7 Mayıs 2014 Çarşamba

Maskeler – Hızlı güzellik kaynakları

salatalik-maskesi
Maskelerin etkisi anında görülür, bu yüzden maskeler koz­metikte en hızlı güzellik kaynakları olarak gösterilir. Yüksek nem içerikli maskeler, cilt hücrelerinin depolarının dolmasını sağlar, dolayısıyla cilt parlak, taze ve pürüzsüz bir görünüme bürünürken, kırışıklıklar gözle görülür bir şekilde azalır.

Gergin ciltler için üretilmiş mentol, nane gibi bitkisel içerikli özel nem­lendirici maskeler, kızarıklıkları ve şişlikleri anında yok edici bir etkiye sahiptir.

Papatya, melissa ve şerbetçiotu ekstreli nem­lendirici maskeler ise hassas ve kuru ciltleri rahatlatır.

5 Mayıs 2014 Pazartesi

Yoğun bakım 40′larda önem taşıyor

yasli-olgun-cilt-tipi
40′lar, kadınların zayıflıklarını ya da güçlü yanlarını iyice kavramaya başladıkları bir dönemdir. Hayatı duygularından çok mantıklarıyla yaşamayı tercih ediyorlar dolayısıyla birçok şeye daha hoşgörülü yaklaşmayı öğreniyorlar. 40′lar, aynı za­manda hormonal değişimler sonucu cildin kuru görünmeye başladığı yaşlar olarak da öne çıkıyor. Kırışıklıklar artık sadece kremlerle ortadan kalkmayacak kadar derinleşiyor.

Cilt eskisin­den daha solgun bir görünüme bürünüyor. Bunun nedenlerin­den biri kan dolaşımının artık eskisi kadar hızlı olmaması diğe­ri de vücudun giderek daha az pigment üretmeye başlamasıdır. Yine de bu dönemde bilinçli ve düzenli bir bakımla yaşlılığın etkilerini azaltmak mümkün oluyor. Olgun ciltler için sadece özen değil temizlik de devreye giriyor.

Sıcak su, normal sabun kullanımı ya da alkollü tonikler artık cilde zarar vermeye başlı­yor. Çünkü cilt daha kuru, ince ve gerginliğini kaybetmiş du­rumda. Cildin giderek kurumasını önlemek amacıyla yağlı ba­kım kremleri kullanmakta fayda vardır. En önemli koruyucular arasında keramid, vitamin ve lipozom bileşenli kremler yer alı­yor. 40′lı yaşlarda cilt hücreleri artık kendilerini yenileyecek gü­ce sahip olmadıkları için dışarıdan desteğe ihtiyaç duyuyorlar.

40 yaşından itibaren ciltte meydana gelen kırışıklıklar derin­lik kazanmaya, cilt rengi daha solgun görünmeye başlıyor. Ay­rıca boyun ve ellerde buruşukluklar ve pigment lekeleriyle yaş­lılığın ilk belirtileri kendini gösteriyor. Ama hepsi doğru bir ba­kım düzeniyle görünür bir şekilde gizlenebilir.

Bu yaşlarda hücreler arasında bulunan keramid önemli öl­çüde azalıyor. Ayrıca sigara, az uyku ve fazla stres gibi yaşam tarzı haline gelmiş günahlar kollajen liflerine yıllar içinde zarar vermeye başlıyor. Sonuçta cilt elastikiyetini kaybediyor, geniş­leyen kılcal damarlar cilt yüzeyinde görünür bir hal alıyor, yüz kontürü belirginliğini yitiriyor ve ince kırışıklıklar derin izlere dönüşüyor.

Bu arada cilt artık daha yorgun ve solgun bir görü­nüm alıyor. Artık harekete geçirici enzim ya da enerji depolayıcı retinol içeren anti-aging etkili gündüz ve gece bakımlarım başımıza tac etmenin tam zamanı. Bu arada cilt düzenli bakım­ların yanı sıra ekstra bakımlara da ihtiyaç duymaya başlıyor.

Besleyici maskeler ya da lifting etkili bakımlar yorgun hücreleri yeniden harekete geçiriyor. Boyun ve dekolte bölgesindeki cil­din gergin ve elastik kalabilmesini sağlamak için özel bir krem­le günlük bakım ritüelini düzenli olarak yapmanız gerekiyor. Renk açıcı maddeler içeren el bakım kremleri de, yaşlılık leke­lerini giderici etkiye sahiptirler.

Buzdolabındaki Güzellik

hint-yagi-guzellik
Gündelik hayatımızda vazgeçemediğimiz tüm bu besinler aynı zamanda birer güzellik iksiri.

Dudaklara biraz puding, alın bölgesine yumurtanın be­yazı ve saçlara domates… Gündelik hayatımızda vazgeçemedi­ğimiz tüm bu besinlerin aynı zamanda birer güzellik iksiri oldu­ğunu biliyor musunuz? Eğer güzelliğinize düşkünseniz ve bakı­mınıza önem veriyorsanız, o zaman tek yapmanız gereken buz­dolabını açmak ve bu kez yiyecekleri güzelliğiniz için kullan­mak…

Bugüne dek buzdolabınıza başka bir gözle bakmayı denedi­niz mi? Örneğin, bir güzellik kaynağı olarak… En azından bu ya­zıyı okuduktan sonra öyle bakmayı deneyebilirsiniz. Size öne­receğim bazı bakımlarla bundan böyle yiyeceklerin sadece bes­lenme amacıyla kullanılmadıklarına da şahit olacaksınız. Ve sa­latalığı ferahlatıcı bir yüz maskesi, muzu saç ve ananas suyunu tırnak derinizi yumuşatan bir bakım olarak hayal edebileceksi­niz. Ya Kleopatra’nm süt banyosuna ne demeli? Ayrıca güneş yanıkları için de size birkaç önerim olacak. O zaman haydi buz­dolabının başına…

Yüz için
Bal-yumurta akı maskesi: Bu maske için ihtiyacınız olan malzemeler; 3 yemek kaşığı bal, 1 yumurta akı ve bir miktar buğday unu.

