16 Ekim 2016 Pazar

Meme estetiği ile dolgun ve güzel göğüslere sahip olun

gogus-bakimi3
En çok başvurulan estetik operasyonlardan biri olan meme büyütme ameliyatlarının bu kadar çok tercih edilmesinin pek çok nedeni bulunuyor. Göğüslerinin küçüklüğünden şikayetçi olanların yanı sıra doğum sonrası ve aşırı kilo alıp vermeye bağlı olarak memelerinde küçülme, şekil bozukluğu oluşanlar bu operasyonlara başvurmakta. İki meme görünümü arasında asimetriklik bulunması da meme estetiği ile çözümlenebilmektedir.

18 yaşını doldurmanız gerekiyor


Operasyon öncesinde göğüs muayenesi yapılarak, şikayet ve beklentileriniz doktorunuz tarafından dinlenecektir. Doktorunuzla istediğiniz meme şeklinde ve boyutunda ortak bir kanıya vararak operasyona karar verebilirsiniz. Operasyon, meme gelişimini tamamlayan kişilere yapılması uygun görüldüğünden hastanın on sekiz yaşını bitirmiş olması gerekmektedir.

İki farklı yöntem kullanılıyor


Meme büyütme ameliyatlarında genellikle iki yöntem tercih edilmektedir. Meme büyütme ameliyatlarında en kalıcı çözüm ve en çok kullanılan yöntem olarak protez yerleştirme öne çıkmaktadır. Protezlerin boyutu meme ve göğüs kafesi yapınıza, beden ölçülerinize, istediğiniz meme büyüklüğü ve şekline göre seçilecektir. Bu tip operasyonlarda oluşturulacak kesilerin yerlerine göre farklılık arz etmektedir. Meme başından, memenin hemen alt kısmından, koltuk altından ya da göbek deliğinden girilerek protez yerleştirilir. Meme de cepler hazırlanarak silikon protezler, meme dokusunun hemen altına ya da göğüs kasının altına kolaylıkla konulabilecektir. Bu tip operasyonlar çoğunlukla genel anestezi altında yapılmakta ve ameliyatın kapsamına göre bir ve üç saat sürebilir. Bir süre balensiz sutyen kullanmanız ödem oluşumunun önüne geçecektir.

Yağ enjeksiyonu yöntemiyle yapılan meme büyütme operasyonlarında, hastanın vücut yapısında yeterli yağ dokusu bulunması gerekmektedir. Vücudun fazla yağ dokusu bulunan herhangi bir bölgesinden liposuction yöntemiyle alınan yağlar, özel işleme tabi tutulup kök hücre yönünden zenginleştirilip memelere yerleştirilerek istenen şekil verilecektir. Daha çok memelerde asimetri ve şekil bozukluğu bulunuyorsa tercih edilen bu yöntemle, amaçlanan dik ve dolgun göğüs yapısına kavuşulur.

14 Ekim 2016 Cuma

10 adımda vücudunuzu arındırın

arinma
Metabolizmamız çoğu zaman kirli hava ve yanlış beslenme düzeni nedeniyle toksik maddelerle karşı karşıya kalır. Bu alışkanlıklarımızı devam ettirdikçe toksik maddeler vücudumuzda birikmeye başlar ve bağışıklık sistemimizi zayıflatır. Bunun sonucu olarak da yorgunluk ve hastalık gibi şikayetlerle karşı karşıya kalırız.

Vücudumuzu istenmeyen maddelerden arındırma ve güçlendirmenin yolu ise düzenli aralıklarla detoks yapmaktan geçiyor. Detoksu vücudunuzdan belli sinyaller aldığınızda uygulayabilirsiniz. Kas ağrıları, hazımsızlık, uykusuzluk, şişlik, ödem şikayetleri, kabızlık ve sivilce problemleri gibi sorunlarınız arttıysa detoks yapma zamanınız gelmiş demektir. Sindirim ile ortaya çıkan toksik maddeler vücutta karaciğer tarafından dışarı atılır. Bu nedenle karaciğer dostu olan yiyecekler detoks menünüzde özellikle bulunmalıdır.

İşte 10 adımda vücudunuzu arındırmanın formülü:

1) Detoks yapmak istiyorsanız aç kalmak yerine dengeli ve sağlıklı beslenme yöntemlerine yönelmelisiniz. Aç kalarak vücudunuza daha fazla zarar vermiş olursunuz. Oysa ki detoks için bile vücudunuzun bazı besinlere ihtiyacı vardır. Bu nedenle uzman bir diyetisyene danışarak size özel bir detoks diyeti hazırlamasını isteyebilirsiniz.

2) Egzersiz rutini zararlı maddeleri vücuttan atmak için en güzel yollardan biridir. Haftanın en az 3 günü 1 saat yapacağınız yüzme, yürüyüş veya pilates gibi hafif tempolu egzersizler hem sizi zinde tutar hem de toksinlerin vücuttan atılmasına yardımcı olur. Metabolizmayı hızlandıran periyodik egzersizler bağışıklık sistemini de güçlendirir.

3) Düzenli olarak sauna veya buhar banyosu yapmak toksinlerin vücuttan atılmasını kolaylaştırır. Özellikle egzersiz sonrası saunaya girmek iki kat daha fazla toksin madde atılmasına yardımcı olur.

4) Sabahları meditasyon veya nefes egzersizleri yaparak güne başlamak hem size pozitif enerji sağlar hem de yenilenmenize yardımcı olur.

5) Detoks yaparken günde en az 3 litre su içmek istenmeyen maddelerin vücuttan atılmasını hızlandırır.

6) Detoks dönemi boyunca hayvansal gıdalar yerine organik sebze ve meyveler tüketmek vücudunuzda toksin madde oluşumunu engeller ve bedeninizi temizlemenize yardımcı olur.

7) Kabızlık problemini önlemek için probiyotik yoğurtlarla birlikte keten tohumu tüketebilirsiniz.

8) Sigara ve alkolden detoks döneminde uzak durun. Ayrıca çay ve kahve tüketimini ise olabildiğince sınırlamaya çalışın.

9) Beyaz un veya şekerden yapılmış gıdaları detoks döneminiz boyunca tüketmekten kaçının.

10) Koyu yeşil yapraklı sebzeler olan lahana, brokoli, roka ve karnabahar gibi yiyecekler tüketmeye çalışın. Bu sebzeler karaciğeri destekler ve toksin maddeleri vücuttan uzak tutar.

