27 Ağustos 2012 Pazartesi

Kocaeli ilinin tarihi ve turistik yerleri

kocaeli_ilinin_tarihi_turistik_yerleri
Marmara Bölgesi’nin Kuzey doğu kesiminde yer alan Kocaeli, tarihi gelişimi M.Ö.ki yıllara dayanan ve izleri halen günümüze kadar gelen çeşitli medeniyetlerin yaşandığı bir bölgedir.
İlk çağlarda, Bithynia adı verilen bölgede kurulan kentler, sırasıyla, Olibya, Astakoz, Nicomedia, İznikmid, İzmid ve Kocaeli adlarını almıştır.

Asya ve Avrupa doğal geçiş yolları üzerinde önemli bir kültür, ticaret ve jeopolitik köprü işlevi gören kent, M. Ö. bugünkü İzmit’in güney doğusuna, Başiskele çevresine yerleşen Megaralı göçmenler tarafından M.Ö. 712 yılında kurulmuş ve Astakoz adını almıştır. Kent, M.Ö. 300 yılına kadar yöreye egemen olmuş, M.Ö. 500-435 yılları arasında bağımsız bir kent olarak yaşamış ve kendi adına sikke bastırmıştır. M.Ö. 262 yılında Astakoz halkı, bugünkü İzmit’in bulunduğu alanda kurulan bölgeye yerleşmiş ve kent Bithynia kralı olan Nikomedes dolayısıyla Nikomedya adını almıştır. Nikomedya 1331 yılında Osmanlı egemenliğine geçtikten sonra, önce İznikmid, daha sonra İzmid (İzmit) adını almıştır.
İzmit ilk olarak 11. yy ‘ın sonlarında Selçuklular zamanında Türk egemenliğine alındı. (1078) Daha sonra Haçlı Seferleri sonunda kısa bir süre Haçlı Ordusu komutanı Aleksios Komnenos tarafından işgal edildi. Türk egemenliğine kesin olarak geçişi, Orhan Bey döneminde oldu. 1331 yılında Uçbeyi akçakoca tarafından Osmanlı topraklarına katıldı. İl, Kocaeli adını ise, bu yöreyi Osmanlı Devleti’ne katan, Osman Bey ve oğlu Orhan Bey’in uç beylerinden olan Akça Koca’dan almıştır.
Bu tarihten sonra kente, önce İznikmid, daha sonra İzmid (İzmit) adı verildi. Kent en parlak dönemine Kanuni Süleyman zamanında ulaştı. 19.yy İstanbul-İzmit arasında işleyen ve 1873 yılında Haydarpaşa-Ankara demiryolunun kente ulaşmasından sonra İzmit’in ticari ve sosyal yaşamı canlanmaya başladı.
I. Dünya Savaşı’nın getirdiği yıkımlar sonucu önemini bir süre yitiren ve İngilizler ile Yunanlılar tarafından işgal edilen İzmit, 27 Haziran 1920 de Türk Orduları tarafından işgalden kurtarıldı. Cumhuriyet Döneminin başlarında İzmirt Kocaeli ilinin merkezi oldu ve 1950’ li yıllardan sonra hızla gelişerek büyük bir sanayi ve ticaret merkezi haline geldi.

Kandıra- Kefken yolu yakınında, Babadağ'dadır. 1234-1328 yılları arasında yaşadığı sanılan Kocaeli fatihi Akçakoca Bey'e ait anıt mezarın yapım tarihi 1974'dür. Dışa açık piramidal gövdeli anıtın merkezinde basamaklarla çıkılan podyum üzerinde Akçakoca Bey'in mezarı yer almaktadır.

Akmeşe Güvercinlik Köyü Aslanpınar-Büyüktepe mevkiindedir. 1993 yılında kaçak kazı sonucunda tahrip edildiği öğrenilen tümülüse İzmit Müze Müdürlüğü müdahale etmiş ve bir kurtarma kazısı yapmıştır. Roma dönemine ait kesme taşlardan meydana gelen dromoslu bir mezar odası ortaya çıkarılmıştır. Yapılan incelemeler sonucunda tümülüsün daha önceki dönemlerde tahribe uğradığı tespit edilmiş, birkaç parça kemik dışında buluntuya rastlanılmamıştır.

Gebze'ye bağlı Tavşanlı Köyündeki "Tabiat Parkı ve Doğal Sit Alanı" ilan edilen Ballıkayalar vadisi 1,5 km uzunluğunda 40-80 metre genişliğindedir. Dağcıların iniş ve tırmanış yaptıkları Ballıkayalar Vadisi kireç taşlarının erimesi sonucu gelişen jeomorfolojik şekilleri ile karstik boğazdır.

Karamürsel’e bağlı Karapınar Köyünün güneyinde; Suludere’nin süzülerek yarıp geçtiği toplam 180 dekarlık bir vadiyi oluşturan Başdeğirmen, ilçenin en gözde ve aranılan piknik ve mesire alanlarından biridir.

Samanlı Dağları’ndan beslenen Suludere’nin temiz, berrak ve buz gibi sularının değerlendirildiği Başdeğirmen’de işletilen tesislerde yılda 24 ton alabalık yetiştirilmektedir. Müşterilere burada yetiştirilen alabalıkların pişirilerek sunulduğu 250 kişilik kapalı 250 kişilikte açık olmak üzere toplam 500 kişilik nezih bir balık lokantası da yaz kış hizmet vermektedir. Yeşilliklere bezenmiş ormanlara iç içe, kuş ve su seslerinin armonisini sunan bu harika ortam ilçe merkezine asfalt karayoluyla 9 kilometre mesafededir.

225 yıllık tarihi bir çınar ağacının simgelediği Başdeğirmen vadisine giderken yol boyunca zeytin bahçeleri ve müstakil evlerin bulunduğu kıvrımlı yokuşlardan tepeye doğru çıktıkça, aşağılarda kalan mükemmel körfez manzarasını daha net görüyorsunuz.

Birkaç günlük şirket programları, grup gezileri ve hafta sonlarını geçirmek isteyen aileler için ideal bir yer olan Başdeğirmen’den dönüşte buradan köy ekmeği, köy peyniri, yumurta, tereyağı ve bal gibi doğal yiyecekler satın alınabilir.

Sultan Abdülhamit döneminden çeşitli onarımlar geçirerek günümüze kadar ulaşmıştır. İç süslemeleri o günkü canlılığını korumaktadır

Kocaeli İli, Gölcük İşletme Müdürlüğü Yuvacık ve Naldöken Orman İşletme Şeflikleri sınırları içinde kalan Beşkayalar mevkii Bakanlık makamının 27 02 1998 tarih ve M.P.G. M.P.A.I.B.K. 01 / 190 sayılı olurları ile Tabiat Parkı ilan edilmiştir. I Derece Doğal Sit Alanıdır Beşkayalar Tabiat Parkı 1154 Ha dır. Bu alanın 386 Ha Yuvacık Orman İşletme Şefliği sınırları içersinde, geri kalan 768 Ha Naldöken Orman İşletme Şefliği sınırları içinde kalmaktadır. Beşkayalar Tabiat Parkı Servetiye Karşı ve Servetiye cami düzü köylerinin hudutları içinde kalmakta olup,İzmit'e mesafesi 24 km dir. Beşkayalar Tabiat Parkı Yuvacık Orman İşletme Şefliğinin sınırları içinde olan 78-79-80-100-101-102 nolu bölmelerin tamamı ile 103-104 ve 105 nolu bölmelerin bir kısmı ile Naldöken Orman İşletme Şefliğine ait 69-70-71-72-76-77-94-95-96-97-98-99- ve 124 nolu bölmeleri kapsamaktadır. Beşkayalar Tabiat Parkı 1 / 25 000 ölçekli BURSA G 23 - c3 ve BURSA G 23 -c 4 gizli paftalarında yer almaktadır. Beşkayalar olarak ilan edilen 1154 Ha sahanın 1057 Ha Ormanlık alan, geri kalan 97 Ha ormansız alandan oluşmaktadır.

1992 – 1993 yıllarında Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi uzmanları ile temasa geçilerek mezar odası yerinin tespiti amacıyla arazi araştırmalarına başlanılmış, Üçtepeler Köyü girişinde bulunan tümülüsün manyetik anomali haritaları çıkarılmıştır. Jeofizik uzmanları Oğuz GÜNDOĞDU, Ali ERDOĞAN ve ekibi ve arkeologlarında bilimsel katkıları ile mezar odasının yeri ve tümülüse güneyden giriş yönü tespit edilmiştir. 1994 yılında, 12 metre yüksekliğinde ve 75 cm çapında olan Tümülüs kamulaştırılmış, İzmit Müze Müdürlüğü’nce de arkeolojik kazısı yapılmıştır. Kazı sonucu Erken Roma Dönemi’ne tarihlenen dromoslu bir mezar odası bulunmuştur. Mezarın mimarisi Aytepe Tümülüsü’nden farklıdır. Dromos uzunluğu daha kısa olmasına karşın mezar odasında üç kişiye ait olduğu anlaşılan kırık parçalar halindeki kliniklere rastlanmıştır. Kesme taş ve beşik tonozlu mimari özellik gösteren büyük tümülüsün de daha önce soygun geçirdiği tespit edilmiştir. Tümülüsün korunabilmesi amacıyla 1994 yılında, özel bir firmanın bir miktar hibesi ve Kültür Bakanlığı’nın katkılarıyla dromosun devamı şeklinde beşik tonozlu bir giriş ilave edilerek kapı takılmıştır. Ancak geçen altı yıl içerisinde heyelan nedeniyle yapılan giriş kapısı da toprakla örtülmüştür.

İzmit’in Orhan Câmii yanında bulunan çeşmenin kitabesinden ve çeşitli kaynaklardan öğrendiğimize göre, Canfedâ Hâtun tarafından yaptırılmış, zamanla harâb olmaya yüz tutmuş olduğundan Sultan II. Mahmud sarayının hazinedar ustası Su‘âda Usta tarafından 1242(1826) yılında suyun kaynağından itibaren tamamen tamir ettirilmiştir. Yine bir arşiv kaynağında 1847’de yeniden tamire muhtaç duruma geldiği anlaşılmaktadır. Cephede aynalık kısmı üzerindeki kitabede sülüs yazı ile H.1243 (M.1827) tarihi bulunan çeşmenin hazne kısmı beton sıvalı olup yakın zamanda onarım görmüştür.

Halk arasında Çarşı Hamam, Çifte Hamamlar olarak da adlandırılan hamam, Çoban Mustafa Paşa Camisi’ne vakıf amacıyla yaptırılan bu hamamın iki kubbesi, yanında ise geniş bir sarnıcı bulunmaktadır. Yapıda muntazam kalker taşları kullanılmıştır. Pencerelerinin kemer ayaklarına kadar üçer sıra, tuğla ve bir hatıl geçirilmiş olup, bütün pencerelerinin kemerleri tuğladan örülmüştür. Gebze’nin bu en büyük hamamı halen kullanılmakta olup, zaman zaman onarım görmüştür.

Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman'ın vezirlerinden Mustafa Paşa tarafından Gebze'de yaptırılmıştır. 16. yy.'da Mimar Sinan ve Mimar Acem Ali tarafından bir menzil külliyesi olarak inşa edilmiştir. Cami, han, tabhane, paşa odaları, imaret, medrese, kütüphane, hamam ve türbeden meydana gelen bir yapı topluluğudur.

