Cıvıl cıvıl bir yaz mevsimi daha geride kaldı. Yaz aylarının enerjisine
alışan kişiler sonbahar mevsiminin getirdiği kasvetli havaların
rehavetine alışmaya çalışıyor. Bu duruma bir de yeniden başlayan yoğun
iş temposu, yaz saati uygulamasının sabitlenmesi ve uzunca bir süre
tatil yapamayacak olmanın psikolojisi de eklendiğinde diş sıkma ya da
gıcırdatma problemi (bruksizm) gibi sağlık sorunları ortaya çıkabiliyor.
Gün içerisinde yaşanan yoğun stres veya depresyonun neden olduğu bu
problem, fark edilmediğinde ise kronik bir hal alabiliyor.
Protetik Diş Tedavisi Uzmanı Prof. Dr. Aslıhan Üşümez, diş sıkma ve
gıcırdatma rahatsızlıklarına karşı uygulanabilecek tedavi yöntemlerini
açıklıyor.
Pek çok insan gün içerisinde istemeden de olsa iş yoğunluğu, günlük
maraton gibi nedenlerle ciddi bir stres dalgası içerisinde bulunuyor. Bu
stres, zaman zaman insan ilişkilerindeki tahammül sınırını en alt
seviyelere çekerken, kişilerin istem dışı davranışlarında da belirli bir
artışın gözlemlenmesine yol açıyor. Diş sıkma alışkanlığı da bu
davranışlar arasında ilk sıralarda yer alıyor. Üstelik diş sıkma
alışkanlığı edinen kişilerin büyük bir kısmı bu durumun farkına dahi
varmıyor. Bu hastalar, ancak gece boyu dişlerini sıktıkları için sabah
ciddi yüz ağrılarıyla uyanma şikayeti ile uzman hekimlerin kapısını
çalıyor.
İlk etapta yüz ağrılarıyla kendini hissettiren diş sıkma problemi,
ileri dönemde çeneyi açmada sınırlılık, kilitlenme, dişlerde sallanma
veya diş kırıkları, eklem sesleri gibi sonuçlar doğurabiliyor. Bu
nedenle diş sıkma alışkanlığının ihmal edilmemesi büyük önem taşıyor.
Çünkü bu alışkanlık, erken teşhis edilmediği ve uygun şekilde tedavisi
yapılmadığı takdirde kişinin vücut sağlığını olumsuz yönde etkilerken,
yaşam kalitesini de düşürebiliyor.
Bilinçaltındaki stres diş sıkma nedeni
Uykusunda dişlerini gıcırdatan kişiler bu eylemi bilinçli olarak
yapmaz. Günlük yaşamın getirdiği stres kişinin bilinçaltına yerleşir.
Bilinçaltından gelen uyarılar ise kişinin dişlerine gün içinde yaptığı
baskıya oranla daha fazla şiddet uygulamasına neden olur. Problemin
teşhisi ise uzman hekimin, kişinin çene eklemi bölgesinin radyolojik
görüntülerini alması ve incelemesiyle koyulur.
Mevsim geçişleri de diş sıkmayı tetikleyebiliyor
İnsanlar, yaşamlarının belli zamanlarında içinde bulundukları
sıkıntılardan ya da sahip oldukları sorumluluklardan bunalabiliyor.
Boşanma sıkıntısı, sınav kaygısı, yeni iş kurma stresi ya da aile içi
huzursuzluklar bu sıkıntılara önemli birer örnektir. Bu tip problemlere
bir de mevsim geçişlerinde duygu durum değişiklikleri eklendiğinde
mesele iyice içinden çıkılmaz bir hal alabiliyor. Kişiler bu stresle baş
edebilirse ve mevcut durum çok fazla ilerlemediyse çene eklemi
rahatsızlıklarında geri dönüşüm sağlanabiliyor.
