli ve koruyucu olarak estetik cerrahiyi tercih ederken, yaşı ilerlemiş kişiler ise dinç kalmaya yaşının genci görünmeye çalışıyor,

5- Hastalar kendi hücrelerini kullanmak istiyor yani bir tür geri dönüşüm de diyebiliriz. Örneğin sizden alınan yağın yeniden vücut şekillendirmek için meme ve popo büyütmede silikon yerine, yüz şekillendirmede ve ellerde gençleşmede veya erkek/kadın genital bölgelerinde yağ transferi gibi.

Amerikan Plastik Cerrahi Derneğinin (ASPS) verilerine göre 2015 yılında 1.7 milyon kozmetik cerrahi işlemi uygulandığını belirten Op. Dr. Evrim Uçkunkaya, 2017'de plastik ve estetik cerrahide öne çıkacak olan ilk 5 işlemi şöyle sıraladı;

- Meme büyütme

- Liposuction

- Burun

- Göz kapağı

- Karın germe

ASPS araştırmasına göre 14.2 milyon kişi ameliyat haricinde minimal invaziv işlem yaptırmış, 2017'de bu işlemler arasında tüm dünyada öne çıkacak ilk 5 işlem şöyle tahmin ediliyor:

- Botox

- Dolgu (Hyaluronik Asit)

- Saç ekimi ve epilasyon

- Kimyasal peeling

- Mikrodermabrazyon