Burası adı gibi adeta bir cennet. 1991 yılında kurulmaya başlayıp 1993 yılında ziyarete açılan Türkiye'de eşi olmayan , 500'e yakın kuş türünün yanı sıra, 300'den fazla çeşit bitki, yüzlerce çeşit hayvan burada doğal ortama eş şartlarda barınıyor. 140.000 metrekarelik hayvanat bahçesinde, çocuk parkı, cafe ve dinlenme üniteleri içinde çocukların heyecanını paylaşabilir mutlu yüzler görebilirsiniz.

Hayvanat bahçesinde kuşların yanı sıra, muzip maymunlar, koi balıkları, tropikal bölge hayvanları, bahçe malzemeleri satış galerisi, birbirinden cazip eşyaların sergilendiği market en çok ilgi çeken yerler arasında yer alıyor. Muhabbet kuşları toy, turna kuşu türlerinin kafeslerini gezmeyi bitirdiğiniz an karşınıza cazip hayvan aksesuarlarının sergilendiği bir galeri çıkıyor. Hiç aklınızda yokken bile gördükleriniz karşısında acaba "ne beslesem" sorusunu düşünmeye başlıyorsunuz. Karar verdiyseniz, besleyeceğiniz tür hayvanın araç, gereç, giyim-kuşam, yem, ilaç, tüm ihtiyaçlarını bulabiliyor, birbirinden ilginç şirin hayvan resimlerinin bulunduğu t-shirt, anorak, maskot türü şeyleri de alabiliyorsunuz.

Parkın bir başka bölümündeki havuz içinde palyaçolar kadar renkli Japon Koi balıkları görülüyor. Dünyanın en pahalı balıkları olan Koiler, Japonlarca talih, saadet ve uzun ömür ifade ediyor. 120 değişik rengi tespit edilen balıklar, 50 ila 120 sene yaşayabiliyor ve insan dostu olarak tanınıyor. Korkmasını hiç öğrenememiş bu balıklar havuza yaklaşınca önünüzde toplanıyorlar.

Gezinizin devam ettiği bölümlerde güzel sürme gözlü ceylanlar, karacalar, heybetli boynuzlarıyla ağırbaşlı geyikler ve antiloplarla tanışıyorsunuz. Bu tanışmanın ardından seyredenleri kahkahalara boğan maymunların bahçesine geliyor, karşılıklı bakışmalarla maymunların yaptığı muzipliklere şahit oluyorsunuz.

Maymunlardan şişman, tembel pelikan kuşlarına oradan kuğuların yüzdüğü havuzlara, deve kuşu, lama, midilli atları, zebra ve tavşanların bulunduğu bölümden dönüp tavuk türleri, baykuş, akbaba, deve ve kendini sevdiren atların bulunduğu bölüme gelince saati unutuyorsunuz. Ara sıra bağıran hayvanların sesleri onları taklit etmeye çalışan çocukların bağırışlarına karışırken bu defa yorulanlar için dinlenme üniteleri, cafeler, çocuk bahçeleri gibi seçenekler devreye giriyor.

Hayvanat bahçesinde fotoğraf çekenler için kısa sürede karta basan laboratuarlar dahil ziyaretçiler için her şey düşünülmüş. Parkın tropik merkez ve akvaryum bölümlerinde nadide canlı türlerini görebilir, bahçe içinde yer alan ilginç bitki türlerini inceleyebilir, parkta beğendiğiniz bir hayvanı sahiplenerek sponsorluğunu üstlenebilir veya gönüllü üye olabilirsiniz.

Gebze Demirciler Köyünde bulunan konak 19. yy. Osmanlı mimarisinin en başarılı örneğidir. İçindeki kalemişi bezemeler ve mimari üslup açısından Kocaeli ilindeki tek örnek olma özelliğine sahiptir.

Kale eski çağlarda İzmit Körfezinin güneyindeki geçişi kontrol altında tutan Eskihisar Köyünün kuzey doğusundadır. Kalenin Bizans döneminde, limanı korumak amacıyla yapıldığı sanılmaktadır. Osmanlılar tarafından da kullanılan kale 1998 yılında restore edilmiştir. Kalenin antresi konser etkinlikleri için kullanıma açılmıştır

1843 yılında Hereke Fabrika-i Hümâyûnu adıyla Hereke’de kurulan fabrika, Osmanlı İmparatorluğu’nun o tarihe kadar halı ve ipekli dokuma alanında kurduğu en kapsamlı fabrikasıdır.

1800’lü yıllarda başlatılan Türk sanayiinin geliştirilmesi çalışmaları kapsamında açılan bu fabrika, kuruluşundan başlayarak sürekli yenilik ve değişiklikler yaşamıştır. Fabrika, o yılların öncü teknolojisini kullanmakta ve Osmanlı devleti adına milli dokumacılık ürünlerinin geliştirmesi ve çağdaşlaştırılmasına öncülük etmekteydi. Öyle ki, Hereke Fabrikası’nın en üst kalitedeki ürünleri; Osmanlı sanayisi’nin bir vitrini niteliğindeki başta Dolmabahçe olmak üzere padişaha ait saray, köşk ve kasırlarda yer alıyordu. Öte yandan bu konuda kolaylık sağlaması için Dolmabahçe Sarayı yapılırken, “Hereke Dokumahanesi” adıyla sarayın bünyesinde bir de atölye kurulmuştu.

Cumhuriyet Dönemi’nde de çalışmasını sürdüren Hereke İpekli Dokuma ve Halı Fabrikası; günümüzde bir Müze-Fabrika olarak üretimini sürdürmekte ve konumuyla benzerleri arasında özel bir yer tutmaktadır.
dağ turizmi açısından çok elverişli bir konumda olan Kartepe. İzmit'in güneydoğusundadır. Yüksekliği 1606 m'dir. Çam, kayın, ıhlamur ağaçlan ve rengarenk çiçeklerle çevrilmiş yoldan Kuzu Yaylası'na gelindiğinde temiz havanın, panoramik manzaranın ve vahşi doğanın birbiriyle kaynaştığı görülür.

Kış sporlarının yapıldığı diğer turistlik bölgelerimizden deniz manzaralarına sahip birkaç dağdan biri olması nedeniyle ayrı bir gü­zellik taşıyan Kartepe, yaz ve kış faydalanılabilecek bîr özelliğe sahiptir.

Kartepe ormanları ve Kuzu Yaylası, günübirlik turizme hizmet vermekte, düzenleme çalışmaları halen sürdürülmektedir. Ayrıca Türki­ye'nin en nefis alabalık cinsi Kartepe üzerindeki küçük göllerde mevcuttur. Günümüzde bahar ve yaz aylarında gezilmeye daha elverişli olan Kartepe'nin bu özellikleri dikkate alınarak kış sporlarının yapılabileceği bir turizm merkezi haline getirilebilmesi İçin çalışmalar devam etmektedir.

Kırklareli İlinin Tarihi ve Turistik Yerleri

kirklareli-tarihi-turistik-yerler
Antik Kentler
Neolotik dönemden Helenistik döneme kadar muhtelif kavimler tarafından iskan edilmiştir. 1993 yılından beri yapılan çalışmalarda kemik, taş ve metal buluntular elde edilmiştir. Aşağıpınar'ın kuzeyinde yer alır. Anadolu tunç yerleşmeleriyle tam olarak benzeşen yerleşim alanlarından biridir.

İlk tunç çağı yerleşimlerinde olduğu gibi yerleşim yeri bir şehir sur duvarı ile çevrilidir. Adeta Truva şehrinin küçük bir kopyasıdır. Sur  duvarlarının içerisinde Megaron (avlulu ev tipi)'lar bulunmaktadır. Bunların dışında İlde bilinen birçok yerleşim yeri (höyük) bulunmaktadır. Tilkiburnu (Pınarhisar yakınlarında yaklaşık M.Ö.4000), Koyunbaba Höyüğü, Helvacı Şaban Höyüğü bunlardan bazılarıdır.

Tümülüs ve Kaya Mezarları
Kırklareli İl sınırları dahilinde tescilli 92 adet tümülüs bulunmaktadır. Kırklareli tümülüslerinin Tunç Çağının sonlarından (M.Ö.14-13 yy. - M.S.3 yy.) başlarına kadar devam ettiği kazılarla anlaşılmaktadır. Bunlar; Kırklareli A,B,G tümülüsleri, Alpullu Höyük Tepe Tümülüsü, Lüleburgaz Kepirtepe Tümülüsü, Düz Orman Tümülüsü, İslam Bey Tümülüsüdür.

(Kapaklı Kaya Mezarları): Trakya'da çok sayıda görülen anıt mezarların erken safhası olarak kabul edilir. Tespit edilen dolmenlerin (M.Ö.1300-800) kullanım gördüğü anlaşılmaktadır. Bunlar; Kofçaz, Dereköy, Kadıköy, Kula, Geçitağzı, Kapaklı, Düzoralan Köyleri yakınlarında  bulunmaktadır. Kırklareli çevresinde çok sayıda bulunmaktadır. Esas kullanım süreci Erken Demir Çağı'dır.Bunlar Kırklareli Merkez Erikler, Değirmencik, Ahmetçe Köyleri, Lüleburgaz Civarı.

Cami ve Külliyeler
Kırklareli Merkezindedir. 1303'de Kösemihalzade Hızır Bey tarafından yaptırılan külliye hamam, cami ve arastadan oluşmaktadır. Osmanlı dönemine ait olan külliye ilin en önemli tarihi eseri olma özelliğine sahiptir. Hamamı, çeşmesi ve camisiyle bir  kompleks oluşturmaktadır. Lüleburgaz ilçesinde bulunmaktadır. 1570 tarihli külliye camisi, hamamı, medresesi ve kervansarayı ile görkemli bir Osmanlı yapıtıdır.

Babaeski ilçesinde bulunmaktadır. Mimar Sinan'ın yapıtı olan caminin 1561-1565 yılları arasında yapıldığı sanılmaktadır.

Kilise ve Manastırlar
(Gazi Süleyman Paşa Cami) Vize ilçesinde bulunmaktadır. Kale mahallesinde surlar arasında bulunan Kilise, Gazi Süleyman Paşa tarafından XVI. yy.da camiye çevrilmiştir. Vize İlçesinde bulunmaktadır. İlçenin kuzeybatısındaki vadinin yamacında, kayalara oyularak yapılmıştır. Vize ilçesinin Kıyıköy beldesindedir. Tümüyle kaya kütlesinin içi oyularak biçimlendirilmiş olup üç bolümden oluşmaktadır. Kırklarelinde bulunan diğer manastırlar; Kaya Manastırı (Kaynarca) Bizans Dönemi Vize Mağara Manastırı (Vize Asmakaya Mevkii) Bizans Dönemi Ayanikola Manastırı (Kıyıköy) dır İnanç Turizmi

Plajlar
Kırklareli, yaklaşık 50 km' lik doğal bir kumsala sahiptir. Plajların en önemlileri Kıyıköy, İğneada ve Kastros'tur.