Tedavi süreci zaman gerektirir
Öncelikle çene eklemi sorunlarının bir günde oluşmadığı, zaman
içerisinde yavaşça arttığı, dolayısıyla tedavisinin de bir günde
yapılamayacağı bilinmelidir. Ayrıca çene eklemi problemlerinde iyileşme
süreci zaman alacağı için hastaların sabırlı olması gerektiği akıllardan
çıkarılmamalıdır. Akut kas spazmlarında, kas gevşetici kullanımı ve
sıcak su tedavisi hastaları rahatlatmaya yardımcı olsa da rahatsızlığa
neden olan etkeni tamamen ortadan kaldırmaz. Çünkü hasta geceleri
dişlerini sıkmayı ve gıcırdatmayı sürdürürse, problem de devam
edecektir. Bu nedenle tedavide dikkat edilmesi gereken en önemli nokta
diş gıcırdatmayı tetikleyen faktörleri ortadan kaldırmaktadır. Var olan
sebep ortadan kaldırıldıktan sonra da, problem kademeli olarak
azalacaktır.
Diş sıkmanın etkileri plaklar ile azaltılabilir
Diş gıcırdatma ya da sıkma problemlerine karşı birtakım tedavi
yöntemleri uygulanır. Bu yöntemlerden biri dişlerin birbirine olan
temasını kesmek için kullanılan plaklardır. Bu plaklar yalnızca diş
sıkma problemiyle başvuran hastalara verilir. Fakat dişlerini sıkan
hastaların henüz çene eklem bölgesinde ya da yüz kaslarında şikayetler
baş göstermediyse sıkmanın şiddetiyle gelişebilecek zararlar şeffaf plak
ile hafifletilebilir.
Koruyucu apareyler dişlerin zarar görmesini engelleyebilir
Diş gıcırdatma problemlerinin bir diğer tedavi yöntemi ise, diş
gıcırdatmalarının semptomatik tedavisinde kullanılan ve gece
koruyucuları olarak adlandırılan apareylerdir. Diş gıcırdatma eylemini
engellemek amacıyla uykuya geçmeden önce ağza gece koruyucu apareyler
takılır. Bu koruyucular diş gıcırdatma sorununun tamamen önüne geçmese
de gıcırdatmanın neden olduğu olumsuz etkileri azaltabilir. Bu
koruyucular ayrıca dişlerin daha ileri aşamalarda aşınmasına ve zarar
görmesine engel olur. Gece koruyucu apareyler sayesinde hastanın üst ve
alt dişleri birbirine çarpmaz ve gıcırdatma eylemi önlenmiş olur. Bu
apareylerin üretiminde ise sert akrilik plastik malzemeler kullanılır.
İleri boyuttaki diş sıkmalarında cerrahi yönteme başvurulabilir
Teşhisin ardından tedavi aşamasına gelindiğinde, hastadan alınan çene
kayıtlarına uygun şekilde sert akrilik materyalinden bir plak
hazırlanır. Hastanın ağzına takılacak bu plağın iki ana görevi vardır.
İlki hastanın gece dişlerini sıkma alışkanlığını önlemektir. Plağın
ikinci görevi ise, hasta dişlerini sıksa dahi dişlerin ve eklemlerin bu
baskıdan zarar görmesini engellemektir. Fakat burada dikkat edilmesi
gereken nokta, her plağın her hastaya uygun olmayabileceğidir. Bu
nedenle tedavi sürecini takip eden uzman hekimin, hastanın çene
hareketlerini dikkate alarak apareye gerekli ilaveler ya da aşındırmalar
yapması gerekir. Sonraki aşamada ise hekim, aparey tedavisi gören
hastayı belli dönemlerde kontrol etmeli ve uygulanan tedavi sürecini
değerlendirmelidir. Tedavi edilmeyen çene eklemi problemleri, ileri
boyuta ulaştığında, aparey ile beraber cerrahi tedaviler de gerekebilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder