Siz hiç hayatta yaşadığı her şeye rağmen duruşunu bozmayan o güçlü
kadınları gördünüz mü? Peki onların nasıl böyle güçlü durup, stresle
sanki bir çocuk oyuncağıymış gibi kolaylayca baş ettiğini merak ettiniz
mi? Davranışları ve duruşlarıyla kendilerine saygı duyduran O kadınlar,
hayatlarında yaptıkları birkaç küçük değişiklik ile bunu başarıyorlar.
Önceliklerini belirlemeyi biliyorlar
Stresle baş etmenin en iyi yollarından biri de, bir konu hakkındaki
önceliklerin belirlenmesidir. Saygınlık uyandıran O kadınlar,
önceliklerini belirlemek için listeleme yöntemini kullanıyorlar. Gün
içerisindeki yapacağı işleri aciliyetlerine ve önemlerine göre
sıralayıp, bu listeye göre hareket ediyorlar.
Programlarını basit tutuyorlar
Hayatlarının ve zamanlarının ne kadar önemli olduğunun bilincinde olan O
kadınlar, gün içerisinde yapılacağı işler için hazırladığı
programlarını basit tutuyorlar. Kendilerini sosyal yükümlülük ile
boğmayarak gerçekten istedikleri şeyleri yapıyorlar.
İşlerini ertelemiyorlar
Yapılması gereken işlerin sorumluluğunun bilincinde olup, işlerini
ertelemiyorlar. Böylece bir işi son dakikada yetiştirme stresinden de
kurtulmuş oluyorlar.
Mutlu bir düşünceye sahip oluyorlar
Stres ile kolayca baş eden O kadınların belki de en etkili silahı,
mutlu düşüncedir. Mutlu düşünce sisteminde sizi her ne koşulda olursa
olsun hatırladığınızda sizi mutlu edecek 3 düşünce seçilir. Örneğin; İyi
ve sadık arkadaşlar, yeni aldığınız ve üzerinize mükemmel oturan
elbiseniz ve en sevdiğiniz tatlı sizin mutlu düşünceniz olabilir.
Pozitif düşünüyorlar
Stresle baş etmenin belki de en iyi yolu pozitif düşünmektir. Eğer sizde
O kadınlar gibi stresle baş etmek istiyorsanız her ne yaşarsanız
yaşayın pozitif düşünün.
Arkadaşlarından destek alıyorlar
İşler zorlaştığında ya da içinden çıkılmaz bir hal aldığında hemen
güvendiği arkadaşlarını bir araya toplayıp ‘kızlar çetesini’ bir araya
getiriyorlar. Halledilmesi gereken problem üzerinde enine boyuna
düşünerek ortak bir çözüme ulaşıyorlar.
Bahamalar’da tatil yapıyorlar
Stresle baş etmenin en iyi yolu tatil yapmaktır. Siz de Bahamalar’a
tatil yapmak istiyorsanız gözlerinizi kapatın ve masmavi bir gökyüzünün
altında mercan kayalıkların renklerine bürünmüş bir adada olduğunuzu
hayal edin. Dünyanın en ucuz tatilini yapmış olacaksınız.
Eğlenceye vakit ayırıyorlar
Kendilerine değer vererek keyif aldığı ve hak ettiğini düşündükleri şeyleri yaparak dejarz oluyorlar.
Gördüğünüz gibi stresle baş etmeyi bilen kadınlar aslında çok küçük şeyler yaparak dünyaya kafa tutuyorlar.
24 Ekim 2014 Cuma
Az uyumak zihinsel problemlere yol açabilir
Central Hospital’dan Nöroloji Uzmanı Uzm. Dr. Gamze Eroğlu Arığ, “Yeterli süre ve kalitede uyku gereksinimi karşılanamadığında bu durum; zihinsel işlev bozukluklarına, okul performansı ve mesleki başarıda düşüşe, günlük hayat kalitesin de bozulmalara ve hastalıklara karşı vücut direncinin azalmasına kadar pek çok sosyal ve tıbbi probleme yol açabilir” diyor.
Yaz aylarından sonbahar dönemine geçişte güneşin etkisini kaybetmesi, gecelerin uzayıp gündüzlerin kısalması gibi birtakım değişiklikler vücudun biyolojik saatini de etkiliyor. Böylece vücudun ritmini sağlayan ve uykuya dalma hızını ayarlayan melatonin hormonunun etkisi de giderek azalmış oluyor. Güneş ışını azalınca, vücuda canlılık ve zindelik veren serotonin hormonu yetersiz kalarak, kişilerde çabuk yorulma, uykusuzluk ve mutsuzluk gibi sorunlara yol açabiliyor. Tüm bu değişiklikler nedeniyle mevsimsel geçişlerde uykuyu düzene sokmak büyük önem taşıyor.
Biyolojik saat gün ışığından etkilenir
Sirkadiyen ritm adı verilen günlük ritm; insanlarda uyku- uyanıklık döngüsü, duygu durum, hormon düzeyleri ve vücut sıcaklığı gibi pek çok işlev gerçekleştirir. Biyolojik saat olarak da tanımlanabilecek bu ritm, günışığından önemli ölçüde etkilenir. Mevsim geçişlerinde sağlıklı bir uyku süreci için çevresel ısı ve ışık gibi faktörler de son derecede etkilidir.
Görme yolları ile beyincikteki ilgili anomatik yapılara (sujrakiazmatik nuklues, pineal bez gibi) iletilen ışık uyaranı melatonin hormonu salgılanmasını düzenleyerek uykunun başlatılması ve sürdürülmesinde önemli rol oynar.
Sonbahar ve kış aylarında melatonin seviyesi değişiyor
Sonbahar ve kış aylarında gün ışığına maruz kalınca sürenin kısalmasına bağlı olarak melatonin salınımında değişiklikler yaşanır. Bu da hem uyku- uyanıklık sisteminde, hem de duygu durumunda değişimlere yol açar. Depresif ruh hali ile birlikte uykuya dalma ve uykuyu sürdürme güçlükleri yaşanır. Gündüz aşırı uykulu olma durumu da yaşam kalitesini olumsuz etkileyen önemli bir sorun olarak karşımıza çıkabilir.
Uyku düzeni şart
Melatonin hormonunun azalmasıyla yaşanan uykusuzluğa, serotonin azlığı da eklenince sonbaharda vücudun bağışıklık sistemi iyice zayıflar. Bu sebeple nezle, grip ve soğuk algınlığı gibi rahatsızlıklar da ortaya çıkar. Aynı nedenle var olan diğer hastalıkların da seyri ağırlaşabilir. Hormonal yapıda meydana gelen tüm bu değişiklikler, mevsimsel geçişlerdeki uyku düzenini sağlamak için büyük önem taşır. Bu nedenle uyku düzenini oturtabilmek için gece saatlerinde uyumak, gündüz saatlerinde ise uyanık kalmak gerekir.
Yetersiz uyku zihinsel sorunlara yol açabilir
Yeterli süre ve kalitede uyku gereksinimi karşılanamadığında bu durum, zihinsel işlev bozukluklarına, okul performansı ve mesleki başarıda düşüşe, günlük hayat kalitesinde bozulmalara, hastalıklara karşı vücut direncinin azalmasına, Ağrı ve acılara dayanma gücünün zayıflamasına, ruhsal problemlerin çıkmasına ve kalp-damar hastalıklarına kadar pek çok sosyal ve tıbbi probleme yol açabilir.
Kalitesiz uyku, uyku apnesine yol açabildiği gibi, nefes durmaları sırasında kandaki oksijen düzeyinin devamlı inip çıkmasına da sebep olur. Bu durum da beyin, kalp ve damar başta olmak üzere tüm hayati organları olumsuz yönde etkileyebilir.
Aşırı uykulu veya uykusuz olmak ciddi bir hastalığın habercisi olabilir
Sürekli uyuma isteği kadar, istenildiği halde uyuyamamak da büyük sorun oluşturabilir. Her iki durum da ciddi bir hastalığın habercisi olabileceğinden dikkatli olunmalıdır. Aşırı uykulu veya uykusuz olmanın en önemli sebepleri; uyku apnesi, narkolepsi ve huzursuz bacak sendromu gibi uyku hastalıkları ya da depresyon gibi ruhsal rahatsızlıklardır. Bu durumlardan herhangi biri yaşanıyorsa mutlaka uzman bir hekime başvurulmalıdır.
Her türlü uyku bozukluğunun teşhis ve tanısında son yıllarda kullanılan en geçerli yöntem polisomnografi olarak adlandırılan ve uyku laboratuvarlarında uygulanan uyku testidir. Bu inceleme yöntemi sayesinde tanı koyarak, uygun tedaviyi planlamak mümkündür.
Kaliteli bir uyku için neler yapılmalı?
Her bireyin kişisel gereksinimini karşılayan uyku süreci farklıdır. Kaliteli bir uyku için “uyku hijyeni” olarak tanımlanan kurallara uyulması oldukça önemlidir.
– Yatma ve uyanma saatlerinin düzenli olması, sık değişkenlik göstermemesi
– Yatak odasının fiziksel koşullarının (uygun yatak ve yastık kullanımı, odanın ısı ve ışık alma özellikleri gibi) uykuya uygun hale getirilmesi
– Uyarıcı maddelerin (çay, kahve, Alkol, sigara vs.) akşam saatlerinde tüketilmemesi
– Yatağa uykuya hazır olarak gidilmesi uyku hijyeni kuralları arasında sayılabilir.
Rihanna Saç Modelleri
Genç yaşına rağmen tüm dünyada genç kızların ve erkeklerin
hayranlığını, sevgisini kazanan Rihanna sesi ve güzelliğiyle yerini
korumaya devam ediyor. Aynı zamanda uyguladığı farklı saç modelleriyle
de güzelliğine güzellik katıyor.
Rihannanın uyguladığı ve herkesçe beğenilen saç modellerinden derlemeler sunuyoruz. Yalnız bu modelleri uygulamadan önce yüz şeklinizi ve saç tipinizi çok iyi değerlendirmelisiniz. Kuaförünüze danışmadan karar vermemenizi öneririz.






Rihannanın uyguladığı ve herkesçe beğenilen saç modellerinden derlemeler sunuyoruz. Yalnız bu modelleri uygulamadan önce yüz şeklinizi ve saç tipinizi çok iyi değerlendirmelisiniz. Kuaförünüze danışmadan karar vermemenizi öneririz.
Gürkan Kubilay’dan 3 günde 3 kilo diyeti
Zayıflamak istiyorsanız ve bunu bir an önce yapmak istiyorsanız bu diyeti deneyebilirsiniz
Ne olursa olsun zayıflama konusunda iddialıysanız ve yapabilirim kilo verebilirim diyorsanız, yaza ideal kilonuzla girmek istiyorsanız bu diyeti uygulamanızda hiçbir sakınca yok. Fazlalıklarınızdan kurtulmanın zamanı geldiyse Gürkan Kubilay diyetleri denemenizde fayda var. Özellikle sabırsızca kilo verme hesapları yapıyorsanız. Fakat şunu da unutmayın bu diyet süreklilik arz etmemeli. Genellikle şok diyet olarak bilinen bu diyetler eğer 3 gün için verildiyse 3 gün boyunca yapılmalıdır.
Dr.Gürkan Kubilay diyetleri arasında en hızlı diyet verme şekli olan bu diyet, sizi 3 günde ideal kilonuza ulaştırabilir.
Gürkan Kubilay diyet listesi için tıklayın…
23 Ekim 2014 Perşembe
Kadınları kurtaracak saç önerileri
Dışarı çıkarken kıyafet seçmekten daha zor bir şey varsa o da saçlara şekil vermektir. Belki kuaförler, sizin de zamanınızın çoğunu öldürdüğünüz favori mekanlarınızdan. Fakat para vermeden kolayca yapılan saçları kim istemez ki?
İşte, evden çıkmadan önce az bir vaktinizi ayırarak yapabileceğiniz 8 kolay ve şık saç modeli;
Yana atılmış tek taraflı örgü
Hem sofistike hem seksi! Bu saç modeli bize Marilyn Monroe'yu hatırlatıyor kesinlikle.
Klasik at kuyruğu
Biraz tatlı, birazcık da süslü görünen at kuyruğu aslında birçok saç modelinin temelini oluşturuyor. Fakat tek başına da sade bir güzelliği olduğu aşikar.
Dağınık Fransız topuzu
Kolay yapımı ve dağınık şıklığıyla anında sizi parlatacak bir tercih. Her kadının dolabında bulunan ya da mutlaka bulunması gereken küçük siyah elbiseyle aynı etkiyi yarattığını söyleyebiliriz. Jean'inizi giyin ve bu saçla kombinleyin, artık hazırsınız.
Gevşek Fransız örgüsü
Dişiliğin en çok ön plana çıktığı modellerden. Serbest, kolay ve zahmetsiz bir örgü.
Romantik dalgalar
Her zaman uyumlu görünmeniz için bilmeniz gereken tek saç modeli belki de. Fön makinası ve fırçayla kolayca yapabileceğiniz bu modelin çok vaktinizi almayacağına emin olabilirsiniz.
Basit dağınık topuz
İki de bir düzeltmenizi gerektirmeyecek en seksi ve kolay model bu sanırım. Toplayın ve kendi dağınıklığını yakalamasına izin verin.
Örgülü taç
Bu tatlı, bohem, şık örgü, sakin bir ilişkiyi anımsatır cinsten.
Klasik büküm topuz
Her ne kadar yapımı çok basit olsa da, görünümüyle en asil ve şık topuz diyebiliriz sanırım. Özel, zarif ve hafif bükümlü şekliyle görkemli kelimesinin hakkını veriyor.
21 Ekim 2014 Salı
Sağlıklı ve Parlak Gözler İçin Yapılması Gerekenler
Her hanımın gözlerinde olmasını istediği özellik sağlık ve parlaklıktır. Peki bu güzellikleri yakalamamız için neler yapmamız gerekiyor. Bu yazımızda parlak ve etkili bakışlara sahip olmak için basit bir kaç tüyodan bahseceğiz. İlk olarak temizlik diyoruz ve maddelerimize geciyoruz.
Gece yatarken göz makyajı iyice temizlenmelidir. Eğer bu işlem yapılmazsa, kirpikler rimelli ve sert olacağından, yastığa değdiğinde kırılabilir. Ve gece boyunca boyalar göz çevresine yayılarak, ileride göz kırışıklığına zemin oluşturur.
Ayrıca düzenli aralıklarla göz banyosu yapmak gereklidir. Bu şekilde göz içindeki tozlar ve rahatsız edici maddelerden temizlenmiş olur.
Kontakt lens kullananlar ve gözleri hassas ve kuru olanlar için, yağ içermeyen ürünler önerilir. Göz sabah akşam mutlaka temizlenmelidir. Gün boyu oluşan çizgileri önlemek için, kremin içindeki madde, kaslara esneklik vererek kırılmaları önler. Çünkü her kırılma, kırışıklık nedenidir. Kuru dal çabucak kırılırken, esnek dal kolay kolay kırılmaz. Bu nedenle esneklik sağlayan ürünler kullanılmalıdır.
Gülmek sağlıklıdır, ama yoğun bir bakımı da gerektirir. Yağ ve nem yönünden zengin içerikli kremler bu durum için biçilmiş kaftandır.
Televizyon veya bilgisayar karşısında uzun süre oturanlar; gözlerini çok zorladıkları için canlandırıcı ve rahatlatıcı göz jellerini tercih etmelidir.
Menopoz döneminde yaşlanan ve hormonlardaki değişim nedeniyle hassaslaşan göz çevresine bu jeller önerilir. Ayrıca klimalı ortamlarda çalışanlar için de bu jeller etkilidir. (Özellikle de kuru göz sorununda).
Soğuk kış günlerinde koruyucu olması için gündüz yağ bazlı ürünler, gece ise rahatlatıcı ve canlandırıcı jel tipi ürünler önerilir.
Banyoda yıkanırken, başınıza yüzünüze ve gözlerinize sıcak su uygulamaları yapmaktan kaçının.
Yaratılış harikası olan bu uzvu korumak üzere göz kapaklarının altında ve üstünde yer alan kirpikleri¬mizin göz güzelliğindeki rolü de tartışılmaz bir gerçek. Koruma püskülleri olan kirpiklere, haftada bir badem yağı sürmek çok faydalıdır. Rimel sürmeden önce, kirpik güçlendirici kozmetik jelleri kullanmak son derece yararlıdır. Kaşlarımıza da bu bakımı yapabiliriz.
Buraya kadar olan bölümde daha ağırlıklı olarak göz bakımına yer verdik. Biraz do oluşacak göz hastalıklarına karşı alınması gereken bazı önlemlere değinmekte yarar olduğuna inanıyorum.
Güneşin gözlerimiz üzerine etkileri kısa ve uzun vadede olmak üzere ikiye ayrılır. UV ışınlarının, göz içi merceği ve retinada bazı tahribatlar yaptığı biliniyor. Güneş ışığıyla karşılaşıldığında, korneada akut yanıklar oluşabiliyor. Bu durumda kişinin gözünde, önemli ölçüde ağrı ve sulanma ortaya çıkıyor. Bunlar kısa süreli tedavi ile düzelebiliyor. Konjoktiva dediğimiz gözün beyaz kısmında, sarımtırak bir doku şeklinde yapılar oluşarak katarakt gelişimini hızlandırıyor.
Peki, nasıl önlem almamız gerekir?
Kaliteli güneş gözlükleri ultraviyole ışınlarını geçirmeyerek gözü bu olumsuzluklara karşı korur. Korumasız, siyah renkli olan gözlüklerin arkasında, göz bebeği daha fazla ışık olabilmek için büyür ve böylece de toksik ışınlar retinayı daha çok etkiler. Bu nedenle kesinlikle UVA-B’ yi absorbe eden, filtreli camdan yapılmış gözlükler kullanmak çok oma çok önemlidir. Tezgâhlarda satılan gözlükleri kullanmak, kesinlikle doğru değildir. Özellikle çocuklara bu tip gözlükler almak fayda yerine zarar getirir.
Yazın gözlerimiz için önemli olan konulardan biri de göz enfeksiyonlarıdır. Genelde sterilizasyonu iyi sağlanmayan havuzlardan ciddi enfeksiyonlar göze bulaşabiliyor.
Kızarıklık, sulanma, kirpikleri yapıştıracak kadar çapaklanma, gözlerde bulanık görme gibi rahatsız edici şikayetler gözün enfeksiyon kaptığının belirtileridir. Bu durumda bir tutam kuru papatyayı bir cezve kaynamış suya atın ve üzerini kapatın. Ilınınca bu suyla göz banyosu yapın ve bir parça pamuğu içine batırıp gözünüzün üstüne yerleştirin. Enfeksiyonun diğer gözünüze veya başkalarına bulaşmaması için sıkça ellerinizi yıkayın. Yüzünüzü kağıt mendille kurulayın. Eğer hala geçmiyorsa, vakit kaybetmeden doktora gidin.
Bu durum benim başıma geldiğinde, size söylediklerimi aynen yapıp olumlu netice aldım. Bu nedenle size de tavsiye ediyorum. Çünkü papatya bitkisinin sakinleştirici ve rahatlatıcı etkisinin yanı sıra, bir de dezenfekte edici etkisi var. Hepimiz biliyoruz ki; bitkilerin iyileştirici gücünden yola çıkılarak, ilaçlar sentetik olarak üretilmiş ve böylece ilaç sanayii doğmuştur. Örneğin; Almanyaöa doğum yapmış hanımlara, bitkilerin gücünden yararlanılarak papatya banyoları uygulanıyor.
Harvvard Üniversitesi araştırmacılarının iş birliğiyle, beş yüz kadın denek üzerinde gerçekleştirilen araştırma sonucu; düzenli C vitamini alanların ileri yaşlarda gözlerinde meydana gelebilecek katarakt riskinin azaldığı ortaya çıkmıştır.
“Aloe Vero” bitkisinin, katarakt oluşumunu önlemeye yardımcı olduğu ve bu nedenle de kozmetikte göz jellerinde kullanıldığı gerçeği zaten biliniyor.
Bilgisayar karşısında çok kolanlar, ellerinden kitap düşmeyenler, dikişle uğraşanlar, televizyon başından ayrılmayanlar, menopoz döneminde olanlar, size tavsiyem; içinde papatya özü yo da aloe vero bulunan göz jelleri kullanın. Çünkü bu jeller, meslek hayatım boyunca, önerdiğim insanlara deva oldu. Önce kendim kullandım, neticeyi görüp, öyle tavsiye ettim.
Yüz ifadesindeki değişiklikler dışında, yüzümüzdeki kaslar hiç çalışmamaktadırlar. Onlara şöyle biraz sert çıkalım mı, ne dersiniz? Haydi, bakalım tembel tembel oturan kas topluluğu! Artık oturmak ve gitgide zayıflayıp, sarkmak size yasak. Marş marş iş başına!
Göz çevremiz, halka şeklinde ve dokularla bağlantısı olmayan kaslardan oluşmuş son derece hassas bir bölgedir. Bu bölgedeki kaslar, yapılan çalışmanın sürekliliği ve kapsamına göre de doğal olarak değişim gösterir.
Bir aynada, önce kendinize yakından bakın ve görünüşünüzü daha gençken çekilmiş bir fotoğrafınızla karşılaştırın, iki görüntü arasındaki farkı göreceksiniz. Vücudunuza bakın, eğer düzenli egzersiz yapmıyorsanız, zayıf kasların sarkma yaptığını mutlaka fark edeceksiniz.
20 Ekim 2014 Pazartesi
Güzel bir cilt için 5 öneri
Her kadının hayali güzel, sorunsuz, pürüzsüz bir cilde sahip olmaktır. Özel tedavi ve bakım gerektiren belli başlı cilt problemlerini bir kenara koyarak konuşursak, güzel bir cilde kavuşmak aslında imkansız değil!
Kozmikbakım.com olarak soruyoruz, acaba güzel bir cilde sahip olmak için üzerinize düşen görevleri hakkıyla yerine getirebiliyor musunuz?
Su için, yediklerinize dikkat edin
Cildinizin sağlıklı ve güzel gözükmesini sağlamanın en kolay yollarından biri yiyeceklerinizi doğru seçmek ve cildi mümkün olduğunca nemli tutmaktır. Bu da günde en az 2 litre su içmek, antienflamatuar besinler tüketmek manasına geliyor. Antienflamatuar da ne demek derseniz “Antienflamatuar (İltihaplanma karşıtı) diyet nedir?” yazımızı okuyabilirsiniz.
Kırmızı ve yeşil sebzeler, somon, avokado ve zeytinyağı gibi şeker içeriği düşük besinler cildinize iyi gelir. Şunu unutmayın, cildiniz yediklerinizi yansıtan bir ayna gibidir. Aşırı fast food tüketmeye başladığınızda bunun ilk belirtilerini yine cildinizden göreceğinize emin olun.
Cilt bakımını günlük bir rutine dönüştürün
Dolabınızın içinden size bakan onlarca cilt bakımı ürünü var, ama siz yine de cilt bakımınızı ihmal ediyorsunuz. Çünkü bu gereksiz kalabalık üzerinizde baskı yaratıyor veya gözünüzü korkutuyor olabilir. Bu kadar çok seçenek arasında boğulmaktansa günlük cilt bakım rutininizi hangi ürünlerle yapacağınıza karar verin ve kullanmadığınız diğer tüm gereksiz ürünlerden kurtulun.
İşe tarihi geçmiş ürünleri eleyerek başlayın. Temizleyiciler, tonikler, kremler arasından 1 aydan fazla süredir kullanmadıklarınız varsa bu onları günlük bakımınızda tercih etmediğinizin bir göstergesidir, hemen onlardan da kurtulun.
Bütün fazlalıklardan kurtulduysanız artık cilt bakımını günlük bir rutin haline getirmeye hazırsınız demektir.
Cildiniz için en doğru nemlendiriciyi bulun
Doğru nemlendiriciyi bulmak için bir uzmana danışma şansınız yoksa deneme yanılma yöntemiyle en iyiyi mutlaka bulacaksınızdır. Yağlı cilde sahip olanlar bir nemlendiriciye ihtiyacı olmadıklarını sakın düşünmesinler, her cildin nemlendirilmeye ihtiyacı vardır ve her cilt tipi için doğru bir nemlendirici mutlaka bulunur.
"Nemlendirici nasıl seçilir" yazımızda kafanızdaki soru işaretlerine cevaplar bulabilmeniz mümkün…
Makyajınızla uyumayın
Söylemekten bıkmadık, bıkmayacağız. Cildinizi temizlemeden uyumanın telafisi yoktur. Bugün hoyrat davrandığınız cildiniz, yarın bunun hesabını sizden en istenmeyen şekilde sorabilir. İyi ve düzenli bir cilt temizliği siyah noktaların ve sivilcelerin oluşumunu engelleyecektir. Bütün bu söylediklerimize rağmen yine de cildinizi yıkamaya üşeniyorsanız, hiç olmazsa başucunuza bir makyaj temizleyici mendil paketi koyun ve yatmadan cildinizdeki makyajdan kurtulun!
Güneşten korunun
Artık o güneşin altında saatlerce uzanıp esmerleştiğimiz günler çoktan geride kaldı. Tabii ki size vampirler gibi güneşten kaçıp bembeyaz olmanızı söylemiyoruz. Cildinizin, güneşten alacağı D vitaminine de ihtiyacı var, ama güneş koruma kremleri olmadan asla!
Güneş koruma faktörlü kremlerin amacı esmerleşmenizi engellemek değil, sizi güneşin zararlı ışınlarından korumaktır. Cildinizin erken yaşta lekelere boğulmasını ya da kırışıklıklarınızın artmasını istemiyorsanız sadece tatillerde değil yazın dışarı çıkarken bile güneş koruyucu kremlerinizi sürmeyi ihmal etmeyin!
Salatalık ile doğal ve bitkisel maskeler
Bu makalemizde cilt bakımı ve sağlığı üzerine mükemmel derecede önem arz eden salatalık ile doğal ve bitkisel maskeler hazırlamanın yöntemlerini inceleyeceğiz. Evde basit malzemeler ile yapacağınız kolay salatalık maskeleri ile cildiniz aradığınız sağlığa kavuşacak. Konunun sonunda Ebru Şallı’nın kendi salatalık tarifinin yapılışı ile ilgili videoyu da izlemenizi tavsiye ediyoruz.
1.Salatalık Maskesi
2 adet salatalık
1 kap yoğurt
Salatalıkları rendeleyerek ince ince kıydıktan sonra yoğurt ile iyice karıştırın. Yüzünüzde yaklaşık olarak 30 dakika süre ile bekletin. İlgili yerde 30 dk süre ile bekletildikten sonra ılık su yardımıyla yıkayarak gül suyu masaj yaparak yıkayabilirsiniz. Maskeyi uyguladıktan sonra parmaklarınızla cildinize dokunduğunuzda farkı hissedeceksiniz. Bu maske cildinizin daha parlak, berrak ve sağlıklı olmasını sağlayacaktır.
Uyarı: Salatalık cilt üzerindeki yağı emdiğinden dolayı eğer cildiniz kuru ise 2 çay kaşığı ay çiçek yağını eklemeyi ihmal etmeyin.
2.Salatalık Maskesi
Bu maskemiz diğer maskeden biraz daha teferruatlıdır.
1 adet orta boy salatalık
2 tatlı kaşığı elma sirkesi (Mümkünse doğal yapılanından)
2 tatlı kaşığı susam yağı (Yoksa Zeytinyağı da olabilir)
1 adet yumurta
İlk önce salatalığı soyunuz. Soymuş olduğunuz salatalığı bir mikser yardımıyla tıpkı patates püresi gibi olana kadar parçalayın. Sonrasında yukarıda saymış olduğumuz malzemelerin hepsini ekliyoruz. Yumurtanın sadece sarısı lazım olduğundan beyazından ayırınız. Bu şekilde tüm malzemeleri homojen olana kadar karıştırırak cilt kremi haline getiriyoruz. Cilt Maskesi olarak cildinize uygulayabilirsiniz. Yarım saat süre cildinizde kaldıktan sonra ılık su ile cildinizi yıkayabilirsiniz.
3.Salatalık Maskesi
1 adet salatalık
1 kahve fincanı pirinç unu
Yarım Fİncan elma suyu
1 yemek kaşığı saf zeytinyağı
Salatalığı ince ince rendeledikten sonra pirinç unu ile birlikte 10 dk süre ile pişiriniz. Bulamaç şekline gelen bu karışıma elma suyu ve zeytinyağını ilave ediniz. Homojen olana kadar karıştırdıktan sonra cildinize maske olarak uygulayın. Bu maske cildinizin parlak ve sağlıklı olmasını sağlayacaktır.
4.Salatalık Maskesi
Cilt kırışıklarına karşı süt ile salatalık maskesi oldukça iyi gelmektedir. Bunun için 1 adet salatalığı suyu çıkana kadar iyice eziniz. Daha sonra içerisine miktarını sizin belirleyeceğiniz kadar süt ilave ederek iyice karıştırın.Yüzünüzde 20 dakika süre beklettikten sonra ılık su ile yıkayınız. Bu maske ile cilt kırışıklarına elveda diyebilirsiniz.
Salatalık Maskesi Ne İşe Yarar?
Salatalık cilt bakımı ve temizliğinde adeta mucizevi bir rol oynamaktadır. Kabuğunda cilt için önemli mineraller ve vitaminler bulunmaktadır. Bu sebeple bir çok bitkisel maske ve cilt bakım kozmetik ürünlerinde sıkça kullanılmaktadır. Her türlü tüketimi ve kullanımı cilt için uygundur. İster maske olarak kullanın, isterseniz yemek olarak tüketin. Salatalık maskesi ile yüz ve boyun bölgelerinizdeki cildinizin daha canlı ve daha sağlıklı görünmesini sağlayabilirsiniz.
19 Ekim 2014 Pazar
Hassas ciltler için 5 bakım tavsiyesi
Kızaran, aşırı kuruyan, soğuk ve sıcak havalarda gözle görülür derecede hassaslaşan bir cilde sahip olmanın ne demek olduğunu çok iyi biliyoruz. Bu yüzden hassas ciltlerin uygulaması gereken bakım tavsiyelerini açıklamayı kozmikbakim.com olarak kendimize görev ediniyoruz.
Satın alacağınız ürünleri eğer önceden deneme şansınız varsa mutlaka bu fırsatı değerlendirin. Bakım ürününü bütün yüzünüze ya da vücudunuza uygulamadan önce elinizin üstündeki küçük bir bölgede deneyin ve bir yan etkisi olup olmayacağını anlamak için 24 saat bekletin.
Cilt hassasiyetiniz konusunda bir uzmana danışmanız şart! Kızarıklık, kaşınma veya aşırı kuruluk gibi sorunlar egzama ya da rosacea gibi hastalıkların habercisi olabilir. Doktorunuz, sahip olabileceğiniz hastalıkların teşhisinde ve tedavisinde şüphesiz ki sizi en doğru yolu gösterecektir.
Parfüm içermeyen kokusuz ürünler kullanmaya özen gösterin. Cilt bakım ürünlerinin içeriğindeki parfümler bilhassa hassas ciltlerde tahriş edici etkiler gösterebilir. Üzerinde “parfüm içermez” etiketi bulunan ürünlerde bile parfüme rastlanma olasılığını göz önüne alarak bütün yüzünüze ya da vücudunuza uygulamadan önce küçük bir noktada deneyin.
Bebekler için özel olarak üretilmiş cilt bakım ürünleri kullanmak derdinize derman olabilir. Bebek ürünleri, bebeklerin hassas cildi düşünülerek üretildiğinden hassas cilde sahip büyüklerin kullanımına da uygundur.
“En güzel kokan deterjan en iyisidir” diye düşünmekten vazgeçin! Deterjanlar aracılığıyla bütün gün üzerinizde olan kıyafetlerin her yanını saran kimyasallar, hassas cildinizin tepki vermesine yol açabilir. Kokusuz ve bitkisel içerikli deterjanlar ve yumuşatıcılar kullanmak, cildinizin tahriş olmasını engelleyecektir.
Yüz Kırışlığı İçin Özel Maskelerimiz
Yüzünüzde ki kırışlıklardan rahatsızmısınız o zaman bu vereceğimiz maske tam size göre düzenli kullandığınız taktirden kısa süre içerisinde farkı anlayacaksınız. Kozmetik firmalarının söyletileri ve reklamlarına aldanan kadınlar bu firmaların büyümesinde çok katkı payına sahipsinizdir.
Yüzde meydana gelen kırışıklığın temel sebebini çözümlememiz lazımdır. Bu çözümleme ise genelde herkeste görünen yaşlılık belirtileriden dolayı kaynaklanmaktadır. Aksi bir durumda ise geçmiş dönemlerde ki yaşanmışlığın hatıralarıdır. Hangi kadına sorsanız yaşlanmayı ve kırışlılığı asla istemezler ama bunları istemeyen kişilerde kırışık bir cilde sahip olmak için yaptıkları tetikleyicileri ise Stres,alkol, düzensiz ve sağlıksız beslenme, sigara gibi cildin erken yaşlanmasına sebep olan diper bütün faktörlere yönelinmektedir.
Yüzünüz de ki kırışıklık için maske alırken cilt yapınıza uyan ve dermatologlar tarafından önerilen ve bilinen bir ürün olması hususunu göz önünde bulundurmanızda artı faydalar olucaktır. Fakat birçok kadın evde bulunan malzemelerle kendi kendine maske yapmayı tercih ederler.(salatalık elma kabuğu vs.)
Yüz kırışıklığı için sizler için en faydalı maskeleri araştırdık. İster esmer ister beyaz tenli bir cilde sahip olmanızda hiç bir sorun olmaz.
Yüz Kırışlığı İçin sitemizin Özel Maskesi;
1 adet soyulmuş elma ve 3 yemek kaşığı kaymağı birbiri arasında karıştırın. Ve bu karışımı yüzünüze göz kapağı altından sürünüz. Yaklaşık 20 dakika yüzünüz de durduktan sonra temiz ve yumuşak bir havlu ile ılık suda durulayınız. Kaymağın amacı cildinizi yumuşatarak nemlendirecek ve cildinize esneklik verecektir. Kırışıklıklar için kaymak çok etkili bir malzemedir. Diğer bir malzememiz ise elma ise cildinizi diri tutacaktır. Haftada bir kere uygularsanız bu en az 3 hafta içinde belirtileri fark edeceksiniz.
