8 Ağustos 2012 Çarşamba

Bilecik İlinin Tarihi ve Turistik Yerleri

bilecik-tarihi-turistik-yerleri
Bilecik ili, Marmara Bölgesi'nin güney doğusunda; Marmara, Karadeniz, İç Anadolu ve Ege Bölgelerinin kesim noktaları üzerinde yer alır. İlin bilinen en eski isimleri arasında Agrilion ve Belekoma vardır. Bilecik, Osmanlı İmparatorluğu' nun doğduğu topraklardadır. Sakarya ırmağının etrafında kurulan ve göletleri ve derelerinin zenginliği ile tanınan yöre antik çağlardan günümüze tarihin izlerini taşır.

İLÇELER:
Bilecik ilinin ilçeleri; Bozüyük, Gölpazarı, İnhisar, Osmaneli, Pazaryeri, Söğüt ve Yenipazar'dır.

Bozüyük: Bozüyük Frigler döneminde oluşmuş bir yerleşim merkezidir. 1908’den sonra Ertuğrul Livası’na bağlanarak Kaza merkezi yapılmıştır. Bozüyük Bilecik’in il olması ile birlikte 1924 yılında ilçe statüsüne kavuşturulmuştur.

Gölpazarı : Bizanslılar döneminde Harmankaya Tekfurluğu’na bağlı olan Gölpazarı, Osman Gazi tarafından alınmıştır. Gölpazarı kuruluşundan itibaren sıra ile Resulşel, Dönen ve Akçaova (Akçaoba) adlarıyla anılmış, son olarak Gölpazarı adını almıştır.

İnhisar : İnhisar önceleri Söğüt’e bağlı bir bucak iken mütevazı nüfusuna rağmen coğrafi konumu dikkate alınarak 1991 yılında ilçe yapılmıştır.

Osmaneli : Osmaneli çok eski bir yerleşim yeridir; Trakyalılar, Romalılar ve Bizans'a ait kalıntılar bunu göstermektedir.

Pazaryeri : Pazaryeri'nde ilk yerleşim 1273 yılında olmuştur. Pazaryeri'nde hediyelik ve turistik toprak ev eşyası ve ağaç eşya yapımcılığı da sürdürülmektedir.

Söğüt : Söğüt, Ertuğrul Gazi tarafından bir kuşatma ve mücadele sonucunda 1232 yılında Bizanslılardan alınmıştır. Ertuğrul Gazi Türbesinin de içinde bulunduğu ilçe önemli bir turizm merkezidir.

Yenipazar : Eski adı Kırka olan Yenipazar, Cumhuriyetten önce Bolu’nun Göynük ilçesine bağlıydı. 1926’da bucak olarak Gölpazarı’na bağlanmış, 1988’de de ilçe olmuştur

Çevre Çekicilikleri

Bilecik’in inanılmaz güzelliklerle dolu bu keşfedilmemiş yerlerini görmeye gelmenizi diliyoruz. Geldiğinizde doğayla kucaklaşıp; yemyeşil, kekik kokan dağları, yaylaları, rengarenk çiçekleri, bozulmamış, kirlenmemiş göletlerin ulu çınar, çam, köknar ağaçlarıyla kucaklaştığı, serinlikleri, mavilikleri, yeşillikleri güzellikleri göreceksiniz. Berrak sularından kana kana içip, tertemiz havayı soluyarak; her biri ayrı çekicilikteki öylesine güzellikler- imizden kendinizi ayıramayacaksınız. İşte bu güzelliklerden bazıları;

Yaylalar

Kömürsu Yaylası
Bozüyük İlçesine 34 km. uzaklıkta köknar, karaçam, kayın, ardıç, çeşitli çiçeklerle kaplıdır. Kış turizmi açısından önemli yaylalardandır. 90 hektar alana sahip yayla da yükseklik 1.700 metredir.

Çiçekli Yayla
Bozüyük İlçesine 37 km mesafede, tertemiz havası, soğuk berrak suları, yemyeşil çimenleri, rengarenk çiçekleri, orman dokusu ve Endemik bitkisi "Çimtien" in kapladığı kekik kokulu çiçekli yayla üçtepeler mevkiinde yükseklik 1.906 metredir.

Sofular Yaylası
İlçe Merkezine 30 km. uzaklıktaki çam ve köknar ağaçları ile kaplı yaylanın yüksekliği ortalama 1.600 m. Civarındadır. Yayla turizmi açısından önemlidir. Yayla 104 hektar açık alana sahiptir. Kırsal turizm, kamp-karavan ve doğa yürüyüşü için uygundur.

Uzunçam Yaylası
Kayın, çam ve diğer çeşitli ağaçların yeraldığı yayla, Pazaryeri İlçe Merkezine 14 km. uzaklıktadır.

Mesire Yerleri

Pelitözü Göleti
İl merkezine 7 km. uzaklıkta, etrafı çam ağaçlarıyla kaplı gölet; ulaşım kolaylığı ve geniş bir alana sahip olması nedeniyle özellikle haftasonlarında büyük rağbet görmektedir.

Küçükelmalı Gölet Çevresi
Pazaryeri İlçe merkezine 10 km uzaklıkta Küçükelmalı Köyü yakınında, çam ağaçlarıyla kaplı orman içi dinlenme yeridir. İçinde tenis kortu, oyun sahaları ve masa, bank, ocak, tuvalet, çocuk parkı bulunmaktadır. Gençlik ve izci kampları için de elverişli olan gölet çevresinin rakımı 950 m. olup, doğa sporları ve Kültür Park niteliğindedir. Olta balıkçılığı ile gölet çevresinde doğa yürüyüşü parkuru yeralır.

Bozcaarmut Gölet Çevresi
Bozcaarmut Köyü yakınlarında ilçe merkezine 15 km uzaklıkta, çevresi köknar ve çam ormanları ile kaplı, olta balıkçılığı ile kamp ve dinlenme yeri olarak elverişli bir mesire alanıdır. Bozcaarmut Göletinde rakım 1.051 metredir.

Türbin Mesire Yeri
Bozüyük ilçe merkezine 7 km. uzaklıktadır. İçinde; lokanta, açıkta yemek yeme yerleri, kamelya, çocuk bahçesi ve kabinleri bulunmaktadır. İçinden akan suyu ve çağlayanıyla ilgi çeken ve tercih edilen bir mesire yeridir.

Kınık Şelalesi
Merkez Kınık Köyü Alamandere mevkii yakınındaki kayalıktan çıkan su ilginç bir görüntü vermektedir. İl Merkezine uzaklığı yaklaşık 25 km ‘dir.

Atatürk Köşkü
Bozüyük İlçesine 22 km. uzaklıkta, Gülalan Mevkiindeki orman dokusu içinde güzel bir sivil mimari örneği olan köşkün ve çevresinin güzellikleri hayranlık uyandırır.

Dodurga Barajı
Bozüyük Dodurga Kasabasının yakınındaki baraj ve çevresi dinlenme ve olta balıkçılığı için tercih edilen bir yerdir.

Yukarı Çaylı Şelalesi
Yenipazar İlçesi, Yukarı Çaylı Köyündeki şelalenin suyunun düşüş yüksekliği ve çevresi ilgi çekicidir.

Bayburt İlinin Tarihi ve Turistik Yerleri

bartin-tarihi-turistik-yerleri
Bayburt Doğu Anadolu’yu Karadeniz’e bağlayan Erzurum-Trabzon tarihi İpek Yolu üzerindedir. Marco Polo ve Türk seyyah Evliya Çelebi bu yoldan geçmişlerdir. Çoruh nehrinin kıyısında bulunan şehrin tarihi M.Ö. 3000′lere kadar uzanır.

İLÇELER

Demirözü, Aydıntepe

TARİHÇE

Bayburt şehrinin tarihi M.Ö.3000’li yıllara kadar uzanmaktadır. Şehir Azziler tarafından kurulmuştur. M.Ö 770-665 yılları arasında Kimmer ve İskitlerin akınına uğramıştır. İskitlerin (Saka Türkleri) hakimiyetine giren Bayburt 2500 yıllık Türk şehridir. Daha sonra bölge sırasıyla Haldi’ler, Med’ler ve Pers’lerin hakimiyetine girmiştir.

1927 ‘ye kadar Erzurum’a bağlı olan Bayburt bu tarihte Gümüşhane’ye bağlandı. 21.06.1989 tarihinden itibaren 3578 sayılı yasa ile il statüsüne kavuştu.

CAMİLER VE MESCİTLER


Pulur (Ferahşad Bey) Camii ve Medresesi: Demirözü ilçesi sınırları içinde yer alan Gökçedere beldesi merkezindedir. 16. yüzyılda inşa edilmiş Ferahşad Bey yapılar topluluğunun cami, medrese, han, hamam, imaret ve konuk evinden oluştuğu bilinmektedir. Bunlardan han, imaret ve konuk evinden hiçbir iz kalmamıştır.

Ulu Camii: Ulu camii yapıldığı dönemde şehrin merkezine inşa edildiği kolayca anlaşılmaktadır. Caminin minaresine de Selçuklu eseri olan birçok camide olduğu gibi caminin dışından girilmektedir.

Kutluğ Bey Camii: Merkez ilçeye bağlı, Bayburt-Köse yolu üzerinde ve il merkezine yaklaşık 30 km. mesafede bulunan Çayıryolu köyündedir. 14. yüzyılın ikinci yarısında Fahreddin Kutluğ Bey tarafından yaptırılmıştır.

Y. Hınzevrek Camii: Demirözü ilçe merkezinin hemen kuzeyinde bulunan Çatalçeşme köyündedir. Yapım tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte Akkoyunlular döneminde yapıldığı tahmin edilmektedir.

Yakutiye (Yeni) Camii: Bu cami Bayburt Cumhuriyet Caddesi üzerinde, eski Yakutiye Medresesinin bulunduğu alan üzerindedir. Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Bayburt halkının yardımlaşması ile 1913-1915 yılları arasında yapılmıştır.

Zahid Efendi Camii: İl merkezinde bulunan cami, Osmanlı döneminde (1514-1515) Zahid Efendi tarafından yaptırılmıştır.

Taşhan (Bedesten): Yapılış tarihi bilinmeyen Taşhan (Bedesten) Ulu Cami’nin yakınında şehir içerisindedir. Taşhan geçirdiği bir yangından sonra kitabeleri kaybolmuştur.

TÜRBE VE KÜMBETLER

Dede Korkut Türbesi: Bayburt’ un güney doğusunda 39 Km. mesafede ki Masat köyünün hemen çıkışındadır.

Şehit Osman Türbeleri: Bu türbelerin, Saltukoğulları komutanlarından Mengücük Gazi’nin erkek kardeşi Osman Gazi ve kız kardeşine ait olduğu bilinmektedir.

Ahmed-i Zencani Kümbeti:İl merkezindeki Cumhuriyet İlkokulu’nun yanında yer alan yapının Ahilerden Ahmed-i Zencani’nin türbesi olduğu düşünülmekle birlikte bu konuya ilişkin bilgiler kesin değildir.

