16 Aralık 2016 Cuma

Kışın cilt kuruluğunu önlemek için neler yapılabilir


Cilt sorunları içinde en sık karşılaşılan problemlerden biri olan cilt kuruluğu, özellikle kış aylarında daha da artıyor. Çünkü soğuk hava, cildin nemini azaltan en önemli faktör. Kış aylarında cildin açık alanlarında kızarıklık ve pullanma sık görülebilirken, kuruluk kaşıntıyı da artırıyor. Anadolu Sağlık Merkezi Deri Hastalıkları Uzmanları Dr. Figen Akın ve Dr. Mehmet Coşkun Acay, konuya dair merak edilenleri ve yapılması gerekenleri anlattı.

Cildimizin doğal nemi, deri bütünlüğünü sağlayan en önemli faktör. Cildin doğal nemlendiricileri hylüronik asid, seramidler gibi deri hücrelerinde bulunan maddelerdir. Yaşla birlikte bu maddelerin ciltteki miktarı da azalıyor. Tabii doğal nem faktörü, hücrelerin içinde bulunduğu üretim ihtiyacına göre değişen bir faktör. Kuru iklim ve kış ayları gibi ortam nemi azaldığında doğal nem faktörü üretimi artıyor.

Birçok kişinin özellikle kış aylarında ellerinde kuruma, kızarma ve çatlak oluşmasının nedenlerinden biri de doğal nemin yeteri kadar hızla artamaması olduğunu vurgulayan Dr. Figen Akın "Soğuk havalar cildimizi her zamankinden daha fazla kurutabiliyor. Ancak alınacak önlemlerle kış mevsiminin olası etkileri en aza indirilebilir” açıklamasında bulunurken, Dr. Mehmet Coşkun Acay ise "Kuruluk en sık kol ve bacaklarımızda görülmekle beraber gövdemizin her yerinde oluşabilir. Kış aylarında şiddetin artması sıklıkla kuruluğa eşlik eden başka problemleri de beraberinde getirebileceği unutulmamalıdır” ifadelerini kullandı.

Tek suçlu soğuk havalar değil


Cilt kuruluğunda tek suçlunun soğuk havalar olmadığını söyleyen Dr. Figen Akın ve Dr. Mehmet Coşkun Acay, "Sorunu ortaya çıkaran ya da artıran başka sebepler de mevcut. Yaş ilerledikçe derinin su tutma kapasitesi azaldığından, kuruluk yakınması da sıklaşabiliyor. Ayrıca; çevresel nem oranının azalması, aşırı güneşte kalma, sık banyo yapma, uzun süreli su teması ve soğuk hava cildimizde nem kaybına neden olarak kuruluk problemini ortaya çıkarabiliyor ya da şiddetini artırabiliyor. Kuruluk en sık kol ve bacaklarımızda görülmekle beraber gövdemizin her yerinde oluşabilir. Kış aylarında şiddetin artması sıklıkla kuruluğa eşlik eden başka problemleri de beraberinde getirebileceği unutulmamalıdır. Örneğin aşırı kuruluk, balık pulu görünümü başka deri hastalıklarını da düşündürür” açıklamasında bulundu.

Cildi nemlendirmek önemli


Dr. Figen Akın ve Dr. Mehmet Coşkun Acay, soğuk havanın neden olduğu kuruluğu önlemek için cildimizi nemlendirmemiz gerektiğini belirterek şunları kaydetti:

"Cilt nemlendirmede kullanılan nemlendiriciler iki farklı mekanizma ile çalışır. Bazı nemlendiriciler, deri yüzeyinde bir katman oluşturur ve derinin doğal neminin buharlaşarak yitirilmesini engeller. Bu tür nemlendiriciler arasında vazelin, lanolin gibi yağlar bulunur. Etkili nemlendiriciler olmalarına karşın sürülmeleri zordur. Diğer grup nemlendiriciler ise havadaki nemi ya da derinin alt katmanlarındaki nemi yüzeye çekerek derinin nemlenmesini sağlarlar. Bunlara örnek gliserin ve bitkisel yağlardır. Cilt bakımında pahalı ürünler, iyi ürün demek değildir. Cilt bakımında ürün seçerken PH'ının deri PH'ına yakın olmasına, renksiz ve kokusuz olmasına (parfümsüz), kolay sürülebilmesine, katkı maddesi (paraben, fragnencea gibi) içermemesine dikkat edilmeli. Kuru ciltlerde krem, yağlı ciltlerde su bazlı losyon formülasyonları tercih edilmeli. Alerjik cilde sahip olanlar mutlaka doktor tavsiyesi ile ürün almalı.”