Hazırlanışı
Yumurta akım kar gibi olana dek çırpın ve içi­ne balı ekleyin. Eğer elde ettiğiniz karışım fazla akışkansa biraz ısıtın. Daha sonra bu karışıma yoğun bir püre kıva­mı oluşana dek un ekleyin.
En iyisi maskeyi yüzünüze bir fırça yardımıyla sürmek. Etkisini göstermesi için 30 dakika bekleyin. Daha sonra ılık suyla durulaym.

Yoğurt maskesi
Yoğurttan hazırlayacağınız maske cildinizin taze ve temiz bir görünüm kazanmasına yardımcı olacaktır.

Hazırlanışı
2 yemek kaşığı yoğurt, 1 çay kaşığı bal, 1 çay kaşığı limon suyunu karıştırın, yüzünüze sürün ve 20 da­kika etki etmesini bekleyin. Daha sonra yüzünüzü 1 litre suyun içine sıktığınız 1 adet limonla hazırladığınız suyla yıkayın.

Siyah noktalara bal
3 kaşık bala 2 kaşık yoğurt ve yulaf unu
Hazırlanışı
Malzemeleri birbiriyle karıştırın. Elde ettiği­niz karışım yüzünüzde peeling görevi görecektir. Üstelik bu maskenin ciltteki tahrişleri önleyici bir etkisi de bulu­nuyor.

Yüz temizleyici yerine süt
Bileşimindeki magnezyum ciltte­ki fazla yağı nötralize etme gücüne sahip.

Lifting etkili yumurta akı
Yumurtanın akını yüzünüze sürün ve 10 dakika bekleyin. Yumurta akı kururken sertleşip büzüşür. Böylece yüzünüzdeki ince kırışıklıklar da düzleşir. Ama yüzde­ki küçük yaralanmalara dikkat! Çiğ yumurta akında bulunan salmonelle bakterisi enfeksiyonlara yol açabilir.

Kuru ciltlere mayonez
Mayonezi yüzünüze sürün, nemli sı­cak bir bezi üzerine örtün ve 30 dakika etki etmesini bekleyin.

Saçlar için
Mayonez-Avokado kürü
Biraz yağlı bir karışım elde edecek­siniz. Mayonez ve avokadodan elde edeceğiniz saç kürü için ya­rım kase mayonez ve yarım kase ezilmiş avokado meyvesine ih­tiyacınız var.
Hazırlanışı
Elinizdeki malzemeleri iyice karıştırın. Daha sonra sıcak suyla ıslattığınız saçlarınıza ve saç derinize mayonez avokado karışımını iyice yedirin. Saçlarınıza bir duş başlığı takarak 20 dakika etki etmesini bekleyin. Ar­dından saçlarınızı her zaman yaptığınız gibi şampuanla­yım Eğer yağlı saçlara sahipseniz karışıma 1 -2 çay kaşığı limon suyu ekleyebilirsiniz. Saçlarınız kuru ise 1 yemek kaşığı Hindistan cevizi yağı ekleyebilirsiniz.

Muz kürü
Saçlarınızda ballı muzlu bakıma ne dersiniz? Muzlu saç bakımı için bir muzu püre haline getirin ve 1 yemek kaşığı balı içine ekleyin.
Hazırlanışı
Muz ve bal karışımını kremsi bir yapı elde edene dek karıştırın. Daha sonra saçlarınızı sıcak suyla ıs­latın ve karışımı saçlarınıza ve saç derinize iyice yedirin.
Bir plastik folyoyla saçlarınızı toplayın ve havluyla sarın. Isı bu kürün saçlara daha derin bir şekilde etki etmesini sağlayacaktır. 20 dakika sonunda saçlarınızı iyice durula­ym ve her zamanki gibi şampuanla yıkayın. Kür son unda saçlarınızın dolgunlaştığmı ve sağlıklı bir görünüme kavuştuğunu fark edeceksiniz.

Avokado kürü
Bir avokadonun etli kısmını çatal yardımıyla iyice ezin. Elde ettiğiniz yoğunluğu yıkanmış saçlarınıza sürün ve 10 dakika etki etmesini bekleyin. Avokadonun bileşimindeki E vitamini ve yüksek yağ içeriği saçlarınıza parlaklık kazandıra­caktır.

Sertleştirici yerine bira
Yarım bardak şampanyayı yine ya­rım bardak birayla karıştırın. Yıkanmış saçları birkez daha bu sıvı karışımla çalkalayın ve havluyla sarın. Daha sonra her za­manki gibi fönle kurutun ve şekil verin.

Saç kremi yerine süt
Sütteki yağ ve albümin saçlara özellik­le yumuşaklık ve parlaklık sağlar. Sütü boş bir şampuan şişesi­ne dökün. Yıkanmış nemli saçlara uygulayın ve 15 dakika etki etmesini sağlayın. Ardından soğuk suyla durulaym (Sıcak suyla duruladığınızda süt ekşir)

Parlaklık için limon
Limondaki doğal asit, bakım ürünleri­nin kalıntılarını arındırır ve saçların parlamasını sağlar. Bir li­monun suyunu sıkın, suyla inceltin ve nemli saçlara uygulayın. !0 dakika sonra saçlarınızı durulaym.

Saçları açmak için kahve
Kahve ve kırmızı yaban mersini suyunun özellikle kızıl saçların rengini açıcı etkisi vardır. Saçla­rınızı yıkadıktan sonra durulama suyu olarak uygulayın. Kahve­rengi saçlarda yarım litre kahve kullanın, saçlarınız sarı ise ka­rışıma 6 adet limonun suyu ve bir çorba kaşığı votka ekleyin.

Kokulara karşı domates
Saçlarınıza sinmiş hoş olmayan ko­kular anında yok olur. Saçlarınızı yıkadıktan sonra bir fincan domates suyuna eklediğiniz iki çay kaşığı suyla yıkayın.