Abdulvahab Gazi Türbesi: Merkez ilçeye bağlı ve Bayburt-Gümüşhane yolunun yaklaşık 35. kmsinde yeralan Erenli köyünün hemen altındadır.

Bey Böyrek (Bamsı Beyrek) Türbesi: Bayburt’un 2 km. doğusunda bulunan Erenli köyünün batısında, bir tepe üzerindeki yapı Dede Korkut Hikayelerinde geçen en önemli kişilerden biri olan Bey Böyrek’e aittir.

Kutluğ Bey (Sünür) Türbesi: Merkez ilçeye bağlı, Bayburt-Köse yolu üzerinde ve il merkezine yaklaşık 30 km. mesafede yer alan Çayıryolu köyünde bulunan türbe Kutluğ Bey Camii’nin 30 m. doğusunda, mezarlığın içinde bulunmaktadır.

Yanbaksı (Güneşli) Kümbeti: Halk arasında “Yanbaksı Kümbeti”adı ile anılan bu yapı, il Merkezi ile Demirözü ilçesi arasında bulunmaktadır.

HAMAMLAR

Bent Hamamı:
Çoruh Nehri kıyısında, Bayburt Kalesi’nin güneydoğu eteğinde bulunan hamam, 16. yüzyılda Akkoyunlu Hacı Ferahşad Bey tarafından yaptırılmıştır.

Paşaoğulları (Kondolotlar) Hamamı: Bayburt kent merkezinde bulunan ve birkaç kez onarılan hamamın yapım tarihi ile ilgili bilgiler kesin değildir.

Meydan (Çarşı) Hamamı: Bayburt kent merkezinde bulunmaktadır. Kadı Mahmud Çelebi Vakfı olarak bilinmektedir.

KALELER

Bayburt Kalesi:


Tarihin derin koridorlarından günümüze oluşturduğu köprü ile ışık tutarak şehrin kuzeyinde Çocuğunu gözünden sakınan ve göğsüne yaslamış bir ana gibi Bayburt’u bağrına yaslayan ve ilk günkü görkemini hala sürdüren “Bayburt Kalesinin “ yapılış tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Ancak çeşitli kaynaklarda M.S.58 lerde inşa edildiği, daha sonraları da değişik dönemlerde onarım gördüğü anlatılmaktadır.

Saruhan Kalesi: Bayburt merkezine 35 km. mesafede bulunan Saruhan köyündeki kalenin gözetleme amacıyla yapıldığı tahmin edilmektedir.

DİĞER YAPITLAR

Kop Şehitleri Abidesi: Bayburt-Erzurum yolunun yaklaşık 40. km’sinde, karayolunun hemen kenarında yer almaktadır. Kop Şehitleri Abidesi, 1916 yılında Kop Geçidi’nde ve Çoruh Havzası’nda düşmana direnen ve bu direnişte şehit olan askerlerin anısına 1963 yılında Kop Dağı’nın zirvesine yapılmıştır.

Korgan Köprüsü: Bayburt-Gümüşhane yolunun yaklaşık 25. km’sinde ve Merkez ilçeye bağlı Akşar beldesinde bulunan yapı, iki gözlü ve sivri kemerlidir.

Saat Kulesi: Saat Kulesi, Bayburt kent merkezinde valilik konağının yakınında olup, 1924 yılı Cumhuriyet Bayramı’nda açılmıştır.

Aydıntepe Yeraltı Şehri

Bayburt’un kuzeybatısında dağlık yöredeki bucak merkezi Aydıntepe’de yer alan kent, tüf içerisinde, yüzeyden 2-2.5 m derinde başka yapı malzemesi kullanmadan ana kayaya oyulmuş galeriler, tonozlu odalar ve bu odaların açıldığı daha geniş mekanlardan oluşmaktadır. Yaklaşık 2 ile 2.5 m yüksekliğinde tonoz örtülü galeriler yer yer her iki yana genişlemektedir. Kareye yakın planlı odalar bu mekana açılmaktadır, ayrıca gözetleme mekanlarının oluşturduğu havalandırma amaçlı konik biçimdeki deliklerin, galeri odalarını aydınlatmak için de kullanıldığı gözlenmektedir.

KIŞ TURİZMİ

Kop Dağı turizm merkezi ilan edilmiştir. Kop Dağı Kayak ve Kış Sporları Merkezi planında mevcut olan kayak evinin bulunduğu alan ile günübirlik tesislerin bulunduğu alanların bir kısmı gerektiğinde yatırımcılara tahsis edilebilecektir.

YAYLA TURİZMİ

Bayburt ili yaylalar açısından oldukça zengindir. Kop Dağı Turizm Merkezi-Kop Dağı Yaylası, Sultan Murat Yaylası, Aydıntepe, Akbulut, Cumavank, Otlukbeli, Yazyurdu, Yoncalı, Tohnovi, Çavdar, Somarova, Karakaya, Menge, Seydiyakup, Kavlatan, Akkoyun, Solkarı, Gümüşdamla, Yaylapınar, Üzengili, Kuşmer, Gökçedere, Dumlu, Günbuldu, Şur, Irmak, Eser, Çukur, Ardıçgöze, Göloba, Çençül ve Salcılar yaylaları ilin önemli yaylaları arasında sayılabilir.

AKARSU TURİZMİ

Bayburt ili yaylalar açısından oldukça zengindir. Kop Dağı Turizm Merkezi-Kop Dağı Yaylası, Sultan Murat Yaylası, Aydıntepe, Akbulut, Cumavank, Otlukbeli, Yazyurdu, Yoncalı, Tohnovi, Çavdar, Somarova, Karakaya, Menge, Seydiyakup, Kavlatan, Akkoyun, Solkarı, Gümüşdamla, Yaylapınar, Üzengili, Kuşmer, Gökçedere, Dumlu, Günbuldu, Şur, Irmak, Eser, Çukur, Ardıçgöze, Göloba, Çençül ve Salcılar yaylaları ilin önemli yaylaları arasında sayılabilir.

Sırakayalar Şelaleleri: Bayburt-Erzurum karayolunun 6 km. sinden ayrılarak 16 km. daha yol aldıktan sonra ulaşılan Sırakayalar Şelaleleri, İlimiz merkez Sırakayalar köyünün girişinde ve köy içinde olmak üzere iki tanedir.

KAMP VE KARAVAN TURİZMİ

Soğanlı, Kop ve Çoruh Vadisi’nde kamp ve karavan imkânları mevcuttur. Özellikle, yaz aylarında Karadeniz’in sahil kesimlerinden gelen konuklar Çoruh Vadisi’nde çadır kurarak aileleri ile dinlenmektedir.

DAĞ VE DOĞA YÜRÜYÜŞÜ
Bayburt İli arazi şekilleri açısından çeşitlilik göstermektedir. Ovaların önemli yer tutmasına karşın yüksek ve sarp dağlar ile bunların oluşturduğu geçitler il topografyasında önem taşır. İli kuşatan Kemer, Soğanlı, Haldizen, Kırklar, Köse, Coşan, Kop, Otlukbeli, Divanyolu, Sarıçiçek Dağları, 2000-3000 m’nin üzerinde yüksekliğe sahip dağlar olup, bu alanlar dağ ve doğa yürüyüşü dışında atlı doğa yürüyüşlerine de elverişli alanlardır. Ayrıca Çoruh Vadisi’nde de atlı doğa yürüyüşü yapılmaktadır.

Bazı Alanlar
Şehit Nusret Bahçesi
Çoruh Vilayet Orman İçi Dinlenme ve Mesire Alanı
Genç Osman Parkı
Yeni Şehir Parkı
Türk Dünyası Parkı
Kır Kahvesi

BİTKİ İNCELEME

Özellikle yaylalardaki floristik zenginlik dikkate değer niteliktedir. Başlıca çiçekli bitkiler ormangülü, çalıçiçeği, ılgın, karayemiş gibi bodur ağaçlarla çayır yoncası ve baklagil bitki türleridir. Bunun yanı sıra çeşitli mantarlar, böğürtlen, şerbetçiotu, eğrelti, çuha, yabani çilek, kekik, nane, mevsime göre papatya ve gelincikler, kantaron otu, balçiçeği, adaçayı bitkilerine sıkça rastlanır. Ayrıca, hindiba kirpidikeni, kayakoruğu dağlaması, yaylalarda görülen zenginliklerin başlıcalarıdır.

BAYBURT’ A ULAŞIM

Karayolu Ulaşım
Kara yoluyla çevre il ve ilçelerden Bayburt’a ve Bayburt’tan çevre il ve ilçelere düzenli karayolu ulaşımı olduğu gibi, büyük şehirlere de her gün karşılıklı otobüs seferleri vardır.
Otogar Tel: 0 458 211 28 60

Havayolu Ulaşım
Erzurum Uluslararası Hava limanına 60 dak.,Trabzon Uluslararası Havalimanına120 dak. mesafededir.

Şehir İçi Ulaşım:
Şehir içi ulaşım taksi, dolmuş ve belediye otobüsleri ile yapılmaktadır.taksilerle ve dolmuşlarla yapılmaktadır.

NE ALINIR?

Bayburt’ta bakır işlemeciliği, kilim ve ehram dokumacılığı önemlidir. Özellikle üretilen kilim motifleri Bayburt’a ait ve orijinaldir. Ayrıca, ehram dokumaclığı da yöreye özgü bir dokumadır. Ehramdan yapılan yelek, masa örtüsü, yatak örtüsü, seccade, perde ve kravat gibi eşyalar ilgi çekicidir.

YAPMADAN DÖNME
20 Mayıs 5 Haziran tarihlerinde Kırkpınar köyünde Doktor yılanları görmeden,

Temmuz ayının 3. Haftasında Türk Dünyasının Bilge kişisi Dede Korkut adına düzenlenen Şenliklerin heyecanını yaşamadan,

(Aslan dağı) Vilayet Ormanı Paraşüt parkurunda paraşüt heyecanını yaşamadan,

(Aslan dağı) Vilayet Ormanı ve parkını gezmeden,

Bayburt’un yerel yemeklerini özellikle de Kefenli kebap, Gındırlama Köftesi (Bayburt Köftesi) Galacoş’ un damak zevkini tatmadan,

Çoruh Nehri üzerinde bir yandan kano-rafting yaparken,diğer yandan vadi içerisinin gizemli doğa yapısını görmeden,

Bayburt ‘lu ustaların sanatsal inceliklerini hediyelik bakır işlemelerde görmeden,

İnsan zekasının taş üzerindeki güzelliklerini Bayburt taşında hissetmeden,

Ağlayan kayalar efsanesini dinlemeden ve kanyonunu görmeden, DÖNMEYİN.

6 Ağustos 2012 Pazartesi

Balıkesir ilinin Tarihi ve Turistik Yerleri

balikesir-tarihi-turistik-yerleri

Balıkesir tarihi eseri, kaplıcaları ve deniz kenarındaki dinlenme ve kamp tesisleri yönünden çok zengindir. Marmara ve Ege denizinde sahili bulunan Balıkesir, Türkiye'nin en gelişmiş ve seçkin bir turizm bölgesidir.

