12 Mayıs 2014 Pazartesi

İçinde bulunduğunuz cilt

cilt-sikilastirma
Cildinizin üç ayrı katmanı vardır: epidermis, dermiş ve alt tabaka ya da yağ tabakası (zaman zaman hipodermis de denir).
Aynaya baktığımızda gördüğümüz epidermistir, yani ince ve dış tabaka. Siz ve çevreniz arasındaki ilk bariyerdir. Sizi UV ışınları, sıcak ve soğuk, kirlilik, su kaybı, zehirli atıklar ve bulaşıcı organizmalar gibi çevresel tehditlere karşı koruyan bir savaşçı gibidir. Bu aynı zamanda kendini yenileyebilen katmandır -dış katman ölürken sürekli olarak yeni hücreler üretilmektedir. Epidermisinizin durumu aslında cildinizin ne kadar “taze” göründüğünü ve nemi nasıl emdiğini göstermektedir.

Epidermisiniz kendi içinde dört ince katmandan oluşur. En alt katman, hücrelerinizin her gün bölünüp milyonlarca deri hücresi yarattığı katmandır. Bu hücreler yağ asitlerinden, amino asitlerden ve kanınızda bulunan bazı yaşamsal maddelerden oluşmaktadır. O nedenle bunlar üzüm salkımı gibi bir görünüme sahiptir. Cildin üst katmanlarına doğru çıkmaya başladıklarında da düzleşip ölürler ve bu halleriyle de kuru üzüme benzemektedirler. Burası epidermisinizin en üst tabakası, yani stratum corneum’dur ve ölü deri hücreleri burada toplanır. Epidermal katmanınıza kan akışı yoktur, ama bu oraya yeni hücrelerin oluşumu için besin desteği gelmediği anlamına gelmez. Bir mühendislik harikası gibi, alt katman dermişin hemen üzerinde yer alır ve böylelikle bu katmandaki besin ve oksijen desteğinden faydalanır.

Çoğu cilt bakım ürünü, ölü hücrelerden oluşan stratum corneum’a etki eder. Siz bu üst tabakadan kurtulduğunuzda daha pürüzsüz, daha ışıltılı bir görünüm kazanacaksınız. Ama cildinizin durumunu gerçekten de iyileştirmek, kolajen ve elastininize etki etmek için bir ürünün aktif içeriği epidermisinize nüfuz edebilmeli ve oradan da dermişe geçebilmeli -ki bu hiç de kolay değil. San Francisco California Üniversitesi klinik dermatoloji profesörü Dr. Richard Glogau’ya göre, bir ürünün aktif içeriğinin dermişe ulaşması çok zor. “Epidermis pek çok şeyin dışarıdan içeri girmesini engelliyor,” diyor Glogau. “Test tüpünde pek çok kremi inceledim, ama sözünü ettiğimiz etkiyi bu tür ürünlerin yüzeyden de yaratabildiğini söylemek mantık dışı olur, çünkü içindeki maddelerin hiçbiri epidermisi geçecek nitelikte değil.”
Bir alttaki katman dermiştir ve bu katman, cildinizin sağlıklı kalması için en çok çalışan katmandır. Dermişiniz cildinizin yapısal bütünlüğünden, esnekliğinden sorumludur ve epidermisinize yardımcı görevi görür. Dermiş, sürekli hareket halinde olan dinamik bir katmandır.

Burası aynı zamanda her şeyin gerçekleştiği katmandır: kırışıklıkların oluştuğu ve büyüdüğü, hyaluronic asit gibi cildinizi sıkı, nemli ve genç tutmaya yarayan üç faktör olan kolajen, elastin ve nem tutucu moleküllerin bulunduğu katmandır. Dermişteki deri hücreleri eski kolajenler yok olurken yenilerini üretir. Bu sürekli gerçekleşen bir olaydır, ancak yaşla, güneşe maruz kalmayla, sigara içmeyle, stresle ve yanlış beslenmeyle bu süreç yavaşlar.
Dermişiniz, hücrelerinizin cildinizi formunda tutmak için çalıştığı yerdir. Epidermisinizin aksine, burası canlı hücrelerden oluşmaktadır. Dermişiniz kendisini besin ve oksijen anlamında besleyen kılcal damarlar bakımından da zengindir. Bu besinler dermişten geçerek, cildinizi sağlıklı tutan epidermise ulaşırlar. Kılcal damarlar aynı zamanda deri hücrelerinizden karbondioksit ve diğer metabolik atıkları da uzaklaştırır. Bir de, bu dermal katmanda kan ve lenf damarları, sebaceous ve ter bezleri bulunuyor.

Cildinizin son ve en alt katmanı “yağ tabaka” diye bilinen kısımdır. Burası cildiniz için “şok emici” olarak görev yapar. İç organlarınız bir yastık gibi korur, vücut sıcaklığınızı dengeler ve cildinize ana hatlarını verir. Bu katmanda çok sayıda kan damarı, lenf kanalları ve sinir bulunmaktadır. Yağ hücreleri, kolajen ve elastin de bu katmanda yer almaktadır. Siz yaşlandıkça, bu alt tabaka incelir ve cildinizin yuvarlak hatları kaybolmaya başlar.
Cildinizin yüzeyinin (epidermis) durumu, cildiniziz altında neler olup bittiğinin göstergesidir. Temizlediğiniz ve nemlendirdiğiniz bu katmanın -epidermal katman- doğrudan kanla beslenmediğini unutmayın. Çoğu dermatolog, nemlendiricilerin cilde anında nem ve yumuşaklık kazandırdığı konusunda hemfikir. Ama nemlendirici cilt tarafından emildiği anda etkisi uçup gidiyor.

Ne yazık ki nemlendiriciler fiyatlarının yüksek olduğu oranda etkili değiller. Birleşik Devletler Boston University of Medicine’da görevli dermatolog Dr. Tom Roher’e göre, “Bunun sebebi, güçlü içeriklerine rağmen hepsinin aynı şekilde işlemesi: Cildin içinde zaten bulunan suyu hapsediyorlar ve üzerinden biraz daha nem veriyorlar. Nemlendiriciler cildin üzerini bir mühür gibi kaplıyor ve ciltten daha az nemin yok olmasını sağlıyor.”

Üzücü olan şu ki, kırışık giderici ve yaşlanmayı geciktirici kremlerin durumu da bunlardan pek farklı değil. Yaşlanmayı geciktirici kremlerle ilgili en büyük yanlış anlama “yaşlanmayı geciktirici” terimidir. Kırışıklıkları gidereceğini ya da gerçek yaşınızı göstermeyeceğini iddia eden nemlendiricilerin tek yaptığı cildinize anlık bir nem bombardımanı yapmak. Bu, o kadar anlık bir değişimdir ki, bunu “önce” ve “sonra” fotoğraflarıyla görebilirsiniz. Nemlendiriciler bu açıdan işlerini gerçekten iyi yapıyorlar, ancak asıl neme ihtiyacı olan katmana hiçbiri ulaşamıyor.