Vücut için
Bal-Süt banyosu
Kleopatra gibi banyo yapmak! Bunun için ihtiyacınız olanlar sadece 1 kase bal, 1 litre süt ve 500 gr. sofra tuzu.
HazırlanışıSütü biraz ısıtın ve balı içinde eritin. Daha sonra sofra tuzunu boş küvete boşaltın ve küveti sıcak suyla doldurun. Bal-süt karışımını banyo suyuna ekleyin. 20 dakika boyunca bu özel banyonun kedine varın.

Baharat-Portakal-Süt Banyosu
Mükemmel kokulu bir ban­yo için 2 kase süt tozu, 1 çay kaşığı kurutulmuş portakal kabu­ğu parçaları, 1 çay kaşığı kurutulmuş lavanta ve 1 çay kaşığı bi­beriye.

Hazırlanışı
Tüm malzemeleri karıştırarak bir şişenin içi­ne boşaltın (Elde ettiğiniz bu karışımla tam 4 kez banyo yapabilirsiniz.) Her banyo için 1/2 kase karışımı küvette­ki sıcak suya ekleyin. Banyoda kaldığınız 20 dakika bo­yunca derin nefesler alın.

Portakal ve papatya
3 poşet papatya çayını küvet musluğu­nun altına tutun, 1 adet soyulmuş portakalı (ya da mandalina) dilimlere ayırın ve küvetin içine atın. Suyun akmasıyla ortaya rahatlatıcı aromalar da çıkar. C vitamininin ise enfeksiyon ön­leyici etkisi vardır.

Kızartma yağırım yumuşaticı etkisi
Sertleşmiş dirsek derisi­ne, bitkisel yağı iyice yedirin. Bir çift çorabın uçlarım keserek topuk kısımları dirseklere gelecek şekilde kollarınıza geçirin. Bir gece boyunca etki etmesini bekleyin.

Peeling yerine tuz ve yağ
Ağda kıvamında bir yoğunluk olu­şana dek tuz ve sıvı yağı karıştırın. Bir süngeri karışıma batırın ve vücudunuzu ovun.

Güzel bir dekolte için salatalık
1 adet salatalığı rendeleyin, dekolte kısmına ve göğüslerinize sürün. Nemli ve sıcak bir hav­luyu üzerine koyun ve 20 dakika bekletin. Rendelenmiş salata­lıkları havluyla temizleyin ama durulamaym. Cildi yatıştırır ve yeterince nemlenmesini sağlar.

Cilt tahrişlerinde sirke ve şarap
1 fincan beyaz ya da kırmızı şarabı banyo suyuna dökün. Bu, pH değerini ve cildin asit taba­kasını yeniden dengeleyecektir. Ekşimiş şarap da aynı görevi görür. Kapalı bir kapta birkaç gün beklettiğiniz maydanoz ve sı­cak sirke karışımının ise kokuyu izle etkisi vardır.

El ve ayaklar için
Tırnak derisi yumuşatıcısı
Yumuşak tırnak derisi için 2 çay kaşığı ananas suyu ve 1 yumurta sarısı (bu oran sadece eller ve­ya sadece ayaklar için yeterlidir).
Hazırlanışı
İkisini birbiriyle iyice karıştırın ve tırnak deri­si üzerine sürerek 5 dakika boyunca etki etmesini bekle­yin. Daha sonra tırnak derinizi tahta bir manikür çubu-ğuyla tırnak yatağı yönüne doğru ittirin.

Lekelere karşı limon
Bir limonun suyunu suyla inceltin ve bir kaba boşaltın. Parmak uçlarınızı yaklaşık 5 dakika boyunca içinde bekletin. Sarı lekelerin kaybolduğunu göreceksiniz.

Törpü yerine kibrit kutusu
Kibrit kutusunun kibriti yaktığı­nız kısmı acil tırnak kırılmalarında size törpü görevi görecektir.

Kür yerine yulaf ezmesi
1/2 fincan yulaf ezmesini 1/2 fin­can suyun içinde 10 dakika çekmesini bekleyin. Daha sonra 1 yemek kaşığı limon suyu ve 1 çay kaşığı zeytinyağı ekleyin. Ka­rışımla ellerinize masaj yapın, kısa bir süre etki etmesini sağla­yın. Ardından ellerinizi kremleyin.

Güneş yanığına karşı
Güneşte fazla kaldınız ve bu sadece aynada değil çektiğiniz acıyla da kendini belli ediyor. Güneş yağı için ilkyardım yine buzdolabınızda…

Salatalığı küçük parçalar halinde doğrayın, rendeleyin ya da püre haline getirin. Elde ettiğiniz kıvamı bir pamuk parçasının üzerine yayın ve cildinizin üzerine bastırın, ne kadar süreyle is­terseniz. Ya da demlenmiş çayı buzdolabında bekletin ve cildi­nizi soğuk çayla ferahlatın.

İdeal “söndürücüler” arasında soda, beyaz şarap ve cini de sayabiliriz.

Güzelliğin doğal iksiri; bal
Bal ile güzelleşebileceğinizi biliyor muydunuz? Zinde, güzel ve bakımlı görünme arzunuzu gerçekleştirmenize yardımcı ola­cak doğal saç, el ve cilt bakım reçeteleri güzelliğin anahtarı…

Güneşin etkisiyle yıpranan saçları korumak için balın sihir­li “saç bakım reçetesi”ni mutlaka denemelisiniz. Evde hazırla­yabileceğiniz bu güzellik iksiri kolay satın aldığınız kozmetik ürünlerinden daha ucuz ve etkili.

Saç bakım maskesi
2 yemek kaşığı çam veya çiçek balı, bir limondan elde edilen suyla karıştırarak oluşturulan maskeyi, kuru saçınıza sürün ve 10 dakika bekletin. Sonra iyice durulaym. Haftada bir kez uygu­lanan bu doğal maske ile saçlarınızın doğal ve parlak bir görü­nüm kazandığını göreceksiniz.