Yıldırım Camii ve Külliyesi: Balıkesir'in en eski Osmanlı eseridir. 1388'de Yıldırım Bayezid tarafından yaptırılmıştır. Cami, medrese ve imaretten meydana gelen külliye büyük bir avlu içindedir. 1818 ve 1897 senelerinde tamir görmüştür. Medrese 12 odalıdır.

Zağanos Paşa Camii ve Külliyesi: Fatih Sultan Mehmed Hanın vezirlerinden Zağanos Paşa 1461'de yaptırmıştır. Cami, türbe ve hamamdan meydana gelen külliyeden sadece hamam, ilk haliyle günümüze kadar gelmiştir. 1897 depreminde yıkılan cami ve türbe, 1908'de yeniden yaptırılmıştır. Caminin mihrabı son dönem Türk sanatının bütün özelliklerini taşımaktadır.

Yeşilli Camii (Hisariçi Camii): Kimin tarafından yaptırıldığı bilinmeyen cami, 1786'da Külahçızade Hacı Mustafa Efendi tarafından tamir ettirilmiştir. Eski Kuyumcular Mahallesindedir.

İbrahim Bey Camii (Hacı Arif Ağa Camii): 1465'te Zağanos Paşanın oğlu Mehmed Çelebi tarafından yaptırılmıştır. Daha sonra yıkılan cami, İbrahim Bey tarafından yeniden yapılmış ve 1899'da Hacı Arif Ağa tamir ettirmiştir. Minaresi üç şerefelidir.

Namazgah: Karesi Beyliği döneminde, 1433 senesinde yapılmıştır. Yıkık durumdadır.

Hamidiye Camii: Ayvalık'ta Sultan İkinci Abdülhamid Han tarafından yaptırılmıştır. Ayvalık'ta Osmanlılardan kalma tek eserdir.

Ulu Cami: Edincik'te 1382'de Abdullah Efendi tarafından yaptırılmıştır.

Kurşunlu Cami: Edremit'te olup, tanınmış ulemadan Yusuf bin Habib için 15. asırda yaptırılmıştır. Caminin bir medresenin olduğu bilinmekle beraber, günümüze ulaşmamıştır.

Eşref Rumi Camii: Edremit'tedir. Osmanlı mimarisinin son devir özelliklerini yansıtan cami yabancı mimarlar tarafından yapılmıştır.

Hüdavendigar Camii: Sultan Birinci Murad Han devrinde yaptırılmıştır. İlk dönem Osmanlı mimari özelliklerini taşır.

Hacı Ahmed Camii:Burhaniye'de olup, buranın tek camisidir. Kare planlı caminin duvarlarında granit kullanılmıştır.

Karesi Bey Türbesi: Karesioğullarından Karesi Bey ile beş oğlu bu türbede bulunmaktadır. Türbenin aslı Osmanlı Devleti zamanında Ampir üslubunda yapılmıştır.

Paşa Sultan Türbesi: Hacı İl Bey ilkokulunun yanındadır. 1471'de yapılmıştır. İçinde iki lahit olup, biri Paşa Sultan'a aittir.

Kız Dede Türbesi: Edincik'in Hisar Mahallesinde olup, 1413'te yaptırılmıştır. Veli Bey bin Hacı Yakub'un oğlu gömülüdür.

Ali Şuuri Medresesi: Sahnihisar Mahallesindedir. 1862'de Ali Şuuri tarafından yaptırılmıştır. 1897 depreminde yıkıldı ise de 1906'da Kadı Abdülhalim tarafından tekrar inşa ettirilmiştir. Günümüzde ilkokul olarak kullanılmaktadır.

Taşpınar Hamamı: 1401'de Subaşı Eyne Bey tarafından yaptırılmıştır. Günümüzde mağaza olarak kullanılmaktadır.

Saat Kulesi: 1827'de Balıkesir Sancak beyi Giridizade Mehmed Paşa tarafından Galata Kulesinin benzeri olarak yaptırılmıştır. 1897 depreminde yıkılmış ise de Mutasarrıf Ömer Ali Bey yeniden yaptırmıştır.

Mesire yerleri: Balıkesir doğal güzellikleri açısından oldukça zengin bir ildir. Çevresindeki dinlenme yerlerinin turistik önemi büyüktür. Kuş Cenneti ulusal Parkı milletlerarası bir üne sahiptir. Çamlık: İzmir-Çanakkale karayolu üzerinde bir orman içi dinlenme yeridir. Değirmenboğazı:İl merkezine 10 km uzaklıta orman içi dinlenme yeridir. Kertil-Çamurlu:Sındırgı ilçesi yakınlarında orman içi dinlenme yeri olup, eski Balıkesir-İzmir karayolu üzerindedir. Çağış: Balıkesir-İzmir karayolu üzerinde orman içi dinlenme yeridir. Sütüven:İzmir-Çanakkale karayolu üzerinde bir orman içi dinlenme yeri olup, Edremit'e 20 km uzaklıktadır.

Kuş Cenneti Milli Parkı:Balıkesir-Bandırma karayolu üzerindedir. Manyas Gölü kıyısında kurulu olan Milli Park, 667 dekarlık bir alanı kaplamaktadır. Bandırma'ya 18 kilometredir. Her sene göç sırasında 239 türden 2-3 milyon kuş uğramaktadır. Park içinde bir kuş müzesi de vardır.

Gönen Mozaik Müzesi:Gönen kaplıcaları sitesindedir. Türkiye'nin en sağlam mozaikleri buradadır. M.S. 5. asra ait mozaikler vardır.

Kaplıcaları:Balıkesir ilinin hemen her tarafından insan sağlığı için faydalı sıcak sular kaynamaktadır.

Pamukçu-Bengi Kaplıcası:Balıkesir'e 20 km uzaklıktadır. Kaplıca suları içme kürleri ile mide ve şeker hastalığına iyi gelmekte, banyolardan ise romatizma ve damar sertliğinde faydalı sonuçlar alınmaktadır.

Balya Dağ Kaplıcası:Balya ilçesi Ilıca bucağındadır. Banyo kürleri, romatizma ve deri hastalıklarına faydalıdır.

Hisarköy (Asarköy)Kaplıcası: Bigadiç ilçesine bağlı Hisarköy'dedir. Kaplıcanın suları banyo ve içme şeklinde kullanılmaktadır. Kükürtlü ve çelikli suları romatizma, deri ve kadın hastalıklarında; acısu ve karbonlu su ise mide, barsak hastalıklarıyla hazımsızlıkta kullanılır.

Derman (Bostancı)Kaplıcası:Edremit'e 3 km uzaklıktadır. Banyo uygulamaları romatizma, eklem, sinir, damar hastalıkları, gut, böbrek hastalıkları ve kadın hastalıklarına faydalıdır.

Güre Kaplıcası: İzmir-Çanakkale karayolu üzerindedir. Banyoları romatizma, kadın ve cilt hastalıklarına iyi gelmektedir.

Gönen Kaplıcası:Gönen ilçesindedir. Kaplıcanın bulunduğu 600 metrekarelik alanda çeşitli kaynaklar vardır. Kaplıcaların 200 m uzağında bir kayanın altından fışkıran ekşi su, siroz dahil bir çok hastalığa şifadır. Radyoaktivitesi yüksek olan bu ekşi su, hormonları kuvvetlendirdiği ve vücud dinamizmini arttırdığı, laboratuar tecrübesi ile sabittir. Bu su, böbrek ve idrar yolları rahatsızlığına, karaciğer hastalıklarına, barsak tembelliği ve her çeşit parazitlere karşı iyi gelmektedir. Gönen kaplıcalarının en meşhuru Gönen'e 13 km uzaklıkta hormonal kısırlıklara şifalı gelen dağ ılıcasıdır. 68oC'deki kaplıca suları içinde sodyum, kalsiyum, sülfat, bikarbonat, fosfor, radon ve karbondioksit bulunur. Gönen kaplıcaları; kadın hastalıkları, ameliyat sonrası ve kazadan sonra görülen eklem sertlikleri, romatizma ve kireçlenme, karaciğer ve safrakesesi rahatsızlıkları, zihni yorgunluk, çocuklarda gelişme bozuklukları ve gastroentistenal rahatsızlıklara iyi gelir.

Emendere (Ilıcaköy) Kaplıcası:Sındırgı ilçesine 7,5 km uzaklıktadır. Radyoaktivitesi yüksek olup, banyoları ağrılı hastalıklara, romatizma, uyuz, çıban ve deri hastalıklarına iyi gelir.

Hisaralan Kaplıcası:Sındırgı ilçesine 18 km uzaklıktadır. Banyoları romatizma, deri, mide, damar ve kadın hastalıklarına faydalıdır.

Kepekler Kaplıcası:Susurluk-Bandırma karayolu üzerindedir. Banyoları romatizma, siyatik ve sinir hastalıklarına faydalıdır. Kaplıca ayrıca milletlerarası literatürde moor denilen iyi ve yararlı bir çamura sahiptir. Çamur banyoları romatizma, sinir hastalıkları, çocuk felçleri ve kadın hastalıklarında faydalıdır.

Hisar Kaplıcası, Hozluca Kaplıcası, Karaağaç (Uyuz)Kaplıcası, Dutluca Köyü (Ekşisu) İçmesi, Pelitköyü (Zeytinpınarı) İçmesi, Suçıktı (Acıcasu), Sarısu Kaplıcası, Kösemdede Kaplıcası, Güre Kaplıcası, Zeytinliada Kaplıcası, Ekşidere Kaplıcası, Manyas Kum Kaplıcası Yıldız Kaplıcası, Gökçedere Kaplıcası, Ömer Köy Kaplıcası, Dağ Kaplıcası ve Acıcasu Madensuyu, il sınırları içinde kalan diğer kaplıcalardır.



Deniz kenarındaki dinlenme yerleri: Ayvalık, Sarmısaklı, Altınkum, Çamlık, Ali Bey Adası, Burhaniye, Ören, Edremit, Akçay, Göl Pınar, Altınoluk, Erdek, Çuğra, Zeytinliada, Bandırma, Livatya, Gönen, Karakum, Taraca, Marmara Adası, Avşa Adası, Paşa Limanı, Ekinlik Adası ve Çınarlı Köyü deniz kıyısı dinlenme merkezleridir.

Bartın İlinin Tarihi ve Turistik Yerleri

bartin-tarihi-turistik-yerleri
Antik çağda, Parthenios adı verilen Bartın Irmağının kenarında kurulan Bartın Kentinin PARTHENİA adıyla anıldığı ve Bartın’a dönüştüğü yazılı kaynaklardan anlaşılmaktadır. Tarihi "Paphlagonia" bölgesindeki antik kentlerden; Sesamos (Amasra), Kromna (Kurucaşile) ve Erythinoi (Çakraz) Bartın sınırları içindedir.

Bartın İli Kentsel Sit Alanı olup, sit sınırları içinde 219 adet tescilli sivil mimarlık örneği bulunmaktadır. Bartın İli sınırları içerisinde 2 adet arkeolojik sit alanı bulunmaktadır. Bunlardan biri Amasra İlçesi diğeri de Güzelcehisar Köyü’ dür.