Cilt kuruluğuna eşlik eden diğer sorunlar


Kaşıntı: Kuru cildin en önemli özelliğidir.
Deri kalınlaşması: Cilt kaşındıkça kalınlaşır ve renk değişiklikleri olur.
Kızarıklıklar-sulantılar: Derinin kuruması ve kaşınması deride egzamaları da beraberinde getirir.
Mikrobik enfeksiyonlar: Derinin kuruması ve kaşınması derinin koruyuculuk görevini yapamamasına, deri bütünlüğünün bozulmasına neden olur. Bu ortamda bakteriyel ve viral etkenler kolayca hastalık yapabilir.

Cilt kuruluğunu önlemenin yolları


Soğuk havalarda temel cilt bakımımızda bazı değişiklikler yapmalı ve cilt kuruluğuna yol açmamak için şunlara dikkat etmeliyiz:

- Sıcak su, cilt kuruluğunu artıran en önemli faktörlere biridir. Sıcak su ile yıkanmayın.

- Yıkanırken kurutmayan sabunlar, yağ içeren şampuanlar kullanın.

- Her banyo sonrası özellikle cildiniz çok kurumadan etkin vücut nemlendiricilerini tercih edin.

- El ve yüzünüz için günlük temizliğinizi ılık su ile yapın.

- Her el yıkamanın ardından mutlaka bariyer özelliğinde nemlendiriciler kullanın.

- Cilt temizliğinde PH'ı deri PH'ına yakın ürünler tercih edin.

- Yaşadığınız ortamlarda nem oranını artıracak önlemler alın.

- Biotin, çinko, folik asit, omega -3 yağ asitlerinden zengin beslenin.

- Güneşe çıkmadan önce güneş koruyucularını uygulayın. Aşırı güneşte kalma durumunda ise uygun nemlendiricileri kullanın.

- Soğuk havalarda dışarı çıkarken eldiven kullanın.

- Giysilerinizde yün veya sentetik ürünler yerine pamuklu olanları tercih edin.

- Bol su için.

Cilt için en önemli vitaminler en çok hangi besinlerde var


A vitamini: Ispanak, pazı, mercimek, pırasa, brokoli, havuç
C vitamini: Kivi, portakal, greyfurt, karnabahar, brokoli
E vitamini: Ispanak, fındık, badem, yeşil zeytin, kekik, kuru kayısı, brokoli

14 Aralık 2016 Çarşamba

Bitkisel Brezilya fönü nedir?

fon-cekmek
Saçınızın 6 ay boyunca, her gün fönlü gibi düz kalması demektir. İşlem 4 saat kadar sürer. Kuaförünüz saçınızın inceliğine, kalınlığına, yıpranmışlık durumuna göre ürünlerin saçta kalma süresine karar verir.

Boyasız saçlarda uygulanabilmesi için öneden saça bir "yapısını kırma" işlemi yapılır. Kınalı saçlara işlem yapılmadan önce birkaç aşamada pullar açılır. Bunların greçekten profesyonel bir kuaför tarafından ve çakma olmayan ürünlerle yapılması gerekir. Yoksa saçlarınızı perişan edebilisiniz. (Korkutmak için değil, gerçekten dikkat etmeniz için söylüyorum)

İşlem herkese çoook cazip geliyor ve birçok kadın Brezilya fönünün peşinde! Ancak saçınıza profesyonel ilaçlar kullanıldığından emin olun. Brezilya fönü yapılmış saçlarla duştan çıkın, kurutun, davete gidin. Denize girin çıkın, kurusun, saçlarınız "kuaförden yeni çıkmış gibi" kalsın...

Saçımda nasıl bir kimyasal işlem gerçekleşiyor?

Keratin, bir proteindir. Tırnaklarımız, kıllarımız ve derinin kendi yapısında ve üstteki ölü tabakasında yoğun keratin var.

Keratin molekülleri birbirine sülfür köprüleriyle bağlıdır. Keratini meydana getiren hidrojen bağlarının da saçlarımızın esnemesini, şekil alırken kırılmamasını sağlayan yaylar olduğunu düşünün. Bu hidrojen sayesinde kopmaz saçımız! Bunu bozduğunuza çatallaşır, kopar incelir esnemez. (röfle, uzun süre güneşte, tuzlu suda kuruması, yüksek derecede amonyaklı ve perojsitli saç boyası uygulamaları)

Brezilya fönünde, hidrojen yapısını bozmadan saç pulcukları aralanır, boşluklara kimyasal reaksiyonla saçı daha kalın ve gür gösterecek olan kreatin doldurulur ve ısıyla bu keratin saç teline sabitlenir. Düzleştirici ısıyla sabitlenirken saç verilen "düz şekille" kalır.

Sabitlenme işlemine "preslenme" denilir. Titanyum ve seramik presler kullanılır. En önemli aşama budur. Eğer saçınızın inceliğine ve hırpalanmışlığına göre "ısı ayarlanmazsa" saçınız zarar görür. İşte bu sebeple kuaförünüz profesynel, kullanıdğı malzeme sağlık bakanlığından onaylı veya bu konuda uzmanlığı kanıtlanmış firmaların ürünleri olmalıdır.

Nasıl uygulanır?

