17 Ocak 2014 Cuma

Selülitten Kurtulma Yolları

selulit
Selülit Nasıl Ortaya Çıkıyor?
Deri altındaki yağ hücrelerinin fazla genişlemesi, kan dolaşımının bozulmasına yol açar. Bu da deri altında sıvı birikimine ve bağ dokulannın yeterince beslenememesine sebep olur. Sonuçta deride çökmeler ve portakal kabuğu görünümü ortaya çıkar.

Selülit Her Kadını Etkiliyor mu?
Selülit deriye portakal kabuğu görünümü veren değişimlerin tümüdür. Kadınların yüzde 90-98'sinde görülüyor.

Zayıf Kadınlar da Selülitten Yakınıyor. Neden?
Çünkü erkeklerdeki testosteron hormonu, kadınlardaki östrojen hormonu gibi davranış sergilemiyor, vücudun’yağlanmasına neden olmuyor.

Erkeklerde Neden Görülmüyor?
Çünkü selülit genetik ve hormonal kaynaklı bir sorun. Bu nedenle çok zayıf kadınlarda bile görülebilir.

Selülitin Sebepleri Neler?
Genetik faktörler çok önem taşıyor. Annenizde selülit varsa sizde de görülme ihtimali yüksek. Vücuttaki hormonal değişiklikler de selülit oluşumunu tetikliyor. Örneğin ergenlik, hamilelik, menopoz gibi durumlarda selülitler çogalabiliyor. Yine doğum kontrol hapları gibi bazı ilaçlar selülit nedeni. Hatalı beslenme de ciddi bir selülit sebebi olarak karsımıza çıkıyor. Aşırı yağlı, sekerli besinler tüketen kadınlarda selülit daha fazla görülüyor.

Selülitin Oluşmasını Nasıl Engelleyebiliriz?
Deri altındaki yağ hücrelerinin genişlemesini engelleyici besinler tüketilmeli ve kan dolaşımını hızlandıncı hareketler yapılmalı.

Diyetinizdeki 5 değişiklikle selülit oluşumunu engelleyebilirsiniz:

1. Yağ Oranı Yüksek Besinleri Tüketmeyin:Et ve tavuğun yağlı kısımları, katı yağlar, mayonez, kaymak, hamur İşleri gibi.
2. Şeker Oranı Yüksek Besinlerden Uzak Durun:Hamur tatlıları, pastalar, çikolata, kek gibi besinlerden uzak durun.
3.Kafein içeren koyu çay, kahve, kola gibi içeceklerden uzak durun.
4. Katkı maddesi içeren hazır besinleri diyetinizden çıkarın.
5. Tuz tüketimini mutlaka sınırlayın.

10 Ocak 2014 Cuma

Kıvırcık Saçlar İçin Maskeler

kivircik-sac
Hindistan cevizi maskesi
Bir adet taze Hindistan cevizinin sütünü ve bir limon suyunu kullanarak saçlarınızda mucizeler yaratabilirsiniz. Hindistan cevizi sütü ile yarım bardak taze sıkılmış limon suyunu karıştırmalısınız. Yoğunlaşıp krem kıvamına gelinceye kadar buzdolabında soğumaya bırakmalısınız. Maskeyi saçlarınıza uygulayıp bir saat kadar bekletmelisiniz. Ardından saçlarınızı yıkayabilirsiniz. Bu maskeyi haftada 3 kez tekrarlayabilirsiniz.

Bal maskesi
Severek tüketilen bal, eşsiz lezzetin yanı sıra güzellik unsuru olarak da büyük etkilere sahiptir. Saçlarınızı için, beş yemek kaşığı süt tozuyla bir miktar içme suyunu kalın bir macun oluşturana kadar karıştırmalısınız. Üzerine bir tatlı kaşığı bal ekleyip karıştırmaya devam etmelisiniz. Karışımı saçlarınıza uygulayıp 20 dakika beklettikten sonra saçınızı şampuanlayabilirsiniz. Karışımı istediğiniz sıklıkta uygulayabilirsiniz.

