1 Haziran 2014 Pazar

Cildi Olumlu Yönde Etkileyen Faktörler

cilt-sikilastirma
Cildimizi olumsuz yönde etkileyen faktörlerden sonra, sağlığımız için çok önemli olan vücudun doktoru bağışıklık sisteminden söz ederek sizleri biraz olsun rahatlatmak gereğini duydum. Ne de olsa çizdiğimiz tabla pek de iç açıcı değil. Sağlığımızı koruyabilmemiz için bize gerekli olan, güçlü bir bağışıklık sistemidir. Cildimiz, dış ortamdan yabancı maddelerin ve mikropların sürekli içeri sızabildiği bir organdır. Bu içeri sızan mikropları ve zararlı maddeleri, bağışıklık sisteminin uzmanlaşmış hücreleri etkisiz hale getirmeye çalışır.

Cildi olumlu yönde etkileyen faktörleri şöyle sıralayabiliriz:

* Yeterli ve dengeli beslenme
* Günlük ya da haftalık, düzenli, uzman kontrolünde bilinçli bakım uygulamaları
* Açık hava (bol oksijen)
* Yeterli uyku (Gece saat on bir ile sabah dört arasında cilt hücreleri yenilenir)

Cildimizin işlevlerini kısaca toparlayacak olursak aşağıdaki tablo ortaya çıkar:

* Koruma
* Isı düzenleme
* Duyum
* Boşaltım (ter)
* Solunum
* Depolama (su, karbonhidrat ve yağlar)
* D vitamininin sentezi
* Emme (Kozmetik dünyası; cildin emme özelliği sayesinde temel ihtiyaçlarını dışarıdan verip, cildi tedavi etme konusunda büyük rol oynar).

29 Mayıs 2014 Perşembe

Gençleşmek için size uygun yöntem hangisi

Genc-Gorunmek
Son yıllarda estetik ve güzellik uygulamalarında doğal dokunuşlar ön plana çıktı. Estetik olduğu anlaşılmayan ameliyatsız yöntemler giderek daha fazla kullanılmaya başlanırken dolgu ve botoks* cerrahinin yerini önemli ölçüde aldı

Yüz estetiğinde trendlerin çok sık değiştiğini ve her geçen gün yeni uygulamalarla karşılaştığımızı belirten Estetik ve Plastik Cerrahi UzmanıDoç. Dr. Serhan Tuncer, yıllar içinde değişmeyen tek şeyin ise doğal güzellik arayışı olduğunu vurguladı. Doç. Dr. Serhan Tuncer, “Kadınlar estetikli ve yapılmış yüz görüntüsünden ziyade daha genç, daha doğal ve daha sağlıklı görünen bir yüze sahip olmak istiyor” dedi.

Hedeflenen doğal güzelliğe en etkili yöntemler

Yanlış bilinenin aksine dolgu ve botoksun, doğru uygulandığı takdirde hedeflenen doğal güzelliği elde etmek için kullanılan en etkin yöntemler olduğunu ifade eden Doç. Dr. Serhan Tuncer, şunları söyledi: “Artık kadınlar yoğun iş hayatı koşuşturmacası içerisinde estetik ameliyatlara zaman ayıramamakta, daha basit ama cerrahiye yakın sonuçlar veren uygulamalar peşinde koşmaktadır. Enjeksiyon şeklinde çok kısa sürede uygulanan, herhangi bir iyileşme dönemine ihtiyaç duyulmadan günlük sosyal yaşantıya hemen dönmeye imkan veren dolgu ve botoks uygulamaları uzun yıllardır güvenle kullanılmakta ve yeni uygulama teknikleri sayesinde çok daha iyi ve doğal sonuçlar alınabilmektedir.”

Herkesin kırışma şekli farklı

Dolgu ve botoksun ne olduğu tam olarak bilinmediğinden zaman zaman birbirleriyle karıştırıldığını anlatan Doç. Dr. Serhan Tuncer, her iki yöntemin hem içeriklerinin hem etki mekanizmalarının hem de yüzdeki kullanım amaçlarının birbirlerinden tamamen farklı olduğunu belirtti. Botoksun yüzdeki mimik kaslarını geçici olarak zayıflattığını, bu sayede ince mimik çizgilerinin yumuşamasına ve kırışıklıkların azalmasına neden olduğunu kaydeden Doç. Dr. Serhan Tuncer, botoks ve dolgu uygulamalarında dikkat edilmesi gereken noktaları şöyle özetledi: “Botoks uygulamaları hastaya özgü olmalıdır. Herkesin mimik alışkanlıkları, mimik kaslarının kuvveti birbirinden farklıdır. Bu nedenle de herkesin kırışma şekli farklı farklıdır. Hastaya göre belirleyeceğimiz tedavi planıyla çizgileri azaltmayı ve yumuşatmayı sağlarken doğal yüz görünümünü de korumayı hedefliyoruz.

Botoksun, yaklaşık 4-6 ay içerisinde etkisi azalarak kaybolur ve bu dönem sonunda uygulama tekrarlanır. Dolgular ise daha çok yüzde hacim kaybı olan bölgelerde tercih edilir. Çok farklı maddelerden üretilen dolgu maddeleri mevcuttur. Bunlar içerisinde bugün en güvenli olduğu bilinen ve normal dokuya benzerliğiyle en doğal sonucu veren hyaluronik asit içeren dolgulardır. Aslında insan vücudunda da bulunan hyaluronik asitin labaratuvar ortamında yüksek teknolojiyle üretilmesi sonucu elde edilen dolgular enjektör içerisinde uygulamaya hazır halde kullanıma sunulmaktadır. Normal insan dokusuna en uyumlu olan, en az reaksiyon ve allerjik etkilere sebep olan hyaluronik asit dolgular uygulandığı bölgede 12-18 ay kadar kalarak etkilerini göstermektedir. Vücutta erimeyen ve kalıcı olan dolguların ise çok fazla reaksiyona sebep olduğu vücudun bunları kabul etmeyerek tedavisi zor komplikasyonlara sebep olduğu görülmüştür. Bugün dünyada kalıcı dolgular tamamen terk edilmiştir.