El bakım maskesi
Sürekli göz ardı ettiğimiz ellerimiz için hazırlanan maskeyi, uygulamadan önce ellerinizi ılık bir suda yumuşatın. Ardından ellerinizi zeytinyağı ile karıştırılmış olan bir kaşık balın içinde beş dakika bekletin. Sonra da zeytinyağı ile ellerinize ve par­maklarınıza iyice masaj yapın. Ellerinizdeki yumuşaklığa ina­namayacaksınız.

Cilt bakım maskesi
Ciddi kaygılar ve yoğun stres altında yoğrulan genel yaşam şekli düşünülecek olursa, cildin yorgun ve yıpranmış görünme­sinin tek sebebinin harcanan yıllar olmadığı yadsınamaz bir gerçek. İşte bu koşuşturma içinde kendinize ayıracağınız 10 da­kika ile sağlıklı ve pırıl pırıl bir cilde sahip olabilmenin ne kadar kolay olduğunu anlayacaksınız. Bir fincan içinde, bir kaşık balı, bir kaşık limon suyunu ve kıvamın koyuluğunu bozmayacak miktarda sütü karıştırın. Elde ettiğiniz karışımı yüzünüze ve boynunuza yaydıktan sonra hafifçe kuruyana kadar bekleyin. Maskeyi nemli bir sünger yardımıyla silerek temizleyin. Balın bıraktığı iz, ışıl ışıl bir cilt olacaktır.

4 Mayıs 2014 Pazar

İlk beyazlar sizi korkutmasın

sac-bakimi_133230193369
Saçlarınızın arasında rastladığınız tek tük beyaz teller için ola ki, toptan boya gerektiğini düşünmeyin. Onları gizlemenin en pratik yolu kakül kestirdiğiniz saçlarmızdır. Doğal saç renginizle hoş bir tezat oluştururlar. Ama dikkat! Eğer saçlarınız koyuysa kesinlikle üzerin açık renk tutamlar attırmayı deneme­yin, sizi olduğunuzdan yaşlı gösterebilir.

Nasıl beslenmeli ?
* Esnek ve diri bir cilde sahip olmak için ayda en az bir kez düzenli olarak havuç suyu için.
* Bileşiminde bolce E vitamini bulunduran fındık, ayçekir-deği ve susam yağı serbest radikallerin en büyük düşman-larındandır.
* Eğer selülit sorununuz varsa vücudunuzda biriken fazla sudan kurtulmalısınız. Nasıl mı? Pirinç ya da lahana turşusu bunun için birebirdir.

3 Mayıs 2014 Cumartesi

Cilt Bakımında Sabunlar

bıttım-sabunu
Cilt temizliği
Nasıl ki, tüm gün boyunca ellerimizi en az iki kere yıkıyorsak, yüzümüzü de aynen bu şekilde yıkamamız gerekiyor. Çünkü tüm gün boyunca, evden hiç çıkmasanız bile, cildiniz kirleniyor ve gözenekleriniz tozdan ve kirli havadan etkileniyor.

Cilt türleri
Kullanacağınız yanlış sabunlar, cildinizi daha da kurutabilir ya da yağlandırabilir. Önce cilt tipinizi öğrenin. Karma cilt, kuru cilt, yağlı cilt.. Nasıl bir cilde sahipsiniz? Bir dermatolog size bu konuda yardımcı olacaktır. Daha sonra, kullanmanız gereken sabunu bulun.

Hangi cilt için hangi sabun kullanılmalı?
Cildiniz yağlıysa ve akneye eğilimli ise; salisilik asit ve sivilce kurutucu benzoil proksit içeren sabunlar kullanmalısınız.

Kuru bir cildiniz varsa saf gliserinli sabunlar, hassas bir cildiniz varsa hipoallerjinik sabunlar kullanmalısınız ve parfümlü, anti bakteriyel ve deodorantlı sabunlardan kaçınmalısınız. Özellikle ozon tabakasının kötü etkileriyle güneşe maruz kalan cildimizi mutlaka korumalıyız.

Gençliğin gizli anahtarı, soya

Genc-Gorunmek
Beslenmede uzun zamandır hayvansal gıda yerine kullanı­lan ve özellikle vejetaryenlerin vazgeçilmez besin kaynağı soya, tam 4 bin yıllık bir geçmişe sahip. Soya sütü, soya filizi ve tofu son yıllarda sağlıklı beslenmenin vazgeçilmez üçlüsü. Biyolojik yapısıyla öne çıkan bir bitki olarak soya sadece besinsel değer­leriyle değil aynı zamanda bileşimindeki vitaminler ve mineral­lerle pürüzsüz bir cilt ve sağlıklı saçlar için de bir numara.

Yapı­lan araştırmalar, soya tüketimleriyle batının da ilgisini çeken Asyalıların, menopoz dönemlerini neredeyse hiç şikayetsiz ge­çirmelerini ve genç görünümlerini soyaya borçlu olduklarını ortaya koyuyor. Soya hazinesi, keşfeden kozmetik dünyası,uzun yıllardır özel ürünler üretiyor.

Mucizevi soya filizleri, mü­kemmel bir cilt yapısı oluşmasında ve siyah noktaların yok edil­mesinde etkili. Soyada bulunan bitkisel hormon “phyto-östrojen”, özellikle anti-aging kremlerinde kırışıklıkları önlemek ve cilt sorunlarını gidermek için birebir. Kuruyan ellerin ve zarar görmüş tırnakların da soya, kakao yağı, E vitamini ve yeşilçay ektsreleriyle bakımını yapmak mümkün. Banyoda da soya sütü ve bal kuru ciltleri mineraller ve vitaminlerle beslemede ve ba­kımlarını yapmada mükemmel bir ikili oluşturuyor.

Aloe vera, her derde deva

Cilt-temizligi-cilt-bakimi
El kremleri, şampuanlar hatta tıraş ürünleri onun rahatlatan ismiyle insanlar tarafından güvenilir olarak biliniyor. Geçmişte ürünlerin bileşimindeki listenin son sırasında yer alan bu mu­cizevi bitki, günümüzde garantili bakımın anahtar maddesi olarak öne çıkarılıyor. Tıpkı çölde yetişen kaktüsün suyu depo­ladığı gibi aloe vera da insan cildini kurumaktan koruyor.