Zeytinyağı maskesi
Zeytinyağının saçlara olan faydası herkes tarafından bilinen bir gerçektir. Doğru uygulamalarla maksimum düzeyde verim elde edebilirsiniz. Bir çay fincanı zeytinyağını bir miktar ısıtmalısınız. Daha sonra hafif soğuması için bekleyip; saç kreminizin içine karıştırmalısınız. Karışımı saçınıza uygulayıp yarım saat bekledikten sonra suyla durulamalısınız. Maskeden sonra şampuan kullanmanız gerekmiyor.

Muz maskesi

Bir kâse yoğurda, iyice ezilmiş bir adet muzu ekleyip karıştırdıktan sonra saçlarınıza sürmelisiniz. Saçlarınızda yarım saat beklettikten sonra şampuanlayıp, ılık suyla durulamalısınız. Özellikle boyalı saçlar için tavsiye edilen bu maskeyi ayda bir kez uygulayabilirsiniz.

9 Ocak 2014 Perşembe

Yaz Meyveleri İle Cildiniz Yenilensin

meyvelerle-cilt-bakımı
Cildiniz Yenilensin Yaz Meyveleri İle; En değerli giysimiz cildimiz…. sloganı ile yola çıkan bayanlar için en zoru da ciltlerinin her mevsimden ayrı bir zarar görmesi ve değişik yöntemler denenmesidir. Kozmetik ürünleri, güneş kremleri, nemlendirici kremler, yüz yıkama jelleri, köpükler …… gibi binlerce ürün cildimize değiyor. Hepsinin cildimize bir faydasının olduğu bilinen bir gerçek ama unutulmamalı ki kimyasal olan bu ürünlerin faydası olduğu gibi zararı da olmaktadır. Kış aylarında kurumak üzere olan, çatlayan cildimiz, yaz aylarında ise güneşin izlerini lekelerini taşımaktadır. Kozmetik ürünlerini ne kadar az kullanırsak cildimizi ve sağlığımızı daha çok korumuş olacağız. Uzmanlar cilt güzelliği için doğal ürünler ve doğal maskeler kullanılmasının daha faydalı olacağını belirtiyor. İşte size yaz aylarında doğal yetişmiş yaz meyveleri ile cildiniz korumanızda yardımcı olacak cilt maskeleri…

Yaz Meyveleri İle Cilt Bakımının Sırları!
Çilek Maskesi:
cilt yenielnmesi meyve ve sebzeCildinizi canlandıracak olan çilek aynı zamanda peeling etkisine de sahiptir. Yaz aylarında her evin mutfağına giren çilekten 4-5 adet ayırın ve bu çilekleri püre haline getirin, ezerek. Püre haline getirdiğiniz çileğe cildinize kullandığınız nemlendirici kremden bir yemek kaşığı ekleyerek iyice karıştırın. Elde ettiğiniz bı karışımı en az on dakika yüzünüz de bekletin. Soğuk su ile yıkayın. Tonik etkisi ile cildinizi gerdirecek olan çilek maskesi özellikle kuru ciltlere önerilmektedir. 2 ayda bir kez uygulamanız yeterli olacaktır.

Muz Maskesi:
İçeriği bakımından zengin ve besleyici olan muz cildiniz için de oldukça faydalı bir meyvedir. Özellikle kuru ve solgun ciltleri tekrar yenileme özelliğine sahip olan muz cildinizin nefes almasını da kolaylaştıracaktır. Yarım bir muzu ezerek içine bir yemek kaşığı nemlendirici ekleyin ve iyice karıştırarak püre haline getirin. Bu karışımı ince bir tabaka halinde yüzünüze sürün ve en az 20 dakika cildinizde bekletin. Soğuk su ile yıkayın. Çilek maskesinin aksine muz maskesini hafta da bir kez mutlaka uygulayın.