Antioksidan kremlerin ya da yenileyici cosmeceutical* ürünlerin durumu da o kadar parlak değil. Bunlar çarpıcı sonuçlar vaat eden ve reçetesiz satılan kremler, jeller ve losyonlardır, içlerinde pek çok antioksidan ve antiinflamatuar bitki bulunmaktadır. Ancak bunlar, cosmeceutical ürünlerin etkili olup olmadıklarını kanıtlayan klinik testler yapan TGA tarafından denetlenmemektedir. Aksine, Japonya’da bu cosmeceutical’lerin aktif içerikleri “ilaç benzeri” şeklinde adlandırılmıştır ve güvenli olduklarının kanıtlanmaları istenmektedir. Genel olarak, cosmeceutical madde üreticileri, ürünlerinin yaşlanmayı geciktirdiğini iddia etmez, bu iddiada bulunanlar onların pazarlama stratejilerini yaratanlardır.

Yapılan çok sayıda araştırma antioksidanların, cilde uygulandığında UV ışınlarına karşı yüzeysel bir koruma sağladığını göstermiştir. Ama cildinizi gerçekten de yaşlanmaya karşı koruyup korumadıkları sorusu cevapsız kalıyor. Birleşik Devletler Tufts Üniversitesi’ndeki Antioksidan Araştırmaları Şefi Dr. Jeffrey Blumberg’e göre, “içeriğinde antioksidan bulunan cilt bakım ürünlerinin sayısının çoğalması, antioksidanların kırışık giderici özelliğe sahip olduğu anlamına gelmiyor. Ayrıca, bir ürünün içinde bulunan antioksidanların cilde ne kadar iyi geldiği ya da hangi antioksidanın etkili olduğuyla ilgili de hiçbir bilgiye sahip değiliz.” “Cosmeceutical” terimini ortaya atan ve yirmi yıldan fazla bir süre önce yüzeysel tretinoin’in (retionik asit) faydalarını keşfeden Prof. Dr. Albert M. Kligman’a göre, “Bu ürünlerin %90′ı böyle bir etki yaratmıyor.” Gerçek şu ki, yaşlanmakla savaşan pek çok ürünün iddiaları bilimsel kanıtlara dayanmaktan çok uzak.

Kanıtların azlığına rağmen, moda dergileri ve kozmetik firmaları bu tür kremlerin gençlik çeşmesi gibi yaşlanmayı geciktirdiği haberini yaymaya devam ediyor ve biz de bu aldatmacanın peşinden sürüklenip gidiyoruz. Sürekli bir ışıltı ve zamanı geri çevireceğini vaat eden bir ürüne kim karşı koyabilir ki? Ancak gerçekten kırışıklıklara karşı olan ve bunu bilimsel olarak kanıtlamış olan sadece birkaç ürün var. RetinA ve ona çok yakın olan bazıları, bunlardan birkaçı. Güneş koruyucu kremlerin de yaşlanmaya karşı etkili oldukları söylenebilir, çünkü UV ışınlarının cilde zarar vermesini engelliyorlar. Geri kalanı ise kozmetik üreticilerinin büyük para yatırarak uyguladıkları pazarlama stratejilerinden öte bir şey değil.

Dünya çapındaki Body Shop mağaza zincirlerinin kurucusu Anita Roddick’e göre, kozmetik ürünlere verilen paranın %99′u ambalaja, pazarlamaya ve reklama gidiyor! Demek ki asıl aldatmaca, zeki pazarlama stratejileri! Yüz peeling’i ve antiselülit konusunda tanınmış biri olan Dr. Danne Montagu-King’e göre, “Güzellik endüstrisinin %95′i aldatmaca ve kimse bana ona meydan okumamamı söyleyemez.” Eğer bu sizi ikna etmeye yetmediyse, bir de bunu düşünün. Pazarda en azından on bin farklı yaşlanmayı geciktirici ürün var. Eğer bunlardan bir tanesi gerçek çözüm olsaydı, sadece onu satmaları gerekmez miydi ?

Aslında mucize nemlendiriciler, sihirli losyonlar ya da cildinizi yenileyici kremler de yok. Bunların hiçbiri zamanı geri çeviremez. Antiageing hücrelerinizde başlar, pek çok kozmetik firmasının dediği gibi cildinizin yüzeyinde değil. Estetik operasyona ramak kala, sonsuz gençlik sağlayan hiçbir iksir yok! 0 nedenle bir dahaki sefere, bir cilt bakımı ürünü alırken satış görevlisine o ürünün hücresel anlamda ne kadar etkili olduğunu sormayı ihmal etmeyin. Buna sizin anlayabileceğiniz mantıklı bir açıklama getiremezlerse arkanızı dönüp oradan çıkın. Ya da daha iyisi, o ürün hakkında bir araştırma raporu isteyin. Eğer size bunu sunamıyorlarsa bir dakika bile düşünmeyin.

C Vitamini burada bahsedilen başka bir yanlış koruyucu. Sallantılı medikal duruşuna rağmen, pek çok kadın C vitaminine tapıyor. Teorik olarak, C vitamini bir antioksidandır ve cildi, zarar verici maddelere karşı korur. Ancak bu, forrnülasyonu ne olursa olsun, içinde C vitamini bulunan bütün ürünlerin cilde faydalı olacağı anlamına gelmiyor. Dermatologlar, C vitamini moleküllerinin cildinize nüfuz etse dahi, işe yarayacağı anlamına gelmediğini söylüyor. Diğer bir büyük problem ise bunların kullanımı. Ürünler bir şişede sabit kalmalı ve cilde belli koşullar altında uygulanmalı -ki bu hiç de kolay bir şey değil.

11 Mayıs 2014 Pazar

Cilt bakım sırası

Cilt-temizligi-cilt-bakimi
1) Temizleme sütü ile cilt boyunla birlikte temizlenir.
2) Vapozone île ozon buharı verilir. Vapozone saf oksijen ve­rir, cildi bakıma hazırlar, porlan sıkıştırıp cildin ihtiyacı olan oksijeni sağlar. Süre kuru ciltlerde 10 dakika, normal ciltlerde 20 dakika, yağlı ve akneli ciltlerde 30 dakika ol­malıdır. Ozon buharının cildi dinlendirme özelliği vardır. Hamileliğin birinci ve dokuzuncu aylarında kesinlikle uy­gulanmaz.
3) Komedon pres ile siyah noktalar temizlenir.
4) Peeling, kelime anlamı, ölü hücreleri çıkarma.
a) Soft peeling, primatör adı verilen aletle yapılır.
b) Forment peeling.
c) Biyolojik kazıma sistemi.
5) İontoferezle ionizasyon, galvenik akımla cildin ihtiyacı olan maddeleri cilt altına işletilme işi.
6) Maske, cilt türüne uygun olarak seçilir.
7) Pakung, cilt yüzeyinde kurumayan maske.
8) Kremle on-on beş dakika masaj yapılır. Kremin fazlası alınır. Tüm süre bir saat on beş dakikadır.Yirmi dört saat makyaj yapılmaz.

10 Mayıs 2014 Cumartesi

Cilt diyeti ile ışıl ışıl bir cilt yaratın!

cilt-tipleri
Medikal Estetik Uzmanı Dr. Nihat Dik’e göre her cilt tipinin ayrı bir cilt diyeti olmalı. Dik, “Cildin sağlıklı ve güzel görünümü cilt diyeti ile yani beslenme, bakım ve egzersizle birlikte elde edilebilir. Cilt diyeti, her cilt tipine göre farklılık gösterir, tek tip değildir. Her şeyden önce cilt tipinin belirlenerek nasıl bir cilt diyeti yapılacağının saptanması gerekir” diyor.