Üç aşamalıdır.

1- Önce özel şampuanıyla saçın cinsine göre 3 veya 5 dakika bekletilerek pulcuklar açılır.

2- Sonra tıpkı saç boyar gibi enseden başlayarak, perçem perçem saça saf keratin uygulanır. Bu aşamada tüm saçın keratini sürmeye başlamadan önce taranmış olması gerekir. Keratin sürme işlemi sırasında saça asla tarak sürülmez.

Keratin sıvısı fırçayla uygulanır, tek tek perçemler alınır,sürülüp iyice yedirilir. Saçınızın inceliğine kalınlığına göre kuaförünüzn vereceği karara göre keratin ! 1/2 saat-45 dakika kadar ısı altına iyice saça şlemesi için bekletilir. Durulanır.

3- Son aşama: Enseden başlayarak saçınızın cinsine uygun ısı ayarı yapılmış presle her perçem tek tek düzleştirilere tüm saçlar tamamlanır. Seramik presler de kullanılır. Titanyum presler ısı kontrolü çok daha garantili olduğundan; profesyonel kuaförler sizin saçınızın sağlığı için, Brezilya fönünüzün ıskalanmaması için titanyum presi daha çok tercih ediyorlar.

Brezilya fönü yaptırdıktan sonra bakımı nasıldır?

Kuaförünüzün becerisi ve uzmanlığı birinci şart ama sizin sonrasında evde kullanacağınız destek ürünler fönü kalıcılığını ve saçların bitmez tükenmez parlaklığını, sağlığını devam ettirecektir.

Sonuçta saça kimyasal bir işlem yapıldı. Dış etkenlerden korumaya ve yıkamaya özel ürünler kullanmak durumundasınız.

1- Brezilya fönü yaptıracaksanız saçlarınızı 48 saat yıkamamanız gerektiğini bilin. Yoksa tüm emek boşa gider.

2- Brezilya fönününden sonra boyası yaptımanız gerekirse en az 3 gün beklenmelidir! Yoksa keratin yükleme şeritlerini tekrar çözebilir, düzlüğünü bozabilirsiniz.

3- Brezilya fönü yaptığınız gün saça toka, taç, duvak, gözlük gibi baskı yapacak hiç bir aksesuar takmamalısınız. Saç telinde kırılma yeri gibi iz yapar ve kalıcı olur.

4- Saçınızı iki gün sonra, içinde SLS (kimyasal tuzlar) olmayan şampuanlarla yıkayabiliriniz ama özel şampuanını tercih ederseniz Brezilya fönünüz daha uzun süre kalıcı olacaktır. SLS içeren şampuanlar saçın keratin dolgusunu bozar. Saç kremi de özeldir. Saçın nemini tam kapasite tutması için özel hazırlanmış saç kremini kullanmanız gerekiyor.

5- Özel "saç serumu" veya "durulanmayan Brezilya fönü saç kremi"nden birini seçmenize kuaförünüzden yardım alın. Çok ince telli ve yıpranış saçlara, gün içinde sürekli nem takviyesi yapan ve kabarmayı önleyen serumu tavsiye edebilir. Yahut kalın telli saçlara yumuşatıcı,parlatıcı nemlendirici etkisi sabit olan, "durulanmayan" saç kremini...

6- Brezilya fönüyle yeni bir yapıya kavuşmuş olan saç tellerinin parlak ve esnek kalmasına destek olan "Deep Conditioner mask"ı 15-20 günde bir uygulayarak, düzleşmiş, kalınlaşmış, sağlıklı saç teli yapısını sürekli kılmasına destek olabilirsiniz.

7- Tatile çıkacaksanız nemlendirici sprey saç kremini (saç sütü de denilyor) mutlaka yanınıza alın. Havuza veya denize girmeden saça püstürtün. Keratini korumaya alın.

Brezilya fönünü neler bozar?

  • Klorlu havuz suyu

  • Deniz suyu

  • SLS içeren şampuanlar

  • Saça hemen saç boyası uygulanması

    Bunlar, Brezilya fönüyle saç telinize kalınlık ve düzlük veren kreatin kılıfı bozar! Saçlarınızın düz duruşu gider. Eski haline dönersiniz .Onca emek heba olur. Söylemedi demeyin...

8 Aralık 2016 Perşembe

Kızıl saç boyası nasıl kapatılır?

bakir-karamel-sac-rengi
Kızıl saç boyası kullananlar bilir ki kızıl, çok akan ve sürekli boya isteyen bir renktir, kızıl saçtan kurtulmak da bir o kadar zordur. Saçınızı tekrar eski rengine döndürmek ya da başka bir renge geçmek çoğunlukla uzun süren, yoran bir süreçtir. Ancak aşağıda anlatacağımız teknikleri uygulayarak kısa sürede kızıl saç boyasından kurtulabilirsiniz. Yeni bir renge alışmak her ne kadar zor olacaksa da…
Saç boyasını akıtmak

Öncelikle saçlarımızda bulunan kızıl boyayı mümkün olduğunca hızlı bir şekilde akıtmalıyız. Bunun için renk açıcı veya oryal saçınızı çok yıpratacağından mümkün olduğunca doğal yollarla saç boyanızı akıtmanız gerekiyor.