Üzüm Maskesi:
Özellikle karma ciltler için tavsiye edilen üzüm maskesi; yüzün belirli bölgelerinde oluşan özellik ile burun kenarları, çene ve alın bölgeleri için tavsiye ediliyor. 2 yemek kaşığı kadar üzüm suyu elde etmek için belirli bir miktar üzümün suyunu sıkın, sıktığınız suya bir yemek kaşığı nemlendirici ekleyerek karıştırın. Elde ettiğiniz karışımı yüzünüze ince bir tabaka halinde sürdükten sonra yaklaşık 15 dakika kadar bekletin ve bol su ile yıkayın. Yüzünüzün canlandığını ve parladığını göreceksiniz.

8 Ocak 2014 Çarşamba

Dökülen Kirpikler İçin Maske

Goz-Tipine-Makyaj
Malzemeler
Bir çorba kaşığı vazelin,
Bir tatlı kaşığı badem yağı,
Bir tatlı kaşığı lanolin,
Üç adet ceviz içi ve üç adet fındık

Hazırlanışı
Hepsini karıştırıp kısık ateşte eritin. Daha sonra süzüp, bir cam şişeye koyun ve donmasını bekleyin. Önce temiz çay suyu ile kirpiklerinizi silin, sonra kulak çubuğunu bu kreme batırıp gözünüze kaçırmadan kaş ve kirpiklerinize gün aşırı sürün.

6 Ocak 2014 Pazartesi

Ergenlik Sivilcelerine Maske

sivilce
Önereceğimiz üç ürün de hem ergenlerin hem de sivilce ile sürekli başı dertte olanların dostu; Bal, süt ve limon suyu.

Bir kaba bir kaşık limon suyunu, bir kaşık balı koyun içine yarım çorba kaşığı da sütü ilave edin. Karışımı yüzünüze ve boynunuza yedirin.

Bal, limondaki maddelerin cilde daha iyi nüfuz etmesini sağlar. Limonun içeriğinde cildin yağ salgısını dengeleyen maddeler var. Bu nedenle bu işlem sivilceleri önlüyor. Eğer sivile çıkmaya eğilimli bir cilde sahipseniz bu maskeyi 10 günde bir yapın.

2 Ocak 2014 Perşembe

Evde Ayak Bakımının İncelikleri

ayak-bakimi
Yoğun iş temposunda ayak bakımına vakit ayıramamaktan şikayet edenler için uzmanlar evde ayak bakımının inceliklerini anlatıyor.

İşte sağlıklı ve bakımlı ayaklara sahip olmak için evde pedikür yapmanın püf noktaları…

Ayak banyosu
Pedikür için en uygun başlangıç; ayak banyosudur. Önce ayaklarınızı vazelinle ovup ılık suyla dolu bir kapta 10 dakika kadar bekletin. Ardından kurulayın.

Fazlalıkları temizleyin
Çoğunlukla topuk ve çevresindeki deri kalınlaşır. Sorunlu olan bu bölgeleri bir ayak törpüsü ile törpüleyin. Ardından bir ponza taşı ile bölgenin üzerinden geçin.

Tırnakları kesin
Tırnaklarınızı bir tırnak makası veya pedikür makası ile kesebilirsiniz. Önemli olan düzgün kesmeniz. Tırnak etlerinizi törpünün ucuyla geriye doğru itin ve oval uçlu bir törpü ile temizleyin.

Törpüleme işlemi
Tırnaklarınızın oval olmasını istiyorsanız, törpünün kalın tarafı ile kenar kısımları yuvarlatıp kalan kısımlarını törpüleyin. Yine de küt törpülenen tırnakların daha sağlıklı olduğunu unutmayın.

Kenarları düzeltin
Törpünün ince tarafı ile tırnaklarınızın kenarlarını törpüleyin. Tırnak üzerindeki pürüzsüz bölgeleri önce kalın ardından da ince törpü ile düzeltmeniz mümkün.

Oje sürün
Ayak parmaklarınızın arasına ayırıcı bir alet veya pamuk yerleştirin. Bu şekilde ojeyi düzgün sürebilirsiniz. Ojeyi taşırdığınızda, bir kulak pamuğu yardımıyla düzeltebilirsiniz.