Yağlı ciltler
Yağlı cildi olanlar, rafine şeker ve karbonhidratlardan, kızartmalardan, kuruyemişlerden uzak durmalılar. Bol bol havuç, yeşil çay, glisemik indeksi düşürülmüş, kan şekeri üzerinde olumlu etkisi olan kepekli tahıllar tüketmeliler. Kahverengi makarna, yulaf, bol tahıllı un gibi… Turunçgiller, kayısı, havuç, ıspanak gibi A vitamininden zengin gıdalar ile somon, uskumru, ton balığı gibi soğuk su balıkları da tercih edebilirler.

Yağlı cilt sorunu yaşıyorsanız, yağ düzeyini kontrol etmek için yağsız cilt ürünü kullanmalısınız. Cildinizi her gün sabah ve akşam köpük veya temizleme jeli ile temizlemelisiniz. Fondöten yerine renkli nemlendiricileri tercih edebilirsiniz. Yağlı cilde sahip olanların nemlendirici kremleri de tamamen yağsız olmalı. Günlük nemlendirici için hyalüronik asit solüsyonu ve kök hücreden zengin serum kullanmanız iyi olur. Çay ağacı yağı maskesi de yapabilirsiniz. Güneş koruyucuda da yağsız olanları tercih etmek gerekiyor.

Kuru ciltler
Kuru ciltliler, cildin nem kazanmasında yararı olan salatalık, balık, kereviz, ceviz, fındık, kuru kayısı gibi gıdalar tüketmeliler.

Cildi kuru olanlar asla temizleme jeli ve köpük kullanmamalı. Çünkü bu cildi daha çok kurutur. Temizleme sütü ve losyonu tercih etmeliler. Ayrıca aşırı sıcak ortamlardan ve güneş ışığına maruz kalmaktan da kaçınmalılar. Mümkünse spot ışık altında ve bilgisayar karşısında bile güneş koruyucu kullanmalılar.

Eğer kuru cildiniz varsa, gün içinde serum, akşamları da onarıcı kremler tercih etmelisiniz. Beş dakika buhar banyosundan hemen sonra soğuk su ile cildinizi yıkamalısınız. Cildiniz nemli iken nemlendirici ya da serum sürün. Hyalüronik asitli veya seramid içeren kremler bu cilt tipine uygundur.

Akneli ciltler
Özellikle aknelerin aktif olduğu dönemde fast food, kola, baharat, yağlı gıdalar, sigara, kafein, kuruyemiş, çikolata ve işlenmiş gıdalardan uzak durulmalı. A vitamininden ve özellikle beta karotenden zengin gıdalar diyete eklenmeli. Örneğin; havuç, turuncu sebzeler, meyveler, bal kabağı, kayısı, domates gibi.

Yağlı ve akneli cildi olanlar öncelikle bol su tüketmeliler. Akne soru yaşayanların stresi de kontrol altında tutmalarında fayda var. Çünkü stres hormonları akne, rosacea, sedef gibi mevcut cilt hastalıklarının alevlenmesine neden olabilir. Stres veya anksiyete zamanlarında bu şikayetler de kötüleşme eğilimine girer. Bu tür dönemlerde yürüyüş, meditasyon, yoga yapmak iyidir.

Yağlı cildiniz varsa, rutin cilt bakımını ihmal etmeyin. Salisilik asit içeren temizleyiciler ile cildi yıkayarak gözeneklerin temizlenmesini sağlayın. Ayrıca cilde nazik şekilde peeling uygulamak da doğru olur.

Cilt Bakımının Yıldızları Gece Kremleri

krem
Eğer cildinizin daha uzun yıllar gergin,pürüzsüz ve kırışıksız korumak istiyorsanız, gündüz bakımınızın yanı sıra gece bakım kremlerinizi asla ihmal etmemelisiniz.

Biliyor musunuz, aslında “güzellik uykusu “nun kelime anlamının ardında çok daha önemli şeyler var. Geceleri cilt me­tabolizması daha fazla çalışıyor dolayısıyla günün verdiği zarar­lar, UY ışınları ve cilt yüzeyinde biriken kir gece temizleniyor ve cildin üst katmanındaki hücreler yenileniyor.

Ayrıca geceleri cildin kan dolaşımı gündüzden daha yoğun oluyor, işte bu yüz­den cildinizin gece bakımına özellikle önem vermeniz gereki­yor. Ye bu konuda size cilt tipinize özel etkili gece kremleri yar­dımcı oluyor.

Eğer cildinizin daha uzun yıllar gergin, pürüzsüz ve kırışıksız görünümünü korumak istiyorsanız, gündüz halamınızın yanı sıra gece bakım kremlerinizi asla ihmal etmemelisiniz. Bunun en önemli nedeni, cildin gün boyunca onu koruyucu hidrolipid filmini dengede tutma çabalarıyla haşır neşir olmasıdır. Cildiolumsuz dış etkenlerden koruyan bu film geceleri ye­rini yenilenme programına bırakıyor.

Son araştırmalar, cilt fonksi­yonlarının gün içinde değişiklik gös­terdiğini ortaya koyuyor. Örneğin, akşam 18.00′den itibaren cilt metabolizması daha yoğun çalışmaya başlıyor. Saat 23.00′den iti­baren de cildin kan dolaşımı, yenileme ve ta­mir etme çalışmaları doruk noktasına ulaşı­yor. Saat sabah 04.00′e kadar ciltteki hücre bölünmesi gündüze oranla çok daha hızlı ger­çekleşiyor. Aynı zamanda bakım ürünlerini al­ma açısından da cilt geceleri daha uygun oluyor. Bunun yanı sıra yağ ve su bazlı maddelerin bu sa­atlerde cilde ulaşması mümkün olabiliyor. Kısacası, cildin özel­likle gece bakımıyla ve kendini korumasını ve yenilemesini sağ­layabilmesi uyku saatlerimize denk geliyor.

Gece kremleri nasıl etki ediyor ?
Gece için üretilmiş özel kremler öncelikle içeriklerindeki özel maddelerin zenginlikleriyle öne çıkıyor. İşte onları bile­şimlerinde hafif kıvamlar ve ışın koruması içeren gündüz ba­kım kremlerinden ayıran en önemli özelliklerinden biride bu zaten. Cilt, özellikle geceleri bakım yapan ve yenileyici destekli maddeleri almaya daha meyilli olduğundan, gece bakım krem­leri bu maddeler yönünden daha zengin içerikli oluşlarıyla dik­kat çekiyorlar. Cildin doğal fonksiyonlarının da desteğiyle etkilerini ortaya koymaları kolaylaşıyor. Genellikle yağ bileşeni yö­nünden gündüz kremlerinden ayrılan gece kremleri, cildin kendini yenileme mekanizmasını destekleyen bakım yapan maddeler yönünden de gündüz kremlerinden ayrılıyor. Normal olarak hassas ciltlerde alerjik olabilen UV ışınlarına karşı koru­yucu filtre içermezler. Bu yüzden de gündüz kullanımı önemli olan bir bakım kremini gece kullanmak kesinlikle doğru değil.