Vize'ye 40 km. mesafede bulunmaktadır. Karadeniz'e egemen, kayalık bir zemin üzerinde bulunan Kıyıköy Beldesi, tabiat harikasi iki doğal sit arasında bulunmaktadır. Bu derelerde alabalık, sazan ve kefal balıkları avlanabilmekte, motorla ya da kayıkla  gezinti yapılabilmektedir. Pabuçdere ile deniz arasında dar uzun ve temiz bir kumsal bulunmakta ve burada yazın kamp kurulabilmektedir. Kıyıköy'de günübirlik kullanıma yönelik güzel balık lokantaları ile cafeler dışında konaklama olanakları da  mevcuttur. Ev pansiyonculuğu ileri seviyededir. Demirköy'e 25 km. Kırklareli'ne ise 97 km. mesafede bulunan İğneada, 40-50 m. genişliğinde ve yaklaşık 10 km. uzunlusunda bir kumsala sahiptir. İğneada, özellikle yakın çevresinde bulunan çok sayıdaki birinci derece doğal sit alanları ile ilgi  çekmektedir. Kıyıköy'e 18 km. Kırklareli'ne ise 85 km. mesafede yer alan Kastros plajları, 500 metre uzunluğunda ve 200 metre genişliğinde bir alan kaplamaktadır. Denizi berrak, sahili ince kumlu ve yer yer kayalık bir yapıya sahiptir. Plajın kuzeyi ve güneyi  ormanlarla kaplıdır. Plaj alanında çadırlı kamp, lokanta, büfe, WC, çay bahçesi, içme suyu gibi ihtiyaçlara cevap verecek tesisler bulunmaktadır.

Milli Parklar ve Korunan Alanlar
Kırklareli Tabiatı Koruma Alanları

Mağaralar
Kırklareli'nde Türkiye'nin önemli mağaralarından olan Dupnisa Mağarası dışında Vize/ Kıyıköy'de Kaptanın Mağarası ile Kiyıköy Mağarası, Vize/ Balkaya'da Domuzdere ve Yenesu Mağaralarıdır.

Kırklareli Mağaraları

Kuş Gözlem Alanı
İğneada Ormanları

26 Ağustos 2012 Pazar

Kırşehir İlinin Tarihi ve Turistik Yerleri

kirsehir-tarihi-turistik-yerler
Binlerce yıldır çeşitli uygarlıklara sahne olan Kırşehir ili, yalnız çeşitli tarihi eserleri, yeraltı şehirleri ile değil zengin termal kaynakları, Seyfe Gölü (Kuş Cenneti) gibi doğal güzellikleri ile de dikkat çekmektedir.
GENEL BİLGİLER
Yüzölçümü: 6.570 km²
Nüfus: 256.862 (1990)
İl Trafik No: 40
Binlerce yıldır çeşitli uygarlıklara sahne olan Kırşehir ili, yalnız çeşitli tarihi eserleri, yeraltı şehirleri ile değil zengin termal kaynakları, Seyfe Gölü (Kuş Cenneti) gibi doğal güzellikleri ile de dikkat çekmektedir.

İLÇELER:
Kırşehir ilinin ilçeleri ; Akçakent, Akpınar, Boztepe, Çiçekdağı, Kaman ve Mucur'dur.
NASIL GİDİLİR?
Karayolu : Terminal, Kent merkezine yaklaşık 2 km. uzaklıktadır. Terminale belediye otobüsleri, dolmuş ve özel taksiler çalışmaktadır.
Otogar Tel : (+90-386) 212 28 66 - 213 20 26
Demiryolu : Tren garı kent merkezine 1km uzaklıktadır.

GEZİLECEK YERLER
Müze ve Örenyerleri
Müzeler
Kırşehir Müzesi
Adres: Kültür Merkezi İçi - Kırşehir
Tel: (386) 213 33 91
Örenyerleri
Mucur Yeraltı Şehri - Mucur İlçe Merkezi
D. İnlimurat Yeraltı Şehri - Merkez / D. İnlimurat Köyü
Çağırkan Kale Höyük: Kırşehir-Kaman karayolu üzerinde, Kaman ilçesine 9km.uzaklıktaki Çağırkan kasabasındadır.M.Ö.3000'den İslami Döneme kadar iskan görmüştür.
Merkez Kalehöyük: Şehir merkezinde bulunan Kalehöyük, milattan önceki dönemlerden itibaren günümüze kadar iskan görmüştür.
Hashöyük: İl merkezine 35 km uzaklıktaki Hashöyük'te yapılan kazılarda, Hitit Dönemine ait kalıntılar bulunmuştur.
Mucur Yeraltı Şehri: Mucur ilçe merkezinde bulunan yeraltı şehri, M.S. 3. ve 4.yy.larda kurulmuştur. Yerden 7-8 m. derinlikte olan bu şehirde 42 oda, dehlizler, ahırlar, ibadet yerleri, gizli yollar ve geçitler ve havalandırma bacaları bulunmaktadır.
Dulkadirli İnli Murat Yeraltı Şehri: İl merkezine 58 km. uzaklıktaki Dulkadirli İnli Murat köyündedir. M.S.4-5.yy.'larda yapıldığı sanılmaktadır. Üç ana mekan ve bu mekanlara açılan 10 odadan oluşmaktadır.

Cami, Türbe ve Kiliseler
Cacabey (Medresesi) Cami: İl merkezinde bulunan Medrese, 1271-1272 yıllarında yaptırılmıştır ve günümüzde cami olarak kullanılmaktadır.Selçuklu Döneminde astronomi yüksekokulu olarak hizmet vermiştir. Yapıdan ayrı olan minaresi de gözlem kulesi olarak kullanılmıştır.
Ahi Evran Camii ve Türbesi: 1482 yılında, Ahilik Teşkilatının kurucusu Ahi Evran adına yaptırılan Cami ve Türbe, il merkezinde bulunmaktadır.Türbeye, cami içinden bir merdivenle çıkılmaktadır.
Lala (Lale) Camii: İl merkezinde, Melik Gazi Kümbetinin hemen yanındadır. Caminin mimari tarzı, 13. yüzyılda kervansaray veya darphane olarak yaptırıldığı kanısını uyandırmaktadır.
Kümbetler: Melik Gazi Kümbeti: İl merkezinin güneydoğusunda bulunan kümbetin 13. yüzyılda yaptırıldığı tahmin edilmektedir.
Dikkate değer diğer kümbetler ise Kalender Baba Kümbeti ile Fatma Hatun kümbetleridir.
Türbeler: Aşıkpaşa Türbesi, Cacabey Türbesi, Süleyman Türkmani Türbesi, Muhterem Hatun Türbesi, Yunus Emre Türbesi yörede görülmeye değer eserlerdir.
Derefakılı Kiliseleri: Hıristiyanlığın ilk kiliselerinden olan bu yapılar, Akçakent ilçesinin Derefakılı köyündedir.
Kaleler
Kuş Kalesi: Kaman yakınındaki Kuş Kalesi'nin Hititler Döneminde yaptırıldığı ve Bizans Dönemi'nin sonuna kadar kullanıldığı tahmin edilmektedir.
Keçi Kalesi: Kırşehir merkezine bağlı Kızılca köyünün kuzeydoğusundadır. Bizanslılar tarafından yapılan kalenin duvar kalıntılarının bugünkü yüksekliği 2-3 m.dir. Kırşehir kalelerinin en büyüklerindendir.
Kervansaraylar
Kesikköprü Kervansarayı: (Cacabey Hanı) Kırşehir'in 23 km. güneyindeki Kesikköprü köyünde bulunan kervansaray ile yanındaki köprü, 1248 yılında Anadolu Selçuklu Devleti'nin Kırşehir Emiri Nurettin Caca tarafından yaptırılmıştır. İki ayrı renkli taştan yapılmış olan taç kapısı, taş işçiliği ile dikkati çekmektedir.
Kaplıcalar
Terme Termal Turizm Merkezi
Yeri: Kırşehir belediye sınırları içerisinde yer alır.
Suyun Isısı: 40oC -56oC
PH Değeri: 6,2
Özellikleri: Bikarbonatlı, Klorürlü, Kalsiyumlu, Sodyumlu, Sarbondioksitli, Florürlü bir bileşime sahiptir.
Yararlanma Şekilleri: İçme ve banyo kürleri
Tedavi Ettiği Hastalıklar: Romatizma, kalp ve kan dolaşımı, kadın, sinir ve kas yorgunluğu, sinirsel hastalıklar, ameliyat sonrası rahatsızlıklar ile eklem ve kireçlenme gibi hastalıklara olumlu etki yapar.
Konaklama Tesisleri: 200 yataklı 3 yıldızlı otel mevcuttur.
Korunan Alanlar
Seyfe Gölü Tabiatı Koruma Alanı
Kuş Gözlem Alanı
Kızılırmak Havzası

COĞRAFYA
İl toprakları 900-1200 m. yükseklikteki yaylalardan oluşmuştur. Yayla yüzeyi üzerinden yüksekliği 1700 m.ye ulaşan dağlar bulunur. Kırşehir ilinden irili ufaklı birçok akarsu geçmekte olup, Kızılırmak bunlardan biridir. Kırşehir genel olarak bozkır görünümündedir. Orman bakımından fakirdir. Vadi tabanlarında ve sulak yerlerde yer yer kavaklık ve meyve bahçeleri vardır.
Kırşehir'in karasal bir iklimi vardır. Kışları soğuk ve sert geçerse de Doğu Anadolu'da olduğu gibi sürekli değildir. Yazları sıcak ve kurak, ilkbahar yağmurlu, sonbahar az yağmurludur.

TARİHÇE
Kırşehir ve çevresinde yapılan araştırmalar ilin tarihinin, Eski Tunç Çağı'na (M.Ö. 3000-2000) kadar uzandığını göstermektedir. Daha sonra Hititler, Frigler, Persler, Makedonyalılar, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklu ve Osmanlılar yörede hüküm sürmüştür.
Yüzyıllarca Anadolu'nun ticari ve ekonomik hayatında büyük rol oynamış olan Ahilik, 13.yy.'da Kırşehir'de kurulmuştur. Bir esnaf örgütü olan Ahiliğin temeli doğruluk, karşılıklı yardımlaşma ve saygıya dayanmaktadır.

NE YENİR?
Tandırda çömlek paça, keşkef mutlaka tadılmalıdır.

NE ALINIR?
Kırşehir'in meşhur 'onyx' taşından yapılma el sanatı ürünlerinden satın alabilirsiniz.

YAPMADAN DÖNME
Cacabey Camii, Ahi Evran Camiini, Çağatay Medresesini görmeden,
Termal kaplıcaları ziyaret etmeden,
'Onxy'den yapılmış hediyelik eşya satın almadan,
Keşkef tatmadan
...Dönmeyin.

21 Ağustos 2012 Salı

Kırıkkale İlinin Tarihi ve Turistik Yerleri

kirikkale_ilinin_tarihi_turistik_yerleri

Kırıkkale ilinin merkezinde yeni yerleşim merkezlerinden dolayı fazla târihi ve turistik yerler görülmemekle birlikte ilçe ve köylerinin bâzılarında târihî eser bulunmaktadır. İlde bulunan târihî eserlerin bâzıları şunlardır:

Kale: Kırıkköy yakınındadır. Günümüzde yıkık ve harap vaziyettedir.

Çarşı Câmii: Keskin ilçesi çarşı içindedir. 1871’de yapılan eser 1966’da tâmir görmüştür. Taş bileziklerle süslü tuğla minâresi kuzey batıdadır.

Balışeyh Câmii: Balışeyh ilçesinde on altıncı asırda yaptırılmıştır. Üzeri toprak damla örtülüdür. Duvarları yontma ve moloz taştan yapılmıştır.

Hasandede Câmii: Hasandede köyünde Doğan Bey tarafından 1605’te yaptırılmıştır. Bir kaç defa tâmir görmüştür. Kalın duvarları kırmızı ve kahve rengi kesme küfeki taşındandır. Alçıdan mihrabı kabartma geometrik desenlerle süslüdür.