Özel bakım programı
Ayak banyosu ve bakım işlemini içeren bir pedikürden sonra bakım programını taçlandıran final ise; aromalı yağlarla yapılacak bir masaj ve güzellik uykusu.

1 Ocak 2014 Çarşamba

Selülit Dostu ve Düşmanı Gıdalar

selulit
Selülite neden olan ve selüliti önleyen besinleri öğrenin ve ona göre bir beslenme planı oluşturun.

Kafein
Çoğumuz sabahları bir bardak kahve içmeden kendimize gelemeyiz. Ancak kahvede bulunan yüksek orandaki kafein kan akışını ve metabolizmayı yavaşlatır. Portakal kabuğuna benzeyen kalçalar istemiyorsanız kahveden vazgeçmeniz ve yerine bitki çaylarını tercih etmeniz gerekiyor.

Şeker
80 gram şeker tükettiğinde kadınların vücudundaki serbest radikaller %50 oranında artar. Bu artış kan damarlarının esnekliğini kaybetmesine, kan akışının yavaşlamasına ve selülitin oluşmaya başlamasına neden olur. Selülit istemiyorsanız şekerden uzak durun.

Alkol
Bir kadeh alkol, kandaki yağ oranını artırmaya ve kan dolaşımını yavaşlatmaya yeter. Ayrıca östrojen seviyesini arttırarak vücudun vitamin alımını engeller. Selülitten kurtulmak istiyorsanız bira, şarap ve diğer tüm alkollü içeceklere veda edin.

Buğday Unu
Lektin, vücut için çok zararlı bir maddedir ve unun içerisinde doğal olarak bulunur. Selülitlerden kurtulmak için tam tahıllı un ve unlu mamulleri tercih edin.

Rafine karbonhidratlar
Kahvaltılık gevrekler, beyaz ekmek ve makarna gibi gıdalar kan şekerini yükseltir ve insülin hassasiyetini azaltır. Bu durum yağ depolanmasını hızlandırır. Sıkı bir vücut için çok sevdiğiniz makarna tarifleriyle aranıza bir çizgi çekmeniz gerekiyor.

Selülite sebep olan 10 yiyecek
Çikolata
Salam
Mayonez
Sosis
Tuz
Tatlılar
Yağlı et
Muz
Bira
Unlu mamüller

Selülitle savaşan 13 yiyecek

Badem
Haşlanmış yumurta
Taze maydanoz
Greyfurt gibi narenciyeler
Ananas
Havuç
Az yağlı süt ve süt ürünleri
Balık
Şekersiz müsli
Taze fasulye
Brokoli, karnabahar gibi sebzeler
Biber
Bol su

31 Aralık 2013 Salı

Saç Uzatan Besinler

sac-bakiminda-argan-yagi
Uzun sağlıklı saçlara sahip olmak çok kolay değildir. Kısa kesilen saçın uzamasını aylarca bekliyor, binbir türlü bakım uyguluyor olabilirsiniz. Saçınızın uzaması için bir sürü kozmetik ürünü deneyip bir türlü sonuç alamadıysanız, şaşırmayın! Tükettiğimiz besinlerin ve beslenme şeklimizde saç bakımı için çok önemli.

1- Yumurta ve Süt
Yumurta ve süt dediğimizde aklımıza ilk gelen proteindir. Saçın sağlıklı uzamasında protein büyük rol oynar. Protein, yeni saçların çıkmasına sağlar ve saç köklerinin enfeksiyon kapmasını engeller.

2- Tahıllar
Genelde tahıl tüketimine önem vermeyebiliriz ancak araştırmalara göre tahıl türler saçlarımızın uzamasında büyük rol oynuyorlar. Demir, çinko ve silisyum dioksit gibi saçın uzamasını sağlayan besinler içeriyor. Ayrıca B7 vitamini içeren tahıllar, saç sağlığı için çok yararlı.

3- Avokado, Kivi ve Kayısı
Bu üç meyvenin ortak yanı A, E vitaminleri ve antioksidan içeriyor olmaları. Vitamin E, saçın doğal bir şekilde uzamasını sağlıyor. Vitamin A, saç köklerinin sağlıklı olmasına yarıyor. Antioksidanlarda saç kaybını engeller ve saçın uzamasını sağlar.