Karbonat ve C vitamini yöntemi saç boyası akıtmakta da oldukça etkilidir:

  • Şampuanınızın içine attığınız 3 yemek kaşığı karbonatla saçlarınızı yıkayın ve 5 ile 10 dakika arası bekleyip durulayın.

  • 10 tablet C vitamini kapsülünü bir kapta ezip üzerine şampuanınızdan ekleyin iyice karıştırıp saçınıza sürün (büyük bir kap tercih edin, karışım oldukça kabaran bir formüldür) 45 dakika bekleyin daha sonra durulayın.


Bu iki yöntemi de istediğiniz sonucu elde edene kadar kullanabilirsiniz. Yalnız saçlarınızı mutlaka nem maskeleriyle, bakım yağlarıyla desteklemeyi unutmayın.
Yeni saç rengine geçiş

Boyanın iyice akmasını sağladıktan sonra yapacağımız şey ise kızıl renge kontrast olan bir saç boyası. Küllü tonlar, renk skalasında kızılın karşısında yer alır ve akan boyanın üzerine uyguladığınızda kızılı nötrler. İçinde kestane rengi bulunan boyalardan ise uzak durmalısınız. Saçınızdaki kızıllardan kurtulduktan sonra uygun açıcıları da kullanarak saçınızı istediğiniz renkte kullanabilirsiniz.

29 Kasım 2016 Salı

2017’nin Estetik Trendleri

estetik-trendleri
Yeni yıl kapıyı çalmak üzereyken yıllardır uygulanan plastik ve kozmetik cerrahi akımları dünyada hızla değişiyor ve gelişiyor. Her gün yeni bir teknoloji ve uygulama ile tedavi seçeneklerine bir yenisi ekleniyor. Peki 2017'de hangi işlemler popüler olacak? 2016'daki estetik trendlere bakarak bunu söyleyebilir miyiz? Aslında kristal küreye bakıp kesin yargılar içeren tahminlerde bulunmak biraz zor. Ama konunun uzmanları dünyada bilinen ve tanınan kurumların araştırmalarını inceleyerek bir çıkarımda bulunuyorlar.

Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi uzmanı Operatör Doktor Evrim Uçkunkaya bir önceki nesile kıyasla, bugün özellikle 35 yaş altındakilerin ilaç kullanma, anti-aging, güzel/bakımlı görünme ve vücutlarını değiştirme konusunda daha bilinçli olduklarını dile getiriyor. Yeni jenerasyonun radikal ve hemen dikkat çekecek değişiklikler yerine "doğal güzelliği” tercih ettiklerini vurgulayan Dr. Evrim Uçkunkaya, artık Baywatch vücutları ve Barbie gülüşleri gibi abartılı ve suni görsellik tercih edilmediğini belirtiyor.

Dinç yaş al, yaşının genci kal


Op. Dr. Evrim Uçkunkaya, yeni trendin "yaşa bağlı yüzde ve vücutta görünen hasarları zamanında onararak dinç yaş almak ve yaşının genci kalmak” olduğunu söylüyor. Zamanında yapılacak dermal enjeksiyonların ve kırışık önleyici tedavilerin ileride radikal bir ameliyat olmamak için koruyucu tedavi olarak görüldüğünü dile getiren Dr. Evrim Uçkunkaya sözlerine şöyle devam ediyor; özellikle botoks dünyada 2017'de yine en önde gelen koruyucu işlem arasında. Diğer popüler işlemler arasında meme büyütme, karın germe, liposuction geliyor. Bu işlemler artık estetik ve kozmetik cerrahinin etiketi gibi. Meme büyütme ve karın germe işlemleri sadece en ön sırada olmakla kalmıyor, cerrahi teknik açısından da modifiye ediliyor ve geliştiriliyor. Mesela liposuction işlemi eskiye göre artık daha iyi sonuçlar veriyor. İşlemlerin aynıda olsa teknolojinin gelişmesi hastanın işlem sonrası daha hızlı iyileşmesini ve haliyle yaşam kalitesini artırmasını sağlıyor.