Botoksun ve dolgunun etkileri ve uygulama alanları birbirinden farklı olmakla birlikte çoğu zaman birarada kullanılmaktadır. Yüzdeki yaşlanma etkileri bir bütün olarak düşünüldüğünde bu iki uygulama birbirini tamamlayıcıdır ve kombine olarak uygulandığında yüzün bütününü gençleştirirken yüzün estetik üniteleri arasında daha doğal ve yumuşak geçişler elde etmeye olanak verir.Dolgu ve botoks uygulamalarından en iyi sonucu alabilmek için, bilinçli hasta, deneyimli uygulayıcı ve doğru ürün üçgeninin tamamlanması gerekir.”

Botoks ve dolgunun kullanım alanları

* Mimik çizgileri yüzün daha çok üst yarısında oluştuğundan botoksun en çok uygulandığı yerler, kaş arası ve alındır. Ancak yüzde, bunlar dışında da uygulama alanları vardır.

* Dolgu uygulamalarından en çok faydalanılan bölgeler ise dudaklar, elmacık kemiklerinin üzeri, orta yüz bölgesi, göz altı oluğu, yanak-dudak kenarı arasındaki çizgiler, yanaklar, kaşlar ve çenedir.

Neden dolgu tercih ediliyor?
Yıllar içinde yaşlanan yüz hem hacim kaybetmekte hem de yerçekiminin etkisiyle bazı yapılar yer değiştirmektedir. Bunun sonucunda da yüzde bazı oluklar, çukurlar ve derin çizgiler oluşur. Bu çizgiler ince mimik çizgilerinden farklıdır. Yüz dolguları, sadece bu çizgileri doldurmak amacıyla değil ayrıca yüzün kaybolan hacmini yerine koyar, dokuları kaldırma (lifting) etkisiyle aşağıya doğru yer değiştirmiş yapıları tekrar eski yerlerine alır ve hyaluronik asitin cildi canlandırma etkisiyle deri kalitesini ve parlaklığını artırır.

Kaliteli dolgunun farkı
Piyasada çok sayıda hyaluronik asit dolgusunun bulunduğuna işaret eden Doç. Dr. Serhan Tuncer, her üretici firmanın bu ürünü farklı teknolojiler kullanarak ürettiğini söyledi. Kaliteli bir dolgunun yüz gençleştirme etkilerini sağlarken uygulandığı dokuda yumuşak ve doğal bir his vermesi ve dokunulduğunda ele gelmemesi gerektiğinin altını çizen Doç. Dr. Serhan Tuncer, “Bunları sağlayan üst düzey teknolojiyle üretilmiş, çok kaliteli dolgu maddeleri bulunmaktadır. Bir hekim tarafından uygulanması gereken bu dolgular hakkında uygulama öncesinde mutlaka doktorunuzdan detaylı bilgi isteyin” dedi.

28 Mayıs 2014 Çarşamba

Kaş Şekliniz Göz Yapınıza Uysun!

kas-kaldirma
Kaş şekliniz yüzünüze uygun mu? Size vereceğimiz küçük adımlarla bakışlarınızla doğru ifadeler katabilir, güzelliğinizi ön plana çıkarabilirsiniz. İşte adım adım yüzünüze en uygun kaşı bulmanın yolları...

Büyük gözleriniz varsa...
Size uygun kaş modeli: Kalın kaşlar
Kaş renginize uygun bir kaş kalemi ile kaşlarınızın etrafını bir çizgi ile belirleyin. Daha sonra çizdiğiniz çizginin ve kaşlarınızın boş kısımlarını kalem yardımıyla doldurun. Son olarak kaşlarınızı tarayın.Küçük gözleriniz varsa...

Size uygun kaş modeli: Hafif kavisli
Kaşınızın uç kısmını gözünüzün dış kenarına doğru hafifçe uzatın. Eğer o kısımlarda fazla kaşınız varsa alın ve hafif kavis verin.Oval gözleriniz varsa...

Size uygun kaş modeli: Keskin kavisli
Yüzünüze en uygun kavisli kaş modelini bulabilmek için bir kalemi burnunuzun kenarından göz merkezine doğru tutun. Böylece yüzünüze en uygun kaş kavisinin açısını yakalamış olacaksınız.

26 Mayıs 2014 Pazartesi

El Ve Ayaklarınız İçin Doğal Bakım

iyon-Ayak-Detoks-ile-Toksinlere-Elveda
Bu doğal krüleri el ve ayaklarınıza uygulayarak daha güzel ve bakımlı hale getirebilirsiniz.4 adet patatesi haşlayıp püre haline getirin. Elde ettiğiniz püreye 1 çorba kaşığı zeytinyağı ekleyin. Bu karışımı tülbent yardımıyla ayağınıza sarıp en az 2 saat bekletin. Ardından ayaklarınızı tıkayın ve vazelin sürün. Bu formülden haftada en az 2 kez yararlanın.

Limonlu losyonla yumuşacık eller
2 limonun suyunu; 10gr. bademyağı, 10 gr. gliserin yağı, 10 gr. kokoulu kolonya, ve bir tatlı kaşığı bebe pudrasıyla karıştırın. Bu karışımı her gün sık sık kullanın. Sıktığınız limonların kabukalrını atmak yerine bu kabuklarla ellerinizi ovuşturun. Elleriniz kısa zamanda pamuk gibi olacaktır.

Kararan diz kapaklarına greyfurt
1 adet sıkılmış greyfurt veya limonun içine 1 çorba kaşığı toz şeker koyup diz kapaklarınızı bu klarışımla ovun. Ardından diz kapaklarınızı yı8kayın ve kremleyin. Ayrıca her gün diz kapaklarınızı limonla ovmayı alışkanlık haline getirin. Kararma dolaşım bozukluğundan kaynaklanıyor olabilir. Bu ihtimali araştırmak için mutlaka doktora gitmelisiniz.

Cilt Gençleştirmek İçin

ciltguzelligi
Gerçekten ipek gibi yumuşak, altın gibi pırıltılı bir tene sahip olmak istiyorsak bunun bedelini ödemek zorundayız, zira iş sadece istemekle olmuyor! Sizlere ayrıntılarıyla sunacağım bilgiler doğrultusunda; ertelemeden, üşenmeden ve vazgeçmeden muhteşem bir cilt için güzellik ikliminin zümrüt tepelerinde, hep birlikte yol olacağız.

Diri, taze ve ışıltılı bir tene sahip olmak için derimizin bu 5 ihtiyacını karşılanmalıyız ki o da güzelliğini ortaya çıkararak bize teşekkür etsin.

* Süt
* Tonik
* Nemlendirici
* Gece kremi kullanılır.