Hangi cilde hangi krem ?
Gece kremleri, gündüz kremlerinden daha yağlı oldukları için, gece ve gündüz kremlerini aynı markanın ürünlerinden seçmek önem taşıyor. Kozmetik markaların birçoğu gündüz kremine uygun her cilt tipine gece bakımı sunuyorlar. Kural olarak 20 yaşında itibaren her kadının uykuya yatmadan önce gece kremi kullanması öneriliyor. Eğer kuru bir cilde sahipse­niz, cildinize gece ihtiyacı olan nemi bolca vermeniz gerekiyor. Buna karşın cildinizin yağlı olduğunu düşünüyorsanız o za­man, yağ bakımından zengin krem kullanmaktan kaçınmalısı­nız. Bu cilt tipinin ihtiyacı nem ve yağ oluşumunu engelleyen ürünler onun için doğru seçimdir. Her ikisinin karışımı ise adı üzerinde karma cilt tiplerinin en büyük ihtiyacıdır. Bu cilt tipi özelikle T bölgesindeki fazla yağ üretimiyle dikkat çeker. Ya­naklar genellikle kuru ve hassastır. Eğer karma bir cilt tipine sa­hipseniz, o zaman yanaklarınızda zengin içerikli gece kremi kullanırken, burun, alın ve çene bölgesinde hafif nemlendirici­ler kullanmanızda fayda var.

Mucize Maskeler

yumurta-aki-maskesi
Tek olumsuz yanları, yüzümüze sürmüşken eşimize yaka­lanmak… Ama bunun dışında güzellik maskelerinin inanılmaz birer güzellik iksirleri olduğunu söylemeden geçmemek lazım.

Eğer cildiniz için iyi birşeyler yapmak istiyorsanız, o zaman kendinize ayırdığınız küçücük bir vakitte rahatlatıcı bir maske­ye ne dersiniz? Bilindik salatalık maskesinin dışında güzellik maskelerinin tümü, her tür güzellik sorununda kadınlara hızlı ve kalıcı çözümler sunuyor.

Uzun ve yorucu bir günün ardından bedeninizin ve ruhunu­zun ikinci bir randevuyu daha kaldıramayacağım düşünüyor­sunuz. O zaman size önerimiz hemen bir anti-stres maskesinin yardımını almak. Böylesi bir maske cildi temizlerken aynı za­manda ince çizgileri ve stresin izlerini de siliyor. Stresli işkadınlarının göz altlarında oluşan torbalanmalar ve halkalar için özel göz maskeleri ideal. Göz çevresinin hassas cildi ferahlarken ay­nı zamanda gerginlik kazanıyor. Göz çevresinin bu rahatlığı kı­sa bir süre sonra tüm yüze yansıyarak farklı bir ışık saçmaya başlar.

Termal su kompresleri de özellikle soğuk kış günlerinde yo­ğun stres altındaki cildin imdadına yetişiyor. Düşük ısılar ve ka­loriferin kuruttuğu havayla gerginleşen ciltler, bu olumsuz şart­lara genellikle cilt yüzeyinde kızarıklıklar, yanmalar ve gerginlik hissiyle karşılık veriyor. Yüzdeki yanma ve hoş olmayan gergin­lik hissi bileşimindeki termal su ürünleriyle ortadan kalkıyor. Maske etkili kompresler de hassaslaşan cildi rahatlatması açı­sından oldukça etkilidir.

Taze bir dokunuş: Temizleme maskeleri
Eğer cildinizdeki siyah noktaların ve küçük sivilcelerin sayı­ları son günlerde giderek arttıysa o zaman haftalık bir temizle­me maskesi sizin için en kalıcı çözümlerden biri. Cildi derinle­mesine temizleyerek ona eski ışıltısını veren bu maskeler aynı zamanda siyah noktaların ve sivilcelerin de kuruyarak kaybol­masını sağlıyor. Eğer uzun ve zorlu bir günün ardından bir gü­zellik merkezine gidecek zamanınız yoksa yeni “sağlık” maske­leri pratik ambalajlarında marketlerde bile satılıyor. İçeriklerin-deki etkili maddeler sayesinde sadece 10-15 dakika içinde te­miz bir cilde kavuşmanız an meselesi. Tabii, hangi maskeyi se­çerseniz seçin, cildinizi uygulamadan önce mutlaka temizle­meniz şart. Böylelikle etkili maddelerin cildin derinliklerine da­ha kolay ulaşmasını sağlamış olursunuz. İdeal olan, güzellik maskesini duş ya da banyo sonrası kullanmanız. Çünkü buhar gözenekleri açarak cildin derinlemesine bir bakıma hazırlan­masını sağlıyor.

9 Mayıs 2014 Cuma

İki aşamada siyah noktalardan kurtulma

siyah-nokta
Eğer cildinizde akne ya da siyah noktalarla ilgili sorunlar ya­şıyorsanız, o zaman öncelikli yapmanız gereken asla yüzünüz­le oynamamanız.

Siyah noktalar için en pratik çözümlerden bi­ri eczanelerde kolaylıkla bulabileceğiniz burun, çene ve alın için ayrı şekillerde satılan cilt bantları.

Bant kullanmadan önce cildinizi hafifçe nemlendirin, bantı siyah noktaların yoğun ol­duğu bölgeye yapıştırın ve kısa bir süre bekleyip çekin.

Birinci aşamada gözenekler içinde birikmiş kir banta yapışarak cilt yü­zeyinden ayrılacaktır.

İkinci aşamada ise cildinizi antibakteriyel bir mendil ile temizlemeniz ya da yüzünüzü ılık suyla duru­lamanız gerekiyor.

8 Mayıs 2014 Perşembe

Hangi yaşta nasıl cilt bakımı yapılmalı?

ciltbakimi
Kadınlar için her yaşta cilt bakımı çok önemlidir. En önemli vitrinimiz olan cildimize ne kadar iyi bakarsak, o da bizi ödüllendirir; her yaşın güzelliğini ayrı yaşarız. Yaşa göre cilt bakımı, bu işin sırrıdır. Çünkü cilt değişkendir, her yaşta ayrı bakıma ihtiyaç duyar.

Cildimizi hırpalayan pek çok faktör vardır. Uykusuzluk, hava kirliliği ve stres bunların başlıcaları. Eğer cildimize iyi bakmıyorsak, cildimizin kuruması, kırışması ve erken yaşlanması kaçınılmaz olur. Bu nedenle 20 yaşından itibaren cilt bakımına başlamalıyız.

20’li yaşlar

Bu yaşlarda cilt dayanıklı ve gergindir. Yüzün belli bölgelerinde sivilcelere rastlanabilir. Yağ salgıları ve hormonlar tam düzene girmediği için bu tür problemler görülebilir. Kolajen üretimi yoğundur, cilt kendini sürekli yeniler. Ölü hücreler ayda bir kez dökülür. O yüzden cilt hep tazedir. Temizlik ve nemlendirme bu yaşlardaki gençler için anahtar kelimelerdir.

- Cildi tahriş etmeyen temizleyiciler kullanmak gerekir. Sabunsuz ürünler iyidir, özellikle eczanelerde satılan dermakozmetikler bu yaş grubu için ideal ürünlerdir.

- Cildi sabah ve akşam güzelce temizledikten sonra mutlaka alkolsüz bir tonik kullanılmalıdır. Tonik, gözenekleri sıkılaştırır, cildin PH dengesini düzenler.

- Tonikten sonra nemlendirici sürülmelidir. Yağsız ve su bazlı nemlendiriciler 20’li yaşlar için uzmanların önerdiği nemlendiricilerdir.

- 25 yaşından sonra göz çevresinde belirmeye başlayan ince çizgilerin silikleşmesi ve derinleşmemesi için bir göz çevresi kremi kullanılmalıdır. Göz çevresi kremi alırken, yaşınıza uygun olup olmadığını satış danışmanına/uzmana mutlaka sorun. Bu yaşta kullanacağınız göz çevresi ürünü ağır olmamalıdır. Canlandırıcı etki taşıması yeterlidir.