Bartın, 700 yıllık Kilise binası, 100-300 yıllık camiler, köprüler, hanlar, hamamlar, ve yakın tarihi özetleyen birer tabloyu andıran ahşap Bartın evleri, geleneksel Garıla Pazarı ve düğünleri, yüzyılların desenlerini gümüş pırıltılı ışıklarla yansıtan el sanatlarından telkırma, seçkin yöre mutfağı ve çilek festivali gibi tarihi, kültürel ve folklorik değerleri, deniz, ırmak, mağara, yayla ve av turizmine olanak sağlayan ilginç doğal değerleriyle beğenilir.

Bartın, halk kültürünün vazgeçilmez öğeleri açısından seçkin bir yere sahiptir. Yöre insanı, toplumsal değişimden etkilenmekle birlikte gelenek ve göreneklerini, halk oyunları ve müziğini, giyimini, el sanatlarını, mutfak kültürünü ve yöresel şiveyi günümüze taşımasını bilmiştir.

 

Amasra Bedesteni, Antik Tiyatro, Akropol, Necropol, Yeraltı Çarşısı, İlkçağ Opus Revincium Rıhtımlar ve Dalgakıranlar, Bizans Dönemine ait Yıkık Kilise, Amasra Kalesi, Güzelcehisar, Şarköy, Fırınlı ve Tekkeönü Kaleleri,Halilbey Camisi (Yukarı Cami), İbrahimpaşa Camisi (Orta Cami), Şadırvan Camisi (Aşağı Cami), Fatih Camisi (Eski Kilise), Kültür Evi-(Eski Chapel), Aya Nikolas Kilisesi, Ebu Derda Türbesi, Şimşirli Baba Camii, Küçüktepe Martyrium’u,1832-1835 yıllarında Hacı Ali Ağa’nın yaptırdığı Taşhan, 1747’de Bartın Voyvodası Çalıkoğlu tarafından yaptırılmış Şehir Hamamı, Amasra’da Osmanlı hamamı kalıntıları, Amasra’da Bizans dönemine ait Kemere Köprü , Kemerdere Köprüsü, İl merkezinde Orduyeri (Kışla) Köprüsü, Kemerköprü, Amasra’da Roma Dön. ait Kuşkayası Anıtı, Yeraltı Galerileri, Amasra Büyüktepe (İnziva) Mağarası, Bartın Çeştepe Höyüğü, Karasu Höyüğü, Ulus Höyüğü, Ulus Abdipaşa Höyüğü, M.S.13. Yy. Başlarında Bölgeye hakim olan Cenevizlilerden kalan Su Sarnıcı, İl merkezindeki Şadırvan, Yerel Sivil Mimari Örneklerinden Bartın Evleri İlin kültürel değerleri arasında bulunmaktadır.

Bartın, 3000 yıllık geçmişinden günümüze taşıdığı seçkin tarihi, kültürel ve folklorik değerleri ile olağanüstü güzellikler sergileyen doğal turizm kaynaklarıyla önemli bir cazibeye sahiptir. Turizmden söz edildiğinde ilk akla gelen; Amasra ve Kültür turizmidir.

KÜLTÜR TURİZMİ: Tarihi Paphlagonia bölgesinde en eski yerleşim merkezlerinden olan ve ülke ölçeğinde köklü bir turizm geleneği bulunan Amasra‘da, henüz açığa çıkarılamayan zengin antik değerler ile Osmanlı Evleri, el sanatları ve diğer folklorik özellikler kültür turizminde değerlendirilebilecek kaynaklardır. El sanatlarından 400 yıllık bir geleneği yansıtan ahşap yat ve tekne yapımcılığı, Amasra’da ağaç işleri (oymacılık- süsleme) ve Merkezde tel kırma ile yöre mutfağı…. Amasra, Tekkeönü ve Güzelcehisar Kaleleri, Halitbey, İbrahimpaşa, Şadırvan, Hacımehmet, Yahyaağa, Orduyeri, Kemerköprü, Fatih Camileri ile İçkale Mescidi, Kemer, Orduyeri, Kemerdere Köprüleri, Kuşkayası Yol Anıtı, Aya Nikolas Kilisesi, Kiliseler ile Roma Meclis Sarayı kalıntıları, Kromna kenti kalıntıları olan Mahzen ve Galeri ile Yedikuyular, Ebu Derda Türbesi, Amasra Çekiciler Sokağı ve Yerel Sivil Mimarinin örnekleriden de Bartın Evleri gibi tarihi yapılar kültür turizmine kaynak teşkil etmektedir.

DENİZ TURİZMİ: İnkumu, Amasra, Güzelcehisar, Mugada, Kızılkum, Çakraz, Akkonak, Göçkün, Kurucaşile Tekkeönü, Hatipler, Çambu, Karaman,Kapısuyu pilajlarında yüzme olanaklarınının yanı sıra deniz turları ile kıyı peyzajının seyri olanakları bulunmaktadır.

IRMAK TURİZMİ: İlimizde Bartın ırmağı; gerek debisi ve akış hızı ve gerekse çevresindeki doğal peyzaj ile önemli bir kaynaktır. Altın Irmak-Gümüş Deniz Turları’nın başlangıç noktası olup, kano, su bisikleti ve sandal gezileri ile kürek yarışları gibi aktivitelere olanak sağlamaktadır.

 

YAYLA TURİZMİ: Bartın‘da; Uluyayla, Ardıç ve Gezen yaylaları olağanüstü güzellikler sergilemektedir

DAĞ VE DOĞA TURİZMİ: İl sınırları içerisinde Kastamonu-Bartın Küre Dağları Milli Parkının % 40’lık kısmı Bartın sınırları içinde bulunmaktadır. Uluslararası öneme sahip kanyonlar, boğazlar, mağaralar, şelaleler, düdenler gibi ilginç karstik oluşumları; 1200 yıllık doğal flora ve endemik bitki varlığı; 129 kuş ve 40 memeli türünün yaşadığı fauna zenginliği, bilimsel araştırma ve çevresel izleme olanakları ile doğa, mağara, botanik, fotosafari, ornitoloji ve kültür turizmi açısından oldukça cazip zengin çeşitlilik sunmaktadır

MAĞARA TURİZMİ: Gürcüoluk, Sipahiler ve Uluyayla Mağaraları

AV VE YABAN HAYATI TURİZMİ: Bartın İli’nde gerek karasal alanlar gerekse su yüzeyli alanlar üzerinde, yaban hayatı bakımından zenginlik mevcuttur.

YAT TURİZMİ: Amasra limanı ve Bartın ırmağı; yat turizmine uygundur.

CAMİLER VE KİLİSLER:

Halilbey Camii (Yukarı Cami): Bartın şehir merkezindedir. 1872 yılında Halil Bey tarafından yaptırılmıştır. Kubbesiz, dikdörtgen planlı, iki pencere ile aydınlanan kagir bir yapıdır.

İbrahimpaşa Camii (Orta Cami): Bartın çarşısındadır. Bosna Valisi İbrahim Paşa tarafından yaptırılmıştır. Yapım yılı bilinmemekle birlikte 150 yıllık bir geçmişe sahip olduğu tahmin edilmektedir, 1864 ve 1897 yıllarında iki yangın geçirdiği, 1898 yılında yeniden yaptırılarak 1901 yılında ibadete açıldığı bilinmektedir. 1968 yılında deprem sonrası tamir görmüştür. 12'si büyük kubbenin etrafında olmak üzere 32 pencerelidir.Kare planlı, tek kubbeli ve tek minarelidir. Ana malzeme; köşelerde blok kesme taş, diğer kısımları moloz taştır. Altında 11 adet dükkân bulunmaktadır.

Fatih Camii: 9. yüzyılda Amasra Kalesi içinde yapılmış eski bir Bizans kilisesidir. Amasra'nın fethi sırasında 1460 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından camiye çevrilmiştir.

İçkale Mescidi: Amasra Kalesi içinde, eski bir şapeldir. 15. yüzyılda mescide dönüştürülmüş, 1930 yılında ibadete kapatılmıştır.
9. yüzyılda çok itinalı bir tuğla-taş örgü sistemi ile yapılan şapel, 11x7 m. boyutlarındadır. Ambon tonozunda "İsa Peygamber’in Göğe Yükselişi" (Ascension) sahnesini hatırlatan izler; ambon, narteks ve duvarlarının ise, renkli ve dinsel konulu duvar resimleri (fresk) ile süslü olduğu görülmektedir. Ancak duvarlar ince bir sıva ile kapatıldığından, bu freskolar zamanla düşen sıva tabakaları altından yer yer ortaya çıkmakta ve tahribata uğradığı anlaşılmaktadır.

TARİHİ VE ARKEOLOJİK DEĞERLER:

Tarihi "Paphlagonia" bölgesindeki antik kentlerden; Sesamos (Amasra), Kromna (Kurucaşile) ve Erythinoi (Çakraz) Bartın sınırları içindedir.

Antik değerlerin en fazla görüldüğü antik kent Amasra'dır. Kromna kentinin merkezi Tekkeönü (Hisar) köyünde de antik kalıntılar bulunmaktadır. Eritnoi kentinin merkezinin ise Çakraz olduğu bilinmesine karşın antik kalıntılara rastlanmamaktadır.

Amasra: Dünyada tek olan Kuşkayası Anıtı, Kale ve üzerindeki armalar, Kilise (Fatih Camii), Chapel (Kültür Evi), Yeraltı Galerileri, Oyma Mağaralar ve Bedesten kalıntıları antik kentin görünen yüzleridir.
5000 kişilik Tiyatro, Forum, Şeref yolu, Yeraltı Çarşısı, akropol ve nekropol gibi bölümler toprak altındadır.

ANTİK TİYATRO: Roma Dönemine ait olup, Aya Yorgi Tepesi'nin güney yamacındadır. Tiyatro boşluğu (Cavea) ve Sahne (Skone) bölümleri yıkılmıştır. Yeri mezarlık olarak kullanılan tiyatronun sadece bir giriş kapısına ait kalıntılar görülebilmektedir.

AKROPOL: Bedesten'in güneybatısındadır. Surlarından çok az bir kısmı ayaktadır. Burada bulunan bazı sütunlar Amasra Müzesi'nde sergilenmektedir.

NECROPOL: Aya Yorgi Tepesi eteklerindeki bu antik mezarlık önemli ölçüde tahrip olmuş, Anıt mezarlar ve Lahit taşları inşaatlarda kullanılmıştır. Günümüzde sadece yeri bilinmektedir.

YERALTI ÇARŞISI: Roma Dönemine ait olduğu sanılan Çarşının, en önemli bölümü Tomaşkuyusu mevkisindedir. Bedesten'deki yapı tekniklerinin aynen uygulandığı 17 m.lik bir ana galeri ile buraya açılan yaklaşık 50 odadan oluşmaktadır. Güneye ve batıya doğru antik şehir alanlarında yer yer geniş kanalizasyonlara ve rogarlara rastlanır.

RIHTIMLAR VE DALGAKIRANLAR: İlkçağda yapılan ve sonraki dönemlerde de onarılan harçsız-kenetli örgü (Opus Revincium) tarzındaki muntazam dock sistemlerinin 1-2 ton ağırlığında blok kesme taşlarla yapıldığı görülmektedir. Tarihi izlerin çoğu günümüze ulaşamamış, ancak 1803 yılında Jouannin ve 1886 yılında da Von Diest'in çizdikleri Amasra krokilerinde limanın ve dalgakıranların konumu ayrıntılarıyla gösterilmektedir.

YIKIK KİLİSE: Tavşan Adası'nda da Bizans Dönemine ait kilise kalıntılarına rastlanmaktadır

Kurucaşile:

HİSAR KALESİ VE MAHZENİ: Tarihi Kromna Kenti'nin merkezi olan Tekkeönü (Hisar) Köyündedir. Tekkeönü Kalesine ait kalıntılarla bütünleşen ve kale içinden denize kadar uzanan bir dehliz ile 7 adet Kayakuyusundan oluşmaktadır. Dönemi bilinmemekle birlikte, kuyuların, Kromna halkınca savaşta erzaklarını saklamak için kullanıldığı, dehlizin gerektiğinde kaleden denize kaçış dehlizi olduğu ve denize açılan kapısının liman yapımı sırasında doldurulduğu söylenmektedir.

MÜZELER:

Amasra Müzesi: Amasra Müzesi; Antik bir yerleşim merkezi olan Amasra ve çevresinde sık sık taşınabilir eski eserlerin ortaya çıkması, burada müze kurulması fikrini oluşturmuş, 1955 yılından itibaren derlenen arkeolojik ve etnografik eserler 1982 yılında müze olarak hizmete açılan bu günkü tarihi binasında sergilenmeye başlamıştır.
Amasra Müzesi hizmet binası da Osmanlı dönemi eserlerindendir. 1884 yılında Denizcilik Okulu olarak yapımına başlanan ancak bitirilemeyen bugünkü bina Kültür Bakanlığı'nca 1976 yılında satın alınarak restore edilmiş ve 1982 yılında hizmete açılmıştır.
Dört teşhir salonundan oluşan Amasra Müzesi'nde;

1. Nolu Arkeolojik Eserler Salonunda; Helenistik, Roma ve Bizans Dönemlerine ait pişmiş toprak ve cam koku şişeleri, altın ve bronz süs eşyaları, Amphorolar ve testiler, bronz heykelcikler, bilezikler, haçlar, silahlar, kandiller ve kaplar ile Helenistik, Roma, Bizans ve Osmanlı Dönemlerine ait altın, ve bronz sikkeler,

2. Nolu Arkeolojik Eserler Salonunda; Burada tamamen Hellenistik, Roma, Bizans ve Ceneviz Dönemlerine ait mermer eserler, heykeller, heykel başları, mezar stelleri, kabartmalı çeşitli parçalar sergilenmektedir.

1. Nolu Etnografik Eserler Salonunda; Osmanlı Dönemine ait bakır mutfak kapları, yazım takımları, silahlar, şamdanlar, mühürler, kantarlar, seramikler ve yüzükler ile Amasra yöresine özgü ağaç çekicilik sanatını yansıtan kaplar,

2.Nolu Etnografik Esreler Salonunda; Osmanlı Dönemine ait, yörenin giyim-kuşam zevkini yansıtan giysiler, gümüş süs eşyaları, yatak ve yastık örtüleri, halılar, keseler, eski duvar saatleri ile Kur'an'ı Kerim'ler sergilenmektedir.

Ayrıca; Müzenin koridorunda 1852 tarihli, Saray Matbaasında basılmış bir Akdeniz haritası, Müzenin bahçesinde de Hellenistik, Roma, Bizans, Ceneviz ve Osmanlı Dönemine ait taş eserler bulunmaktadır.

KALELER:

Amasra Kalesi: Bizans Dönemine ait olan Amasra Kalesi, özelikle Ceneviz Dönemlerinde değişikliklere uğramış ve 14-15 yy.larda Ceneviz ve Osmanlı Dönemlerinde de ciddi onarımlar görmüştür.

Kale; iki ana kütleden oluşmaktadır. Birisi, o zaman ada olan ve "Kemere" denilen bir köprüyle Amasra'ya bağlanan Boztepe'deki Sormagir Kalesi, diğeri Amasra'daki Zindan Kalesi'dir. Kuzeydoğu ucunda Büyükliman Kapısı, batısında Küçükliman (Antik) Kapısı ve güneyinde Zindan Kapısı bulunmaktadır. Sormagir Kalesine, Kemere Köprü'ye bitişik "Karanlık yer" denilen tonozlu ana kapıdan girildikten sonra Antikliman ve Hacıdenizi yönlerinde iki tali kapıdan çıkılır.

Amasra Kalesi'nin kuzeydoğu-güneydoğu arasındaki doğu surlarının uzunluğu 65 m, üzerinde 8 adet burç bulunan güney surlarının uzunluğu 300 m ve Kemere Köprü'den itibaren de büyük bölümü yıkılan kuzey surlarının uzunluğu 200 m kadardır.

Sormagir Kalesi'nin kapıdan batıya doğru uzanan surları ile doğu ve kuzeydoğusunu çevreleyen surların çoğu yıkılmış, kapıya bitişik batı surlarının 50 m'lik bir kısmı ayaktadır. Kuzey ve kuzeybatı tarafı denize çok dik bir yar halinde indiğinden buraya sur yapılmadığı görülmektedir.
Adanın en yüksek yerinde denizciler için yapılmış bir fener bulunmaktadır.

Güzelcehisar, Şarköy, Fırınlı ve Tekkeönü Kaleleri: Merkez ilçe sınırları içindeki Güzelcehisar Şarköy ve Fırınlı Köyleri ile Kurucaşile ilçesinin tarihi Kromna kentinin merkezi olan Tekkeönü Köyü'nde, Cenevizlilerden kalma kale kalıntılarına rastlanmaktadır.

DİNİ YAPILAR VE İNANÇ TURİZMİ:

Halilbey Camisi (Yukarı Cami) - BARTIN: 1872 yılında Halilbey tarafından yaptırılmıştır. Kubbesiz, dikdörtgen planlı, iki sıralı 45 pencere ile aydınlanan kargir yapıdır. Salon boyutları 12x13 m'dir.

İbrahim Paşa Camisi (Orta Cami) - BARTIN : Bosna Valisi İbrahim Paşa tarafından yaptırılmıştır. Yapım yılı bilinmemekle birlikte 150 yıllık bir geçmişe sahip olduğu tahmin edilmektedir. 1864 ve 1897 yıllarında iki yangın geçirdiği, 1898 yılında yeniden yaptırılarak 1901 yılında ibadete açıldığı bilinmektedir. 1968 yılında deprem sonrası tamir görmüştür. 12'si büyük kubbenin etrafında olmak üzere 32 pencerelidir.

Kare planlı, tek kubbeli ve tek minarelidir. Ana malzeme; köşelerde blok kesme taş, diğer kısımları moloz taştır. Altında 11 adet dükkan bulunmaktadır.

Şadırvan Camisi (Aşağı Cami) - BARTIN: 1903-1905 yıllarında halktan toplanan paralarla yaptırıldığı söylenmektedir. Minaresinin ise 1913 yılında yapıldığı şerefedeki kitabeden anlaşılmaktadır.

Dikdörtgen planlı olup, duvarları köşelerde kesme taş, diğer kısımları tuğla ve moloz taştan harçla yapılmıştır. Kırk pencere ile aydınlanan ferah iç mekanlara sahiptir. Altında dükkanlar bulunmaktadır. Minaresi, kuzeybatı köşesinde kesme taştan çok köşeli olarak yapılmıştır.

Fatih Camisi (ESKİ KİLİSE)- AMASRA: 9. yy.da Amasra Kalesi içinde yapılmış eski bir Bizans Kilisesidir. Amasra'nın fethi sırasında 1460 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından camiye çevrilmiştir.

Dönemin tüm yapı özelliklerini taşıyan yapının Narthex (İlk Cemaat) bölümü ve Ambon (Lapsis) çıkıntısı sonradan mekana katılmıştır. 19x11 m boyutlarındaki cami, 1887 yılında dört duvarı dışında mekanı örten ve yer yer yıkılma tehlikesi gösteren beşik tonoz örtüsü kaldırılmış, ahşap tavan ve çatı yapılarak büyük bir onarımdan geçirilmiştir.

Kültür Evi (ESKİ CHAPEL) - AMASRA: Amasra kalesi içinde, eski bir (küçük kilise) Chapel iken 15. Yy. da Mescide dönüştürülmüş, 1930 yılında ibadete kapatılmıştır. 2002 yılında restore edilerek Kültür Evi olarak hizmete açılmıştır.
9. Yy. da çok itinalı bir tuğla-taş örgü sistemi ile yapılan Chapel, 11 X 7 m. boyutlarındadır. Ambon Tonozu'nda "İsa Peygamber'in Göğe Yükselişi" (Ascension) sahnesini hatırlatan izler; Ambon, Narthex ve duvarlarının ise, renkli ve dinsel konulu duvar resimleri (Fresko) ile süslüdür. Ancak, Freskolar zamanla tahribata uğramıştır.

Aya Nikolas (BODOSAKİ) KİLİSESİ - BARTIN: 1319 yılında Bartın'daki Rum Cemaati tarafından yaptırılmıştır. 1936 yılından itibaren bir süre Elektrik Santralı olarak kullanılan bu tarihi yapı, 1995 yılında restore edilerek Kültür Evi olarak hizmete açılmıştır.

Ebu Derda Türbesi - BARTIN: Hz. Peygamberimizin Sancaktarı Ebu Derda Hazretlerine ait olduğu söylenir. Ancak; tarihi kaynaklara göre, Hicretin 50. yılında İstanbul'un kuşatılması sırasında bu bölgeden geçerken buralarda bir süre kaldığı tahmin edilen Ebu Derda Hazretleri hatırasına sonradan bir türbe yapıldığı ve burasının manevi bir makam olarak kabul edildiği olasıdır.

Türbenin, belgelenemeyen bir rivayete göre Bartın Müftülerinden Toscuoğlu Hacı Rıfat Efendi tarafından yaptırıldığı söylenmekte, yılı bilinmemektedir. Eldeki kaynaklardan, takriben yüz yıl kadar önce geçirdiği büyük yangın sonrası onarıldığı anlaşılmaktadır.

Günümüze sadece bir taş lahidi ulaşan ve yanında küçük bir cami ile kavşak suyu çeşmesi ve bir kuyu bulunan türbe, manevi makam olarak hayli ziyaretçi çekmektedir.

Şimşirli Baba Camii -ULUS: Ulus ilçesinin Kalecik köyündedir. Tarihi bilinmemekle beraber, Şimşirli Baba tarafından bir gecede yapıldığı rivayet edilen caminin yanında kendi mezarı, Akşemseddin'in babası Hamza Efendi'nin mezarı ve soğuk sularıyla Akşemseddin Çeşmesi bulunmaktadır.