Süt ve tonik, cildin temizlenme, tazelenme ve solunum ihtiyacını; nemlendirici, korunma ve nem ihtiyacını; gece kremi ise beslenme, yenilenme ve onarım ihtiyacını karşılar. Tüm bu işlemlerden oluşan bakım programına "sistem kozmetik" programı denir. Sistem kozmetik programında sırasıyla;

Günümüzde büyük bir ihtiyaç haline gelen ve bu 5 görevi yerme getiren kozmetik ürünleri, cildin tipleri ve farklı gereksinimleri göz önüne alınarak hazırlanmaktadır. Sistem kozmetik programını uygularken,

* Cildin özelliği
* Malzemenin kalitesi,
* Bilinçli tatbik çok önemlidir.

Birinci Adım Süt
İyi bir bakım her zaman iyi bir temizlikle başlar. Bu bölümde temizlik işlemini yaparken dikkat edeceğimiz hususların ayrıntılarına ineceğiz, zira güç ayrıntıda gizlidir.

Geniş gözenekli, siyah noktalı ve yağlı bir cilde sahipseniz "jel tarzı temizleyici" kullanmalı ve bu işlemden önce yüz ve ellerinizi sudan geçirmelisiniz. Ardından jel tarzı temizleyiciyi cildinize yedirmeli ve birkaç saniye bekledikten sonra yüzünüzü durulamalısınız.

Cildiniz kuruysa size süt kullanmanızı öneririm. Gözeneklerin içindeki suda ve yağda eriyebilen atıkları çözecek tarzda su-yağ karışımı bir emülsiyon olan süt, .derinlemesine temizleme sağlar.

Temizleme İşlemi Nasıl Yapılmalıdır?
Elimizin üst kısmına, cildimizin beş bölgesine (alın, yanaklar, burun, çene, boyun süreceğimiz sütü dökeriz. Parmaklarımızla ürünü tamponlayarak, kas yönünde ve yumuşak hareketlerle cildimize iyice yayarız. Tenimize yaydığımız süt sıvılaşarak, adeta sünger gibi bulunduğu yerdeki makyaj kalıntılarını ve kirleri çözer. Bu işlemin ardından cildimizdeki çözülmüş kir kalıntılarını ıslak pamukla ciltten uzaklaştırırız, içeriğindeki bitki özleri sayesinde besleyici özelliğe sahip olan süt, ayrıca cildi dezenfekte de eder. Sadece sütle temizlik yapmak cildi gevşetir. Süt sayesinde hem kirlerin çözündüğü gözeneği temizlemek, hem de bu gözeneklerin bir ölçüde sıkışmasını sağlamak için ikinci bir işlem yapmak şarttır. O da cildi toniklemektir. Önce süt sonra tonik kullanmak, saçı yıkadıktan sonra durulamaya benzer.

İkinci Adım Tonik
Tonik, gözeneklerin içindeki kerotinöz materyali (ölü hücre atıkları) ve çözülmüş kiri giderir. Bir ölçüde gözeneği sıkıştırır, kan dolaşımını arttırır (cildi tazeler), cildi dezenfekte eder, leke oluşmasını önler ve tenin rengini açar. Süt ve tonik ikilisi, her mevsim ve yaşta, birlikte kullanılmak zorundadır. Çünkü bunlardan biri olmazsa diğerinin işlevi hiçbir işe yaramaz.

Tonikleme İşlemi Nasıl Yapılmalıdır?
Yuvarlak temizleme pamuğu üzerine dökeceğimiz bir miktar toniği, göz ve ağzımız hariç, yüzümüzün iç kısmından dışına doğru kas istikametinde yumuşak hareketlerle uygularız. Sadece tonikle temizlik yapılırsa cilt tahriş olur. Bu nedenle süt kullanmayı ihmal etmemeliyiz. Kısaca özetlersek, temizleme işleminde süt su, tonik ise sabun görevini üstlenerek derinliğine temizlik sağlar, içindeki besleyici madde cildi beslerken, sıkıştırıcı özlerle de gevşemiş gözeneği toparlamaya çalışır.

Tonikler alkollü ve alkolsüz olmak üzere ikiye ayrılır. Alkollü olanlar, yağlı ve akneli ciltlere verilerek fazla yağ dengelenir. Alkolsüz tonikler ise kuru ve hassas, olgun ciltlere verilir. Alkolsüz toniklerin içeriğinde papatya, melisa gibi cildi yumuşatıcı, sakinleştirici ve dezenfekte edici özler bulunur. Temizleme sayesinde cilt ipek gibi berrak olur.

Üçüncü Adım Nemlendirici
Nemlendiriciler cildimizi koruyucu kalkan vazifesi görür. Cildin su kaybına karşı perde görevi yapar. Cildimize esneklik kazandırır ve yeni oluşacak kırışıkları önleyerek, elastiki bir cilde sahip olmamızı sağlar. Makyaj için iyi bir zemin hazırlarken, onun yıpratıcı etkilerine karşı da cildi korur.

Cildimiz sürekli pH denilen nem-yağ dengesini sağlamaya çalışır. Nemlendirici içindeki etkin maddelerle, cildin bu dengeyi kurmasına yardımcı olur ve su yönünden zayıflamış hücrelere de su sağlar.

Önce sağlığımızı, sonra da güzelliğimizi ilgilendiren bir hususa dikkatinizi çekmek istiyorum. Ozon tabakası güneşin zararlı ışınlarını emerek yeryüzüne ulaşmasını engeller. Fakat ne yazık ki ekolojik dengelerin bozulmasına bağlı olarak, ozon tabakası ciddi bir şekilde incelmektedir. Ozon tabakasının incelmesi sonucunda ise, güneşin tüm zararlı ışınları süzülmeden üzerimize gelmektedir. Özellikle güneşin UVA ışınları camlardan da geçerek cildimizin diriliğini sağlayan lifleri koparır. Bu yüzden kanser ve katarakt riski artmaktadır. Güneşe karşı savunmasız ve yalnız kalıyoruz. Özellikle 10:00 ila 16:00 saatleri arasında bu ışınların konser yapıcı etkileri korkunç boyutlara ulaşıyor. Modern teknolojinin nimetlerinden faydalanan bilim adamları bu konuda araştırmalar yaparak güneşin zararlı etkilerine karşı önlem almaya çalışıyorlar.