4- Mantar
Mantarlar, büyük oranda bakır içerir. Bakır, saçın yapısı ve saçın uzamasında önemli rol oynar. Aynı zamanda susam, ayçiçeği ve kuşkonmaz da bakır açısından zengindir.

30 Aralık 2013 Pazartesi

Sağlıklı Saçlar için 7 Kural

havalisaclar
Kural 1: Saç sadece kökünden beslenir. Bu kural hiç unutulmamalıdır. Dışarıdan lokal olarak uygulanan preparatlar, saçlarımıza sağlık getirmez. Bu tür uygulamalar, saçların yıpranmış görüntüsüne, kısa süreli değişmeler dışında yarar sağlamaz. Saçlarımız için gerekli olan besin maddeleri, saçlarımıza, sadece kan yoluyla ulaşabilir. Yeterli protein, demir, çinko, biotin ve folik asit içeren beslenme şekli, saçlarımız için çok önemlidir.

Kural 2: Saç boyası, renk açıcılar, jöle ve köpük gibi kimyasal maddelerin günümüzde sıklıkla kullanılıyor. Çok sık ve uzun süreli uygulamalar, saçların zaman içinde zayıflamasına ve kırılmalara sebep olur. Sık şampuanlama saçların yıpranmasına sebep olur. Gün aşırı yıkama, saç sağlığı açısından uygun gözükmektedir.

Kural 3: Saçlar ıslak iken daha kırılgandır. Islak saçlar yumuşak havlularla ve düşük ayarlı kurutma makineleriyle kurutulmalıdır.

Kural 4: Aynı şekilde kaba ve sert fırçalama, saçların çabuk yıpranmasına ve mat görünmelerine neden olmaktadır.

Kural 5: Kimyasal içeriği az olan bakım ürünleri kullanmalıyız. Örneğin ammoniyum lauryl sülfat ya da silikon içeren ürünler, saçlarımızı aşırı kurutarak daha kolay kırılmalarına yol açmaktadır.

Kural 6: Sıkı toplanmış saçlar, atkuyrukları, topuzlar ve örgüler saçların köklerini zayıflatır. Özellikle alnın yan kısmındaki saç dökülmelerinin sebebi saçların sıkı ve gergin toplanmasıdır.

Kural 7: Saç sağlığı için en önemli olan diyetin içeriğidir. Protein açısından yetersiz diyetler, saç köklerini dinlenme dönemine sokarak, proteinden tasarruf etme yoluna gider. Bu ağır diyetleri takiben 2–3 ay içinde yaygın saç dökülmesi görülebilir.

29 Aralık 2013 Pazar

Kepeğe Karşı Doğal Maske

kepeklenme
Kepeklenmenin altında üst derinin kuruması olan çeşitli deri hastalıkları da yatabilir. Mantar hastalıkları, sedef hastalığı, diskoid lupus gibi hastalıklarda da kepek dediğimiz beyaz pullanmalar görülür. Bu hastalıklar ancak dermatoloji uzmanlarının ele almasıyla düzelebilir.

Stres, yorgunluk ve mevsim değişiklikleri kepeğin tetikleyicileridir. Ayrıca saç bakımınız deri yapınıza uygun olmayabilir. Kullanılan şampuan, saç boyaları kepeklenme yapabilir. Bu sebeplere bağlı olarak kepeklenme artıp azalabilir. Az su içmek, dengesiz beslenmek; özellikle biotin, çinko, omega3, A,D,E vitamini eksiklikleri cilt bozuklukları ile birlikte kepeklenmeye yol açar.