Küçük Şâmil Câmii: Sulakyurt ilçesinin 9 km kuzeyindeki Yeşilyazı köyündedir. 1435’te Şeyh Mehmed Bahaeddîn yaptırmıştır. Câminin batı duvarı bitişiğinde Şeyh Mehmet Bahaeddîn’in türbesi vardır.

GENEL BİLGİLER

Yüzölçümü : 4.365 km²

Nüfus : 349.396 (1990)

İl Trafik No : 71

Kırıkkale Orta Anadolu, Orta ve Doğu Karadeniz ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin kavşak noktası konumunda olması itibariyle önemli bir coğrafi konumda bulunmaktadır. Zengin tarihsel ve kültürel bir geçmişi olan yöre bir turizm kenti olma potansiyeli taşımaktadır.

İLÇELER

Kırıkkale ilinin ilçeleri; Bahşili, Balışeyh, Çelebi, Delice, Karakeçili, Keskin, Sulukyurt ve Yahşihan'dır.

Sulakyurt : İlçe 15.yüzyılda Kalecik nahiyesine bağlı bir köy olarak Şeyh Sami tarafından kurulmuştur. Küçükşami Cami Şeyh Türbesi, Sarıkız Türbesi, Tokuş Sultan Türbesi mevcuttur. Kalekışla Kalesi, Kalekışla Mağrası, Seydin Tepesi ile Gültepe höyüğü belli başlı kültür değerleridir

Karakeçili : İl merkezine uzaklığı 35 km. olup, İlçede 1995 tarihinden itibaren her yıl Karakeçili Uluslararası Kültür Şenliği yapılmaktadır.

NASIL GİDİLİR

Karayolu : Terminal Kent merkezine yaklaşık 78 km uzaklıktadır. Terminale belediye otobüsleri, dolmuş ve özel taksiler çalışmaktadır.

Demiryolu : İstanbul, Diyarbakır, Ankara, Doğu Ekspresi tarifeleri uygulanmaktadır.

İstasyon Tel: (+90-318)224 28 58

GEZİLECEK YERLER

Camiler ve Türbeler

Hasandede Camii ve Türbesi: Kırıkkale-Merkez İlçeye bağlı, şehre 12 km. uzaklıkta olup, Camii ve Türbe yan yanadır. Hasandede Camii'nin hicri 1014 (1605) yılında yapıldığı bilinmektedir.

Yörede pek çok türbe bulunmaktadır.Bunlar ,Küçükkafşar Türbesi ,Tokuş Baba Türbesi (Delice ilçesi ,Çatallı köyü ile Kya köyü arası) ,Halil DedeTürbesi (Çelebi ilçesi ,Halil Dede köyüne 1km. uzaklıkta) gibi türbeler halk tarafından sürekli ziyaret edilmektedir.

Şeyh Şamil Camii ve Türbesi: Sulakyurt İlçe merkezinde bulunan cami Şeyh Şamil tarafından yapılmıştır. İlçenin kurucusu olan Şeyh Şamil'e ait türbe bu caminin yanında yüksekçe bir yerde bulunmaktadır.

Köprüler

Çeşnigir Köprüsü: Bilinen kaynaklara göre Çeşnigir Köprüsü ve yakınında bulunan Han Selçuklulara aittir. Köprü, XIII. Yüzyıldan kalma, bir Selçuklu eseridir.

Sportif Etkinlikler

Olta Balıkçılığı: Kapulukaya Baraj gölü ile Kızılırmak Vadisinde amatör olarak olta balıkçılığı yapılmaktadır.

COĞRAFYA

İç Anadolu Bölgesinde yer alan Kırıkkale, doğuda Çorum, Yozgat, güneyde Kırşehir, batıda Ankara, kuzeyde Çankırı illeri ile komşudur. Denizden yüksekliği 700 m' dir.

TARİHÇE

Cumhuriyet Döneminde 1925 yılında kurulmuştur.Ankara'ya bağlı ilçe iken ,1989 yılında il olmuştur.

NE YENİR

Kırıkkale mutfağı Anadolu yemeklerinin sergilendiği bir mutfaktır.Kente yerleşenler geldikleri bölgelerin yemeklerini buraya taşımışlardır.Bu yüzden Kırıkkale mutfağı çok zengindir.Anadolu yemeklerinde tarım ürünleri , sebze ve hayvan ürünleri ile ilgili yemekler başı çeker. Yemekleri içerisinde sebze yemeklerinin her çeşidine rastlanır. Külleme kızartma haşlama ve kavurma yöredeki yaygın et yemekleridir. Kırsal yörelerde ekmek olarak yufka yapılır. Bunun yanı sıra bazlama, gözleme, alazlama, kömbe ve katmer gibi ekmek türleri de yaygındır.

Yöreye özgü yemek çeşitleri arasında un tarhanası, yoğurtlu tarhana, sızgıt, ekmek aşı (guymak) madımak, pelte, etli bulgur pilavı ve mantı yer alır.

NE ALINIR?

Kilim ve heybe dokumaları yöreye özgü alınabilecek hediyelik eşyalardır.

Kırıkkale ili sulakyurt ilçesi Şeyh Şami Camii ve Türbesi

Şeyh Şami Camii ve Türbesi
Sulakyurt ilçe merkezinde bulunan camii Şeyh Şami tarafından yaptırılmıştır. Değişik zamanlarda tahribata maruz kalmış, yapılan onarımlar sonucu mimarı özelliklerini kısmen kaybetmiştir. İlçenin kurucusu olan Şeyh Şami'ye ait türbede bu camiinin yanında yüksekçe bir yerde bulunmaktadır. Bu türbe, yerli ve yabancı turistler tarafından sık sık ziyaret edilmektedir.
Evliya Çelebi, Şeyh Şami'nmin asıl adının Hamza olduğunu, Bayrami Tarikatına mensup, keramet sahibi bir kişi olduğunu belirtmektedir.

Linkleri kayıtlı üyelerimiz görebilir. Kayıt olmak için Tıklayın...

İLÇENİN GENEL OLARAK TANITIMI

A- İLÇENİN TARİHİ VE COĞRAFİ YAPISI
İlçemiz 15. Yüzyılda Kalecik Nahiyesine bağlı köy olarak Şeyh Şami tarafından
kurulmuştur.
Evliya Çelebi Seyahatnamesinde,
..Orada ilerde Şeyh Şami köyüne geldik. Bu Çankırı toprağı Sivas Eyaleti arasında keskin için; Kalecik Nahiyesinde 200 evli mamur ve güzel bir köydür. Ama yine evleri toprağın içindedir.” demiştir.
Evliya Çelebi Şeyh Şami için ise;
Asıl adı Hamza’dır. Hamzavi Tarikatı ondan kalmıştır. Nice kerametleri görülmüştür.” Diyerek onu methetmiştir.Yaptığı camiyi ve türbesini uzun uzun anlatarak konuya şöyle başlamıştır. Bu tekkede akla şu beyit geldi;
Hazreti Şeyh Şami’yi gelüp ziyaret eyledik;
Çok şükür Hakka yine hüsn’i ibadet eyledik.
İlçemizin Şeyh Şami ismi kuruluşundan 1940 yılına kadar sürmüş olup, 1940 yılında Konur ismini alarak Bucak merkezi haline gelmiştir. 1956 yılında Belediyemiz kurulmuş ve 1960 yılında SULAKYURT adıyla Ankara İline bağlı İlçe merkezi olmuştur.
3578 Sayılı Yasa ile 1989 yılından itibaren ANKARA İlinden ayrılarak KIRIKKALE İline bağlanmıştır.
Bölgemiz 1071 Malazgirt Zaferinden sonra Türk toprağı olmuştur. Fetihten sonra önceleri Karatekin Bey’in idaresinde kalan bölge; Danişment Oğulları Beyliğinin kontrolüne girmiş daha sonrada tamamen Anadolu Selçuklu Devleti’ne bağlanmıştır. Bu Devletin 1308’de yıkılmasından sonra İlhanlı’ların kontrolüne girmiştir. İlhanlılar’dan sonra Eretnaoğulları ve Kadı Burhaneddin’in idaresinde kalmıştır. Yıldırım Beyazıt tarafından Osmanlı topraklarına katılmıştır. 1402 Ankara Savaşı’ndan sonra kısa bir süre Timur’un kontrolüne girdiyse de Çelebi Sultan Mehmed zamanında yeniden Osmanlı toprağı olmuştur.
Karagüney Dağının kuzey eteklerinde kurulu olan İlçemizin; yüzölçümü 741 Km. kare olup, denizden yüksekliği 830 metredir. İl Merkezine 52. Km. mesafesi olan İlçemizin yıllık ortalama sıcaklığı 11 C. derecedir. Ortalama yağış miktarı ise 410 mm.dir.
İlçemize kara iklimi hakim olup, tabi bitki örtüsünü bozkırlar teşkil eder. Akarsuları Kızılırmak ve Sulakyurt Çayı’dır.

Kastamonu İlinin Tarihi ve Turistik Yerleri

kastamonu-tarihi-turistik-yerler
Eski bir yerleşim merkezi olan Kastamonu il merkezi ve ilçelerinde bir çok eski eser ziyarete açıktır. Belli başlıları Araç, Taşköprü, Küre, Abana ilçeleri sit alanı kapsamındadır. Taşköprü'de Zımbıllı Tepe (Pompeipolis), İnebolu'da Abeş Kalesi, Geriş Tepesi, Çatalzeytin'de Ginolu Koyu, Cide İlçesinde Gideros Koyu arkeolojik sit alanıdır.
İLÇELER:
Kastamonu ilinin ilçeleri; Abana, Ağlı, Araç, Azdavay, Bozkurt, Cide, Çatalzeytin, Daday, Devrekani, Doğanyurt, Hanönü, İhsangazi, İnebolu, Küre, Pınarbaşı, Seydiler, Şenpazar, Taşköprü ve Tosya'dır.

Araç: İl merkezine 44 km uzaklıkta bulunan ilçe Kastamonu - Karabük karayolu üzerindedir.
Cide: İl merkezine uzaklığı 146 km.dir. 12 km kumsalı olan Cide, konumu gereği tarih boyunca İpek Yolu üzerinde önemli bir liman olma özelliğini sürdürmüştür.
Daday: İl merkezine uzaklığı 32 km. dir. Atatürk 23 - 31 Ağustos 1925'te "Şapka ve Kıyafet İnkılabı" dolayısıyla Kastamonu'ya geldiğinde ilçeyi ziyaret etmiş ve Köpekçioğlu Konağında misafir edilmiştir.
Devrekani: İl merkezine uzaklığı 29 km.dir. Eski bir yerleşim merkezi olan Devrekani höyük ve harabeleri, çeşme ve camileri ile arkeolojik yönden zengindir. 23 - 31 Ağustos 1925 Kastamonu ziyaretlerinde Atatürk 28 Ağustosta ilçeyi ziyaret etmiş, Bozkocatepe - Kurukavak Köyünde ormanlık bir alanda bulunan Müftüoğlu Mehmet Bey'in çiftliğinde misafir edilmiştir.
Hanönü: İl merkezine uzaklığı 69 km. dir. Kastamonu' nun en önemli yatırlarından, türbesi şehir merkezinde bulunan Şeyh Şaban-ı Veli İlçenin Çındar Köyünde M.1471 yılında doğmuştur. İlçede Mayıs ayı ilk haftasında "Şeyh Şaban-ı Veli Anma Haftası" Ekim ayının ilk haftası Panayır düzenlenmektedir.
İhsangazi: İl merkezine uzaklığı 37 km. dir. İlçenin İsalar Mahallesinde bulunan Haraçoğlu Camii ve Türbesi tarihi ziyaret yeridir.
İnebolu: İl merkezine 97 km uzaklıktadır. İlçe merkezi kentsel sit alanıdır. 347 tescilli yapı bulunmaktadır. Abeş Tepesi ve Geriş Tepesi Arkeolojik Sit Alanı olarak tescillidir.
Küre: İl merkezine uzaklığı 61 km.dir. İlçede bulunan Doğanlar Kalesi M.Ö. 1700 - 1100 yıllarında yapılmıştır. Küre orman içi yayla turizmi için elverişli ve tabii güzellikleri olan bir ilçedir. Yaralıgöz Dağı eteklerindeki kanyon görülmeye değerdir.
Pınarbaşı: İl merkezine 92 km uzaklıktadır. Ilıca köyünde bulunan Roma Dönemi "Ayazma" da ılık su hala mevcuttur. Aynı köyde Devrekani Çayı üzerinde şelale görülmeye değer yerlerdir. İlçenin Sümenler Köyü sınırları içinde Sorkun yaylası yakınında bulunan dağlık alanda Ilgarini Mağarası turizm için önemli bir potansiyel arz etmektedir.