Uzun yıllardır bilinen aloe vera bitkisi, son yılların en gözde bitkileri arasında bileşimindeki yüksek değerli maddeler bakım ürünlerinde çok yönlü olarak kullanılabiliyor. Bilinen 3 bin aloe çeşidi arasından cilt ve organizma üzerinde etkili olan “Aloe bardadensis miller” türüdür. Gerçek aloe vera bitkisi kaktüse çok benziyor. Bilimadamları bu bitkinin şeffaf yapraklarında çok sayıda etkili madde olduğunu keşfetmişler. Vitaminler, mi­neraller, enzimler, amino asitleri ve esansiyel yağ asitleri…

Peki, aleo vera bitkisi etkisini nasıl gösteriyor. Aloe vera’lı doğal kozmetik ürünleri cildin nem dengesini düzenliyor, cil­din doğal koruyucu tabakasını destekliyor ve onu zararlı dış et­kenlerden koruyor. Aloe vera jeli cildi yatıştırdığı gibi, küçük yaraları iyileştiriyor. Özellikle vücut losyonları ve güneş sonrası bakım ürünleri idealdir. Ancak aloe vera’nm cilt üzerinde etkili olabilmesi bir anlamda ürünle bağlantılı. Duş jeli ya da şampu­an olarak kullanımı ise uzmanlara göre oldukça anlamsız. Ne­deni, her iki formda da ürünün ciltte ve saçta çok kısa süre ka­lıyor olması. Ayrıca bitkinin toplanmasından sonra gördüğü iş­lem de etkisinin az ya da yoğun olmasında önemli rol üstleni­yor.

2 Mayıs 2014 Cuma

Gözkapağı Estetiği

göz-makyajı
Göz kapağındaki fazla derinin, görmeyi engellediğini ileri süren İbni Sina ve İbni Rüşt’ten sona Sichel bu fazla derinin çıkarılmasını önermiş ve böylece blefaroplasti yöntemi uygulanmaya başlanmıştır.

Göz kapağı estetiği
Göz kapaklarının altındaki yağ dokusu zamanla dışarı doğru fıtıklaşma yapar ve göz çevresindeki cildin esnekliği zamanla azalır, estetik blefaroplasti bu durumlarda uygulanır. Yorgunluk, stres ve ilerleyen yaş, gözkapaklarımızda kabarık ve pörsümüş bir görünüme neden olur. Göz altlarında belirgin torbalanmalar olduğu durumlarda bu yağ dokusunun çıkartılırke, yağ torbalarının çoğu korunup dışarı doğru sarkan yağ dokusunun normal yerine getirilmesi gerekir. Alt göz kapaklarındaki torbalanmalar, genç kişilerde genetik olarak da görülebilirdir.

Göz kapağı ameliyatı nasıl yapılır?
Göz kapağı ameliyatı lokal anesteziyle yapılır. Kesiler alt gözkapağı kirpiklerinin hemen hemen altından yapılır ve iyileştiğinde hemen hemen görünmez hale gelir. Belirgin torbalanma varsa, yağ dokusu çıkarılır ya da normal yerlerine getirilir. Fazla deri bu kesilen yerden çıkartılır, ince dikişlerle kapatılır ve dikişler 4-5 gün içinde alınır.

Göz kapağı estetik ameliyatı yaklaşık olarak 1 saatte biter. Ameliyat sonrasında, perde gibi aşağı sarkmış deri fazlalığı ve gözkapağının iç ve orta kısmındaki şişlik şeklinde kendini gösteren yağların fıtıklaşması sorunları çözülür.

Gözkapağı estetiği (blefaroplasti) ile yaşlı ve yorgun ifade veren görüntü yok edilerek, gözler daha canlı ve genç bir görünüme kavuşur. Gerekirse, kapaktaki ince bağ dokuları da sıkılaştırabilir.

Mevsimlere Göre Cilt Bakımı Önerileri

Cilt-Bakim-Onerileri
Vücudumuzu etkileyen iklimsel şartlar, bizleri tabiatın ritmine uymaya zorlar.Bu nedenle bakım programlarımızın seyri mevsimlere göre değişiklik gösterir. Mevsimler değiştikçe cildimiz, cildimiz değiştikçe cildimizin ihtiyaçları, cildimizin ihtiyaçları değiştikçe de kullandığımız ürünler değişir. İşte bu yazımızda farklı mevsimlere göre cilde yapılması gereken cilt bakımı önerilerinden bahsedeceğiz.

Örneğin kış mevsimine doğru ılık sonbahar rüzgarları, yerini kuru-sert rüzgarlarla birlikte kar ve yağmura bırakır. Gökyüzündeki gri bulutlar ve puslu bulanık hava nedeniyle keyifler daha da kaçar. Kapımıza dayanan kış, ruh durumumuzu olumsuz yönde etkiler, stres, yılgınlık, çöküntü gibi hollere gireriz. Çetin kış şartlarında soğuk sert rüzgarların ve kirli havanın tenimizde yaratacağı olumsuz etkileri önlemek, eve kapanmanın getirdiği hareketsizliği yenmek için cilt ve vücut bakımının yanı sıra; sağlıklı beslenmeye de özen göstermemiz gerekiyor.

Kışın daha kuru hale gelmiş cilt, nemi daha zor depolar. Çünkü atmosferin nem oranındaki düşüş ve kalorifer ya da soba gibi ısıtıcılar, yağ bezlerinin daha az çalışmasına neden olarak cildi yıpratır. Kuru, yağsız ve hassas bir cilde sahip olanlar; bu mevsimde pul. pul dökülen, tahriş olmuş, kızarmış ve biraz da porsumuş bir görüntüyle boğuşmak zorundalar. Hal böyle olunca; cildi dıştan beslemenin yanı sıra, yiyeceklerle içten de beslemek gerekir. A, C, E vitaminlerinin vücuttaki eksikliği cildin yaşlanmasına ve kırışmasına zemin hazırlar. Bu nedenle A, C, E vitaminleri içeren yiyecekleri yemeğe özen göstermeliyiz, meyve sebzeyi soframızdan hiç eksik etmemeliyiz.
Biraz da güçlü birer antioksidan olan bu vitaminlere göz atalım.