Dünyadaki 2015 ve 2016 yıllarına ait estetik ve plastik cerrahi istatistikleri ışığında Dr. Evrim Uçkunkaya 2017'nin trend tahminlerini şöyle sıralıyor:

1- Bıçak altına yatmak gerekli değil. Minimal invaziv ve ameliyatsız işlemlerin popülerliği artarak devam ediyor. Bu işlemler sadece botoks, dolgu, lazer, radyo frekans, led, kimyasal peeling vs. işlemleri değil bunlara cerrahi küçük lokal işlemlerde dahil,

2- "Mommy makeover” denilen yani doğumdan sonra oluşabilecek vücut deformitelerini düzeltmek için ameliyatlar, mesela karın germe, meme büyütme ya da toparlama gibi,

3- Erkekler de artık genç ve dinç kalmak için estetik ve cerrahi işlemlere başvuruyor. İşlemlerin uzun zaman almaması ve iyileşme süreçlerinin kısa olması talebi artırıyor,

4- Yaş sınırı kalmadı. Gençler artık anti-aging konusunda daha bilinçli ve koruyucu olarak estetik cerrahiyi tercih ederken, yaşı ilerlemiş kişiler ise dinç kalmaya yaşının genci görünmeye çalışıyor,

5- Hastalar kendi hücrelerini kullanmak istiyor yani bir tür geri dönüşüm de diyebiliriz. Örneğin sizden alınan yağın yeniden vücut şekillendirmek için meme ve popo büyütmede silikon yerine, yüz şekillendirmede ve ellerde gençleşmede veya erkek/kadın genital bölgelerinde yağ transferi gibi.

Amerikan Plastik Cerrahi Derneğinin (ASPS) verilerine göre 2015 yılında 1.7 milyon kozmetik cerrahi işlemi uygulandığını belirten Op. Dr. Evrim Uçkunkaya, 2017'de plastik ve estetik cerrahide öne çıkacak olan ilk 5 işlemi şöyle sıraladı;

- Meme büyütme

- Liposuction

- Burun

- Göz kapağı

- Karın germe

ASPS araştırmasına göre 14.2 milyon kişi ameliyat haricinde minimal invaziv işlem yaptırmış, 2017'de bu işlemler arasında tüm dünyada öne çıkacak ilk 5 işlem şöyle tahmin ediliyor:

- Botox

- Dolgu (Hyaluronik Asit)

- Saç ekimi ve epilasyon

- Kimyasal peeling

- Mikrodermabrazyon

28 Kasım 2016 Pazartesi

Tırnakları hızlı uzatan 8 kür tarifi

yeni-trend-cam-tirnaklar1
Tırnakları uzatmanız ve sağlıklı olarak muhafaza etmek zor olabilir. Her kişinin kendine göre bir tırnak uzama hızı vardır. Bu da ortalama ayda bir milimetre civarındadır. Öncelikle kışın soğuğu ,ev işlerinde ki soğuk-sıcak su durumları gibi zorlu şartlardan korunmalı eller, sonrasında kolayca bakımı yapılmalı.

İşte tırnaklarınızın hızlı uzaması için uygulamanız gereken kürler...

Beyaz sirke


- Elinizi ve tırnaklarınızı sabunla yıkayın.
- Plastik ve geniş bir kaba tırnaklarınızı içinde bekletmeye yetecek kadar beyaz sirke koyun.
- Ellerinizi sirkenin içine sokarak 3-5 dakika bekletin.
- Ellerinizden sirke kokusunu çıkarmak için ellerinizi bol su ile yıkayın.
- Tırnak çevresindeki ölü deriyi keserek değil törpü ile törpüleyerek yok edin.
- Eller için kullanabileceğiniz bir dezenfektanla ellerinizi ve tırnaklarınızı dezenfekte edin.

 

Zeytinyağı


- Tırnak bakımı açısından da en etkili maddelerden birisi de zeytinyağıdır.
- Zeytinyağı tırnaklarınıza nüfuz ederek gereken beslenmeyi sağlar.
- Yatağa girmeden önce ılık zeytinyağı ile 3-4 dakika tırnaklarınıza masaj yapın.
- Masajdan sonra pamuktan bir eldiven giyip bekleterek uzamasına daha da yardımcı olabilirsiniz.

Hindistan cevizi yağı


- Ellerinizi ve tırnaklarınızı yatmadan önce Hindistan cevizi yağı ile masaj yaparak ovalayın.
- Çeyrek bardak Hindistan cevizi yağı, çeyrek bardak bal ve 4 damla biberiye yağı ile oluşturacağınız karışımı derin bir kaba dökün.
- Bu karışımı mikrodalga fırında 20 saniye ısıtın.
- Tırnaklarınız bu karışımın içinde kalacak şekilde 15 dakika bekletin.
- Bu yöntemi haftada bir veya iki kere uygulayabilirsiniz.

Portakal suyu


- Taze sıkılmış portakal suyu içerisinde tırnaklarınızı 10 dakika bekletin.
- Ilık suyla ellerinizi ve tırnaklarınızı durulayın ve havluyla yumuşak dokunuşlar yaparak kurulayın.
- İstediğiniz uzunluğu elde edene kadar bu uygulamayı yapmaya günlük olarak devam edin.