Son yıllarda titanyum dioksit ve çinkonun bu zararlı ışınlara karşı cilde siper olduğu bulunmuş ve nemlendirici ürünlere, rujlara, fondötenlere, şampuanlara SPF (güneşten korunma faktörü) konulmuştur, işte bu nedenle nemlendirici sayesinde; hem cildimizde lekeler, kırışıklıklar, benler, siğiller oluşturan ışınlardan korunurken, hem de cilt konserlerine karşı önlem almış oluyoruz.

Gün boyunca yıpranan cilt, akşam 23:00-04:00 saatleri arasında yenilenme sürecine girer. Yastık izlerinin kolayca oluşabileceği cildimizin en kuru olduğu bu anlarda tenimize, nemlendiricilere kıyasla daha yoğun hazırlanmış gece kremlerini süreriz. Bu sayede, gün boyunca yıpranan cildimiz desteklenerek onarılır ve esneklik kazanmış olur. Gece kremleri, otuz yaşından sonra kullanılır.

Kısaca özetleyecek olursak; güzel bir cilt için sabah ve akşam cildimizi tonikle temizler, gündüz nemlendirici, akşam ise gece kremi süreriz. Bu arada haftalık bakımlarımızı da aksatmamaya dikkat ederiz.

Dördüncü Adım Gece Kremleri
Gün boyunca yıpranan cilt, akşam 23:00-04:00 saatleri arasında yenilenme sürecine girer. Yastık izlerinin kolayca oluşabileceği cildimizin en kuru olduğu bu anlarda tenimize, nemlendiricilere kıyasla daha yoğun hazırlanmış gece kremlerini süreriz. Bu sayede, gün boyunca yıpranan cildimiz desteklenerek onarılır ve esneklik kazanmış olur. Gece kremleri, otuz yaşından sonra kullanılır.

Kısaca özetleyecek olursak; güzel bir cilt için sabah ve akşam cildimizi tonikle temizler, gündüz nemlendirici, akşam ise gece kremi süreriz. Bu arada haftalık bakımlarımızı da aksatmamaya dikkat ederiz.

Bu ürünleri alırken dikkat edeceğimiz en önemli hususlardan biri; "cilt yaşımıza" uygun ürünü seçmemizdir. Bazen yaşıtlarına göre cildi daha fazla yıpranmış yirmi beş yaşındaki bir kişi, otuz beşinde gösterebilir. Ya da otuz beş yaşındaki bir kişi yirmi beşinde gösterebilir. Bu nedenle ürün alırken sadece rakamsal yaşa değil, cilt yaşına da dikkat etmek gerekir.

25 Mayıs 2014 Pazar

Cildiniz İçin Mucizevi Yağlar

kuru-ciltler

Genelde insan cildi kış aylarında bir çok sorun ile karşılaşmaktadır. Bunlar cilt kuruluğu, çatlamalar veya pul pul dökülmeler olarak görülebilir. Bu türlü sorunlar ile karşılaşıldığı zaman cildi nemlendirmek ve beslemek gerekir; çünkü nemsiz bırakılan ve bakımsız kalan bir ciltte, sadece çatlama da değil, kırışıklık da meydana gelmektedir. Şunu unutmamak gerekir ki, kuruyan cilt erkenden yaşlanmaktadır. İşte bu durumda risklere karşı doğal yağlardan nasıl faydalanır, hangi yağları hangi durumlarda kullanmak gerekir bu yazımızda bunlardan bahsetmek istiyorum.

Kuru Ciltlerin İlacı Badem Yağı
Badem Yağı
Acı veya tatlı bademden elde edilen badem yağı kuru ciltler için mükemmel bir ilaçtır. İnce ciltler için yararlıdır ve cildi yumuşatır. Tatlı bademyağı, tarih boyunca güzellik için kullanılmış. şuan bile en çok aranan ve kullanılan maddelerden birsidiri. Yüzdeki lekelere, siyah noktalardan ötürü gözenekleri genişlemiş, kuru, ihmal edilmiş, pullanmış ciltler için oldukça faydalıdır. E vitamini ve mineraller bakımından zengin olan bu yağı, hem cildin hem de saçların (E) vitamin gereksinimini karşılamaktadır. Soğuk günlerde dış etkenlerden kolay bir şekilde etkilenen kuru ciltlerin kendine özel bakıma ihtiyacı bulunmaktadır. Hava soğudukça cilt daha da çatlayıp kurulaşmaya başlar. Bu etkileri yok etmek için en iyi ürün olarak size badem yağı olduğunu söyleyebilirim. Kullanımı da oldukça basit olup her gece yatmadan önce yüzünüze badem yağını sürerek faydasını görebilirsiniz.

Badem yağının başka faydalı özelliğini de söylemek gerekirse makyaj temizlemek için de kullanabilirsiniz. Bunun için bir kaç damla badem yağını pamuk üzerine damlatarak makyajınızı çıkarabilir cildinizi temizleyebilirsiniz.

Cildiniz İçin Vitamin ve Minarel Deposu Susam Yağı
Susam yağı

Başlıkta da belirttiğimiz gibi susam yağının en temel özelliği içerisinde bulundurduğu vitaminler, mineraller, antioksidanlar ve lesitin açısından oldukça zengin olmasıdır. Özellikle E, A ve B kompleks vitaminleri bakımından zengindir. Mineral olarak da demir ve kalsiyum bulundurmaktadır. Sesamol, besamolin ve sesamin antioksidanları da yer almaktadır. İçerdiği Omega 9 oranı ve antioksidanlar nedeniyle ısıya, tere ve ışığa karşı oldukça dayanıklıdır. Cildinize uyguladıktan sonra güneş ışığı altında uzun müddet bozulmadan kalabilirsiniz. İçindeki doğal lesitin ve antioksidan maddeler yağın derinlere değin emilmesini sağlar. Böylece cildin yaşlanmasının önüne geçer.

Yukarıda bahsetmiş olduğumuz cilt sorunlarının haricinde, mantar enfeksiyonlarına karşı da etkilidir. Saç ve tırnak için de etkilidir. Doğrudan saç diplerine ve tırnaklara uygulanabilir. Saçlar bu yolla daha çok güçlenir ve beslenir. Özellikle kepekli ve mantar enfeksiyonlu saçlara son derece iyi gelmektedir. İçindeki kalsiyum bundan ötürü, vitamin eksikliği olan ve kırılan tırnakların dostudur. Kozmetik ve masaj amaçlı kullanımlarda ise allerji riski yok denecek kadar azdır diyebilirim.