Kalecik yakınlarında uzun yıllar eşiyle birlikte yaşayan Kara Yusuf İzzettin Hazretleri'nin vakit namazlarını uzun süre yörede yoğun olan şimşir ve çınar ağaçlarının gölgesinde, daha sonra da geniş gövdeli çınar ağacını oyarak yaptığı 4m2'lik mekanda kıldığından Şimşirli Baba adıyla anıldığı söylenir.

Günümüzde, 500 kişinin ibadet yapabildiği cami ve imaret; hem ibadet ve hem de genç annelerin doğum sonrası az olan sütlerinin artması amacıyla günü birlik ziyaretçi çektiği gibi, her yıl Recep, Şaban ve Ramazan aylarında onbinlerce kişi tarafından ziyaret edilmektedir. Özellikle, Recep'in 1.haftasında (Regaip Kandili'ni müteakip) ilk Cuma günü akşamı, Cuma namazından sonra kesilen kurbanların yoğurt ve çorbalarla ziyaretçilere ikram edildiği ve ev sahipliğini çevre köylülerin yaptığı büyük kutlamalara da sahne olmaktadır.

Şimşirli Baba'nın oldukça fazla ziyaretçi çekmesine neden olan öykü ise hayli ilginçtir. Yöre halkı "Şimşirli Baba Tayyü Mekan'a vakıftı, bütün namazlarını Beytullah'ta (Kabe) kılardı. Geçimini ise, sahibi olduğu tek inekten elde ettiği süt ürünlerinin takasıyla sağlardı. Ancak, onlarca inekten alınmışçasına bol olan sütün kaynağı aslında yörede yaşayan geyiklerdi. Her sabah toplu halde buraya gelen geyikler, hiçbir zorluk çıkarmadan Şimşirli Baba ve eşi tarafından sağıldıktan sonra ormana dönerlerdi. Ayrıca Şimşirli Baba'nın bir gecede yaptığı bu caminin malzemesini de aynı gece geyikler taşımışlardı." diyorlar

Küçüktepe Martyrıumu- AMASRA: Uzun yıllar Roma ve Bizans yönetiminde kalan Amasra'nın, Ereğli ile birlikte Hıristiyanlığın gizlice örgütlendiği ve M.S. 1.Yy. sonları ile 2.Yy'da bütün İmparatorlukta etkisi hızla yayılan Hıristiyanlığın hayli taraftar bulduğu ilk yerlerden olduğu söylenmekte, 9.yy'da Kırım'la ilişkisi bulunan etkin bir Başpiskoposluk merkezi olduğu bilinmektedir.

Amasra'da yaşayan ve 1.Yy'da Hıristiyanlığı ilk yaymaya çalışan Pontus'lu Rahip Iakintos; 711 yılından sonra Hora ve Ayasofya kiliselerinde dualarla anılan Kyros; 8.yy'da İkonoklast Yorgi Georgios; Hıristiyan inançları bakımından, dönemlerinde ruhani meclis tarafından "Aziz" ilan edilerek öldürüldükleri yerler, sığındıkları mağaralar ve mezarları kutsanan ilk Hıristiyanlardır.

Bugün, Amasra'yı ziyaret edenler; kutsanan yerlerden Iakintos ve Kyros'un mezarının bulunduğu Küçüktepe yamaçlarına, Georgios'un inzivaya çekildiği yer olarak bilinen Büyüktepe mağarasına, Amasra Kilisesine (bugünkü Fatih Camii) yakın ilgi göstermektedirler.

HANLAR:

Taşhan - BARTIN: 1832-1835 yılları arasında Hacı Ali Ağa tarafından yaptırılmıştır. 24,25 x 23,70 m.lik alanı kaplamakta olup, iki katlı, dikdörtgen planlı ve açık avluludur. 18 odası, 16 tonozlu bölmesi vardır. Halen şahıs mülkiyetinde ticari amaçla kullanılmaktadır. Kent merkezinde, Hükümet caddesindedir.

Dervişoğlu Hanı - BARTIN: 1897 yılında Dervişoğlu Ali ve Osman Kardeşler tarafından yaptırılmıştır. Dikdörtgene yakın planlı, iki katlı ve revaklıdır. Birinci katta 7, ikinci katta 9 odası vardır. Yapı malzemeleri taş ve tuğla olup, sonradan restore edilmiştir. Halen ticari depo olarak kullanılmaktadır. Karakaş caddesindedir.

HAMAMLAR:

Şehir Hamamı - BARTIN: 1747 yılında Bartın Voyvodası Çalıkoğlu tarafından yaptırılmıştır. Yapının duvarları harçlı moloz taş, iki katlı soyunma yeri ahşaptır. Bir büyük, üç küçük kubbeli olup, ortasında küçük bir şadırvanı vardır. Ana mekan camekanlı Soymalık, Sıcaklık ve Külhan'dır.

Osmanlı Hamamı Kalıntıları - AMASRA: 17 yy.da yapıldığı sanılmaktadır. Soğukluk, Ilıklık, üç kurnalı yıkanma yeri ve su hazneleri ile külhan bulunmaktadır. Yıkanma yeri bir orta kubbe iki yarım kubbe ile örtülüdür. Soğukluk kısmı yıkılmıştır. Dört köşesinde görülen "Biye"ler Anadolu Beylikleri döneminin tipik mimari özelliklerini taşımaktadır.

KÖPRÜLER:

Kemerköprü - BARTIN: 1872 yılında Çalıkoğlu İbrahim Bey tarafından yaptırılmıştır. Kocanazçayı üzerinde, kesme taştan harçla yapılan çok sağlam üç ayak ve iki sivri kemer üzerine kurulmuştur. Boyu 42 m, genişliği 8.5 m'dir. İnşaat sırasında harcın daha güçlü olmasını sağlamak için içerisine binlerce yumurta akı katıldığı söylenmektedir.

Orduyeri (Kışla] Köprüsü: 1887 yılında Bolu Mutasarrıfı İsmail Kemal Bey'in önderliğinde, halkın yardımıyla yapılmıştır. Kocaçay üzerinde, kesme taştan beş sağlam ayak üzerine kurulmuştur. Birinci ve ikinci ayaklar Yalı tarafında olup, arasında yol geçmektedir. Üçüncü ve dördüncü ayaklar çay içinde, beşinci ayak ise Orduyeri Mahallesi tarafındadır. Çay içindeki ayakların iki tarafında yarım kubbe şeklindeki çıkıntılar, suları iki tarafa dağıtmakta ve ayakların dibinin aşınmasını önlemektedir. 98 m boyunda ve 7.3 m genişliğindeki köprünün ahşap olan üst kısmı 1957 yılında beton olarak yeniden yapılmıştır.

Köprünün ikinci ayağının güneye bakan kısmında bir kitabe ile dördüncü ayağın kuzeye bakan kısmında bir kurt bulunduğu; başı kuzeye doğru, ön ayakları dik, arka ayakları ve kuyruğu üzerine oturmuş durumdaki kurt heykelinin 1980'li yıllarda çalındığı söylenmektedir.

Kemere Köprü - AMASRA: Boztepe'deki Sormagir Kalesini Amasra'daki Zindan Kalesine bağlayan tek gözlü bir köprüdür. Bizans dönemine aittir.

Kemerdere Köprüsü: Roma İmparatoru Claudius döneminde (M.S. 41-54) yapılan tek gözlü bir Roma Köprüsü olup, Amasra'ya 3 km uzaklıktaki Cevizlik Vadisi'ndedir. Amasra'yı Bartın'a bağlayan ve 4. km'de de Kuşkayası Anıtı'nın önünden geçen Roma yol ağının bir parçasıdır. Köprü Ayağındaki çok silik bir kabartma kompozisyonunda; mızrakla savaşan yedi asker, Roma-Pontus Savaşlarını anlatılır.

Bartın'ın, dik ve ormanlık yamaçlarla denize ulaşan 59 Km.lik kıyı kesimi, olağanüstü güzellikteki koyları ve renklerle bütünleşen bitki örtüsüyle ilginçtir. Çoğu bakir olan bu koylar, temiz kumları, az dalgalı suları ve doğayla bütünleşen güzellikleriyle beğenilmektedir.

İNKUMU PLAJI:

Doğal güzelliği ve plajı ile beğenilen İnkumu; turistlerin her türlü gereksinimlerini karşılayabilecek donatılara sahiptir.

GÜZELCEHİRAR, MUGADO, HATIPLER VE KIZILKUM PLAJLARI:

Bartın merkez ilçe sınırları içinde bulunan Güzelcehisar, Mugada ve Kızılkum koyları; ormanla kaplı çevre güzelliği, temiz kumu ve sularıyla günübirlikçilerin beğendiği tatil beldeleridir.

AMASRA PLAJI:

Ülkemizde turizmin başladığı yer olarak bilinen "Çeşm-i Cihan Amasra"; 3000 yıllık tarihsel değerleri yanında eşsiz doğal güzelliğiyle de Bartın'ın en eski turizm beldesidir.

ÇAKRAZ PLAJI:

Amasra - Kurucaşile karayolunun 18. Km'sindeki Çakraz; doğal güzellikleri, temiz kumları ve sakin suları ile beğenilmektedir. Turistlerin her türlü gereksinimlerini karşılayabilecek donatılara sahiptir.

BOZKÖY, AKKONAK, DELİKLİŞİLE VE GÖÇKÜN PLAJLARI:

Amasra ilçesi sınırları içindeki Bozköy, Akkonak, Deliklişile ve Göçkün koyları; günübirlikçiler için, deniz ve doğa ile içiçe tatil yapılabilecek uygun donatılar ve kamp olanakları sunmaktadır.

KURUCAŞİLE, TEKKEÖNÜ, KAPISUYU, KARAMAN VE ÇAMBU PLAJLARI:

Bartın'ın kuzeydoğu ucunda yer alan Kurucaşile, Tekkeönü, Karaman ve Kapısuyu plajları; Karadeniz'in vahşi güzelliğini sergileyen doğası, temiz kumu ve sularıyla beğenilen tatil beldelerimizdir.

Tarihi Kromna kentinin merkezi olan Tekkeönü ile balıkçı köyümüz Kapısuyu; turizme yönelik Ahşap Yat ve Tekne yapımcılığı ile de ilgi çekmektedir.

Bartın’ın dik ve ormanlık yamaçlarını deniz ile buluşturan 59 km’lik sahil şeridi ve plajları yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekmektedir. Özellikle İnkumu Plajı deniz mevsiminin kısa olmasına rağmen (Haziran-Ekim arası) yoğun ilgi görmektedir. Bunun yanında Amasra, Çakraz, Kızılkum, Mogada, Güzelcehisar ve Bozköy bölgenin önemli diğer plajlarıdır.

GÜRCÜOLUK MAĞARASI:

Gelişimini tamamlamış, ancak iç şekillenmesi devam eden Gürcüoluk Mağarası; görünümleri son derece güzel ve ilginç sarkıt, dikit, sütun, makarna sarkıtları, duvar ve perde damlataşları ile bezeli rengarenk bir dünyadır.