Limon suyu


- Limon sarı tırnakları tedavi eder ve tırnakların parlamasını sağlar.
- 1 yemek kaşığı limon suyu ve 3 yemek kaşığı zeytin yağını karıştırın.
- Karışımı hafifçe ısıtın ve tırnaklarınızı 10 dakika bu karışımda bekletin. Bu yöntemi günlük uygulayabilirsiniz.
- Ayrıca limonu dilimleyerek limon dilimleri ile tırnaklarınızı ve tırnak derilerinizi ovabilirsiniz.
- Ardından ılık suyla durulayın.
- Bu yöntemi de günlük uygulayarak tırnaklarınızın daha hızlı uzamasını sağlayabilirsiniz.

Kırkkilit otu


- 3/4 çay kaşığı kurutulmuş kırk kilit otunu 2 bardak kaynar su içine ekleyin.
- Ağzını kapatarak 10-15 dakika demlenmeye bırakın.
- Süzerek soğumaya bırakın.
- Geriye kalan suda tırnaklarınızı 20 dakika bekletin.
- Haftada en az 4 kere bu yöntemi uygulayın.
- Eğer tadı hoşunuza giderse kırk kilit otu çayını günlük olarak içmeniz daha sağlıklı tırnaklara sahip olmanızı sağlayacaktır.

Keten tohumu yağı


- Keten tohumu tırnaklarınızın çatlamasına veya ikiye ayrılmasına da engel olur.
- Tırnaklarınıza biraz keten tohumu yağı yayarak bir kaç dakika masaj yapın ve ovalayın.
- Bunu korumak için bir kaç saat eldiven giyebilirsiniz.
- Günde bir kere yaparak tırnaklarınızı uzatabilirsiniz.

Isırgan otu


- Isırgan otu da içerisinde bulunan zengin silis sayesinde tırnaklarınızı koruyup uzatan bitkilerden birisidir.
- 3 çay kaşığı kurutulmuş ısırgan otunu bir bardak kaynar suyun içine ekleyin.
- Ağzını kapatıp 10 dakika demlenmesini bekleyin.
- Suyunu süzerek içine bir kaç damla bal ekleyin, yoksa tadı çok acı olabilir.
- Elde ettiğiniz çayı günlük olarak içerek tırnaklarınızı güçlendirebilirsiniz.

Tırnak yeme alışkanlığını yok etme


- Tırnaklarınızı her zaman kısa kesin ve törpüleyin. Ellerinizin bakımına dikkat etmek, tırnak yeme alışkanlığını azaltacak. Oje sürmek bu konuda yardımcı.
- Stresli ya da endişeli olduğunuz zaman tırnaklarınızı yiyorsanız çözümün temeli stresi idare etmekte yatıyordur.
- Bunun yerine daha az kozmetik ve ruhsal soruna yol açacak stres topuyla oynamak, tespih çekmek gibi başka bir tekrarlayan hareket, tırnak yemekten kurtulmanıza yardım edecektir.
- Tırnak yemekten vazgeçtiğinizi kendinize hatırlatmak için elinizden ne geliyorsa yapmakta fayda var. Eldiven giyin, parmaklarınıza renkli bantlar sarın, etrafa notlar asın.

Tırnak uzatma hakkında yanlış bilinenler


- Ellerini ve parmaklarını sürekli kullananların sürekli kan dolaşımı olduğu için daha hızlı tırnaklarının uzayacağı düşünülür ama doktorlar bunun önemli bir etkisi olmadığını söylüyor.
- Protein alımının artması ile tırnakların daha hızlı uzayacağını iddia eden yazılar okuyabilirsiniz ama bunun hakkında kanıtlanmış bir çalışma yoktur.
- Tırnakları sarımsak ile ovmanın ve tırnaklara sarımsak sürmenin hızlı tırnak uzattığı düşünülür ama bununla ilgili yapılan deneylerde tırnak uzamaya etkisi olmadığı kanıtlanmıştır.

26 Kasım 2016 Cumartesi

Pembe estetik nedir, uygulanan tedavi yöntemleri nelerdir?

pembe-estetik
Estetik ve güzel bir gülümseme dişler ile uyumlu sağlıklı diş etleri ile sağlanabilir. Sağlıklı diş etleri de açık pembe renktedir ve dişleri veya protezleri sıkıca saran pürtüklü bir yapıya sahiptir” diyen Hospitadent Diş Hastanesi Periodontoloji Uzm. Dr. Ece Toptaş, "Doğal dişler veya protezler ile diş etleri arasındaki uyuma pembe estetik denilmektedir. Pembe estetiğin sağlanabilmesi için öncelikle diş etlerinin sağlıklı olması gereklidir” şeklinde konuştu.

Dişlerle dişleri sarmalayan diş etleri arasındaki uygun geçiş bazı durumlarda diş eti büyümeleri, diş eti çekilmeleri ya da düzensiz diş etleri nedeni ile bozulmakta ve bu durum da pembe estetiği olumsuz yönde etkilemektedir. Bu estetiğin tekrar sağlanabilmesi için büyümüş diş etlerinin diş formuna uygun olarak düzeltilmesi veya çekilmiş diş etlerinin tekrar diş çevresinde şekillendirilmesini sağlayacak müdahalelere ihtiyaç duyulmaktadır.