Her Derde Deva Zeytinyağı

Geçmişten günümüze kadar olan süre içerisinde zeytinyağı ile güzellik arasında yakın bir ilişki her zaman için süregelmiştir. Eski toplumların belgelerirde cilde iyi gelmesi, kırışıklıkları önlemesi, sivilceleri tedavi etmesi, deriyi yumuşatması ve saçları gürleştirip parlaklık vermesi gibi bilgilere sık sık rastlamaktayız. Sağlık ve güzellik kaynağı olan zeytinyağı hem yemeklerde tüketilerek yarar sağlamakta hem de cilde uygulanarak güzellik kazandırmaktadır. Genel olarak doku ve organlar üzerinde önemli derecede etkilere sahiptir. Bu yağın yararlarını dilerseniz aşağıda maddeler halinde sıralayalım.

Cilde ve özellikle saçlara oldukça faydalıdır. Besler, korur ve yumuşatır. Saç dökülmesini durdurmak için bir yumurta sarısı karıştırılır. Bu karışımı, saç diplerine sürüldükten bir saat daha sonra yıkanır.
Dövülmüş sarımsak ile karıştırılmış zeytinyağı, kuruyan, sertleşen derinin yumuşamasını sağlar.
Saçlara canlılık kazandırmak için birkaç kaşık zeytinyağı ile saç diplerine masaj yaparak uygulanır. Daha daha sonra ılık havluya sarıp, yarım saat beklenir ve yıkanır.
Dişlere yapılan masaj, dişlere sağlamlık ve beyazlık kazandırır.
Birkaç damla limon-balı karışımı kullanılması kırışıklıkları önler. (Haftada iki kez yeterli olacaktır.)
Kaya tuzu ile karıştırılır. Pürüssüz bir cilt elde etmek için, bu karışımla kol ve bacaklar ovulur.
Zeytinyağı limon ile karıştırılarak cilde sürülür, cildi korur. Güneşle birlikte böyle bir ten iyi bir renk almaktadır.
Ciltteki kuruluğu gidermek için bir elma ezilir. Zeytinyağı ile karıştırılarak on dakika yüzde tutulduktan daha sonra ılık suyla yıkanır.

Özetle: Zeytinyağı, susam yağı ve badem yağı ev kozmetiğinde çok mühim bir öneme sahiptir. Farklı durumlarda farklı yağları kullanmanız gerekir. Kullanmış olduğunuz yağların mutlaka katıksız ve katkısız olması gerekmektedir.

24 Mayıs 2014 Cumartesi

Erkeklere Özel Cilt Bakımı

erkek-cilt-bakimi
Erkekler için güzel yerine hep yakışıklı tanımlaması kullanılırdı. Zira güzellik kavramı kadınlara özel bir kavram gibi düşünülmekteydi. Durum artık bunun aski bir hal aldı. Artık bayanlar bakımlı erkeklerden hoşlanmaya, erkekler de görüntülerine daha çok çekidüzen vermeye başladılar. Manikür, pedikür ve cilt bakımı yaptıranlar hatta estetik cerrahinin her türlü nimetlerinden yararlananlar bile oldu. İşte bu yazımızda erkekleri ilgilendiren ve onlara özel olan cilt bakımından bahsedeceğiz.

Beyler, sakın ha inkar etmeye kalkışmayın! istatistikler malesef bu şekilde olduğunu söylüyor. Almanya'da güzelleşmek uğruna bıçak altına yatan her beş kişiden biri erkek. Amerika'da ise her iki kişiden biri erkek. Hal böyle olunca, ben de beylerin ihtiyacına yönelik en yeni kozmetik bilgilerini, elimden geldiğince sizlere sunmaya çalışacağım.

Artık kozmetik firmaları, erkeklerin de bakımlı ve güzel olmak istediklerinin farkına vardı. Bu sebeple onlara yönelik ürünler de formüle etmeye başladı. Günümüzde erkekler için cildi nemlendiren, kırışıklığı önleyen, traş sonrası kızarıklığı minimuma düzeye indiren birçok ürün çeşidi mevcut. Erkeklerin bir çoğu, cildinin özenli bir bakıma ihtiyaç duymayacak kadar dayanıklı olduğu konusunda iddiasında değil. Modern erkek, cildinin erken yaşlanmaması için gerekenleri uygulamaya başladı bile!..

Gelin, önce hep birlikte biri Mars, diğeri Venüs'ten olan erkek ve kadın cildi arasındaki farklara teker teker bir göz atalım.

Fark 1- Erkeklerin hormonlarının etkisiyle saçları, sakalları, vücut tüyleri hanımlarınkine göre daha kalın çıkar.

Fark 2- Erkeklerde yağ bezi kadınlara göre sayıca daha fazladır. Ayrıca testesteron hormonu yağ üretimini de arttırmaktadır.

Fark 3- Erkeklerdeki bağ dokuları ve bunlar arasındaki bağlantılar sıkı bir ağ oluşturarak, dokuya ayrıca bir sağlamlık kazandırırken, hanımlarda bu bağlar neredeyse paralel gider. Bu nedenle selülit bayanlara özgü olup erkeklerde görülmez.

Fark 4- Erkeklerde cildin dokusu kaba olup, üst cilt tabakası (epidermis) hanımlardan % 15 civarı daha kalındır. Erkek cildi, daha sıkı yapısı nedeniyle, hanım cildine göre daha fazla korunmuştur. Erkeklerde, boyun ve çene kısmında kıl dönmesi özellikle de kıvırcık saçlı olanlarda daha çok görülür. Glikolik asitli ürünlerin, uzman kontrolünde topikal uygulanması son derece etkin olmaktadır. Yaşlılık belirtileri, kadınlarda daha erken ortaya çıkıyor. Ama erkeklerde daha hızlı ilerliyor. Ayrıca kırışıklıklar da daha derin görülüyor.

Genç erkeklerde kimi zaman çene ve boyun civarındaki bazı kıllar, çok güçsüz yapısından dolayı sertleşerek cilt yüzeyini zorlar ama çıkamaz. Sürekli büyüyerek çevredeki dokulara baskı uygular. Bu durumda kıl kökünde iltihaplanmaya neden olarak püstül oluşumunu da başlatır. Böyle ciltlere glikolik asitli ürünler vererek, bakteri engelleyen antiseptik jellerle cilt temizliğine duyarlı davranmak gerekir. Traş makinesi her traş sonrası dezenfekte edilmelidir. Traş olurken zorlanıyorsanız, sakallarınız ve bıyıklarınız çok sertse, yumuşatıcı jel ve kremler kullanmalısınız. Bundan sonra işlem daha kolay hale gelecektir.