13 Ekim 2016 Perşembe

Sağlıklı saçlar için Hindistan cevizi yağı kullanın

suna-dumankaya-sac-bakimi
Sağlıksız ve solgun görünen saçlarınızdan şikayetçiyseniz Hindistan cevizi yağı tam size göre. İçindeki trigliserid ve laurik asit saçlarınızı besleyecek ve güçlenmesini sağlayacaktır.

Hindistan cevizi yağının yararlarından kısaca bahsetmek gerekirse;

- İçindeki yağ asitleriyle saçınızı güçlendirir, saça parlan ve canlı bir görünüm verir.

- Saç derisini temizler ve saç tellerini kalınlaştırır.

- Saçları nemlendirerek yumuşatır, saçın yağ dengesini korur.

- Saç uçlarındaki kırıkları azaltmaya yardımcı olur.

- Hindistan cevizi yağı cilt içinde doğal bir nemlendirici görevi görmektedir. Duştan çıktıktan sonra vücut yağı olarak kullanarak cildinizi nemlendirebilirsiniz.

Hindistan cevizi yağıyla saç bakımı
1 yemek kaşığı hindistan cevizi yağını duştan 30 dk kadar önce saç diplerinizden başlayarak saç uçlarınıza kadar ellenizle masaj yaparak uygulayın. 30 dakika bekledikten sonra ılık suyla durulayın. Hindistan cevizi yağı oda sıcaklığında katı bir yağ olsa da, elinize aldığınızda elinizin ısısıyla eriyip sıvı kıvama gelecektir.

Eğer kuru ve yıpranmış saçlara sahipseniz, hindistan cevizi yağını daha uzun süre bekletebilirsiniz. Akşamdan uygulayıp sabah yıkayabilirsiniz. Sağlıklı, yumuşak ve canlı görünen saçlara sahip olmak işte bu kadar kolay! Pasifik adalarında yaşanların "yaşam ağacı" dediği hindistan cevizi yağını aktarlardan, marketlerden ya da kozmetik ürünleri satılan dükkanlardan temin edebilirsiniz.

12 Ekim 2016 Çarşamba

Rus kadınların tüylerden kurtulma yöntemi

istenmeyen-tuy
Sizde istenmeyen tüyleri doğal yollarla azaltmak ve sonunda kurtulmak isteyenlerdenseniz, Rus kadınlarının sürekli uyguladığı bu doğal yöntemi kullanabilirsiniz.

İstenmeyen tüylerle baş etmenin çok fazla yolu var. Ancak Rus kadınlarının istenmeyen tüylerden kurtulma yolları sizleri fazlasıyla şaşırtacağını düşünüyoruz.

İşte istenmeyen tüylerden kurtulmanın en doğal yolu:

Malzemeler


Bir miktar su

Minik bir kase ceviz kabuğu

Önemli: Bu karışımı uygulamak için tüylerin bir miktar uzun olması gerekiyor.

Yapım şekli


Öncelikle ceviz kabuklarını tamamen küle dönüşene kadar yakın. Soğuyan küllerin üzerine macun kıvamını alacak kadar su ilave ederek kremsi bir karışım elde edin. Elde ettiğiniz karışımı en az 12 saat dinlendirerek demlenmesini sağlayın. Süre sonunda karışımı uzamış tüylerin üzerine sürerek yarım saat beklettikten sonra sıcak su ile durulayarak temizleyin. Karışımın ilk uygulamasında sonuç alamazsanız gün içinde belli aralıklarla 3 defa uygulayın. Uygulamayı düzenli olarak yaptığınızda çok kısa bir sürede kıl köklerinin zayıflayarak döküldüğünü ve bir daha çıkmadığını göreceksiniz.

11 Ekim 2016 Salı

Burundaki siyah noktalardan kurtulmanın yolları

siyah-nokta
Pek çok kadın güzel ve lekesiz bir yüze sahip olmak ister çünkü bir kadın için pürüzsüz bir yüze sahip olmak çok önemlidir. Güzel yüze sahip olmanın ilk adımlarından biri ise burun üzerindeki siyah noktalardan kurtulmaktır.

Peki, en büyük kabus olan bu siyah noktalardan kurtulmak için neler yapılabilir?

Siyah noktalar neden ve nasıl oluşur
Siyah noktalar insanın kendi yağının, ölü cilt hücrelerinin, bakteri ve kirin ciltteki gözenekleri tıkanması sonucu oluşur. Daha sonra oluşan bu kirler burun ya da başka vücut kısımlarında şişliğe neden olur. Genelde bu siyah noktalar yüzün belli kısımlarında oluşur. Bu kısımlar yüz, burun, alın ve çene çevresindir. Bu siyah noktalar nerede çıkarsa çıksın, kurtulmak için yapılması gereken ilk iş vücut ve yüz temizliğidir.

Siyah noktaları temizlemenin yolları
- Su her zaman en iyi kir giderici olarak bilinmiştir. Fırsat buldukça yüzünü yıkamanız gerektiğini unutmayın. Ayrıca kendi yüzünüze göre bir sabun bulup bu sabun ile yüzünüzü günün belli vakitlerinde yıkayın. Özellikle sabah uyandığınızda ve dışarıdan eve geldiğinizde yüzünüzü yıkamayı ihmal etmeyin.

- Siyah noktalardan kurtulmanın bir yolu da burna yapıştırılan bantlardır. Fakat bu yöntemin kötü bir yönü genelde siyah noktaların tekrar çıkmasıdır.

- Siyah noktalardan kurtulmanın en önemli yolu cildi hep temiz tutmaktır. Bunun için yatmadan önce makyajınızı mutlaka temizlemelisiniz. Ellerinizi gün içinde yüzünüzden uzak tutmanız da faydalı olacaktır.

- Limon suyu maskesi, çemen suyu, soğan ve sarımsak suyu gibi maskeler bu konuda size yardımcı olabilir.

8 Ekim 2016 Cumartesi

Güçlü tırnaklar için 16 ipucu

tirnak-problemleri
Güçlü, sağlıklı görünümlü, düzgünce kesilmiş ve hoş bir şekilde boyanmış tırnaklar gibisi yoktur. Ama çoğumuz için, tırnaklarımız hiçbir zaman istediğimiz gibi görünmezler. Aslında tırnaklarınızın daima iyi bir durumda olmalarını sağlayabilmek adına, farkında olmanız gereken birkaç detay var.

İşte size tırnaklarınızın her gün müthiş görünmelerine yardımcı olacak 16 ipucu:

Her zaman hazırlıklı olun


İş ya da spor salonu rutinleri tırnaklarda bolca kırılmaya ve yıpranmaya sebep olan biriyseniz eğer, tırnaklarınızın sertleşen kenarlarını yumuşatabilmek adına yanınızda daima bir törpü bulundurun.