Kullanılan kepek şampuanlarından etkili sonuç alınmadıysa cilt uzmanlarına danışma zamanı gelmiştir. Tabii her soruna olduğu gibi kepekli saça için de bitkisel çözümler vardır. Bitkiler cildimizin en içten dostu olabilir. Hem içten (taze meyve ve meyve suları, bitki çayları) hem de dıştan (losyon, tonik, maske, krem ve banyolar) tedavi edici etkileri vardır.
Kepeğe karşı maske tarifi

Malzemeler
1 tutam gül
1 tutam civanperçemi
1 tutam kekik
1 tutam turunç
1 tutam hindiba

Hazırlanışı
Bu bitkileri 5 dakika demleyin. Demlenmiş bitki çayını banyo sonrası saçlı deriye masaj yaparak uygulayın. Bu karışımı rahatlatıcı çay olarak da içebilirsiniz.

25 Aralık 2013 Çarşamba

Maskeler

pembe-maske
Cilt, 30′lu yaşlara yaklaştıkça daha yoğun bir bakı­ma ihtiyaç duyuyor. Bu bakımı da ona cildin yapı­şma ve ihtiyaçlarına göre seçilmiş “maskeler” verebilir. Gençlik, kolajen ya da kil, acaba sizin maskeniz hangisi?
Cildiniz solgun mu görünüyor? Ya da kullandığınız ürün­lerin çok etkili olmadığını mı düşünüyorsunuz? Bir de ince çizgiler var tabii. Ciltteki tüm bu sorunlardan kurtulmanın yolu, derin ve etkili bir temizlikten geçiyor. Vücudumuzu her türlü dış etkenlerden koruyan cildimiz için uzmanlar, onun ihtiyaçlarını karşılayan maskeler öneriyor. Cildin ihtiyaçları­na göre seçilen maskeler, haftada bir veya iki kez cildin du­rumuna göre uygulanıyor. Ancak maske uygulamadan ön­ce iki soruyu cevaplamanız gerekiyor:
1-Hangi cilt tipine sahipsiniz?
2-Cildinizin ihtiyaçlarını biliyor musunuz?
Eğer bu sorulara net cevaplar veremiyorsanız, cilt bakı­mında ilk adımı doğru atmak ve uygulamanın sonucundan memnun kalmak için öncelikle bir uzmana danışın. Sonra­sında, cildinizin ihtiyacı olan bakım ürünlerinden edinmeli­siniz. 20′li yaşların başlarında, sadece nemlendiren bir ürün­le hayat bulan cilt, 30′lu yaşlara yaklaştıkça daha yoğun bir bakıma ihtiyaç duymaya başlıyor. İşte bu noktada yardımı­nıza koşan maskeler, etkili bileşenleriyle cilt yüzeyinde kısa sürede gözle görülür sonuçlar yaratabiliyor.

“Kolajen” Maskeleri:
Maskeleri, uzmanların yardımıyla cilt tipine ve ihtiyaçları­na göre seçmenin ve uygulamanın dışında, evde de hazırla­yabilirsiniz. Bitkilerle hazırlanan maskeler, cildi temizleme ve rahatlatma özelliğine sahiptirler. Kil, derin temizlikte oldukça başarılı bir madde. Bal ise yaşlı ve yorgun ciltleri canlandırı­yor. Kısacası, cildin bakım kalkanları maskeler, evde veya güzellik merkezlerinde sıkça kullanılıyor. Merkezlerde uygu­lanan yoğun maskeler, etkili bileşenleriyle profesyonel bakı­mın önemli bir parçası. Ecz. Gülnur Araman enstitülerde uy­gulanan maske bakımları hakkında şunları söylüyor: “Ensti­tüde uygulanan cilt bakımları yaklaşık 60-90 dakika sürü­yor. 30 dakikasını maske uygulamaları için ayırıyoruz. Biz, merkezimizde derin temizlik yapan, nemlendiren ve yatıştırı­cı maskeler kullanıyoruz. Son yıllarda sıkça başvurduğumuz özel uygulamalardan biri de cildin elastikiyet kaybına karşı kullanılan ‘kolajen’ maskeleri. Yaşlanma etkilerine savaş açan ‘kolajen’ bakımı, özellikle de orta yaşın üzerindeki ka­dınlarda daha yoğun uygulanıyor. Enstitülerde yapılan mas­ke uygulamalarını evdekilerden ayıran en önemli fark ise öncesinde ve sonrasında bazı kozmetik ve profesyonel ci­hazlar yardımıyla desteklenmesi.”