30'lu yaşlar
Otuzlu yaşlarda ilk kırışıklıklar ortaya çıkar. Ölü hücreler, dökülme yeteneklerini kaybeder ve derinin kalınlaşmasına neden olurlar. Bu yüzden, cilt yüzeyi artık çok pürüzsüz değildir. Kolajen eskisi kadar fazla üretilmez. Bu yaşlarda cilt, ilk zayıflık belirtilerini göstermeye başladığından zararlı UV ışınları cildin orta tabakasına kolaylıkla geçebilir.

- 20'li yaşlarda başladığınız temel bakıma devam edin. Buna ek olarak, göz çevresi kırışıklıklarına karşı daha etkili önlem alma zamanı. “İlk kırışıklıklara” karşı etkili bir ürün alın.

- Günlük nemlendiriciniz güneş koruma faktörü içersin. Günlük hayatta dahi bu kremi sürmeden sokağa çıkmayın. Kremi, yüze sürerken boyun ve dekolte bölgenizi de unutmayın.

- Gündüz kremi dışında haftalık bir maske uygulamaya da başlayabilirsiniz. Besleyici ve nemlendirici bir maske olabilir.

- Meyve asiti içeren, cildinizi onaran bir gece kremi kullanmanın da zamanı geldi. Çünkü meyve asidi (AHA) içeren antiaging ürünlerinin cilde yararları bilimsel olarak kanıtlanmış durumda. Bu ürünler cildin rengini açıyor. Meyve asitleri, hyalüronik asit salgılanmasını artırıyor. Su tutucu özelliğe sahip olan hyalüronik asit de cilde nem kazandırıyor. Nem kazanan cilt, kurumaya ve erken yaşlanmaya karşı direnç kazanıyor.

40'lı yaşlar
Bu yaşlar biraz moral bozucu… Çünkü cildimizde belirgin değişiklikler olmaya başlar. Cildin kolajen üretimi giderek azalır. Cilt mat ve solgun bir görünüm alır. Bunun nedeni, hücre değişiminin yavaşlamasıdır. Vücutta olduğu gibi, yüzdeki kaslarda da çökmeler görülmeye başlanır.

- 40’lı yaşlara geldiğinizde meyve asitli veya retinollü kremleri tercih etmelisiniz. Retinol yeni bir şey değil, A vitaminin özü Retinol. Bu kremlerin cildi gençleştirici etkiye sahip olduğu bilimsel olarak kanıtlandı. A vitamini, ciltteki kolajen salgısını artırıyor, derinin gerginliğini sağlıyor. Soyucu özelliği var, bu sayede yıpranmış cildin altından taze bir derinin gelmesini sağlıyor. Güneş lekelerinin hafiflemesine yardımcı oluyor.

- Gündüzleri de göz çevresi için koruma faktörlü göz kremleri kullanın.

- Azalan kolajen üretimini desteklemek amacıyla peptitli ürünlere bu yaşlarda başlayabilirsiniz. Peptit içeren kremler, aminoasitlerin bir araya gelmesinden oluşuyor. Sinirden kasa uyarının gitmesini durduruyor. Kas kasılamadığı için kırışıklık da olmuyor. Peptit içeren kremlerin, iki kaş arası kırışıklıklarda, kaz ayaklarında, göz çevresinde ve alında kullanılması uzmanlar tarafından öneriliyor.

- Yüzünüze uyguladığınız bakımı mutlaka boynunuza da uygulayın. Ancak yüzünüze yukarı doğru, boynunuza ise aşağı doğru hareketlerle kreminizi sürün.

50'li yaşlar
Yaşın ilerlemesiyle birlikte, ciltteki yaşlılık belirtileri iyice ortaya çıkar. Lekeler ve sarkmalar belirginleşir. Cilt rengi bozulur, deri kalınlaşır. 50’li yaşlarda cilt fazlasıyla nem gereksinimi içindedir. Nemsizliği giderici yoğun ürünlere ihtiyaç duyar.

- Tercih edeceğiniz ürünler, içerik açısından daha konsantre, hücre yenilenmesini destekleyen ve kırışıklıkları hedefleyen türden olmalıdır. Özellikle peptit ve DMAE içeren ürünler tercih etmelisiniz. DMAE; cilt için çok güçlü bir antioksidan desteğidir, hücre zarını stabilize eder.

- 50’li yaşlarda cilt lekeleri, çiller ve benlere dikkat etmek gerekir. Yüzünüzde beliren lekeler için renk açıcı kozmetik ürünlerinden faydalanabilirsiniz. Lekelerin çoğalmasını önlemek için ise yaz-kış sokağa çıkarken yüksek koruyuculu bir güneş kremi kullanmalısınız. Ayrıca bu kremi ellerinize de sürün. El derisi en çok lekelenen bölgelerin başında gelir.

7 Mayıs 2014 Çarşamba

Hindistan cevizi yağı ile cilt bakımı

hindistan-cevizi-yagi
Doğal yağların en faydalılarından biri Hindistan cevizi yağı. Gıda sektörü harici güzelliğe de katkıları inanılmaz derecede büyük. Bakın, cilde ne gibi faydaları var:

1. Makyaj çıkarıcı
Hindistan cevizi yağı çok iyi makyaj çıkarır. Bir parça pamuk üzerine biraz Hindistan cevizi yağı dökün ve göz çevresinde dairesel hareketlerle hafifçe ovalayın. Hindistan cevizi yağı antibakteriyeldir ve etkili bir nemlendiricidir. Makyajı mükemmel bir şekilde cildi hırpalamadan temizler.

2. Göz kremi
Hindistan cevizi yağı göz çevrenizi nazik şekilde nemlendirir. Aynı zamanda kırışıklıkların görünümünü azaltmaya yardımcı olur.

3. Traş kremi
Hindistan cevizi yağını tıraş kremi gibi kullanabilirsiniz. Hassas bir cilde sahip olanlar için idealdir. Normal traş kremlerine duyarlı olanlara tavsiye edilir. Pürüzsüz bir tıraş sağlar.

4. Nemlendirici
Hindistan cevizi yağı doğal bir nemlendiricidir. Hindistan cevizi yağı yağ asitlerini cilt içine hapseder ve böylece nem sağlar, Dirsek ve topuk gibi sert yüzeyleri yumuşatmak için tercih edebilirsiniz.

5. Kütikül yağı
Tırnak etlerine Hindistan cevizi yağı sürün. Yatmadan önce bunu yapın ve eldiven takın. Yumuşak ve pürüzsüz ellerle uyanın.

6. Vücut arındırıcısı
Kahverengi toz şeker ile Hindistan cevizi yağını eşit oranda karıştırın. Peeling kremi olarak banyoda kullanın! Hindistan cevizi yağı aynı zamanda antimantar özelliğine sahiptir, bu yüzden ayaklarınızı da bununla ovalayabilirsiniz.

7. Yüz peeling kremi
Hindistan cevizi yağı ve kabartma tozu ile kendi peeling kreminizi yapabilirsiniz. Cildiniz bebek gibi pürüzsüz ve yumuşak olacaktır.

8. Dudak balsamı
Hindistan cevizi yağını dudak kremi olarak kullanırsanız dudaklarınız hiç çatlamaz ve pul pul olmaz.

9. Masaj yağı
Hindistan cevizi yağı harika bir masaj yağıdır. Çünkü cilt yağı hemen emmez. Rahatlatıcı kokusu ile keyifli bir masaj sunar.