Ellerinizi çok temiz tutun


Öncelikle, tırnaklarınızın ve etrafındaki derinin daima temiz olmaları çok önemli. Asetonsuz bir temizleyici ile tırnaklarınızdaki tüm eski ojeyi çıkarın. Sonrasında ise bir diş fırçasını sabunlayarak tırnaklarınızı ve cildinizi nazikçe ovun. Böylelikle hem kirlerden hem de ölü derilerden kurtulacaksınız.

Tırnaklarınızın kuru olmalarını sağlayın


Bu yöntem, tırnak aralarınızda bakteri oluşumunu engeller. Su ile tekrar tekrar ve uzun süreli temas, zamanla tırnaklarınızın etten ayrılmalarına sebep olabilir.

Daima nazik olun


Tırnaklarınız, hassastır; sert bir şekilde ovalamak, beraberinde enfeksiyonları getirir. Tırnak altında, metal tırnak araçları kullanmaktan kaçının; çünkü tırnak plağının altını çok fazla kazımak, tırnağın etten ayrılmasına yol açar.

Daima astar uygulayın


Tırnaklarınızı evde boyarken, astarı atlayarak kolaya kaçmak bahane değildir. Bu adım, yalnızca tırnaklarınızın oje lekelerinden korunmalarını sağlamakla kalmaz; aynı zamanda da rengin daha doygun ve opak görünmesini sağlar.

Ellerinizi koruyun


Sert kimyasallarla temizlik yaparken, bahçeyle uğraşırken ya da ellerinizi kirletmenizi gerektiren herhangi bir iş yaparken, mutlaka plastik, vinil, nitril ya da kauçuk eldivenler kullanın. Mümkünse pamuk astarlı.

Tırnaklarınızı bir süre rahat bırakın


Basit bir parlatıcı ile tırnaklarınıza dinlenebilmeleri ve onarılmaları için zaman tanımak iyi bir fikir. Sürekli güçlü renkler kullanmak, tırnaklarını kurutabilir, sarartabilir ve hatta zamanla tırnak yapınızı zayıflatabilir.

Daima nemlendirin


Yüzünüzü nemlendirmeden asla yatmıyorsunuz, değil mi? Peki, tırnaklarınız neden farklı olsun ki? Uyurken kütiküllerinizi ve tırnaklarınızı nemli tutmak için badem ve avokado yağlarını karıştırarak kullanın.

Tırnaklarınızı düzenli olarak kesin


Düzenli kesim, saçlarınız için ne kadar önemli ise tırnaklarınız için de o kadar önemlidir. Tırnaklarınızı iki haftada bir kesmeye başlayarak, tepkilerine göre zamanla kendi düzeninizi oluşturun. Keskin manikür makası ya da tırnak makası kullanın.

Beslenme düzeninizi iyileştirin


Tırnaklarınız, keratin adındaki proteinden oluşur; dolayısıyla beslenme düzeninizde değişiklikler yaparak tırnaklarınızı iyileştirebilirsiniz. Günlük düzeninize biyotin, E vitamini, balık yağı gibi vitaminler ve takviye maddeler; fasulye, balık ve kuruyemiş gibi protein zengini gıdalar ekleyin.

Doktorunuzdan biyotin hakkında bilgi edinin


Bazı araştırmalar, besinsel bir takviye olan biyotinin, zayıf ve kırılgan tırnakları güçlendirdiğini gösteriyor.

Kullandığınız malzemelere iyi bakın


Tırnak gereçlerinizi dezenfekte etmek, makyaj fırçalarınızı düzenli olarak temizlemek kadar önemlidir. İkisinin de sebebi aynı: Bakterileri uzakta tutmak. Tırnaklarınızı mutlu ve sağlıklı tutabilmek adına, metal malzemelerinizi su ve sabun ile yıkadıktan sonra tuvalet ispirtosu ile silin.

Etiketleri okuyun


Tüm oje markaları eşit yaratılmadı ne yazık ki; bu yüzden iyi bir ürün kullandığınızdan ya da aldığınızdan emin olun. Dibütilftalat, formaldehid, tolüen gibi zehirli kimyasallar içeren ojelerden kesinlikle uzak durun.

Son kat oje matlaştırıcı uygulaması yapın


Son kat uygulaması, ojenin rengini korur ve parmaklarınıza gereken ışıltıyı kazandırır. Soyulmaları önlemek için üç günde bir son kat uygulamasını tekrarlamayı deneyin; böylelikle manikürünüz daha uzun süre dayanacak.

Sağlığı uzunluğa tercih edin


Evet, uzun tırnaklar çok güzeller; ama tırnak kırılmaları ile mücadele ediyorsanız eğer, tırnaklarınızı kısa tutun – en azından şimdilik. Yuvarlak köşeli kısa tarzlarla uğraşması kolaydır; böylelikle başka bir endişe yaşamadan tırnaklarınızı güçlendirmeye odaklanabilirsiniz.

Kütiküllerinizi kesmeyin


Kütiküllerin hizmet ettikleri çok önemli bir amaç var: Tırnak tabanının çevresini korumak. Kütikülü kestiğinizde, korunma kalkmış olacağından, bakterilere ve enfeksiyon olasılığına açık hale gelirsiniz. Kütiküllerinizi rahat bıraktığınız sürece, tırnaklarınız size minnettar kalacak.

5 Ekim 2016 Çarşamba

Saç bakımında etkili 7 bitkisel yağ

zeytinyagi-bal
Saç dökülmesinden, saç kırıklarını gidermesine kadar birçok sorunun yanıtı bu doğal bitkilerde…

Jojoba Yağı


Saç derisini yumuşatarak saç tellerini güçlendirerek kırılmasına karşı dayanıklı hale getiren, cilt tarafından kolay emilen bir yağdır. Ayrıca saç uzatma ve gürleştirme de en önemli çözümlerden biridir. Jojoba yağı, saç kremlerinde ve şampuanlarda da kullanılır. Rafine edilmiş olarak aktarlarda satılan bu yağ, egzama, sedef ve saç biti gibi sorunlara karşı tedavi özelliği vardır.

Lavanta Yağı


Hem saçların uzamasını kolaylaştıran lavanta yağı, hem de saçları besleyerek dökülmesini ve saç kırıklarının oluşumunu durdurur. En önemli faydası, saç derisindeki kan dolaşımını sağlayarak, saç diplerine giden oksijen miktarını artırır. Kekik ve biberiye yağı ile kullanılarak saç derisini ve cilt bakımında kullanmak isterseniz cildinin tahriş etmesini engellemiş olursunuz.