GEZİLECEK YERLER

Müzeler ve Örenyerleri

Müzeler
Arkeoloji Müzesi
Adres: İsfendiyarbey Mah. Cumhuriyet Cad. No:6 - Kastamonu
Tel: (366) 214 54 56

Etnografya Müzesi
Adres: Hepkebirler Mah. Sakarya Cad. - Kastamonu
Tel: (366) 214 01 49

Kaleler
Kastamonu Kalesi
Kentin görkemli anıtlarından olan Kalenin ilk kez Bizans döneminde yapıldığı düşünülmektedir. Sağlam olan iç kalenin temel kısmı Bizans, üst bölüm Candaroğulları dönemine aittir.
Zımbıllı Tepe Höyüğü (Pompeipolis)
Taşköprü ilçe merkezi yakınındaki bulunan bu antik kent M.Ö. 64 yılında Romalılar tarafından Paphlagonia eyaletinin merkezi olarak kurulmuştur. Yapılan arkeolojik kazılarda birçok eser ve mozaikler ortaya çıkarılmıştır.

Cami ve Külliyeler
Atabey Camisi
Kent merkezindeki bu cami, 1273'te Candaroğulları döneminde yapılmıştır. Kapıdan mihraba doğru uzanan ahşap sütunlar nedeniyle halk arasında 140 direkli diye bilinen yapının kesme taştan kısa minaresi Selçuk dönemi özelliklerini taşımaktadır.

İbni Neccar Camisi
Kent merkezinde bulunan bu cami 1353 yılında yaptırılmıştır ve çeşitli onarım ve eklerle günümüze gelmiştir. Sivri kemer içindeki kapısı ahşap oymacılığının güzel örneklerindendir.

Mahmut Bey Camisi
Kent merkezinin 20 km. kuzeybatısında Kasaba Köyündedir. Selçuklu ve Beylikler dönemi ahşap camiler geleneğinin güzel örneklerindendir. 1388'de Candaroğlu Mahmut Bey tarafından yaptırılmıştır. Ahşap kapı kanatları eski yazı ve bitkisel motiflerle süslüdür. Düz ahşap üzerine renkli boya ile yapılan kalem işleri de çok başarılıdır.

İsmail Bey Külliyesi
Candaroğlu İsmail Bey (1443-1480) Kastamonu'da 1451 yılında cami, türbe, hamam, medrese, imaretten oluşan bir külliye yaptırmıştır. Türbenin ön yüzündeki taş işçiliği ilginçtir.

Hanlar
İsmail Bey Hanı (Kurşunlu Han)
Kastamonu'da, Aktarlar Çarşısında bulunan bu hanın kuzey ve güneyinde olmak üzere iki kapısı vardır.

Deve Hanı
Kastamonu'da, İsmail Bey Külliyesi arkasındadır. İsmail Bey'in vakfiyesinde külliye ile birlikte inşa edildiği yazılıdır. Yapının ön yüzü kesme taş, yan duvarları moloz taştan yapılmıştır.

Urgan Hanı
Kastamonu'da, Nasrullah Camisi yanında bulunan Urgan Hanı, 1748 yılında yaptırılmıştır.

Gökçeağaç Hanı
Hanönü ilçe merkezinde bulunan bu hanın Jüstinyen zamanında kilise olarak yapıldığı, daha sonra Türkler tarafından kervansaray olarak kullanıldığı ileri sürülmektedir.

Kastamonu Evleri
İl merkezinin Akmescit, Hepkebirler, Atabey ve İsmailbey mahallelerinde özgünlüğünü yitirmemiş, geleneksel Türk evi ve yakın dönem Osmanlı sivil mimarisi örnekleri bulunmaktadır.Bu tür geleneksel evleri, il merkezindeki kadar yoğun olmamakla birlikte, Taşköprü, Küre, İnebolu, Araç ve Abana gibi ilçelerin eski mahallelerinde de görmek mümkündür.

Plajlar
Kastamonu'da arkeolojik ve tabii sit alanı doğal güzelliğe sahip Cide Gideros Koyu, Cide İlçesi Plajı, Merkez, Kumluca, Akbayır Köyü Kumsalı , Doğanyurt'da Kadınlar Plajı, İnebolu'da Boyranaltı Plajı, Gemiciler Köyü Plajı, Bozkurt'da, Yakaören (İlişi) Köyü Plajı, Abana'da Halk Plajı, Tatil Köyü Plajı ve Çatalzeytin'de Ginolu Plajı Tabii Sit Alanı bulunmaktadır.

Milli Parklar ve Korunan Alanlar
Ilgaz Dağı Milli Parkı
Küre Dağları Milli Parkı
Kastamonu Tabiat Anıtları

Mağaralar
Pınarbaşı ilçesinde Ilgarini (Ilvarini) Mağarası , Küre ilçesinde Sarpunalınca Mağarası , Şenpazar ilçesinde Kuyluç Mağarası görülmeye değer mağaralardır.

Yaylalar
Kastamonu'nun Araç İlçesinde Munay, Fındıklı, Sıragömü,Kirazlı, Başköy Yaylaları; Daday İlçesinde Oluklu Yaylası; Azdavay İlçesinde Suğla yaylası; Küre İlçesinde, Belören yaylası; Tosya İlçesinde Kösem yaylası, Dipsizgöl, Yeşil göl, Sekiler Yaylası bulunmaktadır.

Kuş Gözlem Alanı
Ilgaz Dağları

Sportif Faaliyetler
Kayak Merkezi: Kastamonu ve Çankırı il sınırlarında kalan Ilgaz Dağında kayak tesisleri bulunmaktadır.

Atlı Doğa Yürüyüşü: Daday'da buluan At çiftliğinde Atlı Doğa Yürüyüşü yapılmaktadır. Araç yaylaları atlı doğa yürüyüşü için son derece elverişlidir.

Avcılık: Taşköprü Koyguncu- Bağdemci, Donalar-Dereköy hattı, Küre Belören köyü-Kirazcık-İmamoğlu-Alasökü-Şehirören hattı, Elekdağı-Oymaağaç-Sökü-Bademçambaşı-Paşa-Gündoğdu hattı av turizmine müsait alanlardır. Çatalzeytin İlçe ve köylerinde domuz sürek avı yapılmaktadır. Ayrıca Devrekani ilçesindeki Beyler Barajı, Daday ilçesindeki Yumurtacı Göleti balık avcılığına müsaittir.

Gençlik Kampları: Kastamonu'da Turizm Bakanlığı Turizm Eğitim Merkezi bulunmaktadır.

COĞRAFYA
Kastamonu ili, kuzeyde Karadeniz sahiline paralel olarak yükselen Küre (İsfendiyar) Dağları, güneyde güneybatı-kuzeydoğu yönünde uzanan Ilgaz Dağları ile dağlık bir bölge konumundadır.
İlin en yüksek noktası Ilgaz Dağları üzerindeki Hacet Tepesidir (2 565 m.). En önemli vadileri, Daday ve Taşköprü ovalarını içine alan Gökırmak ile Devrez vadileri olup; Araç ve Devrekani çayları, Gökırmak ve Devrez Çayı ilin önemli akarsularıdır. Zonguldak ve Sinop'u birbirine bağlayan 135 km. uzunluğundaki kıyı şeridi ile de Karadeniz sahilinde yer almaktadır.
İl sınırı içinde iklim iki farklı özellik gösterir. Sahil boyunca bol yağışlı ve ılıman bir iklim, iç kesimlerde ise soğuk ve kurak karasal iklim hakimdir.

TARİHÇE
Kastamonu ve çevresinde ele geçen buluntular, ilk yerleşimin Paleolitik Döneme dayandığını göstermektedir. Yöreye daha sonra Hititler, Persler, Makedonlar, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular, Çobanoğulları, Candaroğulları ve Osmanlılar hakim olmuşlardır.

NE YENİR?
Kastamonu ili zengin bir mutfağa sahiptir. Her pazar fırınlarda pastırmalı ekmek veya etli ekmek yaptırılır.
Tarhana çorbası, ana-kız çorbası, ecevit çorbası, külbastı, mıklama, kapatma, kavurma, erişte, köle hamuru, banduma, kaygana, cırık, biryan kebabı, mantı, haluçka, simit tiriti, mısır çöreği, baklava, kaşık helvası, pekmezli un helvası, çekme helva, hasüde yörenin sevilen yemek ve tatlılarındandır.

Kastamonu'dan Yemek tarifleri

Kızılcık tarhana çorbası
Malzemeler:
5 yemek kaşığı kızılcık tarhana
1 adet soğan
5 diş sarımsak
1/2 yemek kaşığı margarin
tuz
Tarhananın Yapılışı: Ağaç dalında yumuşamış kızılcıklar çekirdeklerinden ayrılır unla birlikte yoğrulur güneşte kurutulur. Daha sonra bu parçalar ufalanır.
Hazırlanışı: Soğan ince ince doğranır. Bir tencerede yağ eritilir ve soğanlar pembeleşene kadar kavrulur. 4 su bardağı su, tarana ve tuz ilave edilir. Karıştırarak pişirilir. İndirmeye yakın dövülmüş sarımsaklar ilave edilir, bir iki taşım daha kaynatılır. Sıcak servis edilir.

Pırasa dolması
Malzemeler:
1 kg pırasa
2 adet soğan
250 gr kıyma
2 yemek kaşığı pirinç
2 adet yumurta
1 limon
1 yemek kaşığı salça
1 yemek kaşığı sıvıyağ
maydanoz, tuz, karabiber
Hazırlanışı: Pırasaların kalın beyaz kısımları 6 cm boyunda yeşil kısma kadar kesilir. Yıkanır ve az su ile biraz haşlanır, süzülür. Etli dolma içi hazırlanır. Pırasaların her katı açılır ve dolma içi ile doldurulur. Su ve yağ ilave edip orta hararetli ateşte pişirilir. Ocaktan indirmeye yakın yumurta sarısı ve limon suyu ile hazırlanan terbiye karıştıra karıştıra yemeğe ilave edilir. Bir taşım daha kaynatılır, servis edilir.

Pirinçli mantı
Malzemeler:
2 su bardağı un
1 su bardağı su
1.5 su bardağı et suyu
İç malzemesi:
1 su bardağı pirinç
1/2 demet maydanoz
1 adet soğan
1/2 su bardağı su
1/2 çay bardağı sıvıyağ
tuz karabiber
Hazırlanışı: Un tuz su yoğrularak çok sert bir hamur yapılır. Diğer tarafta soğan küçük küçük doğranır, yağda pembeleşene kadar kavrulur. Pirinçler ilave edilir ve bir iki dakika daha kavrulur. Su tuz karabiber eklenir ve suyunu çekene kadar pişirilir. Ateşten aldıktan sonra maydanoz ilave edilir. Hamur açılır küçük kareler halinde kesilir. Ortalarına iç malzemesi konur. Karelerin dört kenarından tutarak ortada birleştirilir. 200 dereceye ayarlanmış fırında 50 dakika pişirilir. Üzerine 1.5 su bardağı et suyu dökülür, sade veya yoğurtla birlikte servis edilir.

NE ALINIR?
Yöresel dokumalar, yalnızca tırnak ile ve pamuk ipliği kullanılarak değişik motiflerin yapıldığı çarşaf bağları, oyalar, baskı tekniği ile bezenen havlu ve masa örtüsü gibi malzemeler, ağaç oyma işleri, saz ve bağlama gibi müzik aletleri, söğüt ağacından yapılan gazetelik, şeker kutusu, ekmek sepeti gibi eşyalar, çeşitli ağaçlardan yapılan tespihler, şimşir çatal-kaşıklar, Tosya çakıları ve bakır işleri yöreden alınabilecek özgün hediyelik eşyalardır.
Alışveriş merkezleri Nasrullah Meydanı, Belediye Caddesi ve Banka Sokakta yoğunlaşmıştır. İplikçiler Çarşısında yöresel dokuma ve hediyelik eşyalar bulmak mümkündür.

YAPMADAN DÖNME
Arkeoloji ve Etnografya Müzesi ve Kale'yi gezmeden,
Hükümet Konağı, Zınbıllı Tepe, Nasrullah Kadı Külliyesi, Yakup Ağa Külliyesi, İsmail Bey Külliyesi, Dokuma Atölyesi ve El Sanatları Atölyesi'ni görmeden,
Etli - Pastırmalı Ekmek, Biryan, Çekme Helvası yemeden,
Yöresel Dokuma ve Yöresel El Sanatları Ürünleri'nden almadan,
23 - 31 Ağustos Şapka ve Kıyafet İnkılabı Etkinlikleri, Mayıs ayı ilk haftası "Şeyh Şaban-ı Veli ve Kastamonu Evliyalarını Anma Haftası" ve İlçe Panayırları etkinliklerine katılmamadan...Dönmeyin.

Kastamonu Dokuma El Sanatları

Kastamonu ve yöresi geleneksel el sanatları yönünden çeşitlilik ve zenginlik gösterir.Her ne kadar son yıllarda şehirlere sürekli göçler , teknolojik gelişmeler , hızlı ve ucuz üretim el sanatlarının giderek azalmasına karşın yine de Kastamonu ve çevresinde geleneksel el sanatlarının yaşadığını görmekteyiz.İşte bunlardan birkaçı:
Kastamonu ve İlçelerinin en yaygın gelir getirici olan el sanatı Çarşaf Bağı özellikle yerli dokuma "sarı kıvrak" yatak çarşaflarının iki uzun kenarına veya dört kenarına pamuk ipliğinden alet kullanılmaksızın kadınların parmak uçları tırnakları marifetiyle düğümler atılarak yapılan süslemelerdir.
Cide,Şenpazar,Küre,Azdavay,Pınarbaşı ilçelerinde keten dokumalarına rastlanılmaktadır. üz ve renkli dokuma olarak yatak çarşafı,en böze (kadın iş önlüğü,başörtüsü.peşkir, göynek) dokumalarına sık olmasa da rastlanmaktadır. Tosya ilçemizdeki tela imali giyim sektörünün ihtiyacı için yaşamaktadır.Düz, beyaz tiftikten iç kuşağı ve renkli üç dilim kuşağı, hamam kesesi Türkiye çapında aranmaktadır.
Kastamonu Merkez , Daday ve Devrekani ilçelerinde düz beyaz patiska bez üzerine , ıhlamur ağacı üzerine elle oyma veya kabartma olarak yapılmış bitkisel , geometrik motif işli , değişik boyutlarda ki ahşap kalıpların özel hazırlanmış tek renkli boyaya batırılıp basılması suretiyle Sofra Bezi "sini bezi" yapılmaktadır.

Kayseri İlinin Tarihi ve Turistik Yerleri

kayseri_ilinin_tarihi_turistik_yerleri
Orta Anadolu’nun ticâret ve sanâyi merkezi, kara ile demiryollarının kavşak noktası olan Kayseri tabiî güzellikleri yanında çok zengin târihî eserlere sâhiptir. Çok eski bir yerleşim merkezi olduğundan pekçok târihî eser ve yeri vardır. Bunların en önemlileri Selçuklu veOsmanlı devrine âit olanlardır. Selçuklu eserleri Konya’dan sonra en çok Kayseri’dedir. Selçuklu ve Osmanlı devri eserleri görülmeye değer güzellikte birer sanat şâheserleridir.

Önemlilerinden bâzıları:

Kayseri Kalesi: Beşinci asırda Bizans İmparatoru Justinianus yaptırmıştır. Birçok harpte zarar gören kale Birinci Alâeddîn Keykubâd zamânında tâmir edilmiştir. Daha sonra Karamanoğlu ve Osmanlılar devrinde tâmir edilerek kullanılmıştır. İç ve dış kaleden meydana gelmiş ise de bugün dış kale çok harab vaziyettedir. İç kale dörtgen plânlı 195 burçludur. Doğuda güneyde ve kuzeyde olmak üzere üç kapısı vardır.

Zamantı Kalesi: Pınarbaşı yakınındadır.

Şahmelik Kalesi: Develi ilçesinin Şahmelik köyü yakınlarındadır. Romalılar döneminde yapılan kale, Bizanslılar tarafından da kullanılmıştır. Günümüzde harab vaziyettedir.

Yeşilhisar Kalesi: Adıyla anılan ilçededir.

Develi Kalesi: Develi ilçesinin batısında sarp kaya üzerine yapılmıştır. Harab vaziyettedir.

Hunad Hâtun Külliyesi: Anadolu Selçukluları devrinde yapılan ilk külliyelerdendir. 1238’de Birinci Keykubad’ın eşi Mahperi Hunad Hâtun tarafından yaptırılmıştır. Külliye, câmi, medrese, türbe ve hamamdan meydana gelmiştir. Câmi minâresizdir. Minâresi ve büyük kubbe de İkinci Abdülhamîd Han zamanında yaptırılmıştır. Külliye, taş işçiliği şâheseridir. Hamam 1968’de Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından tâmir ettirilmiştir.

Kölük Câmii ve Medresesi: On üçüncü asır Selçuklu eseridir. 1205 senesinde Selçuklu kumandanlarından Mazaffereddîn Mahmûd’un kızı Atsız Elti Hâtun yaptırmıştır. 1335’te depremden zarar gören yapıyı Kölük Şemseddîn tâmir ettirdiği için onun ismi ile anılmaktadır. Câminin mihrabı ve çinileri çok meşhurdur. Medrese iki katlıdır.

Hacı Kılıç Câmii ve Medresesi: Selçuklu vezirlerinden Ebû Kâsım Ali Tûsî 1242-1249 arasında yaptırmıştır. Câmi ve medresenin giriş kapıları nefis taş işçiliğinin güzel örneklerindendir. Câmi dışardan kale gibi gözükür. Sarı ve siyah taştan yapılmıştır.

Ulu Câmi: On ikinci asır Selçuklu eserlerindendir. 1135’te yapılan eser 1,5 m toprağa gömülüdür. Melih Mehmed Gâzi tarafından yaptırılmıştır. Çeşitli zamanlarda tâmir gören eser ilk orjinal yapı özelliğini kaybetmiştir. Yanında türbe ve medrese vardır. En eski Türk eserlerinden ve Anadolu’daki ilk Türk câmilerinden olup, minâresi Türkiye’nin en uzun minârelerindendir. On sekizinci asrın sonlarında Reîsülküttâb Râşit Efendi yanına bir kütüphâne yaptırmıştır. Çok değerli yazma eserleri vardır.

Kurşunlu Câmi: 1585’te yapılmıştır. Osmanlı devrine âittir. Asıl ismi Hacı Ahmed Paşa Câmiidir. Mîmar Sinan’ın eserleri arasında yer almaktadır. Hacı Ahmed Paşa, kaptân-ı deryâ idi. Kubbesi kurşundan olduğu için bu isim verilmiştir. Câmi külliyesinde kervansaray aşhâne, paşa odaları, medrese odaları ve şadırvan vardır.

Fâtih Sultan Mehmed Câmii: 1478’de Fâtih Sultan Mehmed tarafından yaptırılmıştır. Kale içinde olduğundan Kale Câmii olarak da bilinir.

Lalapaşa Câmii: Muslihiddîn Paşa tarafından 1308’de yaptırılmıştır. Lâle Câmii de denir. Minberi eşi bulunmaz bir şâheserdir. Sultan İkinci Abdülhamîd Hanın hediye ettiği muhâfazada sakal-ı şerîf bulunmaktadır.

Ulu Câmi: Bünyan ilçesindedir. 1256’da Kaluyan bin Karabuda tarafından yaptırılmıştır. Taç kapının kitâbe ve süslemeleri çok güzeldir. Kesme taş duvarları ile kale görünümündedir.

Develi Ulu Câmi: Develi ilçesindedir. 1281’de Göçer Araslan ve eşi Saad tarafından yaptırılmıştır. Mihrabı çok süslüdür.

Avgunlu Medresesi: On üçüncü asırda yapılmıştır. Medrese, Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından yeniden restore edilmiştir.

Sâhibiye Medresesi: 1267’de Selçuklu vezirlerinden Sâhip Ata yaptırmıştır. Kapısını çevreleyen geometrik işlemeler Selçuklu taş işçiliğinin en güzel örneklerindendir.

Köşk Medrese: 1341’de Alâeddîn Eratna tarafından yaptırılmıştır. Kesme taştandır. Avlunun ortasında bir türbe vardır. Türbede Alâeddîn Eratna ve hanımı gömülüdür.

Hâtuniye Medresesi: 1432’de Dulkadiroğullarından Nâsıreddîn Mehmed bin Halil tarafından yaptırılmıştır. Kapısının yanında sivri kemerli iki güzel çeşme vardır.

Çifte Medrese(Şifaiye Gıyâsiye Medresesi): Biri medrese biri hastâne olmak üzere, bitişik iki yapıdan meydana gelmiştir. Dünyada ilk tıp fakültesidir. 1205’te Selçuklu Sultanı Gıyâseddîn Keyhüsrev kız kardeşi Gevher Nesibe Sultan adına vasiyeti üzerine vakıf olarak yaptırmıştır. Kapısı ince işlemeleri ile Selçuklu taş işçiliğinin ilginç örneklerindendir. Hastâne kısmının duvarına bitişik Gevher Nesibe Sultan Türbesi vardır.

Keykubadiye Sarayları: Alâeddin Keykubâd’ın 1224’te yaptırdığı yazlık binâlardır. Küçük bir gölün kıyısında üç köşkten meydana gelmiştir.

Sultan Hanı: Kayseri-Sivas yolunda, Palaş köyündedir. Kitâbesinden 1236’da yapıldığı anlaşılmaktadır. Avlusunda kare plânlı köşk mescid vardır. Konya Sultan Hanından daha büyüktür.