Bu mevsimde sadece nemlendirici yeterli olmaz. Dışarı çıkarken mutlaka koruyucu C vitaminli krem sürmek gerekir. Küçüklerin hassas cildi, yetişkinlere kıyasla çok daha duyarlı ve zayıftır. Bu nedenle onların cildine de koruyucu krem sürmek, bilhassa karlı ve aşırı soğuk havalarda gereklidir. Yağ ve nem yönünden zengin olması gereken nemlendiriciler, sert ve kuru hava koşullarına karşı kalkan görevi üstlenir. Gece kremleri ise içeriklerindeki "AHA" Q10, yenileyici ampuller ve maskelerle, cilt için zorlu olan bu dönemin atlatılmasına yardımcı olur.

Kış mevsiminin en güzel ve zevkli yönü dağ sporlarıdır. Fakat karda oradan oraya koşup birbirine kartopu atan ve pistte kayak yapmaya çalışanların dikkat etmesi gereken bir nokta var: Kar, güneş ışınlarını yansıtır ve bu ışınlar do tenimize zarar verir. Bu nedenle, dağa giderken önlem olarak güneş koruyucuları kullanmak şart.

Bu mevsimde her gün yapılan aşırı sıcak ve fazla uzun banyolar ile sıkça el yıkamak cildi yıpratır. Ancak haftada bir gün saunaya gitmek, vücudun toksinlerden arınması yönünden çok faydalıdır. Metabolizmanın uyarılması ve bağışıklık sisteminin güçlenmesini sağlar.

Kış mevsiminin neden olduğu depresyon, sinirlilik gibi ruhsal durumların çıkması bir yana, aynaya baktığımızda oksijeni azalmış kötü bir cilt görmek de canımızı sıkar. Bu nedenle birer enerji deposu olan renkleri kullanabiliriz. "Bu renkler de ne?" mi diyorsunuz? İşte sorunuzun cevabi:

Örneğin; canlılık ve ışığın enerjisini taşıyan sarı rengi günlük hayatımızda bolca kullanabiliriz. Portakal, greyfurt, muz, mango, kavun gibi meyveleri sıkça tüketerek canlılık kaynağı olan bu rengin gevşetici ve aydınlatıcı gücünden faydalanırız.
Bu çetin mevsimin şartlarıyla savaştıktan ve önlem aldıktan sonra, ilkbahar mevsimine doğru ilerlerken bünyemizde neler oluyor? Mevsimler arasındaki farklılıklarda cildimiz için acaba neler yapmamız gerekiyor?

Evimize dolan temiz havayla oksijen alım düzeyimiz, güneşin ışınlarıyla da etkinlik durumumuz artar. Kışın biriktirdiği yükleri ise hareketlilikle üzerimizden atar ve derin bir oh çekerizl

ilk güneş ışınlarına karşı yerinde bir hazırlık için vücut ve yüz cildine iyi bir peeling şarttır. Bu işlemden sonra, hemen güneşe çıkmamak lazımdır. Zira cildimiz UV ışınlarına karşı cok hassas tepki verebilir.

Cildimizi ilkbahardan itibaren güneşe alıştırmaya başlıyoruz. Bulutlu havada bile ışınların % 43'ü yeryüzüne ulaşır. Bu nedenle açık ve güneşli havalarda koruma faktörü içeren ürünler sahnede yerini almaya başlar.

Ilık ilkbahar günlerinde vitaminler, enzim bazlı ürünler ve nem depo edici maskelerle cildimizi canlandırmamız şarttır. Adaçayı, ısırgan çayı, gibi içecek kürleri; sarmaşık özü ve biberiye ile yapılan tüm banyolar ve doğal kuru fırçayla yapılan vücut masajları (banyodan önce) son derece yararlıdır.

Yaza merhaba diyeceğimiz günlere doğru yavaş yavaş yaklaşırken ürünlerimizi özenle kullanarak, temiz havanın bol olduğu ortamlara çıkarak, bitki çaylarıyla kürler yaparak zindeliğimizi kazanırız.

Yazın ise deniz ve kumsal, güneşle el ele verip tatil beldelerinde binlerce insana neşe ve mutluluk kaynağı olur. Güneş kuşkusuz sağlık açısından son derece yararlıdır. Ancak dozunda faydalanıldığında iyi bir dost, doz aşıldığında ise düşman olduğunu aklımızdan çıkarmamamız gerekiyor.

Güneşin yararları:
* Kaslardaki glikojen stokunu arttırır
* Kalp ve kas dayanıklılığını arttırır
* Kandaki şeker seviyesini düşürür, kan basıncı düşer
* Kemikler için D vitamini kaynağı olur
* Raşitizme karşı faydalıdır

Sağlık açısından son derece riskli saatlerde güneş ışınlarına maruz kalmamız madalyonun öteki yüzüdür. Cildimiz bu ışınlarla beraber serbest radikallerin de saldırısı altında kalır. Aman dikkat! Yaz mevsiminin sıcaklığında ter ve yağ bezleri çok yoğun çalışır. Tuzlu su ve güneş, cildimizin daha do kuruyup nem kaybetmesine yol açar, hassas ciltlerde de alerjiler ortaya çıkarır.

Bu mevsimde hava, toz yönünden daha da kirli olur. Serbest radikal dediğimiz zararlı düşmanlar, güneş ışınlarının tetiklemesiyle hücrelerimize saldırır. Gözlerimiz kah klorlu havuz suyundan, kah tuzlu deniz suyundan etkilenip kızarır. Güneşte kısılan gözlerin çevresindeki kırışık oluşumu da ayrı bir derttir.

Işınlar bize sadece kumsalda yatarken zarar vermez. Sıradan günlük meşguliyetlerimiz esnasında da güneşin zararlı etkilerine maruz kalırız. Bilhassa 10:00-16:00 saatleri arasındaki ışınlar; arabamıza binerken, bahçede gölgede otururken, yürüyüş yaparken üzerimizde hasarlarını oluştururlar.

Güneş hasarlı cilt; orta derideki liflerin zarar görmesine bağlı olarak, derin kırışıklarla dolar ve kuru meşin gibi bir hal alır. Bu hasarın diğer bir boyutu do ciltte kahverengi lekelerin oluşmasıdır.

Bütün bu olumsuz koşullara karşı kalkan oluşturan ve su kaybının önüne geçen kozmetik ürünlerini isabetli kullanmak, bu mevsimde büyük önem taşır. Cildimiz bu mevsimde; çok yoğun çalışan yağ ve ter bezleri nedeniyle, süreceğimiz ağır ve yağlı ürünleri kaldırmaz. Nem yönünden zengin, daha az yağlı ve serbest radikallere karşı koyan (A-C-E) ürünlerle desteklenmelidir.

Güneşlenme nedeniyle gerilen ciltler için güneş sonrası; aloe vera, homamelis, papatya gibi kaybolan nemi geri veren, cildi yatıştıran, sakinleştiren ürünler kullanmak da şarttır. Hepsinden önemlisi de bu mevsimde bizi tehlikeli ışınlardan bir dost gibi koruyan (5PF) güneş koruyucuları denilen ürünleri yanımızdan hiç eksik etmememizdir.

SPF ürünleri alırken 4 önemli hususa dikkatinizi çekmek istiyorum.
Cildin türü
Ürünün içeriği ve koruma faktör

Kullanım tarzı: ("Güneş ve Cildimiz" bölümünde herkesin cildine göre nasıl SPF ürün alacağını etraflıca anlatmıştık. Bu aylarda güneş ışınlarına karşı kendi korumasını oluşturmak üzere derinin en üst katındaki ölü hücre tabakası kalınlaşır. Cildin bu durumuna önlem olarak, haftada bir defa akşamları peeling işlemini yaptıktan sonra, nem maskesi uygulamak gerekir).

Gidilecek tatil yöresinin güneş ışınlarını ne kadar çok aldığı...
Bu mevsimde cildin temizliğine sabah ve akşam olmak üzere önem vermek, nem maskesini ve yağ bezlerinin çok çalışması sonucu gözenekler daha iri olacağından- kil maskesini haftalık bakımda uygulamak, güneş sonrası bakım ve 5PF ürünlerini düzenli kullanmak adeta bir zorunluluktur. Tabi ellerden su şişesini eksik etmemek kaydıyla...

Yazın güneşe karşı en hassas yerler burun, dudaklar, göz çevresi, kulaklar, omuzlar, dekolte, diz kapakları arkası ve boyun bölgeleridir. Özellikle tahriş olmuş gözlere sakinleştirici jeller, dudaklara koruyucu stikler şarttır. Başımızdan hiç eksik etmeyeceğimiz geniş kenarlı şapkaları da unutmayalım!

Sonbahar mevsiminde, cildi derinlemesine temizleyen peelingin önemi her zamankinden daha da fazladır. Yaz boyunca, güneşe maruz kalan cildimizin ölü hücre tabakası kalınlaşır ve böylece tazelenme ihtiyacı artar. Yaz mevsiminde kalınlaşan yüz ve vücut derimizin, haftada bir peelınge ihtiyacı vardır. Kuru ciltlere nem maske, yağlı ciltlere de kil maske gereklidir. AHA'lı ürünler yazın kullanılmaz. Havalar gitgide soğumaya başlarken, cildimize süreceğimiz ürünlerde yağ miktarı biraz daha fazla olabilir. Yağlı ciltler ise yine su bazlı ürünlere devam etmeliler. Bu mevsimden itibaren cildimizi kış şartlarına hazırlamaya başlamamız isabetli olur

Peeling Yaparken
* Peeling yapmadan önce cildin temizliği yapılır.
* Peeling ürünü cilde sürülür.
* Eller hafifçe ıslatılarak, ürün yumuşak dairevi hareketlerle cilde sürülürken göz ve dudak çevresi hariç tutulur. (3 tur)
* Bu işlemin sonunda, cilt yıkanır yo do ıslak süngerle peeling ürün ciltten uzaklaştırılır.
* Ardından cilt mutlaka toniklenir. Maske, bıçak sırtı kalınlığında bir spatulayla dudak ve göz çevresi hariç olmak üzere cilde sürülüp 15-20 dakika arası bekletilir. Islak süngerle veya suyla yıkayarak ciltten uzaklaştırılıp tonik sürülür. Sivilceli, hassas, ince ciltlere bu uygulama yapılmaz.

Peelingin Yararları Nelerdir?

peeling-nedir-peeling-nasıl-yapılır
Derimiz en alttan, en üst tabakaya kadar sürekli yenilenerek çoğalan hücrelerden oluşmuştur. Bunlar cilt yüzeyinde ölü hücre topluluğuna dönüşerek, bir çatı oluştururlar. Birbirlerine plazma ipiyle bağlı olup, kolayca sökülüp atlamazlar. Cildin yüzeyindeki ölü hücreler araçların ilerlemesini engelleyen bir trafik kazası gibi yeni hücrelerin yüzeye ilerlemesini engeller.

Bu ölü hücre birikimi; bina çatısı gibi, bir yandan doğal koruyuculuğu oluştururken, diğer yandan oksijen alımını engellediği için, sürülen nemlendiricinin de bir kısmını kendine alıkoyarak, yorarının etkisini azaltır. Kırışıklıklar ise daha derin ve belirgin bir hal alır. Aynı zamanda mikropların üremesi için elverişli bir ortam oluşturur. Cilt yaşlandıkça üst deri tabakası incelir. Buna karşılık ölü hücre tabakası kalınlaşır. Orta derideki liflerin sayısı ve işlevi azalır. Kırışıklar daha belirgin hale gelir ve böylelikle cildin rengi mat ve donuk gözükür.