Badem Yağı


Saç bakımında kullanılan en önemli yağdır. Saçları besleyerek, gerekli olan E vitaminini karşılar. İçerisinde bulunan bol miktarda mineral sayesinde saçları güçlendirir. Badem yağı, kirpiklere de uygulandığında besleyerek uzamasını ve daha güçlü gözükmesini sağlar.

Hindistancevizi Yağı


Parlak ve kalın telli saçlar için önerilen bitkisel yağdır. Saçları besleyerek, uzamasını sağlar.

Fındık Yağı


Saç kepeklerinin oluşumunu engelleyen fındık yağı, saçlara parlaklık ve canlı bir görünüm verir. B1, B2, B6 ve E vitamini bakımından yüksek olan bu bitkisel yağ, saçları besleyici özelliği vardır. Sadece saçlarda değil, cilt bakımında da kullanılan fındık yağı, cilde de nem ve parlaklık verir.

Menekşe Yağı


Kuru saçlara sahipseniz, menekşe yağı tam sizlik! Kuru saçları nemlendirerek parlak ve canlı bir görünüm kazandırır. Eski yöntemlerden biri olan menekşe yağı, saç dökülmelerini engeller.

Biberiye yağı


Kırıkları önler ve saç köklerini güçlendirir. İçinde buluna  kafeik ve rozmarinik asit sayesinde saça hacim kazandırarak, saç derisini besler ve kaşıntıyı, kuruluğu yok eder.

3 Ekim 2016 Pazartesi

Çabuk yağlanan saçlar için çözüm önerileri

sacbakimi
Çabuk yağlanan saçlar saç modelinizin çabuk bozulmasına, saçın kirli ve sönük gözükmesine neden olur.

İşte çabuk yağlanan saçlar için çözüm önerileri:

Çok fazla dokunmayın
Saçları çok sık taramak ve ellemek çabuk yağlanan saçların başlıca sebeplerinden bir tanesi. Saçlarınızla oynadığınızda ellerinizde bulunan ter, yağ ve kirler saçlarınızın yağlanmasına yol açar. Sık taramak da yağ üretimini artırır.

Sıcak su kullanmayın
Sıcak su saç derisini kurutarak fazla yağ üretimine sebep olur. Bu nedenle saçlarınızı yıkadığınız suyun sıcak olmamasına dikkat edin. Soğuk su kullanamıyorsanız ılık su tercih edin.

Kremli şampuanlardan uzak durun
Doğru şampuanı seçmek her saç tipi için oldukça önemli. Yağlı saçlara sahip kişiler de saçlarının çabuk yağlanmaması için kremli şampuanlardan kaçınmalı. Aynı zamanda saçlarını iyi durulamaya da dikkat etmelisiniz. İyi durulanmayan saç da çabuk yağlanır. Haftada 1-2 kez kepeğe karşı şampuan kullanın.

Saçlarınızı çok sık düzleştirmeyin
Düz saçlar kafaya yapışık durduğu için çabuk yağlanır. Isı da yağ üretimini artırır. Bu yüzden her banyodan sonra saçınızı düzleştirme alışkanlığından vazgeçin. Fön makinesini de uzun süre kullanmayın.

Beslenmenize dikkat edin
Aşırı yağ üretimine neden olan, cildini yağlandıracak yiyeceklerden uzak durun. Yağlı bir cilt yağlı saçlar demektir. Saçları çabuk yağlanan kişiler özellikle fast food tüketmekten kaçınmalı.

Doğum sonrası cinsel isteksizlik nedenleri


cinsel-isteksizlik
İlişkilerini evlilikle taçlandıran her çift, bir gün anne-baba olabilmenin hayallerini kurar. Fakat çocuk sahibi olmadan önce tutkuyla yaşanan ilişkiler, doğumdan sonra cinsel isteksizliklerin yaşandığı sancılı bir sürece dönüşebiliyor. Mutlu bir evliliğin sırlarından olan cinselliğin doğum sonrası geri plana atılması ise bazı çiftleri birbirinden uzaklaştırabiliyor.

1 Ekim 2016 Cumartesi

Bacak tüylerini almak için en doğru zaman

sutun-gibi-bacaklar
Bacağınızın arkasında ağrı hissediyorsanız, bacaklarınızı tıraş etme zamanınızı değiştirmeniz hayatınızda büyük bir fark yaratacak. Çünkü vücut ısınızla bacaklarınızı tıraş etme arasında bağlantı var.

Aşırı ve istenmeyen tüylerden kurtulma zamanı geldiğinde birkaç seçenek bulunur. Tüy dökücü kremler kötü kokuludur ve acı verir. Bir diğer seçenek ise ağdadır. Lazer epilasyon ise parası ve zamanı bol olanlar için geçerli.

Mirror'da yer alan habere göre; yeni haberler bacaklarınızı yanlış zamanda tıraş ettiğinizi ortaya çıkardı.

En doğru zaman: Yatmadan önce
Güzellik uzmanlarına göre; bacaklar için en iyi tıraş zamanı; sabahleyin duş sırasında tercih edenleri üzecek ama gece yatmadan öncedir. Bu, en düzgün sonuca ulaşmanızı sağlar.

Bacaklarınızı sabah duş yaparken tıraş ederseniz; vücut ısınız yükselir ama dışarı çıktığınızda soğur. Bu da cildinizi ve gözeneklerinizi sıkılaştırır ve bacaklarınızda gün boyu karıncalanma hissi oluşturur.

Eğer bacaklarınızı gece tıraş ederseniz; bacaklarınız daha sıcaktır ve belli belirsiz şişer. Sabah kalktığınızda ise küçük kıl folikülleri geri çekilir ve kıl kökleri belli olmaz. Bu yüzden bacaklarınızın daha yumuşak olması için bacaklarınızı tıraş etmeyi gece saatlerine bırakmalısınız.

30 Eylül 2016 Cuma

Hızlı saç uzatmak için 12 yöntem

saç_bakımı
Güzellik bir bütündür, güzel bir yüz, güzel bir cilt, özellikle güzel saçlar bu bütünün en önemli parçasıdır. Fakat günümüzde kullandığınız saç düzleştiriciler, hava kirliliği, yetersiz beslenme, stresli yaşam gibi pekçok etken saçlarımızın hassaslaşmasına ve kırılmasına neden oluyor.

Saçlarımızı bu olumsuz etkenlerden korumak, sağlıklı görünmesini ve hızlı uzamasını sağlamak için uygulayabileceğiniz bazı yöntemler var.