Tekgöz Köprüsü: Kayseri-Ankara yolunda Kızılırmak üzerindedir. Kitâbesinden 1203’te Rükneddîn Süleymân tarafından yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Uzunluğu 120 m genişliği 27 metredir.

Çokgöz Köprüsü: Kayseri-Yozgat yolunda, kızılırmak üzerindedir. On üçüncü asırda yapılmıştır. Değişik ebatlarda on beş gözden meydana gelmiştir. Yapılan tâmirler yüzünden orijinal yapısı kaybolmuştur.

Karatay Hanı: Kayseri-Malatya yolundadır. Atabey Emir Celâleddîn tarafından 1240 senesinde yaptırılmıştır. Bezemeli kapısı çok güzeldir.

Çifte Kümbet: 1247’de Sultan Birinci Keykubad, eşi Melîke Âdile için yaptırmıştır. Sivas Caddesi üzerindedir. Kare kaide üstünde sekizgen gövdeli kümbetin pramit külahı yıkılmıştır.

Döner Kümbet: Kayseri-Talas arasındadır. 1276 senesinde BirinciAlâeddîn Keykubâd’ın kızı Şah Cihan Hâtun için yapılmıştır. 12 köşeli olup, üstü koni biçiminde bir külah ile örtülüdür. Sarımsı kesme taştan yapılmıştır. Bitki motifleri ve geometrik motiflerle süslüdür. Kümbete iki yönlü dar bir merdivenle çıkılır.

Melik Gâzi Türbesi: Pınarbaşı ilçesine bağlı Melik Gâzi köyündedir. On ikinci asırda yapılmıştır. İki katlı olup, alt katta lahid odası, üst katta ise sandukaların bulunduğu oda vardır. Türbenin dış yüzü tuğlalarla kaplıdır. Tuğlalar geometrik desenler biçiminde dizilerek güzel bir görünüm kazandırılmıştır.

Eski eserler: Kayseri’nin 20 km kuzeydoğusunda bulunan Kültepe, Hitit ve Asurlulara âit 4000 senelik bir yerleşim merkezidir. Eski adı “Kaniş” (Kaneş) idi. Kazılarda binlerce tablet bulunmuştur. Bu antik şehrin kalıntıları da vardır. Asurlu tüccarların bir kolonisiydi. Burada bronz ve bakır çağ devirlerine âit eserler de bulunmuştur. Karum: Kültepe yakınlarında eski bir Hitit ve Asur kenti kalıntısıdır. Erkilet: Hititlere âit bir kentin harâbeleridir. Soğanlı Harâbeleri: Roma devrine âit kiliseler vardır. Bu harâbeler Erdemli, Doğanlı, Araplı ve Göreme’dekilerle aynı özelliği taşır. Başköy’deki büyük kiliseye yer altı kanalları ile bağlıdır. Hepsi fresklerle süslüdür. Kayabaşı Mağaraları: Bünyan ilçesi yakınında olup, ilk çağlara âit sanat izleri bulunur. Roma Mezarı: Sahabiye Medresesi yanında M.Ö. üçüncü asra ve Romalılara âit bir mezardır. Fraktın Yazılı Kabartmalar: Develi ilçesi Fraktın köyü yakınında kayalar üzerinde Hititlere âit yazı ve resimlerdir. İmamkullu Kabartmaları: Develi ilçesinin İmamkullu köyü yakınındadır. Büyük bir kaya (Şimşek Kaya) üzerine yazılmış hiyeroglif yazılar ve kabartma resimler Hititlere âittir. Yemliha Kartalı: Kayseri müzesinde bir Hitit eseridir. Yekpâre granit taştan yapılmıştır. 2 metre 20 cm yükseklikte ve 4 ton ağırlıktadır.

Tabiî güzellikler:

Kayseri’de tabiî güzelliği ile meşhur pekçok mesire yeri vardır. Başlıca mesire yerleri şunlardır:

Erciyes Dağı: Zirvesi devamlı karla örtülü ve İç Anadolu’nun en yüksek dağı olan Erciyes Dağı ve eteklerinde manzarası ve tabiî güzelliği fevkalâde olan mesire yerleri vardır. Ayrıca dağ, kayak sporlarına müsâittir. Erciyes ve Tekir yaylası kış aylarında dağcılık ve kış sporları merkezi özelliğini taşırken, yaz aylarında ideal bir dinlenme yeridir. Çeşitli tesisler, yüzme havuzu, telesiyej yanında dağ evi vardır. Uludağ’dan sonra Türkiye’nin en büyük kış sporları merkezidir. Bağlar: Merkez ilçe ile Erkilet, Gesi, Talas ve Hisarcık arasındadır. Boğaz Köprü: İl merkezinin batısında 20 km mesâfede bulunan bu mesire yeri Karasu yanındadır. Gesi: Tabii bir dinlenme, yeridir. Bağları türkülere konu olmuştur. Talas: Şehre 7 km mesâfededir. Hisarcık: Park ve yüzme havuzu vardır. Dağ evi, su, yeşillik, güneş ve devamlı rüzgâr ile eşsiz bir mesire yeridir. Hisarcık, dağ evine gitmek isteyenlerin geçtiği bir mesire yeridir. Mimar Sinan Parkı ile İnönü Parkı: Şehrin içindedir. Geniş bir sahaya yayılmıştır.

Kapuzbaşı Şelâlesi: Kayseri’ye 170 km mesâfede, ilin güney sınırındadır. Torosların Hacer bölgesinde, yüksekliği yer yer 70 ilâ 150 metreyi bulan kayalardan çıkıp aynı adlı bir çayı meydana getiren şelâleler, Kayseri ve civârının en önemli tabiat harikalarından birisidir. Bir vâdide yükselen kayalıklara eski Türkçede “kapuz” adı verildiği için şelâleler bu adla anılmaktadır. Türklerin bahar mevsiminde buraya gelip şelâlelerin başında kopuz çaldıkları için bu adı aldığını nakledenler de vardır. Yedi ayrı kaynaktan çıkan sular, meydana getirdikleri şelâleler ile seyredenleri âdeta büyülemektedir.

Kaplıca ve içmeleri:

Kayseri ili içme ve kaplıca bakımından oldukça zengindir. Önemli ve meşhur kaplıcaları şunlardır:

Bayramhacı Kaplıcası: Kayseri’ye 80 km uzaklıkta Bayramhacı köyü yakınlarındadır. Romatizmal rahatsızlıklara, gut hastalığına ve dolaşım sistemi rahatsızlıklarında faydalıdır. İçme kürleri karaciğer ve safrakesesi hastalıklarına iyi gelir. Kaplıca yanında tesisleri vardır.

Yeşilhisar İçmesi: Yeşilhisar ilçesine 11 km uzaklıkta, Kayseri-Niğde yolu üzerindedir. Mîde ve barsak rahatsızlıklarına faydalıdır. Kaplıca yanında tesisleri vardır.

Tekgöz Kaplıcası: Yemliha köyündedir. Çok eski zamanlardan beri kullanılan bu kaplıca nevralji, yarım felç, kırık ve çıkık ile kadın hastalıklarına iyi gelmektedir.

Hasanarpa Mâden Suyu: İl merkezine 12 km uzaklıkta Hasanarpa köyündedir. Mîde, karaciğer ve böbrek hastalıklarına iyi gelir.

16 Ağustos 2012 Perşembe

Karaman İlinin Tarihi ve Turistk Yerleri

karaman-tarihi-turistik-yerler
Karaman, İç Anadolu Bölgesi'nin güneyinde, Konya-İçel-Antalya illeri arasında bulunan önemli bir ticaret, kültür ve sanat merkezidir. M.Ö.8000'lerden itibaren iskan edilen Karaman ve yöresi, yeraltı şehirleri, mağaraları, inanç merkezleri gibi turistik çekiciliklerinin yanı sıra yaylaları ve doğal güzellikleri, zengin el sanatları örnekleri ile de ziyaretçileri büyülemektedir.

İLÇELER:
Karaman (merkez), Ayrancı, Ermenek, Kâzımkarabekir.
Ayrancı: Ayrancı, tarihte Hititlerin sınırları içinde, daha sonra da Asurlular Krallığının toprakları arasında bulunmuştur. Toroslara kadar uzanan vadi üzerinde 12 köprü bulunmaktadır. Yapı tarzları Osmanlı mimarisinin izlerini taşımaktadır.
Başyayla: İlçe, Orta Torosların eteklerinde bir vadi içerisinde kurulmuş yeşil ve şirin bir beldemizdir. İlçede el değmemiş tarihi ve turistik değerler, önemli yayla ve mesire yerleri mevcuttur. Bunların en önemlileri Tozmugar ve Dibekli yaylalarıdır. Tozmugar'daki mağarada sarkıt ve dikitler mevcut olup, mağaraya ayrı bir güzellik katmaktadır.
Ermenek: Ermenek tarihte ilk yerleşimin görüldüğü yerlerden birisidir. Meraspolis Mağarası, ikizin Hitit kabartması, Lahit ve Heykeller, Görmel Köprüsü, Ermenek Kalesi, Mennan Kalesi, Tol Medresesi ve Zeyve Pazarı ile Ermenek turizm açısından zengin ilçelerden  birisidir.
Kazımkarabekir: Konya ile Karaman arasında bir geçit yeri olan Kâzımkarabekir tarihi araştırmalardan elde edilen sonuçlara göre Hititlere kadar uzanan çağlar boyu çeşitli medeniyetlere beşiklik etmiştir. Romalılar tarafından bir üs olarak kullanılmıştır.
Sarıveliler: Turcalar ve Küçükkarapınar köylerinin birleşmesiyle 1967 yılında kasaba olmuş, 1989 yılında da ilçe olmuştur. İlçenin Romalılar devrinde kurulmuş olabileceği tahmin edilmektedir. İlçe, yeşillikler arasında serpiştirilmiş evleri ve genişçe bir saha üzerinde yayılmış durumda olup, görünüş itibariyle güzel ilçedir. Balı, kirazı, cevizi meşhurdur. Otlak ve meralarıyla tanınmış Barçın yaylası bu ilçededir.Hayvancılığa bağlı olarak Kilimcilik ve halıcılık da yapılmaktadır.

NASIL GİDİLİR?
Karayolu: Terminal kent merkezine yaklaşık 3 km. uzaklıktadır. Terminale belediye otobüsleri, dolmuş ve özel taksiler çalışmaktadır.
Otogar Tel:: (+90-338) 213 24 65
Demiryolu: Tren garı kent merkezine. 1 km. uzaklıktadır.
İstasyon Tel: (+90-338) 213 33 60
Havayolu: İl'de Havaalanı yoktur.
GEZİLECEK YERLER
Müzeler
Karaman Müzesi
Karaman Müzesi Karaman ve çevresindeki tarihi buluntuların sergilendiği müze, 1980 yılında şimdiki binasına taşınmıştır. Şehrin merkezinde, Hatuniye medresesinin arkasındadır. Müze iki katlıdır.
Adres: Hatuniye Med. Arkası - Karaman
Tel: (338) 213 15 36
Örenyerleri
Canhasan - Merkez - Alçatıköyü
Karadağ Binbir Kilisesi - Merkez -
Madenşehir / Üçkuyu Köyü
Kaleler
Karaman Kalesi: Selçuklular tarafından 12.yüzyılda inşa edilen Karaman Kalesi iç içe surdan ibarettir. Bunlardan dış kaleden çok az belirti vardır. (Eski hapishane civarı) Bu gün görkemli olarak iç kale ayakta durmaktadır. Karaman Kalesi ülkemizin en gösterişli ve ayakta kalabilen kalelerindendir.
Ermenek Kalesi: Kale sığınak, mesken ve zindan olarak kullanılmıştır. Kalede tabii mağaralar da bulunmaktadır. Karamanoğullarının ilk kalesidir. Ermenek'in kuzeyini baştan başa kaplayan büyük kayanın orta kısmında yer alır. Evliya Çelebi Seyahatnamesinin Ermenek ile ilgili bölümünde kaleyi anlatırken; "Göklere ser çekmiş kırmızı bir dağın ortasında Tanrı kudretiyle yapılmış bir kaledir. İbrete şayan, seyredilmesi Vahip bir Kale'dir. Mutlaka görülmeli ve seyredilmelidir. Ben karada ve denizde 18 padişahlık yer gezdim böyle bir kale görmedim." demektedir.