Gürcüoluk Mağarası, Üçgen biçimli ve 3-4 M genişliğindeki ana girişten sonra yaklaşık 4-5 M yüksekliğinde ve 6x7 m boyutlarındaki ilk oda çevresinde toplanan 15 odadan oluşur. Gerek ulaşım kolaylığı ve doğal çevrenin güzelliği; gerekse renkleri gri, krem ve bej arasında değişen rengarenk damlataşlar ve fiziki özellikler; Mağarayı çekici kılmaktadır.

Bartın'a 32 Km uzaklıkta ve Amasra ilçesi, Makaracı köyündedir. Mağaraya, Amasra-Çakraz karayolu güzergahında bulunan İnpiri veya Karakaçak köyü üzerinden ulaşmak mümkündür.

5 Ağustos 2012 Pazar

Artvin İlinin Tarihi ve Turistik Yerleri

artvin-tarihi-turistik-yerleri

Borçka ilçesinden yöreye ulaşım 30 km.si asfalt, 20 km.si stabilize olmak üzere 50 km.lik karayolu ile sağlanmaktadır. Ormanları, sadece Türkiye'nin değil neredeyse Avrupa'nın tek insan eli değmemiş ve her biri anıt özelliğine sahip ağaçlardan oluşmuş orman ekosistemidir. Camili Havzası yırtıcı kuşların göç yolları üzerinde bulunması sebebiyle uygun kuş gözetleme alanlarına sahiptir. Yöre, derelerindeki kırmızı pullu alabalığı ve saf Kafkas arılarıyla üretilen Maçahel Balı ile ilgi çekmektedir. Camili Havzasının bir bölümü "Gorgit ve Efeler Tabiatı Koruma Alanı" olarak koruma altına alınmıştır.

Dünya Bankasınca finanse edilen Çevre ve Orman Bakanlığınca yürütülen "Biyolojik Çeşitlilik ve Doğal Kaynak Yönetimi" ( GEF II ) projesi içinde değerlendirilen ve proje kapsamında Türkiye'de bulunan dört noktadan biri olan Camili (Maçahel) Havzası, Artvin sınırları içinde yer almaktadır.

Borçka-Camili karayolunun 22. Km.sinden ayrılan 5 km.lik stabilize yolla göllere ulaşılmaktadır. 3200 mm.lik yıllık yağış ve sürekli yüksek bağıl nemin egemenliği altında bulunan göller çevresi bakir bitki örtüsü ile bir yağmur ormanı eko sistemi özelliğine sahiptir. Göl çevresinde kamp yerleri ve uygun trekking parkurları bulunmaktadır.


Meydancık:
Doğayla uyum içinde bir yerleşme örneği sunan Meydancık yöresi, özellikle Maden Köyü'nün muhteşem doğal güzellikleri, yaylaları görülmeye değer güzellikte tamamı ahşap evleri ve en önemlisi insanının özgün kültürüyle bir doğa mirasıdır.

Hatila Vadisi Milli Parkı:

Artvin İl Merkezinden 10 km. lik stabilize bir yol ile ulaşım sağlanmaktadır. Hatila Vadisi- nin gerek ilginç jeolojik ve jeomorfolojik yapısı ve gerekse özgün bitki toplulukları yöreye ülkemizde nadir rastlanan bir alan özelliğini vermektedir.Ayrıca bu doğal öğelerin birleşimi sonucu eşsiz peyzaj güzellikleri ortaya çıkmakta ve bu durumda zengin rekreasyonel potansiyel arz etmektedir.

Sahara-Karagöl Milli Parkı:
Şavşat İlçesi sınırları içinde bulunan Karagöl-Sahara Milli Parkı iki ayrı sahadan oluş- maktadır. Sahara, Şavşat ilçesine 17 km. uzaklıkta olup Şavşat-Ardahan Karayolu üzerindedir. Orman örtüsü, ladin ve göknarlardan meydana gelmiştir. Yörede antro- projen step karakterinde sahalar geniş alanlar kaplamaktadır. Kocabey yaylası ve çevresinde alpin zona ait bitki türlerine rastlanmaktadır.

Gorgit-Efeler Tabiatı Koruma Alanları: Doğal yaşlı ormanı, her biri anıt olma özelliğine sahip ağaçları bünyesinde barındıran ve dünya doğal koruma kriterlerinden son derece önemli parametre olan Doğal Eski Ormanlardandır. 3200 mm. Yıllık yağış ve sürekli bağıl nemin egemenliği altında derin vadiler boyunca yükselen bakir bitki örtüsü ile bir Yağmur Ormanı Ekosistemidir.

Rafting
Çoruh Nehri dünya üzerindeki sayılı rafting alanlarından biridir. 4. Dünya Akarsu Şampiyonası Çoruh Nehri üzerinde yapılmış olup, dünyaya adını duyurmuştur. Barhal Çayı 'da rafting yapmaya uygunluğu ile sayılı nehirler arasındadır. Altıparmak ve Kaçkar Dağlarından gelen derelerin daha sonra Hevek Çayı ile birleşmesinden oluşur. Mayıs-Temmuz ayları rafting için uygundur. Çoruh Nehri üzerindeki Çevreli Köyün de geniş bir alan üzerine kurulmuş tesisler vardır.


Bağcılar Manastırı:
Köyün girişindeki meyilli arazinin düzeltilmesi sonucu elde edilen alan üzerinde kurulan manastır; kilise , şapel ve diğer yapılardan oluşmakta olup, zamanımıza oldukça harap bir şekilde ulaşmıştır. Artvinden kiralanacak bir araçla veya köy servisleriyle ulaşım sağlanabilir.

Pırnallı (Porta) Manstırı (Bağlık Mezrası):
Artvin Merkez ilçeye bağlı Pırnallı köyünün Bağlık mevkiinde bulunmaktadır. Kral 1. Aşot'un torunu Prens Khaouli tarafından 896-918 tarihleri arasında yaptırılmıştır. Bir çan kulesi, bir şapel ve bir çeşmeden oluşmaktadır. Manastırın yerleşim planına bakıldığında Tao Klarjheti bölgesinin o dönemlerdeki en önemli kültür ve dini merkezi olduğu anlaşılmaktadır. Manastıra, Artvin-Şavşat karayolunun 30 ncu km.sinden sonra 5 km.lik yaya patika yolla ulaşılmaktadır.

Hamamlı Manastırı (Kilise-Camii) Hamamlı Köyü:
Manastır, kilisede bulunan kitabelere göre, İberya Kralllığı’nın 945-958 tarihleri arasında krallık yapmış olan Sumbath tarafından mimar Gabriel’e yaptırılmıştır. XIV. yy.’a kadar manastır olarak faaliyetini sürdüren yapı, XVI. yy.’da camiye dönüştürülmüştür. 1958 yılında kısmen tamir geçirerek, son şeklini almıştır. Halen Hamamlı Köyü’nün camisi olarak işlevini devam ettirmektedir.Artvinden kiralanacak bir araçla veya köy servisleriyle ulaşım sağlanabilir.

Kaçkal Manastırı Alabalık Köyü:

Rahip Grigor Kanzda tarafından VIII. yy.’ın sonunda Bagratlılar Döneminde kurulduğu o döneme ait yazılı kaynaklardan anlaşılmaktadır. Yer yer tahrip olmasına rağmen halen ayakta olan yapı, herhangi bir amaç için kullanılmamaktadır.

Cevizli Manastırı Cevizli Köyü :
Şavşat ilçesi Cevizli köyünde olup İlçe merkezine 14 km. uzaklıktadır. Yapı, 899-914 yılları arasında bölgeye hakim olan Bagratlı Prenslerinden Aşot Koukhi döneminde yaptırılmıştır. Kiliseye, Artvin'den veya Şavşat İlçesinden araç kiralanarak veya Şavşat ilçesinden kalkan köy servisleri ile ulaşım sağlanabilir.


İbrikli Kilisesi İbrikli Köyü-Fındıklı Mahallesi:
Borçka ilçesine 20 km. mesafedeki İbrikli köyündedir. Ortaçağ dönemi Bagratlı eserlerindendir. Kiliseye, Artvin'den veya Borçka ilçesinden araç kiralanarak veya Borçka ilçesinden kalkan köy servisleri ile ulaşım sağlanabilir.

Şavşat (Satlel) Kalesi:
Bagratid Krallığı kalelerine olan benzerliği de dikkate alındığında kalenin, günümüze ulaşan şekliyle IX.yy.’da kurulmuş olduğu söylenebilir. Bundan sonra bir zaman Atabeklerin; XVI.yy.’da Osmanlıların eline geçen kaleden, XVII. yy.’ın ortasında bölgeyi dolaşan ünlü seyyahımız Evliya Çelebi “Ocaklık olarak idare edilebilir. Şavşadistan içinde sarp bir yerdir.” diye bahsedilir.

İşhan-Dağyolu Manastırı Dağyolu Köyü:

Yusufeli ilçesine bağlı İşhan köyü içerisindedir. Kiliseye, Oltu güzergahı üzerinden Artvin-Erzurum bağlantılı devlet karayolunun 92. km.sinden kuzey yönüne ayrılan 7 km.lik yol ile gidilmektedir. Yapı, ilk kez VII.Y.Y. ın ortasında inşa edilmiştir. Zamanla yıkılan ilk yapının yerine 951 tarihli el yazmasına göre; IX.Y.Y.ın ilk yarısında, Bagratlıların yönetim döneminde Rahip Saba'nın önderliğinde bu günkü manastır kurulmuştur. Yapı, kubbeli bazilikal plan tipindedir. Güneybatıda Meryem Ana Şapeli bulunmaktadır. Kiliseye, Artvin'den veya Yusufeli İlçesinden araç kiralanarak veya Yusufeli ilçesinden kalkan köy servisleri ile ulaşım sağlanabilir.

Altıparmak -Barhal Manastırı (Kilise Camii)
Altıparmak Köyü:

Yusufeli İlçesi Altıparmak köyündedir. 973 tarihinde yazıldığı bilinen "Parhal İncili" ne göre manastır, "Vaftizci Yahya" adına Bagratlı Krallarından II. Bagrat (958-994) döneminde inşa edilmiştir. Kilise, yontma taş ve kesme taştan yapılan kiremitlerden çatısı bağlanmış, harçsız bir zemine dayanmadan "Lambalı" üç nefli bazilikal planda yapılmıştır. Yusufeli ilçesinden 30 km.lik yolla gidilmektedir. Kiliseye, Artvin'den veya Yusufeli İlçesinden araç kiralanarak veya Yusufeli ilçesinden kalkan köy servisleri ile ulaşım sağlanabilir.

Tekkale-Dörtkilise Manastırı Tekkale Köyü Mezrası :
Yusufeli ilçesinin 4 km. güneybatısında Tekkale köyünde olup, köyden 7 km. sonra mezra yolu üzerinde bulunmaktadır. Manastırın 9 ncuY.Y.da Gürcü Kralı David tarafından yaptırıldığı, yapı topluluğuna bakıldığında bir Rahibe Okulu olduğu anlaşılmaktadır. Manastır; çan kulesi, yemekhane, seminer odası ve şapelden oluşmaktadır. Kilise, plan açısından Barhal kilisesine benzemektedir. Yöredeki Ortaçağ dönemi manastır oluşumunu en iyi biçimde yansıtmaktadır. Kiliseye, Artvin'den veya Yusufeli İlçesinden araç kiralanarak veya Yusufeli ilçesinden kalkan köy servisleri ile ulaşım sağlanabilir.