İşte hızlı saç uzatmak için 12 yöntem:

Yumurta akı


Saçlarınızı uzatmanız için ilk doğal yöntemimiz ve hepinizin evinde olan şey; yumurta. "Yumurta kokmaz mı?" dediğinizi duyar gibiyiz. Ama merak etmeyin, yumurtanın kokusu saçınızda kalmayacaktır. Yumurta akını saçınıza güzelce sürdükten sonra, streç filmle sardığınız saçlarınızı birkaç saat bu şekilde bekletin. Daha sonra saçlarınızı yıkayın. Bu yöntem sayesinde hem saçlarınız daha hızlı uzayacak hem de 10 kat daha güçlü saçlara sahip olacaksınız.

Saçlarınızı tarayın


Bunu genellikle hepiniz yapmaktasınız. Peki, saçlarınızı taramanın saç uzamasına nasıl etkisi var? Saçlarınızı taramak saç diplerinize masaj yaparak kan akışını hızlandırmanızı ve böylece saçlarınızı beslemenizi sağlayacaktır. Beslenen saçlarınız ise daha hızlı uzama gösterecektir. Geniş dişli fırça seçerseniz de, saçlarınızı tararken kırılmaktan kurtarmış olursunuz.

Yağ karışımlı kür


Aktarlardan uygun fiyatlara satın alabileceğiniz yağlar ile hazırlanan kür tarifinde sıra. Üçer damla biberiye yağı, jojoba yağı ve lavanta yağına, ikişer damla kekik ağacı yağı ve sedir ağacı yağını karıştırın. Oluşan yağ karışımını kısık ateşte ısıtıp, saç diplerinize masaj yaparak yedirin.

Patates suyu - Bal - Yumurta sarısı (Maske)


Saçlarınızı hızlı uzatacak bir diğer tavsiyemiz ise, yine evinizde bulabileceğiniz malzemelerle yapacağınız bir maske tarifi. Haşlanmış patatesin suyu, bal ve yumurta sarısını karıştırarak oluşturduğunuz maskeyi, saç diplerinizden başlayarak aşağıya doğru uygulamalısınız. Bu maske ile saçlarınız hem hızlı uzayacak hem de nemli saçlarınız olacaktır.

Aloe vera maskesi


Aloe vera birçok bakım ürününde kullanılmaktadır. Özellikle cilt bakımında kullanılan aloe verayı sizler de saçlarınızın çabuk uzaması için kullanabilirsiniz. Yarım tatlı kaşığı bal, 1 çorba kaşığı limon suyu ve 1 fincan aloe verayı güzelce karıştırın. Karışımı saçlarınıza sürdükten sonra yarım saat bekleyin ve ardından saçlarınızı durulayın. Bu maskeyi düzenli aralıklara yaparsanız, canlı, parlak ve uzun saçlarınız olacaktır.

Elma sirkesi


Yine elinizin altında olan malzemelerden biri; elma sirkesi. Burada dikkat etmeniz gereken, sirkenizin organik olması. Marketlerden aldığınız çoğu sirke katkı maddesi içermektedir. Organik elma sirkeniz var diyelim. Peki nasıl kullanacaksınız? Saçlarınızı uzatmak için yapacağınız tek şey, durulama suyunuza 2-3 damla elma sirkesi katmak. Elma sirkesi saç köklerinizi besleyecek ve sonunda daha uzun saçlara sahip olabileceksiniz.

Soğan kürü


"Hep kokusunu sevmediğimiz şeyleri yazmışsınız siz de." diye söyleniyorsunuz sanki. Ama soğan da elinizin altında olan ve saç uzatmak için kullanabileceğiniz doğal yöntemlerden biri. Soğanı haşlayın ve daha sonra suyunu sıkın. Soğumuş soğan suyunu saçınıza iyice yedirin. Soğan suyunu bir süre saçınızda bekletin ve ardından saçınızı durulayın. Bu kür için kokmuyor diyemeyeceğiz. Bu yüzden, eğer kokusundan rahatsız olursanız, hafta sonu ya da evde daha uzun süre bulunacağınız zamanlarda bu kürü uygulayabilirsiniz.

Palmiye yağı


Uzun saçlara sahip olmanız için sizlere tavsiyelerimizden biri de, palmiye yağı. Saç uzatmada E vitamini oldukça etkilidir ve palmiye yağı da bu noktada derdinize dermandır. E vitamini yönünden oldukça zengin olan palmiye yağını, haftada 1-2 defa derinize temas ettirmeden saçlarınıza sürün. 10 dakika gibi kısa bir süre bekledikten sonra saçlarınızı şampuanlayın ve ardından güzelce durulayın. Palmiye yağı saçlarınızın uzamasını sağlayacağı gibi, aynı zamanda saçlarınızı güneşin zararlı ışınlarından, klordan ve deniz suyunun tahribatından da korur.

Saç şekillendiricilerden uzak durun


Saçlarınıza şekil vermek ve hacim kazandırmak için kullandığınız maşa, fön makinesi, düzleştirici, kurutma makineleri saç uzamasının düşmanları arasındadır. Çünkü, saç şekillendiriciler ısı sebebiyle saçınızdaki suyun buharlaşmasına neden olur. Nemsiz kalan saçlarınızın kırılması ve hatta dökülmesi daha da kolay olur. Saçlarınızı kurulamak için suyu iyi çeken bir havlu kullanmanız tavsiyelerimiz arasındadır.

 

Saç bakım kremi kullanın


Saç bakım kremleri de saç uzamasına katkı sağlayan ürünler arasındadır. Ancak, yine kreminizin doğal olmasına özen göstermelisiniz. Haftada 1 kere saçınıza saç bakım kremi sürerek, saç diplerinizin daha güçlü ve saçlarınızın daha parlak olmasını sağlayabilirsiniz.

Saç yıkama şeklinize dikkat edin


Saçlar yıkanırken genelde saç dipleri sert bir şekilde yıkanmaktadır. Ancak bu durum saç diplerinin zarar görmesine sebep olur. Saçlarınızı yıkarken saç diplerinizi parmak uçlarınızla masaj yapar şekilde yıkamalısınız. Bu hareketle saç diplerinizi uyarır ve kan dolaşımını hızlandırırsınız. Bu yöntem de saçlarınızın uzamasına etki eden önemli faktörlerden biridir.

Saçlarınız açık uyuyun


Birçok kadın, uyku sırasında saçlarının yüzlerine ya da boyunlarına temas etmesinden hoşlanmaz. Bu yüzden uyurken saçlarını toplarlar. Sıkıca bağlanan ve yastıkta gece boyunca ezilen saçlar zamanla güçsüzleşir. Bu da, saçlarınızın uzun ve sağlıklı olmasını engeller. Bu nedenle, uyurken saçlarınız mutlaka açık olmalıdır.