10. Bronzlaştırıcı yağ
Bir sprey şişesine biraz Hindistan cevizi yağı koyun ve sahile getirin. Cildi nemli tutar ve bronzlaştırıcı yağ görevi görür.

11. Yanık bakımı
Eğer güneşte çok uzun zaman geçirdiyseniz, güneş sonrası Hindistan cevizi yağı sürün. Cildi iyileştirir ve nem verir.

Hindistan cevizi yağının mucizelerine tanık olmak için önerilerimizi hemen deneyin, ondan bir daha asla vazgeçemeyeceksiniz!

Maskeler – Hızlı güzellik kaynakları

salatalik-maskesi
Maskelerin etkisi anında görülür, bu yüzden maskeler koz­metikte en hızlı güzellik kaynakları olarak gösterilir. Yüksek nem içerikli maskeler, cilt hücrelerinin depolarının dolmasını sağlar, dolayısıyla cilt parlak, taze ve pürüzsüz bir görünüme bürünürken, kırışıklıklar gözle görülür bir şekilde azalır.

Gergin ciltler için üretilmiş mentol, nane gibi bitkisel içerikli özel nem­lendirici maskeler, kızarıklıkları ve şişlikleri anında yok edici bir etkiye sahiptir.

Papatya, melissa ve şerbetçiotu ekstreli nem­lendirici maskeler ise hassas ve kuru ciltleri rahatlatır.

5 Mayıs 2014 Pazartesi

Yoğun bakım 40′larda önem taşıyor

yasli-olgun-cilt-tipi
40′lar, kadınların zayıflıklarını ya da güçlü yanlarını iyice kavramaya başladıkları bir dönemdir. Hayatı duygularından çok mantıklarıyla yaşamayı tercih ediyorlar dolayısıyla birçok şeye daha hoşgörülü yaklaşmayı öğreniyorlar. 40′lar, aynı za­manda hormonal değişimler sonucu cildin kuru görünmeye başladığı yaşlar olarak da öne çıkıyor. Kırışıklıklar artık sadece kremlerle ortadan kalkmayacak kadar derinleşiyor.

Cilt eskisin­den daha solgun bir görünüme bürünüyor. Bunun nedenlerin­den biri kan dolaşımının artık eskisi kadar hızlı olmaması diğe­ri de vücudun giderek daha az pigment üretmeye başlamasıdır. Yine de bu dönemde bilinçli ve düzenli bir bakımla yaşlılığın etkilerini azaltmak mümkün oluyor. Olgun ciltler için sadece özen değil temizlik de devreye giriyor.

Sıcak su, normal sabun kullanımı ya da alkollü tonikler artık cilde zarar vermeye başlı­yor. Çünkü cilt daha kuru, ince ve gerginliğini kaybetmiş du­rumda. Cildin giderek kurumasını önlemek amacıyla yağlı ba­kım kremleri kullanmakta fayda vardır. En önemli koruyucular arasında keramid, vitamin ve lipozom bileşenli kremler yer alı­yor. 40′lı yaşlarda cilt hücreleri artık kendilerini yenileyecek gü­ce sahip olmadıkları için dışarıdan desteğe ihtiyaç duyuyorlar.

40 yaşından itibaren ciltte meydana gelen kırışıklıklar derin­lik kazanmaya, cilt rengi daha solgun görünmeye başlıyor. Ay­rıca boyun ve ellerde buruşukluklar ve pigment lekeleriyle yaş­lılığın ilk belirtileri kendini gösteriyor. Ama hepsi doğru bir ba­kım düzeniyle görünür bir şekilde gizlenebilir.

Bu yaşlarda hücreler arasında bulunan keramid önemli öl­çüde azalıyor. Ayrıca sigara, az uyku ve fazla stres gibi yaşam tarzı haline gelmiş günahlar kollajen liflerine yıllar içinde zarar vermeye başlıyor. Sonuçta cilt elastikiyetini kaybediyor, geniş­leyen kılcal damarlar cilt yüzeyinde görünür bir hal alıyor, yüz kontürü belirginliğini yitiriyor ve ince kırışıklıklar derin izlere dönüşüyor.

Bu arada cilt artık daha yorgun ve solgun bir görü­nüm alıyor. Artık harekete geçirici enzim ya da enerji depolayıcı retinol içeren anti-aging etkili gündüz ve gece bakımlarım başımıza tac etmenin tam zamanı. Bu arada cilt düzenli bakım­ların yanı sıra ekstra bakımlara da ihtiyaç duymaya başlıyor.

Besleyici maskeler ya da lifting etkili bakımlar yorgun hücreleri yeniden harekete geçiriyor. Boyun ve dekolte bölgesindeki cil­din gergin ve elastik kalabilmesini sağlamak için özel bir krem­le günlük bakım ritüelini düzenli olarak yapmanız gerekiyor. Renk açıcı maddeler içeren el bakım kremleri de, yaşlılık leke­lerini giderici etkiye sahiptirler.

Buzdolabındaki Güzellik

hint-yagi-guzellik
Gündelik hayatımızda vazgeçemediğimiz tüm bu besinler aynı zamanda birer güzellik iksiri.

Dudaklara biraz puding, alın bölgesine yumurtanın be­yazı ve saçlara domates… Gündelik hayatımızda vazgeçemedi­ğimiz tüm bu besinlerin aynı zamanda birer güzellik iksiri oldu­ğunu biliyor musunuz? Eğer güzelliğinize düşkünseniz ve bakı­mınıza önem veriyorsanız, o zaman tek yapmanız gereken buz­dolabını açmak ve bu kez yiyecekleri güzelliğiniz için kullan­mak…

Bugüne dek buzdolabınıza başka bir gözle bakmayı denedi­niz mi? Örneğin, bir güzellik kaynağı olarak… En azından bu ya­zıyı okuduktan sonra öyle bakmayı deneyebilirsiniz. Size öne­receğim bazı bakımlarla bundan böyle yiyeceklerin sadece bes­lenme amacıyla kullanılmadıklarına da şahit olacaksınız. Ve sa­latalığı ferahlatıcı bir yüz maskesi, muzu saç ve ananas suyunu tırnak derinizi yumuşatan bir bakım olarak hayal edebileceksi­niz. Ya Kleopatra’nm süt banyosuna ne demeli? Ayrıca güneş yanıkları için de size birkaç önerim olacak. O zaman haydi buz­dolabının başına…

Yüz için
Bal-yumurta akı maskesi: Bu maske için ihtiyacınız olan malzemeler; 3 yemek kaşığı bal, 1 yumurta akı ve bir miktar buğday unu.

Hazırlanışı
Yumurta akım kar gibi olana dek çırpın ve içi­ne balı ekleyin. Eğer elde ettiğiniz karışım fazla akışkansa biraz ısıtın. Daha sonra bu karışıma yoğun bir püre kıva­mı oluşana dek un ekleyin.
En iyisi maskeyi yüzünüze bir fırça yardımıyla sürmek. Etkisini göstermesi için 30 dakika bekleyin. Daha sonra ılık suyla durulaym.

Yoğurt maskesi
Yoğurttan hazırlayacağınız maske cildinizin taze ve temiz bir görünüm kazanmasına yardımcı olacaktır.

Hazırlanışı
2 yemek kaşığı yoğurt, 1 çay kaşığı bal, 1 çay kaşığı limon suyunu karıştırın, yüzünüze sürün ve 20 da­kika etki etmesini bekleyin. Daha sonra yüzünüzü 1 litre suyun içine sıktığınız 1 adet limonla hazırladığınız suyla yıkayın.