Yörgüç Paşa Cami:
Sultan II. Murat'ın Vezirlerinden Atabey Abdullah oğlu Yörgüç Paşa tarafından 1428 yılında yaptırılmıştır. Kalıplar ve kemerler kahverengi taş ve beyaz mermerler periyodik olarak dizilmiştir. Giriş kapısının üstünde geometrik motifler ve çiçeklerle süslenmiş sağır pencerelerin altında gayet ustaca yazılmış bir kitabe yer alır.

Aydın İlinin Tarihi ve Turistik Yerleri

aydin-tarihi-turistik-yerleri
Aydın, tarihi eserler ve turistik yerler bakımından zengindir. Türkiye'nin ve dünyanın ünlü sayfiye şehirlerinin arasında yer alır.

Üveys Paşa Camii: Mısır Beylerbeyi Üveys Paşa tarafından 1568'de yaptırılmıştır. 1899 depreminde yıkılan cami, tekrar yaptırılmıştır. Yunan işgalinde yanan cami, 1948'de Vakıflar Müdürlüğünce tamir ettirilmiştir.

Hasan Çelebi Camii (Eski-Yeni Camii): Mısır beylerbeyi Üveys Paşanın kardeşi Hasan Çelebi, 1585'te yaptırmıştır. 1899 depreminde minaresi, Yunan işgalinde ise cami harab olmuştur. Daha sonra yapılan tamirat üzerine, Eski-Yeni Camii diye anılmaya başlanmıştır. Mermerden yapılmış minber ve mihrabı çok güzeldir.

Ramazan Paşa Camii: Beylerbeyi Ramazan Paşa tarafından 1594'te yaptırılmıştır. 1899 depreminde minare, mihrab ve minberi yıkılmıştır. 1901'de Sökeli Halil Paşa ilk şeklinden değişik olarak tekrar yaptırmıştır. Yunan işgali sırasında direniş toplantısının burada yapılmış olması yüzünden Milli Mücadele tarihinde önemli yeri olan cami, işgal sırasında büyük zarar görmüştür. Daha sonra Vakıflar Müdürlüğünce tamir ettirilmiştir.

Ahmed Paşa Camii (Ağaçarası Camii): Ahmed Şemsi Paşa tarafından yaptırılmıştır. Minaresi kırmızı tuğladan olduğu için Kırmızı minareli Camii olarak da tanınır.

Cihanoğlu Camii ve Külliyesi: 1756'da Müderris Abdülaziz Efendi tarafından yaptırılmıştır. Türk barok mimarisinin önemli örneklerinden olan cami, Yunan işgali sırasında tahrip edilmiştir. 1950'den sonra Vakıflar Genel Müdürlüğünce tamir ettirilmiştir. Medrese kısmı 1954'te Vakıf Öğrenci Yurdu yapılmıştır.

Nasuh Paşa Külliyesi: Aydınlı Nasuh Paşa tarafından 1708'de yaptırılmıştır. Medrese, küçük bir mescit ile han ve hamamdan meydana gelmiştir.

Cihanzade Mustafa Bey Camii (Çarşı Camii): Koçarlı'dadır. On sekizinci asır ortalarında Mustafa Bey tarafından yaptırılmıştır. Mermer minberi barok motiflerle süslüdür.

İlyas Bey Camii ve Külliyesi: Söke'nin Balat köyü yakınındadır. 1404'te Menteşeoğullarından İlyas Bey tarafından yaptırılmıştır. Beylikler dönemi mimari özelliklerini üzerinde toplaması yüzünden önemlidir.Külliye cami, medrese ve türbeden meydana gelir. Türbe harab durumdadır. Medrese odalarından ise, sadece doğu yönündeki bir tanesi kalmıştır.

Mehmed Paşa Kervansarayı: Kuşadası'nda deniz kıyısındadır. On yedinci asır başlarında Damat Mehmed Paşa yaptırmıştır. 1966'da tamamen onarım gören kervansaray, bugün otel olarak kullanılmaktadır.

Milet Kervansarayı: On beşinci asırda Menteşe Beyi İlyas Bey tarafından Milet tiyatrosu önünde yaptırılmıştır.

Milet (Milmatos): Antik bir şehirdir. Iyonya'nın meşhur bir liman şehri idi. Büyük Menderes'in sürüklediği toprakların denize yığılmasından içerde kalmıştır. Türklere ait devirde ise Milet'e yakın Balat mühim ticaret merkezi olmuştur. Menteşeoğlu İlyas Bey'in 1403'te Balat'ta yaptırdığı cami, Türk mimarisinin en güzel örneklerinden biridir. Milet'te harabe halinde başlıca kalıntılar; kale liman abidesi, liman salonu, hamamlar (Delphinios, Faustin), stadyum, kilise, agora ve Athane mabedidir.

Priene (Güllübahçe): Söke yakınlarındadır. Lidyalılar zamanında kurulmuştur. Başlıca harabeler; kale, surlar, su kemerleri, tiyatro, mabetler (Mısır, Athena, Büyük İskender Kybele, Demetler), agora, kilise ve mukaddes evdir. Lidya, Pers ve Roma devrinin büyük bir şehri idi. En büyük hususiyeti, bugünkü modern şehircilik planlarına göre inşa edilmiş olmasıdır.

Tralles (Eski Aydın): Eski Tralles Harabeleri olarak stadyum, tiyatro, zafer anıtı ve agora bulunmaktadır. Argoslular tarafından kurulmuştur.

Magnesia: Aydın'a 37 km uzaklıktadır. Üçüncü asırdan kalma Artemis Mabedi, yedinci asırdan kalma surlar ile 15. asra ait cami vardır.

Nyssa (Sultanhisar): Roma devrine ait kütüphane, agora, tünel, mabed ve Türk devrine ait eserler vardır.Tepe üzerinde kuruludur.

Afrodisia: Karacasu'nun Gevye köyünde Afrodisia şehrinin harabeleri vardır. İçinde tapınak ve tiyatronun bulunduğu şehir, surla çevrilidir. Tapınakta iyon mimarisi hakimdir.

Didim (Didyma): Yenihisar'da Didyma şehir harabelerinde Apollon Mabedi (Güneşe tapanların)Anadolu'daki en büyük tapınağıdır. Eski çağlarda falcı ve müneccimlerin merkezi idi.

Alabanda: Çine'nin Araphisar köyünde (göl kenarında) Alabanda Harabeleri arasında tiyatro, Apollon Mabedi bulunur.

Alinda: Çine'nin Karpuzlu köyü yakınlarında Alinda Hararabelerinde tiyatro, agora, su yolu ve sur bulunmaktadır. Karyalılar tarafından kurulmuştur.

Amyzon: Çavdar köyünde Amyzon Harabeleri vardır. Roma Mabedi başlıca tarihi kalıntıdır.

Dilek Yarımadası Milli Parkı: On bir bin hektara yakın bir bölgedir. Bir kısmı Kuşadası, diğer kısmı ise Söke sınırları içindedir. Çok zengin bitki örtüsü yanında tarihi eserler de bulunmaktadır.

Madran Dağı: Aydın-Çine yolu üzerinde, ormanı ve sağlık suları ile ilgi çeken bir yerdir.

Tavşanburnu: Söke-Didim arasında orman içinde bulunan bir mesire yeridir.

Kemer Barajı, Paşa Yaylası, Karacasu, Sultanhisar, Pınarbaşı ve Tellidede diğer mesire yerleridir.

Aydın Kaplıcası: İl merkezinin doğusundadır. İkisi kapalı, biri açık üç havuz vardır. Sağlık açısından büyük bir önemi yoktur.

İmamköy Kaplıcası: Aydın'ın doğusunda İmamköyü yakınındadır. Böbrek rahatsızlıklarına faydalı ve ağrılı hastalıklarda yatıştırıcı bir özelliğe sahiptir.

Alangüllü Kaplıcası: Germencik ilçesinin 12 km kuzeyindedir. Etrafı ağaçlıktır. Kaplıcada 38 oda ve 60 kadar baraka bulunmaktadır. Romatizma ve diğer ağrılı hastalıklar ile deri hastalıklarına iyi gelmektedir.

Çamur Kaplıcası: Germencik ilçesi yakınlarında Çamköy civarındadır. Çamur banyoları ağrılı hastalıklara iyi gelir.

Gümüş Kaplıcası: Germencik ilçesinin batısındadır. İçme kürlerinin karaciğerin işlevlerini düzenleyici ve safra söktürücü etkileri vardır. Banyo ise, deri hastalıkları ve romatizmaya faydalıdır.

Kemer-Sazlık Köyü Kükürtlü Kaplıcası: Söke ilçesine 9 km uzaklıktadır. Deri hastalıklarına faydalıdır.

Ortakçı Kaplıcası: Nazilli'nin Ortakçı köyü yakınlarındadır. İçme kürleri karaciğer ve safra kesesinin çalışmasını düzenler. Ayrıca vücudun metabolizma artıklarını temizleme etkisi de vardır.

Kızıldere Kaplıcası: Aydın-Denizli sınırındadır. Kaplıcada 80-100 yataklı bir otel vardır. İçme kürleri karaciğer ve safra kesesi üzerinde olumlu etki yapar. Sindirim sisteminde salgı yapan dokuların etkinliklerini arttırır. Pankreasın çalışmasını düzenler.

Kuşadası Kaplıcası: İlçenin 4 km güneydoğusundadır. Banyo kürleri hareket sisteminin ağrı ve tutukluk yapan çeşitli hastalıkların iyileştirilmesinde faydalanılır.

Güzelçamlı İçmesi: Kuşadası'nın güneyinde, denizin yakınındadır. İçme kürü sürgün ilacı etkisi vardır. Mide-barsak sistemine bağlı salgı bezlerinin, salgısını artırır.

Ardahan İlinin Tarihi ve Turistik Yerleri

ardahan

Ardahan, tarihi eserler ve tabii güzellikler bakımından zengindir. Tarihi eserlerin büyük kısmı harap durumda veya yıkılmıştır. İlk yapılış şeklini koruyan eser çok azdır.

Ardahan Kalesi: Merkez ilçede Kura Irmağının kıyısığnda yapılmıştır. 1556'da yeniden tamir ettirilen kale, günümüzdeki halini almıştır. Yapısı Anadolu ve Rumeli hisarlarına benzemektedir. Surların uzunluğu 745 m olup, 14 kulesi mevcuttur.


Şeytan Kalesi: Çıldır ilçesinde Yıldırımtepe köyünün kuzeydoğusundadır. Kalenin içinde çeşitli yapı yıkıntıları vardır. Kalenin kuzeyi dik kayalık, güneyi ise derin dere yatağıdır.


Mesire yerleri: Ardahan ili, yaylaları ve gölleri bakımından zengindir. İlin havası temizdir. Çıldır Gölünün kıyısında kamp kurma ve balık tutma imkanı vardır. Göle ve Posof ormanları gezilmeye değer güzel yerlerdir.