26 Eylül 2016 Pazartesi

Bacak tüylerini almak için en doğru zaman


sutun-gibi-bacaklar
Bacağınızın arkasında ağrı hissediyorsanız, bacaklarınızı tıraş etme zamanınızı değiştirmeniz hayatınızda büyük bir fark yaratacak. Çünkü vücut ısınızla bacaklarınızı tıraş etme arasında bağlantı var.

25 Eylül 2016 Pazar

Cilt güzelliğiniz için en iyi 25 öneri

cilt-beyazlatma
Cildinizi bir tabloyu saklar gibi muhafaza etmek kolay bir iş değil. Kırışıklıklar, güneşin zararlı ışınları, kuruluk, tahriş ve istenmeyen tüylere karşı sürekli savaşmalısınız. İyi haber, hayatınız boyunca 1000 kere yeni cilt katmanı üretiyor olmanız. Böylece cildinizin pürüzsüz ve parlak olabilmesi için elinize birçok şans geçmiş oluyor.

İşte dermatoloji uzmanları tarafından yapılan araştırmalara göre 25 cilt bakım önerisi:

Soya sütü için


Kırışıklıklardan şikâyetçiyseniz, süt başınıza daha fazla bela açabilir. Yapılan üç büyük araştırma sonuçlarına göre fazla süt tüketen ergenlik çağındaki gençlerin akne problemlerinin arttığı saptanmış. İnek sütünde doğal olarak üreyen hormonların suçlu olabileceğini söyleyen araştırmacılar, 20'li ve 30'lu yaşlardaki kadınların da aynı şekilde bu hormonlara duyarlı olduklarını sözlerine ekliyor. "Eğer süt içmeyi çok seviyorsanız ve sivilce probleminiz varsa sütü azaltmanın faydasını görürsünüz" diyen bu konudaki araştırmaların öncülüğünü yapan Onkoloji Uzmanı Clement Adebamowo. Sözlerine şu cümleyi ekliyor: "Soya sütü gibi alternatif süt çeşitlerini tüketin."

Tüylerle savaş


Tüylerden acısız kurtulma vaatleri internette dolasan para tuzağı e-postalar ne kadar mantıklı geliyorsa, o kadar inandırıcı olabiliyor. Ancak yapılan araştırmalara göre Eflornitin hidroklorid, reçete ile satılan Vaniqa adıyla satışa sunulmuş kremin, çene ve üst dudak bölgesindeki tüyleri yüzde 60 oranında azalttığı kanıtlanmış. Farklı iki araştırmada ise lazer yöntemiyle beraber uygulandığında tek başına kullanımına oranla daha etkili olduğu kanıtlanmış.

Cilt güzelliğine aspirin etkisi


Avustralya'da bulunan Oueensland Tıbbi Araştırmalar Fakültesi'nde yapılan bir araştırmanın sonucuna göre düzenli olarak, aspirin dahil, ağrı kesici kullanan insanlarda skuamöz hücreli karsinom (cilt kanserinin genel hali), üretme riskinin daha düşük olduğu saptanmış. Bu kanıt sadece cildinizi korumak için sürekli hap içmeyi doğrulamıyor olsa da, "Nasıl olsa geçer" dediğimiz ağrıların üzerine eğilmemiz için bir sebep daha ortaya koyuyor.

Kızarıklıktan kurtulun


ABD'de yaşayan yaklaşık 14 milyon insanda rosacea isimli bir hastalık bulunuyor. Hastalığı alkol, baharatlı yiyecekler, antrenman ve güneş ışınları tetikliyor. Yanaklarda ve burunda görülen akneye benzer bir deri hastalığı olan rosacea, yarattığı kırmızı ciltle oldukça sağlıksız bir görüntü oluşturuyor. Araştırmacılar, bu hastalıktan yakınan insanların, yüzlerini bakım fırçasıyla yıkadıkları zaman ciltlerinin rahatladığını gözlemlemiş. Teoriye göre, fırça kullanımı cildi hafifçe soymak için kullanılan bakım ürünlerinin deriye daha kolay nüfuz etmesini ve kızarıklığa neden olan yanmayı ortadan kaldırıyor.

Doğal olanı tercih edin


Ortalık "doğal" ve "organik" olduklarını iddia eden cilt bakım ürünlerinden geçilmiyor. Eğer çevresel etmenler ve saflık oranları senin için önemliyse, Avrupa'da yapılan ürünleri tercih etmelisiniz. Denizaşırı ticaret yapan şirketler, yaptıkları ekolojik açıklamalarında az miktarda kullandıkları bileşenlerin kökenlerini araştırarak bu ürünleri anavatanlarından temin ettiklerini söyledi. Bu markalara bir kaç örnek: Lavera, Waleda ve Dr. Hauschka Skincare. ABD'de üretilen ürünlerde National Products Association'ın yeni Natural Seal (doğal damgası)'ına bir göz atın; ürünü oluşturan bileşenlerin yüzde 95 oranında doğal ve insan sağlığını tehdit edebilecek riskler taşımadığını belgelendiriyor.

Göz kremi kullanın


Vücudun her bir bölümü için farklı farklı kremler kullanmak her ne kadar masraflı olsa da pek de karşı koyamadığımız bir durum. Gerçekten gözleriniz için ayrı bir kreme ihtiyacınız var mı? Aslında evet, var. Fusco'ya göre "Göz çevresindeki cilt dokusu hassastır ve nazikçe ilgilenilmeye ihtiyacı vardır". Göz kremleri, retinol, AHA ve glikolik asit gibi yüz için tasarlanmış daha az tahriş edici bileşene sahiptir. Dolayısıyla en azından göz çevresi bakımı için paraya kıymanız gerekecek. Emin olun yaşınız ilerlediğinde iyi ki yapmışım diyeceksiniz.

Güneş kremi ve fondöten kullanımı


"Yüzünü UV ışınlarından koruyabilmek için en az bir çorba kaşığı 30 koruma faktörlü güneş kremini yüzüne boca etmelisin" diyor Dermatoloji Uzmanı Sara Marchese Johnson. Ancak kim bu kadar çok losyonu yüzüne sürmek ister ki? Daha kolay bir çözüm için yüzünüze bir kat güneş kremi sürdükten sonra üzerine güneş koruması içeren fondöten veya çinko, titanyum gibi doğal UV ışınlarını engelleyen mineraller içeren bir pudra uygulayın. Böylece güzel görünmekten de ödün vermemiş olursunuz.