Peeling etkisiyle cilt yüzeyinde görülen soyulma sürdükçe, alt katmanlardaki hücreler de kolajen ve elastin lifleri üretmeye zorlanır. Peelingin temel işleyiş mantığı; cildin üst yüzeyinden ölü hücrelerin uzaklaştırılması ve cildin kendini yenilemek üzere hücresel düzeyde kışkırtılıyor olmasıdır.

Bu yöntem ile yüzeydeki kırışıklıklar, cildin erken yaşlanması, kan dolaşımı bozukluğu, güneş hasarları, lekeler ve sivilce izleri üzerinde etkili olmaya çalışılır.

Özet olarak peelingin yararları
* Hücre yenilenmesi ign kuvvetli uyarıda bulunur.
* Cildin üstündeki hücre yapısını düzenler.
* Kan dolaşımını hızlandırır.
* Cildin oksijen almasını sağlar.
* Antibakteriel özellikleri vardır.
* Cildin kalınlığını azaltarak derinlemesine temizlik sağlar.

Başarılı bir sonuç elde edebilmek için peeling, ciltte yeni problemler yaratmayacak kadar güvenilir ve yüzdeki problemi kökenine inerek ortadan kaldıracak kadar etkili bir yöntem olmalıdır. Her kozmetik uygulamasında peeling ürün vermek ve ev bakımında gerekli olduğunu göstermek yanlıştır. Düzenli uygulamanın neticesi olarak ince kırışıklıklar giderilir, cilt tonu ve yapısı gelişme gösterir.

Ev yapımı banyo yağları

sauna-bitkisel-banyo
Esansiyel yağlı banyolar özellikle hassas ya da yüzeyinde ölü deri hücresi birikmiş ciltlerde inanılmaz sonuçlar sağlıyor. Yağ cildi kadifemsi bir yumuşaklığa kavuştururken aynı zamanda cildin kendi koruma bariyerini de yeniden güçlenmesine yar­dımcı oluyor. Örneğin gülyağının yumuşatıcı ve rahatlatıcı etki­si bulunuyor.

Zeytinyağı ise antik çağlardan itibaren kadifemsi bir cilt için kullanılıyor. Şeftali yağına gelince; o sertleşmiş dir­seklerin gizli silahı. Japon nane yağı ve ardıç, krampları çözücü etkileriyle biliniyor.

Kan dolaşımını harekete geçirerek kısa sü­rede kas ağrılarını gidererek vücudun yeniden hareketlenmesi­ni sağlıyorlar. Kuşburnu ekstresi ise ciltteki pigment lekelerini hafifletiyor ve ölü derileri temizliyor.

1 Mayıs 2014 Perşembe

Peeling Çeşitleri

peeling-nedir-peeling-nasıl-yapılır
Tarih öncesi dönemlerde insanlar, bazı bitkileri derinin yaşlanmasına karşı tedavi edici olarak kullanmışlar. Günümüzde ise peeling uygulamalarıyla derinin en üst tabakası uzaklaştırılarak, ince kırışıklıklar ortadan kaldırılıyor.

İşte ne çok tercih edilen peeling çeşitleri…

Yüzeysel Peeling
Yüzeysel peelingle ince kırışıklıklar yok edilirken, aynı zamanda gözün dış kısmındaki kaz ayakları ve kaşların arasındaki kırışıklıklar ortadan kaldırılamıyor. Derinin en üst tabakası bir kaç gün içinde dökülüyor ve 5-6 ay süresince ayda bir olmak üzere yüzeysel peeling uygulanması öneriliyor. Genel olarak bu işlem için glikolic asid, resorsinol ve salisilik asid gibi maddeler kullanılıyor..

Derin Peeling (Phenol Peeling)
Derin peelin genellikle fenol (phenol) kimyasal maddesi kullanılarak yapılır. Soyma işleminden sonra kırışıklıklarda da büyük oranda düzelme görülür. Lazer ve dermabrazyondan daha iyi sonuç veriyor. Özellikle açık tenli kişilerde tercih ediliyor çünkü işlem sorasında açık renkte lekeler kalabiliyor.

Orta Dereceli Medium Peeling
Ciildin canlılık kazanması ve pürüzsüz bir görüntüye sahip olmasında oldukça etkili bir yöntem. Hem ince kırışıklıkları ortadan kaldırıyor hem de cilt lekelerini tedavi ediyor. Akne skarlarının ve derin kırışıklıkların tedavisinde etkili değil. Ciltte sıkılaşma da sağlayan medium peeling, ciltte leke de bırakmıyor ve işlem yarım saatte bitiyor.

Mikropeeling
Yüzdeki pürüzleri azaltıyor, cildi yumuşatıyor, gözenekleri küçültüyor ve lekeleri azaltıyor. Mikropeelingde de yüzeysel deri tabakası dökülür ama bu dökülme diğer peling yöntemlerindeki kadar belirgin değildir.

Kendi bakım ürününüzü kendiniz yapın

cilt_su_guzel_banyo_dus
Lavanta yağı
Mükemmel bir karışım! 2 yemek kaşığı lavanta yağını 1/8 it bademyağıyla karıştırın. Elde ettiğiniz yağ karışımını banyo ya da duş sonrasında nemli cildinize iyice yedirin.

Portakallı yüz toniği
Canlandırıcı etkili: I portakalın kabuklarını soyun, kalan zar­larını iyice temizleyin ve ince daireler halinde dilimleyin. Portakal dilimlerini yüzünüze yerleştirin ve 20 dakika bo­yunca bu meyvenin kokusunu içinize çekin.

Portakal aromalı yulaf ezmesi
2 yemek kaşığı yulaf ezmesini I yemek kaşığı kabuğu iyice temizlenmiş ve rendelenmiş portakalla karıştırın. Her pee-ling ölçüsü için I yemek kaşığı karışımı ılık suyla macun kıva­mına getirin. Karışımı yüzünüze iyice dağıtın ve ılık suyla yü­zünüzü durulayın. Uygulamayı haftada bir kez tekrarlayabi­lirsiniz.