Sizin maskeniz hangisi?
M&G İstanbul Dermatoloji Enstitüsü’nden Ecz. Gülnur Araman, “Maskeler cildin ihtiyacına göre seçilmeli.” diyor;

Temizlik maskeleri: Ciltte 10 dakika kalıyor ve kolay te­mizleniyor.
Derin temizlik maskeleri: 10-15 dakika uygulanıyor. Pee-ling öncesi kullanılıyor.
Nem maskeleri: Ciltte 15-20 dakika kalıyor. Peeling etki­siyle aktif hale gelen cilt bu maskelerle rahatlıyor.
Gençlik maskeleri: Yaşlı ve yorgun ciltlere sıkılaştırıcı ve elastikiyet kazandıran maskeler en etkililerden biri.

Kalıcı bronzluk Avon’dan
Avon, bu yaz gelmeden bronzlaşmak isteyenler için bir al­ternatif sunuyor: ‘beBronze Şelf Tanning.’
Güneş olmadan da kalıcı ve kusursuz bir bronzluk müm­kün.

Gün için üç renk
HR sezon makyajını yıldız ürünü Painter palette, 3 ana renk olan kırmızı, mavi ve sarı ile sunuyor. Gün içinde bulu­nacağınız ortama göre istediğiniz tonlarda farklı sonuçlar ya­ratabilirsiniz. İster ışıltılı bir makyajla parlarsınız, ister sofisti­ke olursunuz.

24 Aralık 2013 Salı

Güneşlenirken Cildinizin Tipine Göre Korunun

gunese-dikkat
Bazı insanlar kısa bir süre güneşlendikten sonra bronz bir tene kavuşurken, bazıları da birkaç dakika güneşin altında kaldıktan sonra kıpkırmızrbir tene sahip olurlar.
Bu nedenle güneşin cildiniz üzerindeki etkisini tespit edip buna göre bir korunma yöntemi seçmenizde yarar var.

Aşın Hassas Ciltler
Beyaz bir ten, beyaz-sarı veya kızıl saçlar, mavi veya ye­şil gözler, ciltte çiller. Bu cilt tipine sahip olanlar genelde bronzlaşamaz, güneşte kızarırlar. İlk kez güneşe çıkarken, 5-10 dakikadan fazla kalmamalılar.
Güneşlenirken yüzlerine koruma faktörü 35, vücutlarına da koruma faktörü 30 olan ürünleri sürmeli, güneşin en yo­ğun olduğu saatlerde (11.00 – 16.00) asla şapkasız ve güneş gözlüksüz dışarı çıkmamalılar.

Hassas Ciltler
Açık renk ten, san veya kızıl saçlar, mavi veya yeşil göz­ler, ciltte çiller. Bu cilt tipine sahip olanlar, çabuk yanmala­rına karşın çok zor bronzlasırlar. İlk kez güneşe çıkarken, 10 – 20 dakikadan fazla kalmamalılar. Güneşlenirken yüzlerine ve vücutlarına koruma faktörü 20 – 30 olan ürünleri sürme­li, mutlaka suya dayanıklı ürünleri tercih etmeliler. Hafif bronzlaşmış olanlar, koruma faktörü 15 olan ürünleri kulla­nabilirler. Saat 11.00 – 15.00 arasında güneşe çıkmaktan kaçınmalılar.

Az Hassas Ciltler
Açık, pembemsi cilt, mavi veya yeşil gözler. Güneşlenir­ken kızarmalarına rağmen bronzlaşmayı başaramazlar. İlk kez güneşe çıkarken, 15 – 25 dakikadan fazla kalmamalılar. Bu cilt tipine sahip olanlar, güneşlenirken koruma faktörü 10 olan ürünleri tercih etmeli ve saat 11.00 – 15.00 arasında gölgede veya şemsiye altında oturmalılar. Bronzlaşanİar, güneşlenirken koruma faktörü 8 olan ürünleri de tercih ede­bilirler.