18 Ekim 2014 Cumartesi
Su İçmenin Cilde Faydaları
Bol su içmek özellikle diyet yapanların ve kilo vermek isteyenlerin en çok başvurduğu yöntemlerden bir tanesi. Ancak su içmek sadece beslenmeyle ilgili konularda değil aynı zamanda cilt güzelliği için de vazgeçilmez konular arasında. Su içmenin cilde faydaları bu anlamda sayılamayacak kadar çok ve güzelliğine önem veren her kadının dikkat etmesi gerekenler arasında.
Cildimiz bütün vücudumuzu kaplıyor ve gün boyunca karşılaştığımız her şey aslında cildimiz üzerinde bir iz bırakıyor diyebiliriz. Her türlü dış koşula karşı vücudumuzun geri kalanını koruyan cildiminizin elbette zaman içerisinde yıpranmaya uğraması ve eski estetiğini, sağlığını yitirmesi gayet normal. Güzel görünen bir cildin ilk koşulu da kozmetik malzemelerinden önce sağlıklı bir cilde sahip olmak olduğu için cildinizin görünümüyle ilgili şikayetleriniz varsa öncelikle onu daha sağlıklı hale getirmek için bol bol su içmeye çalışın.
Günlük yaklaşık olarak 2 litrelik bir su tüketimi uzmanlar tarafından cildin sağlığını ve güzelliğini koruması için şiddetle öneriliyor. Zira sağlıksız olarak görünen ciltlerin pek çoğunun esas sorunu muhafaza etmeleri gereken nemi kaybetmeleri ve bu nedenle kuruluk sorunlarıyla karşılaşmalarıdır. Vücudumuzun büyük bir kısmını su oluşturduğuna göre onu böyle bir kaynaktan mahrum etmek büyük bir sorun teşkil etmektedir.
Ayrıca cildinizin bakımı sadece su içmekten ibaret olmasa da günlük su tüketiminizi düzenli hale getirmeniz ve cildiniz o gün ister iyi ister kötü görünsün sürekli olarak aynı şekilde bu su rejimine devam etmeniz gerekiyor. Cildinizin yetersiz miktarda su ile beslenmesi sonucunda kırışıklar, çatlaklar ve pek çok farklı rahatsızlık ortaya çıkmaktadır. Cilt dokunuzun yaşlandıkça kırışıklarla dolmasını sebebi zaten cildin nem ve sıvıya ihtiyaç duyan tabakasında gerçekleşen bozukluklardır.
Elbette cilt bakımına devam ederken nemlendiriciler ve diğer bakım ürünlerine devam etmeniz gerekiyor ancak cildinizi güzelleştiren ve gözeneklerinizi en çok açan maddenin tükettiğiniz su olduğunu unutmadan diğer ürünleri bir destekleyici olarak kullanmalısınız. Tek başına kullandığınız kozmetik malzemelerden medet ummak cildinizi pek çok farklı kimyasala da maruz bırakacaktır.
Sadece cildiniz değil, vücudunuzun her bir parçası temel olarak suya ihtiyaç duyduğundan dolayı onların da sağlıklı ve iyi çalışır durumda olması elbette ki cildinize de yansıyacaktır. Dediğimiz gibi günde 2 litrelik su tüketiminizi aksatmazsanız pek çok rahatsızlığın önüne geçmeniz olası.
Selülit oluşumunu engelleyen gıdalar
Medical Park İzmir Hastanesi Diyetisyeni Fatma Baysal kadınların yüzde 90’ ında selülit oluşumu gözlendiğini belirterek, bunu engellemek için beslenme önerilerinde bulundu.
Selülitin en çok görüldüğü bölgenin uyluğun üst kısmı, kaba et ve baldırın arka yüzeyi olduğunu belirten Baysal, şöyle konuştu:
"Deri yüzeyinin alt tabakasının yapısındaki farklılıklar nedeniyle kadınlar erkeklere oranla selülitten 9 kat daha sık etkilenmektedir. Selülittin dolaşım kanalları üzerine yaptığı baskı dolaşımın bozulmasına, bozulan dolaşımın deri altı dokularında sıvı birikimine ve dokuların yeterince beslenememesi sonucunda deride çökmelere sebep olmaktadır. Bu da klasik olarak tabir edilen portakal kabuğu görünümünü yaratmaktadır. Selülit kilo ile ilintili olsa da sadece kilolu bireylerde değil normal kilolu ya da zayıf bayanlarda da görülen bir problemdir. Bunun temel nedeni ise hormonsal etkinliklerden kaynaklanmaktadır."
Selülit neden oluşur?
Diyetisyen Fatma Baysal selülit oluşma nedenlerini şöyle sıraladı:
Çeşitli dönemlerde meydana gelen hormonsal değişimlerden kaynaklanmaktadır. Özellikle ergenlik, hamilelik ve menopoz dönemlerinde artış göstermektedir. Oral kontraseptif (doğum kontrol hapı) gibi bazı ilaçların kullanılması hormon dengesi üzerinde etkisi nedeniyle selülit oluşumuna sebep olmaktadır. Ailesel özellikler, kişinin genetik yapı. Dolaşım sistemi ve sindirim sistemi ile ilgili yaşanan sorunlar.
Kabızlık, hipotiroid, doğum kontrol hapı kullanımı, karaciğer fonksiyonlarındaki bozukluklar ve sinirsel düzensizlik de selülite yol açabilecek olası durumlardandır. Bunun yanında yüksek topuklar, yanlış yürüme hareketleri, kambur oturma gibi yanlış davranışların da selülit oluşumunu hızlandırması olasıdır. Çünkü bu saydıklarımız toplardamarlarda ve lenf damarlarında kanın geriye doğru akışını olumsuz yönde etkiler.
Yetersiz fiziksel aktivite ve hareketsiz yaşam biçimi, çok dar pantolon ve diz altı çorap giymek, sürekli bacak bacak üstüne atarak oturuyor olmak; kan ve lenfatik dolaşım sistemini olumsuz etkileyerek selülit oluşumunu tetiklemektedir. Sigara ve Alkol kullanımı: Sigara, güçlü bir damar daraltıcı ajan olması sebebiyle, cildin yeterince beslenmesini engelleyerek selülit oluşumuna neden olmaktadır.