Ayak bakımı


Pürüzsüz ve güzel bacaklar hiç kuşkusuz seksi bir görünüm sağlar ve her kadının hayalinde kusursuz bacaklar yer alır. New York Üniversitesi Tıp Merkezi Dermatoloji Uzmanı Doris Day, "Diz altında bulunan kesikler, yara izleri ve sıyrıkların iyileşmesi uzun zaman alır ve mikroplar için kolay giriş yolu oldukları için enfeksiyon kapmaya eğilimli olabilir" diyor. Sürdüğünüz nemlendirici kremden gelen bakteriler bacaktaki küçük çiziklerden vücudunuza girer. Bu çizikleri engellemek için nemlendirici şeritleri olan bir jilet kullanmayı tercih etmelisiniz. Pedikür yaptırmadan iki ya da üç gün önce bacaklarınızı tıraş etmemeye özen göstermelisiniz çünkü güzellik salonlarında kullanılan ayak havuzları, bakterilerin yaşadığı bir yuva olabiliyor.

Cilt kremi seçimi


Ortalama bir yetişkin günde en az yedi farklı cilt ürünü kullanıyor: Temizleyici, tonik, nemlendirici, gözaltı kremi, vücut losyonu, peeling ve serum. Ne çok şey! Aşırı yükleme yapmamak ve tahrişi önlemek için, Journal of Cosmetic Dermatology'nin Genel Yayın Yönetmeni Zoe Diana Draelos, kullanılan cilt bakım ürünlerinin en fazla 10 bileşenden oluşmasını tavsiye ediyor. Bir ürünün içinde ne kadar az bileşen varsa o kadar az probleme neden olur. "Kullandığın her cilt bakım ürünü arasında en az beş dakika bekle. Aksi takdirde bir önceki uygulamanın etkisini azaltmış olursun" diyor Fusco. Sabahki cilt bakım rutinini zamana yayın; böylece kullanılan serum en sevdiğiniz sabah programının son saatine kadar cildinize iyice nüfuz etmiş olsun.

Yastık kılıfınızı değiştirin


Uyuduğunuz zaman losyonlar, saç jelleri ve yağlar, vücudunuzu terletir, çarsaflarınız kirlenir. Miami Üniversitesi Dermatoloji Kliniği Öğretim Üyesi Kenneth Beer, çarşafların haftada bir yıkanmasını öneriyor. En azından, gözenekleri tıkayan bakterilerden uzak durmak için yeni bir yastık kılıfı geçirebilirsiniz.

Domates mucizesi


Yakın zamanda İngilizler tarafından yapılan bir araştırmaya göre, günde beş çorba kaşığı domates püresi yiyen denekler, yemeyenlere oranla daha hafif güneş yanıklarına maruz kaldı. Araştırmacılara göre domateste bulunan doğal ve güçlü bir antioksidan olan likopen, kalkan görevi yaparak bizi güneşten koruyor (ipucu: Domatesleri pişirmek vücut tarafından besleyici maddelerin daha kolay emilmesini sağlar). Favori domatesli yemeğinizden yemeniz için güzel bir neden daha sunuyoruz ancak bu, SPF korumalı kreminizi bırakabileceğiniz anlamına gelmiyor.

Otobronzan kullandıktan sonra dikkat


2007 yılında yapılan bir araştırmaya göre otobronzan kullandıktan sonra sekiz saat boyunca tenimiz, güneş ışınlarından kaynaklanan serbest radikallerin neden olduğu zarara aşırı duyarlı oluyormuş. Araştırmacıların cilt örneklerine uyguladıkları otobronzanlarda bulunan ana madde dihidroksiaseton (DHA), güneş ışınlarına maruz kalındığında birkaç dakika içinde serbest radikallerin oranını arttırmış (ürün uygulanmayan cilt örneklerinden yüzde 180 oranında daha fazla). Otobronzanların içinde yer alan bir başka etken madde olan eritüloz da ciltte aynı etkiyi yarattı. Araştırmacılar bronzlaştırıcının ciltle etkileşmeye başladığında serbest radikallerin UV ışınlarına maruz kaldığı zaman ortaya çıkan bir kimyasalı oluşturduğundan şüpheleniyor. En iyisi otobronzanı uyguladıktan sonra en az 12 saat güneş ışınlarından uzak durun.

Güneş kremi kullanımı


"Ne kadar yüksek koruma faktörlü bir güneş kremi kullanırsam o kadar iyi korunmuş olurum" diye düşünebilirsiniz ancak bu çok yanlış bir yaklaşım. 15 koruma faktörlü bir güneş kremi UVB ışınlarından yüzde 94 oranında koruma sağlarken SPF 30 bu oranı yüzde 98'e kadar arttırır. 50 koruma faktörlü kremleri inceleyecek olursak fazladan sadece yüzde bir oranında koruma sağladıklarını görürsünüz.

Uyumadan önce bakım yapın


Her gün düzenli olarak şekerleme yapıyorsanız cildinde hasarlar meydana gelmeye başlar. Uyku sırasında salgılanan hormonlar, yağ içeren salgıları arttırır ve 14 saatin sonunda bronz bir heykel gibi parlıyor olursunuz. Yağlı cilt tipine sahip olanlar yatmadan önce uygulayacakları gece bakımı sayesinde akne ve yağ çizgileriyle savaşabilir.

Sigarayı bırakın


İçtiğiniz sigara miktarı arttıkça cildinde oluşacak değişiklik üzerine işte yeni bir bilgi daha: 2007 yılında yapılan bir araştırmada sigara içmek vücudun güneş görmeyen yerlerini dahi ciddi şekilde yaşlandırıyor. Sigara içenlerin içmeyenlere oranla kolların iç kısımları gibi UV ışınlarına maruz kalmayan yerlerinde daha fazla belirgin kırışıklığa sahip olduğu kanıtlanmış. "Görünen o ki sigara içmek yaşlanmayı hızlandırıyor" diyor bu konudaki araştırmalara öncülük eden Mischigan Üniversitesi Dermatoloji Uzmanı Doçent Rosi Helfrich.

Çikolata tüketin


Yapılan araştırmalara göre birkaç parça siyah çikolata (sütlü olanları çok fazla seker ve yağ içeriyor) tüketmek, içeriğindeki flavonoller, UV ışınlarını emen ve ciltteki kan akışını hızlandıran koruyucu bileşen yardımıyla cildi koruyor. Bir araştırmada, 12 hafta boyunca her gün flavonoid bakımından zenginleştirilmiş kakao tüketen kadınların ciltlerinin daha yumuşak ve güneşe karşı yüzde 25 oranında daha az hassas duruma geldiği gözlemlenmiş.