Eğer cildiniz hassas ise seçmeniz gerekenler, içerisinde aloe vera, provitamin B5 ve alantoin gibi doğal aktif maddeler bulunan ürünlerdir. Bunlar aynı zamanda cilde yumuşaklık ve esneklik sağlayarak ve hücreleri de yenileyerek, doğal dengeyi korurlar.

Günlük traş bir nevi peelingdir. Traş esnasında sadece sakallar değil, en üst cilt tabakalarının sertleşen kısmı da gider. Bu nedenle cilt traş esnasında kolayca tahriş olabilir. Hassas cilde, alkol bazlı after shave yanma yapacağı için, mentollü bir traş sonrası balzam bu tahrişleri önler ve cildi yatıştırır. Ancak sadece aşırı yağlı erkek ciltleri alkollü ürünleri kullanabilir.

Sigara içildiği takdirde, orta deride problemler oluşmaktadır. Bu nedenle ince kan damarları daralarak, bir taraftan dokunun oksijenle beslenmesi diğer taraftan metabolizmanın oluşturduğu zararlı maddelerin taşınması zorlaşmaktadır. Yani cilt ne doğru dürüst beslenebilir ne de atık maddelerden kolayca kurtulabilir.

Sonuç incelmiş mat bir cilt, elastikiyet kaybı ve buyursun kırışıklıklar!.. Bu durumun çözümü cildi serbest radikallerden koruyan E vitamini ve alkol içermeyen nemlendiriciler ve göz kremleri kullanmaktır. Hatta yağlı ve iri gözenekli ciltlere kil maskesi, nemsiz ciltlere de nem maske gereklidir.

Vücut ürünleri olarak terin oturmasına sebep olan bakterileri önleyen deodorantlar kullanılmalıdır. Eğer deodorantlar nedeniyle yanma ve kızarma meydana gelirse stik şeklinde deolar ya da jel tipi temizleyiciler tercih edilmelidir.

Traş öncesi yapılan dikkatli peeling, ters dönen tüyleri düzeltirken, traşın sonucunu da daha etkin kılar. Traş makinesini kılların yatış istikametine göre ayarlamak da çok oma çok önemlidir. Ayrıca elektrikli traş makinesi çok ıslak cilde uygulanmamalıdır. Güneş koruyucu ürünleri sakın ha unutayım demeyin!..

23 Mayıs 2014 Cuma

Argan Yağı ile Saç ve Cilt Bakımı

argan-yagi
Son zamanlarda çeşitli websitelerinde ve bloglarda satışının yapıldığı, reklamlarda sıkça karışımıza çıkan Argan yağı dikkatimizi çekti. Bu makalemizde de Argan yağının ne olduğunu ve cilt bakımındaki öneminden bahsedeceğiz.

Argan Yağı Nedir?
Bitkisel tedavi yöntemlerinde oldukça önemli bir yere sahip, üretimi oldukça zor olan argonia spinosa meyvesinden elde edilen bir bitkisel yağdır. Yapılışı da oldukça ilginçtir. Argan ağacının meyvesi ikiye ayrılarak içerisinden çekirdeği çıkarılır kavrulur ve öğütülür. Öğütülen bu çekirdek su ile karıştırılarak yağı elde ediliyor. Oldukça zahmetli olduğundan dolayı da fiyatı pahalı olabilmektedir.

Ameliyat, botoks veya pahalı kozmetik ürünler kullanmanıza gerek yok. Saf argan yağı ile doğal bir sağlığa kavuşabilirsiniz. Bunu yapmak için de gece yatmadan önce makyajınızı temizledikten sonra birkaç damla cildinize sürmeniz yeterli olacaktır.

Argan Ağacının Faydaları Nelerdir?
Tüm dünya ve Türkiye de kullanan insanlar genelde cilt lekelerinden kurtulmak için kullanıyorlar. Sektörel olarak kullanımı şu şekildedir
* Afrodizyak olarak kullanılmaktadır.
* Parfüm yapımında kullanıldığı bilinir.
* İlaç sektöründe sıklıklar kullanılır

Argan Yağının Cilde Faydaları
* En önemli özelliği cilt lekelerinin giderilmesinde ve yok edilmesinde oldukça etkilidir.
* Sivilceleri yok etmede etkilidir Akne ve siyah nokta oluşumunu engeller.
* Kırışıklıkları azaltarak cildi gerginleştirir. Bu özelliği sebebiyle gençlik iksiri olarak adlandırılarak yaşlanmayı geciktirmektedir.
* Cilt üzerinde tahribat veya iltihap varsa yok eder.
* Göz altı morlukların giderilmesinde etkilidir.
* Cildinizin yumuşamasına yardımcı olur.
* Cildi güneşe karşı zararlı ışınlardan korur
* Hamilelik sonucu oluşan çatlaklarının giderilmesinde etkilidir.
* Selülitlere karşı ve göğüs bakımında etkilidir.
* Gece yatmadan önce uygulandığında cilt üzerinde harika bir etki oluşturur. Uyku boyunca cildin tekrar yenilenmesini sağlar ve cildin yaşlanmasını engeller. Tüm cilt tipleri için de uygundur.
* Cildi nemlendirici etkisi bulunmaktadır Soğuk ve dış etkilere karşı çatlayan gerilen ciltleri yumuşatır, nemlendirir.

Argan Yağının Saç İçin Faydaları
* Saçların kırılmasını engeller
* Yıpranmış deforme olmuş ve parlaklığını kaybetmiş saçlara parlaklık kazandırr
* Saçlar besleyerek canlılık kazandırır.

Argan Yağı Kullanan Ünlüler
Bir zamanlar cilt yüzeyi oldukça bozuk olan ünlü model Güzide Duran, pürüzsüzleşen cildinin sırrını şöyle açıkladı: "Yüzüme kozmetik ürün sürmüyorum. Eczaneden aldığım sabunla yüzümü yıkayıp; sabahları argan yağı kullanıyorum"

Çağla Şikel, Seray Sever ve Demet Şener Kutluay da kullandığı ve güzelliklerinin sırrı olan Argan Yağı cilt bakımınızda diğer kozmetik ürünlere göre oldukça aktif rol alacak

Sizde cildiniz için Argan Yağı kullanın değişim ve mucizeye kendi gözlerinizle tanık olun.

22 Mayıs 2014 Perşembe

Kusursuz Bacaklar İçin Öneriler

sutun-gibi-bacaklar
Bacaklarınızın daha güzel görünmesini istiyorsanız işte size 5 ipucu.

Ayaklarınızı dinlendirin
Yorgunluk ve sıcak havalar sebebiyle ayaklarınız şişebilir. Akşamları ayaklarınızı yukarı kaldırarak dinlendirmeyi ihmal etmeyin.

Topuklarınıza özen gösterin
Çatlamış, beyazlaşmış topuklar tüm güzelliğinize gölge düşürür. Nemlendirici kremleri uyguladıktan sonra kalın çorap giyerseniz topuklarınız yumuşayacaktır.

Peeling
Yama şeklindeki lekeler gözlemliyorsanız peeling zamanı geldi demektir. Peeling cildinizin ölü deriden kurtulmasını ve daha canlı görünmesini sağlar. Yuvarlak hareketlerle haftada bir peeling uygulayın.

Bronz bacaklar
Tatile gidemediyseniz veya güneşlenecek vakit bulamadıysanız bronzlaştırıcı ürünlerle hafif bir bronzluk elde edebilirsiniz. Tabii süt gibi beyaz ten seviyorsanız o ayrı.

Doğru ayakkabı seçimi önemli
Doğru seçilen ayakkabılar bacaklarınızı güzel gösterir. Ten rengi topuklu ayakkabılar doğru bir seçim olacaktır. Teninize yakın renkteki ayakkabılar bacaklarınızın devamı gibi görüneceğinden bacak boyunuzu uzatır.

Peeling Yöntemleri Nelerdir?

peeling-nedir-peeling-nasıl-yapılır
Uygulama şeklinde göre 4 çeşit peeling bulunmaktadır. Bunlar; mekanik peeling, lazer peeling, kimyasal peeling ve biyolojik peelingtir. Bu makalemizde bu peeling yöntemlerinden bahsedeceğiz.

1- Mekanik Peeling:

Bu peeling yöntemi adından da anlaşıldığı gibi problemli olan cildin üst derisini soyarak alt katmanlardan yeni ve sağlıklı derinin üretilmesini sağlamak amacıyla uygulanan yöntemdir. Mekanik peeling işleminden sonra zımparalama cihazı ile deri kat kat soyulur. Bu işlem sonrasında kişi gündelik hayatına bir süre ara vermesi gerekebilir. Dikkat edilmesi gereken peeling işlemi sonrası cilt güneş ışınlarından korunması ve güneşe çıkılmaması gerekmektedir. Herhangi bir yan etkisi görülmemektedir.

2-Kimyasal Peeling
Kimyasal peeling yönteminde %35-70 arası konsatrasyonlu meyve asitlerinin kullanılarak yapıldığı yöntemdir. Üst deri kimyasal bileşimler ile temizlenerek alt taraftan taze derinin çıkması sağlanmaktadır. Cilt lekeleri, güneş lekeleri, sivilce izleri ve fazla derin olmayan cilt kırışıkları kimyasal peeling yöntemi ile ortadan kaldırılabilmektedir.

3- Lazer Peeling:
Lazer peeling yönteminde cildi soyma işlemi lazer ışınları ile yapılmaktadır. Lazer ışınları hücreleri etkileyerek onları ısıtır ve buharlaştırırlır. Bu işlem sonrasında cildin normale dönme süresi 2-3 ay sürmektedir. Uygulamadan sonra en az 10 gün güneşe çıkılmaması gerekmektedir.

Akne tedavisi olan kişilerin özellikle Roacttane ilacı kullananların lazer peeling yaptırması tehlikelidir. Koyu renkli tene sahip kişilere tavsiye edilmez. Akne izlerinde, epilasyon kırışıklarında, hamile lekelerinin giderilmesinde yararlıdır.

4- Biyolojik Peeling:
Biyolojik peeling yönteminde üst deriyi soyma bitkisel yöntemler ile yapılmaktadır. Diğer peeling yöntemlerine nazaran iyileşme süresi daha kısa olmaktadır. Bu yöntem 40 yıldan fazladır sürekli geliştirilerek uygulanan bir yöntemdir. Tamamen doğal ve bitkisel bazlı olarak uygulanmaktadır.

Bu yöntemde proteinler, karbonhidratlar, vitaminler, sıkılaştırıcılar, enzimler, 12 element ve mineral tuzlar kullanılmaktadır. Uygulama sonrası cilt 3 hafta süre ile güneş ışınlarına karşı korunması gerekmektedir.

Çok koyu tenlilere
Çok fazla güneş yanığı olan kişilere
Hamile kişilere uygulanması tavsiye edilmez.


Uygulama alanları:
Akne ve yağ kistleri olan kalın pürüzlü ciltlerde
Kan dolaşımı düzensiz, yorgun ciltlerde
Koza, akne ve yanık sonrası oluşan izlerde
Sarkma, gevşeme ve kırışıklıklarda
Güneşten zarar görmüş ciltlerde
Her türlü cilt lekelerinde
Hamilelik ve diğer sebeplerden dolayı oluşmuş deri çatlaklarında
Selülit, elastikiyetini kaybetmiş bacak, kol içi, karın bölgesinde bu yöntem uygulanmaktadır.

Her türlü peeling işlemi alanında uzman ve eğitim görmüş kişiler tarafından yapılması gerekmektedir. Basit gibi görülen bu peeling uygulama işlemleri tecrübe, titizlik ve dikkat gerektirir. Bu sebeple cildinizi teslim edeceğiniz kişi ve kurumları dikkatle seçmeniz gerekmektedir.

21 Mayıs 2014 Çarşamba

Peeling Nedir?

peeling-nedir-peeling-nasıl-yapılır
Cilt üzerindeki hücreler zamanla ömrünü tamamlar ve ölür. Ayakta olan hücreler nasır oluşturur. Yüz bölgesinde ölen hücreler derinin kalınlaşmasına, kırışmasına ve çatlakların daha da derinleşmesine sebep olurlar. Bu sebeple yüzdeki ölü hücrelerden kurtulmak için peeling işlemi uygularız. Buradan da anlaşıldığı üzere peeling; cildi ölü hücrelerden temizleme ve kurtarma işlemi diyebiliriz.