Diş eti estetiğinin (Pembe estetik) tedavi yöntemleri


Pembe estetiğin sağlanması için büyümüş veya çekilmiş diş eti problemlerine göre farklı tedavi seçenekleri uygulanmakta olduğunu ifade eden Periodontoloji Uzm. Dr. Ece Toptaş, tedavi yöntemlerini şu şekilde sıraladı:

"Diş etlerinde düzensizlik veya büyümeler mevcutsa "rezektif” yani diş etinin kesilip uzaklaştırılmasına yönelik işlemler uygulanır. Bu işlemler gingivektomi (diş etinin kesilmesi) ve gingivoplasti (diş etinin düzeltilmesi) işlemleridir. Bazen daha ileri durumlarda diş çevresindeki kemiğin de diş etleriyle birlikte şekillendirilmesi ihtiyacı doğar, bu durumda ise flep dediğimiz diş eti operasyonunun uygulanması gerekir. Diş eti çekilmesi nedeniyle oluşan pembe estetik problemleri ise "rejenerasyon” (yeni doku oluşumu ve tamir) işlemleri ile giderilebilir. Diş eti çekilmelerini kapatmak ve açık kök yüzeyinin üzerinde yeni diş eti oluşturmak için bağ dokusu veya diş eti grefti uygulamaları yapılarak pembe estetiği sağlamak mümkün olabilmektedir.”

Kapsamlı bir muayene şart


Uzm. Dr. Toptaş sözlerine şöyle devam etti: "Pembe estetik işlemlerine karar verebilmek ve hastalarımızın hangi işlem için daha uygun olduğunu saptamak için mutlaka diş eti hastalıkları uzmanının (Periodontoloji Uzmanı) kapsamlı bir muayenesine ihtiyaç vardır. Bir uzman tarafından iyi bir şekilde yapılan uygulamalarla estetiğin tekrar kazanılmasının yanı sıra diş çevresindeki diş etinin doğal formunu kazanması sağlanmaktadır ve bu durum, ilerleyen dönemlerde diş ve diş etlerinin daha uzun süre sağlıklı kalmasına olanak sağlamaktadır.”

Dakikalar içinde tedavi


Tedavi süresinin yaklaşık 30 dakika ila 1 saat arasında sürdüğünü ifade eden Dt. Toptaş, ”Bazen oldukça basit dokunuşlar ile dakikalar içinde pembe estetiği tekrar geri kazanmak mümkün olabilmektedir. Diş eti iyi bir bakımla çok kolay iyileşen bir dokudur ve yapılan işleme göre 10-21 gün arasında tamamen iyileşmektedir” ifadelerini kullandı.

22 Kasım 2016 Salı

Saç bakımı hakkında yanlış bilinenler

sacbakimi
Saçların sağlıklı bir şekilde uzaması, kırılmaması, dökülmemesi, ipeksi ve parlak bir görünüm kazanması için yıkamadan şekillendirmeye bazı noktalara dikkat etmek gerekiyor.

Öncelikle saç tipini iyi tanımak ve saç yapısına uygun ürünler kullanmak büyük önem taşıyor.

İşte saç bakımı hakkında doğru bilinen 10 yanlış:

Kepek sadece yağlı saçlarda görülür


Saçın yıkanma sıklığı çok önemlidir. Aşırı yıkama, saçlı derinin gergin ve kuru bir yapı kazanmasına, ayrıca kaşınma şikayetlerinin artmasına yol açar. Yeterince yıkamamak ise saçların yağlı kalmasına neden olur. Her iki durum da saçlarda kepek problemi yaratır. Herkesin yıkama alışkanlığı kendine özgü olmalı; kişisel faktörler, günlük aktiviteler ve yağlanma düzeyi göz önünde bulundurularak yıkama sıklığı saptanmalıdır.

Saçlar sık sık yıkanırsa daha sağlıklı olur


Kuru saç yapısına sahip olan kişiler ılık su ile duş almalı, aşırı su ile temastan kaçınmalı ve daha hassas şampuanlar kullanmalıdır. Kişilerin saç yapısına uygun yıkama alışkanlıkları edinmesi önemlidir. Yağlı görünen saç temizlenmezse biriken yağlanmanın sonucunda egzama oluşabilir. Saçlı derinin stres, çevresel faktörler ve kişisel cilt yapısından önemli ölçüde etkilendiği unutulmamalıdır.

Banyo sonrası saçlar hemen şekillendirilmelidir


Duş sonrası saçın kurulanması ve şekillendirilmesinde çok dikkatli olunmalıdır. Islak saçın hemen taranması ya da şekillendirilmesi ciddi anlamda saçı yıpratmaktadır. Kurulamada çok hassas davranılmalı, saç havlu ile sert bir şekilde ovulmamalıdır. Havlu saçın nemini aldıktan sonra, yaklaşık 15 cm uzakta tutulacak şekilde saç kurutma makinesi ile saç kurulanmalıdır. Saça şekil verilmeden önce de yüzde doksan kuru olduğuna dikkat edilmelidir.