Normal Ciltler
Buğday tenli, koyu sarı veya kumral saçlar, mavi, yeşil veya kahverengi gözler. Genelde çabuk bronzlaşır ve güneş yanığına maruz kalmazlar. İlk kez güneşe çıkarken, 20 – 30 dakikadan fazla kalmamalılar. Bu cilt tipine sahip olanlar, güneşlenirken koruma faktörü 8, su sporları yaparken koru­ma faktörü 10 ve suya dayanıklı olan ürünleri tercih etmeli­ler. Hafif bronzlaşmış olanlar, koruma faktörü 6 olan ürün­leri kullanabilirler.

Sorunsuz Ciltler
Esmer ten, koyu kumral veya esmer saçlar, kahverengi gözler. Çabuk bronzlaşır ve güneş yanığı nedir bilmezler. Ama yine de güneşe ilk çıktıklarında 30 – 40 dakikadan faz­la kalmamalılar. Sorunsuz bir cilde sahip olanlar, güneşlenir­ken koruma faktörü 6 olan ürünleri tercih edebilirler.

Alerjik Ciltler
Cildin güneşe karşı alerjik olmasının nedeni; UVA ışınları ve serbest radikallerdir. Bu nedenle uzmanlar, güneşe karşı alerjik bir cilde sahip olanların, tatile çıkmadan üç hafta ön­ce, haftada 2 – 3 kez solaryuma girmelerinde fayda olduğu­nu söylüyorlar.
Alerjik olan ciltler, güneşlenirken koruma faktörü 20 – 25 olan ürünleri tercih etmeliler. Özellikle omuz, burun ve ayak tabanlarına bol miktarda koruyucu krem sürmeli ve her sa­at başı bunu tekrarlamahlar.

Kaşlarınız Ve Yaşınız

kas-kaldirma
40 yaşını geride bırakanlar için en büyük problem, yüzün sıkılığını ve diriliğini kaybetmesiy­le kaşların yavaş yavaş göz kapaklarının üzerine yığılmaya başlaması.

Bu yaşlardaki kişilerin yapması gereken ilk iş öncelikle kaşlarını çok inceltmekten kaçınmaları, burun köküne yakın kısmı mümkün olduğunca doğal bırakmaları ve şekil vermek için sadece kaşların uç kısımlanyla oynamaları. Böylece göz­lerinin daha çekik görünmesini sağlayabilirler.

Nasıl mı?
Kaşların uca doğru olan bir-iki santimlik kısmını tama­men alabilirler. Ardından da bir kaş kalemiyle, doğal kaş çiz­gisinin hemen üzerine (çok fazla yukarıda olursa yapay bir görünüm olabilir) yeni bir hat çizmeleri. Yeni kaşlarını oluştururken dikkat etmeleri gerekense tek bir çizgi yerine minik minik dokunuşlarla birçok küçük çizgiden yararlanmaları.

Kalıcı makyaj

Kaşlarınız sizden yılların ve onları hiç düşünmeden yoldu­ğunuz günlerin acısını çıkarıyorsa, imdadınıza kalıcı makyaj yetişebilir. Kaşları küsen ve bir daha çıkmayanlar kalıcı mak­yajla daha kalın kaşlara sahip olabilirler. Kalıcı makyaj da bir çeşit dövme ve yaklaşık 1 yıl boyunca kalıcılığını koru­yor. Kaşların kontürünü belirlerken gerçek yerinden biraz daha yukarıya çizerek gözlerinize daha çekik bir ifade ver­mek mümkün.

Ayrıca kaşlarınızı ve kirpiklerinizi boyatarak da daha çar­pıcı görünmelerini sağlayabilirsiniz. Çünkü bazen kaşların yoğunluğu ve biçimi güzel olduğu halde renklerinin açık ol­ması belirsiz görünmelerine neden olabiliyor. Tabii aynı şey kirpikleriniz için de geçerli. Üstelik kirpiklerinizi boyattıktan sonra sürekli bakra kullanmanıza da gerek kalmayacaktır. Bu işlemi ayda bir-iki defa tekrarlamanız gerekebilir.