Yüz derisi daha ince ve sıkıdır ve ölü hücreler cildimizden vücudumuzdaki gibi kolayca sökülüp atılamaz. Bu nedenle kırışıkların derinleşmesini, cildimizin kabalaşmasını engellemek için haftalık bakım olarak arındırıcı "peeling" işlemi uygularız. Peeling, cildi ölü hücrelerden arındırma işlemidir.

Güneşin cildimize verdiği renk iyi hoş ama ya kuruma ve kalınlaşmaya ne demeli? Tüm bunlardan kurtulmak için tek çaremiz düzenli peeling yaptırmak. Böylece, hem cildin kirli üst tabakasından kurtulacak hem de pembe ve sağlıklı bir cilt ile kış öncesi kendimize hoş bir armağan vermiş olacağız. Burada unutulmaması gereken bir nokta var: Peeling işlemi her cilde göre farklı olmalı. Cildi ölü hücrelerden düzenli olarak arındırmanın, bakımın vazgeçilemez bir parçası olduğu malum. Bu nedenle peeling, bir başka adıyla "exfoliating" yıl boyunca yapacağımız cilt temizliğinin bir parçası olarak hayatımızda yer olmalı.

Yüz bölgemiz derisi vücudumuzdaki diğer bölgelere daha ince olmaktadır. Bu sebeple ölü hücrelerden kurtulmak kolay değildir. Güneşin yakıcı etkisi, çalışma hayatımızın ağır ve zorlu şartlarından sonra deforme olan hücrelerden kurtulmak için düzenli peeling yapılması gerekmektedir. Böylelikle cilt ölü hücrelerden kurtulur, yerlerine taze ve canlı hücrelerin yerine gelmesini sağlamış oluruz. Bu şekilde cildimiz daha sağlıklı ve yıllara meydan okuyan bir yapıya kavuşmaktadır.

Peeling ürünlerinin yapısında bir çok kimyasal ürün bulunmaktadır. En çok kullanılanı ise glikolik asit, alfa hidroksi ve salisilik asittir.

Peeling ile Nelerden Kurtulunur?

Peeling in asıl amacının ölü hücrelerden kurtularak cildi daha sağlıklı ve daha temiz olmasını sağladığını söylemiştik. Ölü hücrelere ilaveten doğum ve gebelik lekesi dediğimiz lekelerden, karaciher lekelerinden, çillerden, güneş ve yaşa bağlı olarak ortaya çıkan lekelerden ayrıca hormonal bozukluklardan dolayı oluşan lekeleri azaltmada hatta ve hatta bu lekelerden tümüyle kurtulmada önemli rol oynamaktadır.

Peeling in yapabildiklerini yukarıda anlattık ya yapamadıkları? Kısaca onlara da değinmek gerekirse; ciltlerde oluşan gevşeme ve sarkmaları düzeltemez. Deride oluşan çukur ve çizikleri yok edemezler.

Evde Cilt Bakım Yöntemleri

cilt_bakiminda_yapilan_8_yanlis
Evinizde yapabileceğiniz basit uygulamalar sayesinde kendi cilt bakımınızı yapmanız mümkündür. Bunun için atılması gereken ilk adım bilmeyenler için cilt tipinizin ne olduğunun tespitidir. Bunu öğrenmek için bu kategorideki makalelerimiz okuyabilirsiniz.

Gerekli Malzemeler

- Alkol
- Saç bandı
- Maske
- Bir avuç papatya veya ıhlamur
- Kağıt mendil
- Alkol
- Maske
- Makyaj temizlemek için pamuk
- Gündüz kremi
- Süt ve tonik

İlk olarak rahat bir çalışma ortamı sağlayabilmek için saçlarınızı engellemeniz gerekmektedir. Bunun için saç bandınızı kullanabilirsiniz. Ellerinizi ve yüzünüzü yıkadıktan sonra yüzünüze makyaj temizleme pamuğunu kullanarak sütü sürünüz. Sonra toniğinizi kullanarak süt artıklarınızdan cildinizi kurtarın. Nemlendirmiş olduğunuz cildinize yaklaşık olarak bir fındık büyüklüğünde peeling alıp göz bölgesi haricinde tüm bölgeye uygulayın. Sonrasında ılık su ile yüzünüzü yıkayın.

Şimdi sıra bahur banyosunda… Kaynatmış olduğunuz suyu yüzünüzden daha büyük bir kaba koyarak içerisine papatya veya ıhlamur ekleyin. Buharın üzerine eğilebileceğiniz gibi sıcak gelenler kabın yüzeyini havlu ile kapatabilirler ve bu havluyu yüzüne sarabilirler. Bu işlemi 5 dk boyunca yapabilirsiniz. Artık cildiniz daha yumuşak ve temiz olmuştur. Cildinizin bu yumuşaklığını kullanarak varsa siyah noktalardan kurtulabilirsiniz. Tırnaklarınız vasıtası ile hafifçe sıkarak bile çıkabilecek seviyeye gelmiştir. Siyah noktaların çıktığı yeri temizlemek için alkolden yararlanabilirsiniz.

Artık son adıma geçebiliriz. Bu işlemleri gece yatmadan önce yaptığınızı düşünürsek, yatmadan önce gündüz kremleri dediğimiz nemlendirici kremler ile yüzünüzü kremleyin ve istirahate çekilin.

Anlatmış olduğumuz bu işlemler ile cildiniz kendine gelecek ve daha sağlıklı olacaktır. Bu işlemleri en az ayda 1 kere yapmanızı tavsiye ediyoruz. Daha başka bakım ürünleri için lütfen sitemizi dolaşınız.

20 Mayıs 2014 Salı

Dökülen Saçlar İçin Doğal Bitki Kürü

sac-dokulmesi
Saçının dökülmesinden şikayet edenler için doğal bir çözüm.Bu doğal bitki kürü için 100 gram dulavrat otu kökü, 100 gram ısırgan otu kökü, 60 gram şimşir ağacı yaprağı, iki litre sirke içine bırakılır. Sekiz gün sıcak bir yerde dinlendirildikten sonra süzülür. Elde edilen sıvı ile kafa derisine masaj yapılır. Kısa zamanda saçlarınızın gürleştiğini göreceksiniz.