Beslenme önerileri
Diyetisyen Fatma Baysal, yeterli ve dengeli beslenmeye ayrıca öğün atlamamaya özen göstermek gerektiğini belirtti. Günlük ortalama 2.5-3 litre sıvı tüketilmesini öneren Baysal şunları söyledi.
Alacağınız bol su, hücre ve dokularınızı besleyerek toksinleri vücudunuzdan hızla atmanıza yardımcı olacak, böylece selülit oluşumunu da önleyecektir. Rafine şekerler, hayvansal yağlar ve fast food ve hazır yiyeceklerden tamamen uzak durarak günlük tuz tüketiminizi de sınırlandırın. Damarlara büyük zarar veren sigara ve aşırı alkol kullanımından kesinlikle kaçının. Kafein alımını sınırlandırın, aşırı çay, kahve, kolalı içecekler tüketiminden kaçının.
Daha hareketli bir yaşam daha az selülit demektir. Bu nedenle haftanın 3-4 günü 30-60’ar dakika sürecek olan yürüyüş, yüzme, yoga, pilates, jimnastik gibi sporlara vakit ayırın. Böylelikle kan dolaşımınızı artırarak selülit oluşumunu önleyebilirsiniz. Yemeklerinizde kullandığınız yağ miktarını azaltmaya çalışın. Yemeklerinizi daha çok haşlama, ızgara veya buğulama gibi daha sağlıklı yöntemlerle yapmaya özen gösterin.
Düzensiz bir şekilde kilo alıp vermekten kaçının. Sabit bir kiloda kalmaya özen gösterin. Posa içeriği zengin sebze, meyve ve kuru baklagillerle tam tahıl ürünlerine beslenmenizde daha fazla yer ayırın. Ayrıca yüksek miktarlarda tuz, refine şeker, tüketiminden uzak durmak gerekiyor. Yüksek miktarlarda hayvansal kaynaklı protein tüketilmemelidir. Tüketilen hayvansal kaynaklı proteinler mümkün olduğunca yağı azaltılmış tercih edilmelidir.
Selülit oluşumunu engelleyen gıdalar
Diyetisyen Fatma Baysal selülitin geniş kapsamlı bitkisel tedavisi daha çok bağ dokusu yapısını güçlendiren ürünlerin tüketilmesi yoluyla hedeflendiğini belirterek selülit oluşumunu engelleyen gıdalar hakkında şu bilgileri verdi.
Üzüm çekirdeği ve toz kakao: İçeriğinde bioflavonoid olan bu besinler kolajeni yıkan enzimleri bloke ediyor ve bağ dokusuna destek oluyorlar.
Yeşil yapraklı sebzeler (Maydanoz, brokoli vb.): Yapılan araştırmalar selülit oluşumunu azaltmada antioksidan öğeler olan A, C vitaminleri ve çinkonun etkili olduğunu göstermektedir. Özellikle bu antioksidan yapıları içerisinde bulunan taze meyve ve sebzelerin tüketimine özen gösterilmesi gerekmektedir. koyu yeşil yapraklı sebzeler, kurubaklagiller, ve taze meyvelerin günlük tüketimini 6-8 porsiyona kadar çıkarmanız gerekmektedir.
Su: Bol su içmek kan dolaşımının düzenlenmesini sağlıyor ve ödemin oluşmasını önlüyor. Ayrıca yağ hücrelerinin emilimini sağlamak gibi önemli bir rol de üstleniyor. Günde en az 2.5-3 litre su içmeye özen gösterin.
Kuşkonmaz ve lahana: Ödem söktürücü ve toksin atma özelliği nedeniyle bu besinler sofranızda sık sık yer almalı. Toksin atmak için beyaz lahana kürü de yapabilirsiniz. Bunun için; kaynayan yarım litre suda 5-6 adet beyaz lahana yaprağını parçalamadan, ağzı kapalı bir tencerede hafif ateşte 10 dakika haşlayın. Sabah ve akşam olmak üzere günde 2 kez aç veya tok karnına birer su bardağı için. Kürü 5 gün boyunca ve her seferinde tekrar hazırlayarak uygulayın. 3 gün ara verdikten sonra küre 5 gün daha devam edin.
Balık: Somon gibi yağlı balıkta bolca bulunan Omega -3 damarları genişleterek kan akışının ve dolaşımının rahatlamasına katkıda bulunuyor. Haftada 2-3 gün balık tüketin.
Soğan ve sarımsak: Kan basıncının ve dolaşımının rahatlamasını sağlıyorlar.
Ananas: Taze ananasta bulunan bromelin enzimi protein ayrıştırıcı ve sindirimine yardımcı bir enzimdir. Kükürtlü bileşikleri de içeren bromelin enzimi sadece protein sindirimine yardımcı olmakla kalmaz, şişkinliğin ve ödemin atılmasına da katkıda bulunur. Böylece selülit oluşumunu engellemeye yardımcıdır. Hergün 1 ince dilim ananas tüketilmesi olumlu etki gösterecektir.
Zencefil: Her gün 5-6 kibrit çöpü şeklinde kestiğiniz zencefili çayınızın içine katabilirsiniz.
Muz: içerisinde yer alan potasyum ile kan basıncını düşürerek dolaşıma yardımcı oluyor ve dokuları atık maddelerden temizliyor. Sindirim ve düşük tansiyon sorununuz yoksa, günde bir adet muz tüketmenizde fayda var. Karpuz, avokado, havuç, fasulye ve bezelye de fazla miktarda potasyum içeriyorlar.
Kereviz: Kan damarlarının kasılmasını engelleyerek dolaşımın rahatlamasını sağlıyor.
Yeşil çay: İçeriğindeki kateşin ile yağ yakımını hızlandırıyor. Günde iki fincan yeşil çay içmenizde fayda var.
Kaydol:
Yorumlar (Atom)