Siyah noktalara bal
3 kaşık bala 2 kaşık yoğurt ve yulaf unu
Hazırlanışı
Malzemeleri birbiriyle karıştırın. Elde ettiği­niz karışım yüzünüzde peeling görevi görecektir. Üstelik bu maskenin ciltteki tahrişleri önleyici bir etkisi de bulu­nuyor.

Yüz temizleyici yerine süt
Bileşimindeki magnezyum ciltte­ki fazla yağı nötralize etme gücüne sahip.

Lifting etkili yumurta akı
Yumurtanın akını yüzünüze sürün ve 10 dakika bekleyin. Yumurta akı kururken sertleşip büzüşür. Böylece yüzünüzdeki ince kırışıklıklar da düzleşir. Ama yüzde­ki küçük yaralanmalara dikkat! Çiğ yumurta akında bulunan salmonelle bakterisi enfeksiyonlara yol açabilir.

Kuru ciltlere mayonez
Mayonezi yüzünüze sürün, nemli sı­cak bir bezi üzerine örtün ve 30 dakika etki etmesini bekleyin.

Saçlar için
Mayonez-Avokado kürü
Biraz yağlı bir karışım elde edecek­siniz. Mayonez ve avokadodan elde edeceğiniz saç kürü için ya­rım kase mayonez ve yarım kase ezilmiş avokado meyvesine ih­tiyacınız var.
Hazırlanışı
Elinizdeki malzemeleri iyice karıştırın. Daha sonra sıcak suyla ıslattığınız saçlarınıza ve saç derinize mayonez avokado karışımını iyice yedirin. Saçlarınıza bir duş başlığı takarak 20 dakika etki etmesini bekleyin. Ar­dından saçlarınızı her zaman yaptığınız gibi şampuanla­yım Eğer yağlı saçlara sahipseniz karışıma 1 -2 çay kaşığı limon suyu ekleyebilirsiniz. Saçlarınız kuru ise 1 yemek kaşığı Hindistan cevizi yağı ekleyebilirsiniz.

Muz kürü
Saçlarınızda ballı muzlu bakıma ne dersiniz? Muzlu saç bakımı için bir muzu püre haline getirin ve 1 yemek kaşığı balı içine ekleyin.
Hazırlanışı
Muz ve bal karışımını kremsi bir yapı elde edene dek karıştırın. Daha sonra saçlarınızı sıcak suyla ıs­latın ve karışımı saçlarınıza ve saç derinize iyice yedirin.
Bir plastik folyoyla saçlarınızı toplayın ve havluyla sarın. Isı bu kürün saçlara daha derin bir şekilde etki etmesini sağlayacaktır. 20 dakika sonunda saçlarınızı iyice durula­ym ve her zamanki gibi şampuanla yıkayın. Kür son unda saçlarınızın dolgunlaştığmı ve sağlıklı bir görünüme kavuştuğunu fark edeceksiniz.

Avokado kürü
Bir avokadonun etli kısmını çatal yardımıyla iyice ezin. Elde ettiğiniz yoğunluğu yıkanmış saçlarınıza sürün ve 10 dakika etki etmesini bekleyin. Avokadonun bileşimindeki E vitamini ve yüksek yağ içeriği saçlarınıza parlaklık kazandıra­caktır.

Sertleştirici yerine bira
Yarım bardak şampanyayı yine ya­rım bardak birayla karıştırın. Yıkanmış saçları birkez daha bu sıvı karışımla çalkalayın ve havluyla sarın. Daha sonra her za­manki gibi fönle kurutun ve şekil verin.

Saç kremi yerine süt
Sütteki yağ ve albümin saçlara özellik­le yumuşaklık ve parlaklık sağlar. Sütü boş bir şampuan şişesi­ne dökün. Yıkanmış nemli saçlara uygulayın ve 15 dakika etki etmesini sağlayın. Ardından soğuk suyla durulaym (Sıcak suyla duruladığınızda süt ekşir)

Parlaklık için limon
Limondaki doğal asit, bakım ürünleri­nin kalıntılarını arındırır ve saçların parlamasını sağlar. Bir li­monun suyunu sıkın, suyla inceltin ve nemli saçlara uygulayın. !0 dakika sonra saçlarınızı durulaym.

Saçları açmak için kahve
Kahve ve kırmızı yaban mersini suyunun özellikle kızıl saçların rengini açıcı etkisi vardır. Saçla­rınızı yıkadıktan sonra durulama suyu olarak uygulayın. Kahve­rengi saçlarda yarım litre kahve kullanın, saçlarınız sarı ise ka­rışıma 6 adet limonun suyu ve bir çorba kaşığı votka ekleyin.

Kokulara karşı domates
Saçlarınıza sinmiş hoş olmayan ko­kular anında yok olur. Saçlarınızı yıkadıktan sonra bir fincan domates suyuna eklediğiniz iki çay kaşığı suyla yıkayın.

Vücut için
Bal-Süt banyosu
Kleopatra gibi banyo yapmak! Bunun için ihtiyacınız olanlar sadece 1 kase bal, 1 litre süt ve 500 gr. sofra tuzu.
HazırlanışıSütü biraz ısıtın ve balı içinde eritin. Daha sonra sofra tuzunu boş küvete boşaltın ve küveti sıcak suyla doldurun. Bal-süt karışımını banyo suyuna ekleyin. 20 dakika boyunca bu özel banyonun kedine varın.

Baharat-Portakal-Süt Banyosu
Mükemmel kokulu bir ban­yo için 2 kase süt tozu, 1 çay kaşığı kurutulmuş portakal kabu­ğu parçaları, 1 çay kaşığı kurutulmuş lavanta ve 1 çay kaşığı bi­beriye.

Hazırlanışı
Tüm malzemeleri karıştırarak bir şişenin içi­ne boşaltın (Elde ettiğiniz bu karışımla tam 4 kez banyo yapabilirsiniz.) Her banyo için 1/2 kase karışımı küvette­ki sıcak suya ekleyin. Banyoda kaldığınız 20 dakika bo­yunca derin nefesler alın.

Portakal ve papatya
3 poşet papatya çayını küvet musluğu­nun altına tutun, 1 adet soyulmuş portakalı (ya da mandalina) dilimlere ayırın ve küvetin içine atın. Suyun akmasıyla ortaya rahatlatıcı aromalar da çıkar. C vitamininin ise enfeksiyon ön­leyici etkisi vardır.

Kızartma yağırım yumuşaticı etkisi
Sertleşmiş dirsek derisi­ne, bitkisel yağı iyice yedirin. Bir çift çorabın uçlarım keserek topuk kısımları dirseklere gelecek şekilde kollarınıza geçirin. Bir gece boyunca etki etmesini bekleyin.

Peeling yerine tuz ve yağ
Ağda kıvamında bir yoğunluk olu­şana dek tuz ve sıvı yağı karıştırın. Bir süngeri karışıma batırın ve vücudunuzu ovun.

Güzel bir dekolte için salatalık
1 adet salatalığı rendeleyin, dekolte kısmına ve göğüslerinize sürün. Nemli ve sıcak bir hav­luyu üzerine koyun ve 20 dakika bekletin. Rendelenmiş salata­lıkları havluyla temizleyin ama durulamaym. Cildi yatıştırır ve yeterince nemlenmesini sağlar.