Saç şekillendiriciler saçı besliyor


Saçları düzleştirmek ya da dalgalı bir görünüm kazanması için kullanılan elektronik bakım aletleri saça ciddi anlamda zarar vermektedir. Kullanılması gerekiyorsa çok nadir yapılmalı, ısı düzeyi mümkün olduğunca düşük tutulmalıdır. Böyle bir durumda fön tercih edilirse saç daha az zarar görecektir.

Fönde kullanılan fırçanın ise metal değil, tahta gövdeli olanları tercih edilmelidir. Saçı şekillendiren kremler ise olabildiğince seyrek kullanılmalı, haftada birden fazla saça sürülmemeli ve sadece saç uçlarına uygulanmalıdır. Saç şekillendirici serumların ise mümkün olduğu kadar doğal olanı tercih edilmelidir.

Güneş saç sağlığını olumlu etkiliyor


Güneş ışınları sadece cilt değil, saç için de zararlı olabilmektedir. Özellikle yaz aylarında saçı korumak için fiziksel koruyucular tercih edilmeli, güneşlenme sırasında muhakkak şapka kullanılmalıdır. Yaz ve kış aylarında sık sık yüzme havuzlarını kullanan kişiler de dikkatli olmalıdır. Havuzdaki klor saçları yıpratabilir, bilhassa sarı saçların yeşil bir renk almasına neden olabilir. Bunu önlemek için de bone takılmalıdır.

Postişler saça zarar vermiyor


Saçları uzatma amaçlı kullanılan klipsler ya da yapıştırmalı postişler saça zarar vermektedir. Takma saçın yapıştırıldığı noktalar, kullanılan kimyasallar nedeniyle saçı yıpratır. Lokal olarak saçı etkilenmesinin yanı sıra ağırlık yarattıkları için de saçın dökülmesine neden olmaktadır. Sürekli yapılması durumunda kalıcı hasar da bırakabilir. Zorunlu olmadıkça yılda bir kereden fazla bunlar tercih edilmemelidir. Saçların sağlıklı uzaması için hekim yardımı almak ve doğru beslenme önemlidir.

Saçları sık kestirmek sağlıklı uzamada etkili değil


Saçların kestirilme sıklığı önemlidir. İhtiyaç olması durumunda saç uçları temizlenmelidir. Günlük bakımda yapılan hatalar özellikle saçların kestirilme sıklığını belirlemektedir. Saçına her gün işlem uygulayan bir kişinin saçı daha hızlı yıpranır ve daha çok kırık oluşur. Bu kişiler saçlarının sağlıklı uzaması için daha sık kestirmelidir. Saçların küt bir görünümde olması önemlidir.

Saçı toplamak incelmeyi engelliyor


Saç bakımında en sık yapılan hatalardan biri de saçın çok sıkı bir şekilde toplanmasıdır. Özellikle anneler kız çocuklarının saçını toplarken fazla sıkı toplayabilmektedir. Kıvırcık ve kabarık saçları olan kişiler bu hatayı çok sık yapmaktadır.

Küçük yaşlarda, sürekli yapılırsa traksiyonel alopesiye yani yanlarda bulunan saçların zayıflamasına ve incelmesine neden olur. Özellikle hasarlı bölgelerde bir daha saç çıkmadığı unutulmamalıdır. Nadiren saçı toplamak da bir sıkıntı yok ancak her gün ve sıkı bir şekilde toplanması kalıcı hasar bırakabilmektedir.

Boya saçı besliyor


Saça uygulanan yanlış boyalar ve o boyanın çıkarılması için hemen ardından yeniden işlem uygulanması yüksek derecede saça zarar vermektedir. Açıcılar saçta stres yaratır, elektriklenmesine ve saçın incelmesine yol açar. Son yıllarda yaygınlaşan organik boyalar da saç için zararlıdır. Özellikle boyaların alerji riskinin yüksek olduğu unutulmamalıdır. Boya sonrası saçta yanma, kızarıklık ve aşırı şikayet olursa saç hemen yıkanmalı ve boya akıtılmalıdır.

Beslenme saç sağlığında etkili değil


Kötü beslenme alışkanlıkları saça zarar vermektedir. Vücut yeterli protein, vitamin ve minerali alamazsa saç da gelişememektedir. Yeme bozuklukları olan ve vejetaryen beslenen kişiler saçlarına daha fazla dikkat etmelidir. Özellikle kadınlarda belli dönemlerde görülen demir eksikliği saç yapısını olumsuz yönde etkilemektedir. Güçlü ve sağlıklı saçlar için tam tahıllar, somon, yumurta, mercimek ve yeşil sebzelerin tüketimine ağırlık verilmelidir.