Doktorunuzu iyi seçin


Güvendiğiniz doktorunuza kusur bulmaya çalışmıyoruz ama dermatoloji uzmanları hangi tümörlerin zararsız hangilerinin ise endişe verici olduğunu bulma konusunda çok iyiler. Journal of General Internal Medicine'de yayımlanan bir habere göre, dermatoloji uzmanlarının aile hekimlerine göre anormal cilt tümörlerini belirleme konusunda belirgin biçimde daha doğru saptamalar yaptıkları bulunmuş. Aslında, dermatoloji cerrahlarının yüzde 90'ından fazlası geçtiğimiz sene içinde dermatoloji uzmanı olmayan doktorlar tarafından gözden kaçmış veya yanlış tanı konmuş bir ya da daha fazla cilt kanseri vakasıyla karşılaşmıştır. Melanoma, en ciddi cilt kanseri çeşidi, 20 ile 39 yaş arasındaki en yaygın üçüncü kanser tipidir. Hemen cildinizi kontrol ettirmek için iyi bir dermatoloji uzmanına koşun.

Sakinleştirici kullanın


Daha fazla endişelenmeniz anlamına gelmiyor ancak stres gerçekten cilt rengini bozabiliyor. İngiltere'deki Manchester Üniversitesi'ndeki araştırmacılar, denekleri, birçoğumuz için yapılması çok zor olan bir stres testine tabi tutmuş: Seyirci önünde konuşma yapmak. Konuşma öncesinde ve sonrasında, katılımcıların kalçalarından deri örnekleri alınmış ve hücresel faaliyetler karşılaştırılmış. Gergin ciltteki bağışıklık sistemi düzenleyici hücrelerde, yüzde 16,4 oranında düşüş saptanmış. Diğer bir araştırmada ise stresin akneleri kötüleştirdiği kanıtlandı. Eğer çok baskı altında hissediyorsanız, cildinize daha çok özen göstermelisiniz.

Kızartmalardan uzak durun


Bir grup araştırmacı, 12 hafta boyunca akneli cilde sahip 23 kişiyi yüksek protein-düşük glisemik indeks diyetine tabi tuttu. Sonucu tahmin edin bakalım. Ciltlerindeki akne sorunu çok daha iyiye gitti. Deneklerin yüzde 22'sinde daha az lekelenme görüldü. Yüksek-karbonhidrat diyeti uygulayanlarda ise bu oran yüzde 14'te kaldı (Bonus: Düşük-karbonhidrat diyeti uygulayanların hepsi kilo verdi!). Araştırmacılar kilo kaybının mı yoksa diyetsel değişikliğin mi buna yardımcı olduğunu kesin söyleyemese de, görünen o ki beslenme, cilt yapısında çok önemli bir rol oynuyor. Yağsız proteinden bol bol tüketirken, yüksek glisemik indeksli besinleri azaltın (örneğin nişastalı kızartmalar ve şekerlemeler).

Duş alın


"Terlediğimiz zaman vücut daha fazla sebum (yağlı gözenek-tıkayıcı salgı) üretir", diyor Dermatoloji Uzmanı Audrey Kunin. Öğle vakti yapılan bir antrenmandan sonra sakın duştan kaçmaya çalışmayın. Bakteriler ter ve yağdan beslenmeye bayılır. Eğer duş almazsanız onlara eşsiz bir ziyafet sunmuş olursunuz. Terlemeye neden olan her etkinlikten sonra kendinizi soğuk su ve yağ temizleyici glikolik ya da salisilik asit içeren bir duş jeline teslim edin.

Pahalı diye almayın


Mükemmel Cildin Yeni Bilimi kitabının yazarı Fotobiyoloji Uzmanı Daniel B.Yarosh'a göre: "Süslü püslü bileşenlerden oluşan pahalı yüz temizleyicilerine servet harcamaya gerek yok. Onlar bir dakikadan daha az süre cildinde kalıyor ve bu kadar kısa süre içinde doğru düzgün çalışmaları mümkün değil." Bazı fiyatı yüksek temizleyiciler, cilt yüzeyinde tahrişe neden olabiliyor. İşe ucuz yüz temizleyicilerini deneyerek başlayın. Her ikisinin de kir, yağ ve ölü deri hücrelerini cildin doğal yağ dengesini bozmadan temizlediğini göreceksiniz.

Dudaklarınızı koruyun


UV ışınlarına karşı koruyucu içeren dudak kreminden bahsediyoruz, koyu kırmızı ve yapış yapış dudak parlatıcısından değil. Dudaklar, göz çevresi ve göğsün üst bölümü gibi vücuttaki en ince deri tabakasına sahiptir. Dolayısıyla ekstra korumaya ihtiyaç duyar. Amerikan Dermatolojik Cerrahi Birliği'nin yaptığı bir araştırmada katılımcıların sadece yüzde 47'sinin UV koruyucu içeren dudak kremi kullandığını saptamış. Bu kötü haber çünkü Teksas Üniversitesi Güneybatı Tıp Merkezi Dermatoloji uzmanlarından Erin Welch'e göre dudaklardan kaynaklanan cilt kanseri tipi yayılma riski en yüksek olanı.

A ve C vitaminleri tüketin


Organik ürünler satan bir markete giderek alışveriş sepetini araştırmalarla cildi koruyup yeniden yapılandırdığı kanıtlanmış meyve ve sebzelerle doldurabilirsiniz. Her gün A ve C vitaminleri (her ikisi de antioksidan özelliği taşır) içeren yiyecekleri tüketmeye çalışın. Özellikle seçmenizi tavsiye ettiklerimiz: Lifli yeşillikler, turunçgiller (özellikle portakal), böğürtlen, çilek, dolmalık renkli biberler.

Yaşlanma karşıtı ürünler kullanın


İlk kaz ayaklarının göz çevresinde oluşmasını beklemeden küçük bir tüp yaşlanma karşıtı bakım ürünü edinin. "Hamile ve emziren kadınlar hariç, 20'li yaşlarındaki hemen hemen her kadın lokal olarak retinoid kullanıyor olmalı" diyor New York'taki Mount Sinai Tıp Okulu Dermatoloji Uzmanı Doçent Francesca Fusco. Nedenini ise söyle anlatıyor: Retinoidler, A vitamini içeren bileşenler, cildi güneşin zararlarından korur ve yaşlanma belirtilerini önler. Hirsch'e göre "Bunlar cilt yenilenmesini, cansız gözenek tıkayıcı hücrelerin dökülmesini sağlar."