Cilt tahrişlerinde sirke ve şarap
1 fincan beyaz ya da kırmızı şarabı banyo suyuna dökün. Bu, pH değerini ve cildin asit taba­kasını yeniden dengeleyecektir. Ekşimiş şarap da aynı görevi görür. Kapalı bir kapta birkaç gün beklettiğiniz maydanoz ve sı­cak sirke karışımının ise kokuyu izle etkisi vardır.

El ve ayaklar için
Tırnak derisi yumuşatıcısı
Yumuşak tırnak derisi için 2 çay kaşığı ananas suyu ve 1 yumurta sarısı (bu oran sadece eller ve­ya sadece ayaklar için yeterlidir).
Hazırlanışı
İkisini birbiriyle iyice karıştırın ve tırnak deri­si üzerine sürerek 5 dakika boyunca etki etmesini bekle­yin. Daha sonra tırnak derinizi tahta bir manikür çubu-ğuyla tırnak yatağı yönüne doğru ittirin.

Lekelere karşı limon
Bir limonun suyunu suyla inceltin ve bir kaba boşaltın. Parmak uçlarınızı yaklaşık 5 dakika boyunca içinde bekletin. Sarı lekelerin kaybolduğunu göreceksiniz.

Törpü yerine kibrit kutusu
Kibrit kutusunun kibriti yaktığı­nız kısmı acil tırnak kırılmalarında size törpü görevi görecektir.

Kür yerine yulaf ezmesi
1/2 fincan yulaf ezmesini 1/2 fin­can suyun içinde 10 dakika çekmesini bekleyin. Daha sonra 1 yemek kaşığı limon suyu ve 1 çay kaşığı zeytinyağı ekleyin. Ka­rışımla ellerinize masaj yapın, kısa bir süre etki etmesini sağla­yın. Ardından ellerinizi kremleyin.

Güneş yanığına karşı
Güneşte fazla kaldınız ve bu sadece aynada değil çektiğiniz acıyla da kendini belli ediyor. Güneş yağı için ilkyardım yine buzdolabınızda…

Salatalığı küçük parçalar halinde doğrayın, rendeleyin ya da püre haline getirin. Elde ettiğiniz kıvamı bir pamuk parçasının üzerine yayın ve cildinizin üzerine bastırın, ne kadar süreyle is­terseniz. Ya da demlenmiş çayı buzdolabında bekletin ve cildi­nizi soğuk çayla ferahlatın.

İdeal “söndürücüler” arasında soda, beyaz şarap ve cini de sayabiliriz.

Güzelliğin doğal iksiri; bal
Bal ile güzelleşebileceğinizi biliyor muydunuz? Zinde, güzel ve bakımlı görünme arzunuzu gerçekleştirmenize yardımcı ola­cak doğal saç, el ve cilt bakım reçeteleri güzelliğin anahtarı…

Güneşin etkisiyle yıpranan saçları korumak için balın sihir­li “saç bakım reçetesi”ni mutlaka denemelisiniz. Evde hazırla­yabileceğiniz bu güzellik iksiri kolay satın aldığınız kozmetik ürünlerinden daha ucuz ve etkili.

Saç bakım maskesi
2 yemek kaşığı çam veya çiçek balı, bir limondan elde edilen suyla karıştırarak oluşturulan maskeyi, kuru saçınıza sürün ve 10 dakika bekletin. Sonra iyice durulaym. Haftada bir kez uygu­lanan bu doğal maske ile saçlarınızın doğal ve parlak bir görü­nüm kazandığını göreceksiniz.

El bakım maskesi
Sürekli göz ardı ettiğimiz ellerimiz için hazırlanan maskeyi, uygulamadan önce ellerinizi ılık bir suda yumuşatın. Ardından ellerinizi zeytinyağı ile karıştırılmış olan bir kaşık balın içinde beş dakika bekletin. Sonra da zeytinyağı ile ellerinize ve par­maklarınıza iyice masaj yapın. Ellerinizdeki yumuşaklığa ina­namayacaksınız.

Cilt bakım maskesi
Ciddi kaygılar ve yoğun stres altında yoğrulan genel yaşam şekli düşünülecek olursa, cildin yorgun ve yıpranmış görünme­sinin tek sebebinin harcanan yıllar olmadığı yadsınamaz bir gerçek. İşte bu koşuşturma içinde kendinize ayıracağınız 10 da­kika ile sağlıklı ve pırıl pırıl bir cilde sahip olabilmenin ne kadar kolay olduğunu anlayacaksınız. Bir fincan içinde, bir kaşık balı, bir kaşık limon suyunu ve kıvamın koyuluğunu bozmayacak miktarda sütü karıştırın. Elde ettiğiniz karışımı yüzünüze ve boynunuza yaydıktan sonra hafifçe kuruyana kadar bekleyin. Maskeyi nemli bir sünger yardımıyla silerek temizleyin. Balın bıraktığı iz, ışıl ışıl bir cilt olacaktır.

4 Mayıs 2014 Pazar

İlk beyazlar sizi korkutmasın

sac-bakimi_133230193369
Saçlarınızın arasında rastladığınız tek tük beyaz teller için ola ki, toptan boya gerektiğini düşünmeyin. Onları gizlemenin en pratik yolu kakül kestirdiğiniz saçlarmızdır. Doğal saç renginizle hoş bir tezat oluştururlar. Ama dikkat! Eğer saçlarınız koyuysa kesinlikle üzerin açık renk tutamlar attırmayı deneme­yin, sizi olduğunuzdan yaşlı gösterebilir.

Nasıl beslenmeli ?
* Esnek ve diri bir cilde sahip olmak için ayda en az bir kez düzenli olarak havuç suyu için.
* Bileşiminde bolce E vitamini bulunduran fındık, ayçekir-deği ve susam yağı serbest radikallerin en büyük düşman-larındandır.
* Eğer selülit sorununuz varsa vücudunuzda biriken fazla sudan kurtulmalısınız. Nasıl mı? Pirinç ya da lahana turşusu bunun için birebirdir.

3 Mayıs 2014 Cumartesi

Cilt Bakımında Sabunlar

bıttım-sabunu
Cilt temizliği
Nasıl ki, tüm gün boyunca ellerimizi en az iki kere yıkıyorsak, yüzümüzü de aynen bu şekilde yıkamamız gerekiyor. Çünkü tüm gün boyunca, evden hiç çıkmasanız bile, cildiniz kirleniyor ve gözenekleriniz tozdan ve kirli havadan etkileniyor.

Cilt türleri
Kullanacağınız yanlış sabunlar, cildinizi daha da kurutabilir ya da yağlandırabilir. Önce cilt tipinizi öğrenin. Karma cilt, kuru cilt, yağlı cilt.. Nasıl bir cilde sahipsiniz? Bir dermatolog size bu konuda yardımcı olacaktır. Daha sonra, kullanmanız gereken sabunu bulun.

Hangi cilt için hangi sabun kullanılmalı?
Cildiniz yağlıysa ve akneye eğilimli ise; salisilik asit ve sivilce kurutucu benzoil proksit içeren sabunlar kullanmalısınız.

Kuru bir cildiniz varsa saf gliserinli sabunlar, hassas bir cildiniz varsa hipoallerjinik sabunlar kullanmalısınız ve parfümlü, anti bakteriyel ve deodorantlı sabunlardan kaçınmalısınız. Özellikle ozon tabakasının kötü etkileriyle güneşe maruz kalan cildimizi mutlaka korumalıyız.