Mennan Kalesi: Ermenek'tedir. Mennan sığınılacak yer manasına gelir. Kale dik bir dağın üzerinde yalçın kayalarla inşa edilmiştir. Karamanoğulları bu kaleyi bir hileyle Osmanlı Gedik Ahmet Paşa'ya kaptırmasından sonra Pir Ahmet Beyin kendini intihar ettiği kale bu kaledir.
İlisıra Kalesi: Karaman'ın Yollarbaşı kasabasında, İmirme denen yerdedir. Eski Bizans devrine aittir. Kale kalıntılar şeklindedir. LYSTRA KALESİ olarak da bilinir. Civarında Bizanslılara ait bir kilise vardır.
Divle Kalesi: Karaman'ın Ayrancı ilçesinin Divle (Üç harman) köyündedir. Bir apartmanı andıran kale, çok katlı olup, yerleşim mağaralar içerisinde ve toplu mesken halindedir. Selçuklular , Karamanoğulları ve Osmanlılar zamanında daima faal olarak bulunmuştur.
Gaferiyet Kalesi: Kazımkarabekir ilçemizdedir. Gaferiyat eskiden bir kale ile çevrili iken, insanların kale duvarlarını yapı taşı olarak kullanmaları sonucu kale yok olup gitmiştir. Bugün yalnız bir giriş kapısı kalmıştır. Kapının kemerini 21 zıvanalı taş tutmaktadır.
Camiler ve Kiliseler

Aktekke Cami (Mader-i Mevlana Cami): İl merkezinde Karamanoğlu devrinde, tamamen kesme taş kullanılarak yapılmış, büyük tek kubbeli ve yüksek minareli camidir. Caminin içinde sol tarafta ayrılmış bölümde de Hz. Mevlana'nın annesi Mümine Hatun, torunlarına ve diğer yakınlarına ait sandukalar bulunmaktadır.
Yunus Emre Camii: İl merkezindeki Karamanoğlu devri eserlerinden olup merkezi kubbeli bir yapıdır. Cami içerisinde ünlü Türk düşünürü, Mutasavvıf Yunus Emre'nin kabri yer aldığı belirtilmektedir.
Binbir Kilise (Maden Şehri-Değle): Karaman'ın kuzeyinde, şehre 50 km. uzaklıkta, Karadağ eteklerindedir. Karadağ ve çevresinde çok sayıda kilise kalıntısı bulunduğundan yöredeki kiliselere topluca Binbir Kilise denilmiştir.
Derbe: Karaman'a 23 km. uzaklıktaki Ekinözü köyündedir. Derbe Kilisesinin Dünyada inşa edilen ilk kiliselerden birisi olduğu söylenmektedir. Bu kilise Efes'teki Meryemana Kilisesinden 13 yıl önce, M.S. 41 yılında yapılmıştır. Derbe, Hıristiyanların kutsal kitabı İncil'in 3 yerinde geçmektedir. Hıristiyanlar Derbe'yi ziyaret ederek dini inançlarına göre hacı olmaktadırlar.
Köprüler
Görmel Köprüsü: Karamanoğullarının bıraktığı en güzel eserlerdendir. Ermenek ilçemizdedir. İki büyük kemer üzerine inşa edilmiştir. Boyu 27 Metre, eni 4.70 metre. Karamanoğlu Mahmut Bey'in oğlu Halil Bey tarafından yaptırılmıştır.
Karaman Köprüsü: Ayrancı ilçemiz de olup, Karamanoğlu eserlerindendir.
Selavat Köprüsü: Karaman'ın Göçer köyünün Göksu civarındaki bahçelerinin yanında ve Göksu nehri üzerinde Karamanoğlu devrinde yapılmıştır. Boyu 15 metre, eni 3 metre olup, yüksekliği 12 metre civarındadır. İki sütun üzerine taştan yapılmıştır.
Ak Köprü: Yeşildere kasabasında, ibrala deresi üzerindedir. Karamanoğlu devrine aittir.
Alahan: Karaman'ın 40 km güneyindedir. 12. yüzyılda Selçuklular tarafından yaptırılmış büyük bir sultan hanıdır.
Mağaralar
Hışlayık Mağarası
Yeri: Karaman, Ayrancı İlçesi
Özellikleri: Mağaraya 26 m.lik dikey bir bacadan iniş yapılarak yeraltı nehrine ulaşılmaktadır. Mağara bir süre yüzey akışında bulunduktan sonra sifon yaparak kaybolmaktadır. Hala devam eden mağara bir çok sifon geçilmektedir.
Manazan Mağarası
Yeri: Karaman’ın Taşkale kasabası sınırları içerisindedir.
Özellikleri: Yeryüzünde mevcut ilk manastırdan biridir. Kayalara oyulmuş birçok tüneli, galerileri ve yüzlerce odaları bulunan ilginç bir yerdir. Üç katlıdır. Manazan mağarasında bir kattan diğerine çıkış benzeri görülmeyen merdivenleri tırmanmak suretiyle yapılır. Ülkemizde bir başka benzeri yoktur.
Meraspolis (Meraspulla) Mağarası
Yeri: Ermenek ilçesindedir.
Özellikleri: İki giriş kapısı vardır. Ermenek kalesinin altındadır. Mağarada bulunan yeraltı nehri şehrin ve civar kasabaların içme suyunu karşılamaktadır. Ayrıca uzun süre Ermenek’in ve bağlı köylerin elektrik ihtiyacını karşılamış olan hidroelektrik santralini çalıştıran suda da mağaradan çıkmıştır. Dünyanın üç büyük mağarasından biri olduğu yabancı uzmanlarca tespit edilmiştir

Yaylalar
İldeki yaylalar, genellikle ilkbaharda köylülerin hayvanlarını otlatmak amacıyla kullanılır. Suyu, temiz havası, yeşilliği, hayvanları otlatmaya elverişli olması ve Akdeniz'e bir geçiş bölgesi olması nedeniyle günübirlik olarak yerli ve yabancı turistlerin özellikle Ermenek bölgesindeki yaylaları trekking ve yeme içme ve doğal suyu ile etkin yöreler olduklarından piknik amacı ile de tercih edilmektedir.
Kuş Gözlem Alanı
Ereğli Sazlığı
İl: Konya, Karaman
İlçeler: Ereğli, Karapınar, Ayrancı
Yüzölçümü: 37000
Rakım: 998 m
Koruma: kısmen
Başlıca Özellikleri: tatlısu bataklığı, step

Kuş Türleri: Küçük karabatak (600 çift), ak pelikan (23 çift), tepeli pelikan (düzensiz olarak ürer), alaca balıkçıl (30 çift), erguvani balıkçıl (50 çift), çeltikçi (50 çift), kaşıkçı (20 çift), flamingo (300 çift), boz ördek (20 çift), yaz ördeği (5 çift), Macar ördeği (500 çift), paspaş patka (10 çift), dikkuyruk (50 çift), küçük kerkenez (20 çift), kılıçgaga (75 çift), bataklıkkırlangıcı(50 çift), büyük cılıbıt, mahmuzlu kızkuşu (20 çift) ve küçük sumru (60 çift) önemli sayılarda ürer.
COĞRAFYA
İç Anadolu bölgesinin güneyinde yer alır. Kuzeyinde Konya, güneyde Mersin doğuda Ereğli, Silifke, batıda Antalya ile komşudur. Deniz seviyesinden yüksekliği 1033 metredir. Karaman genelde ova görünümündedir. Son yıllarda yapılan gölet ve sulama kanalları ile tarıma daha bir canlılık getirmiştir. Ovada tahıl türleri ve sanayi bitkileri yetiştirilir.
Yazları sıcak ve kurak, kışları soğuk ve yağışlı geçer. Yıllık yağış ortalaması 350 mm. dir.
TARİHÇE
Karaman kentinin ilk kuruluş tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber yapılan arkeolojik kazılar neticesinde, önemli bir yerleşim bölgesi, ticaret ve kültür merkezi olduğuna dair belgeler bulunmuştur. Karaman ve çevresinin M.Ö.8000 yıllarında yerleşik iskana sahip olduğu ortaya konulmuştur. İl; Hititler zamanında bir askeri ve ticaret merkezi olmuş daha sonra Firigya ve Lidya’lıların egemenliğine geçmiş, M.Ö.322 de Yunan Kralı Perdikkos ve Filippos’un işgaline ve talanına uğramıştır. Karamanoğulları Anadolu Selçuklu Devletinin zayıflamasından ve yıkılmasından sonra bağımsızlıklarını ilan edip Karamanoğlu Devletini kurmuşlardır. Karamanoğulları devletinin başkenti olan Larende, Cumhuriyetin ilanından sonra Konya iline bağlı olarak Karaman adını almıştır.
NE YENİR?
Arabaşı, Toyga, paça, aşlık gibi çorba çeşitleri, cibe,batırık, yaprak ve köy dolmaları, keşkek ve bulamaç yörenin geleneksel yemekleri arasında sayılabilir.
Karaman'dan Yemek Tarifleri
Arabaşı Çorbası
Malzemeler:
Hindi veya tavuk
Tereyağ
Un
acı kuru biber (süs biberi).
Hazırlanışı: Arabaşı çorba ve hamuru olmak üzere iki bölümdür.
Çorbası: Büyükçe bir tavada tereyağı eritilir ve içine un koyarak rengi kahverengiye gelene kadar kavrulur. Diğer tarafta içinde kaynamış hindi veya tavuk suyu bulunan tencereye karıştırılarak dökülür. Acı süs biberi ilave edilir. Haşlanmış hindi veya tavuk eti ilave edilir ve özleşinceye kadar kaynatılır.
Hamuru: Bir kapta ılık suya un bulanır. Daha sonra su bulamaç, tencerede kaynayan suya yavaş yavaş dökülerek karıştırılır ve bir müddet pişirilir. Belli kıvama geldikten sonra tepsi veya sinilere ince olarak dökülür. Tahta kaşık ile alınan hamur tasa konan arabaşı çorbasına batırılarak hamur çorba suyu ile çiğnenmeden yutulur. Mide ve barsak tembelliğine çok iyi gelir. Kış aylarında sıkça yapılır.
Ciba Dolması
Malzemeler:
Pirinç veya bulgur
kıyma veya ciğer
maydanoz
yeşil biber
kuş üzümü
temiz koyun barsağı veya karnı
baharat, yağ, domates, salça.
Hazırlanışı: Yağ eritilir, soğan ve çok ince doğranmış biber yağda kavrulur, kıyma veya ciğer ilave edilerek karıştırılır. Maydanoz, salça, domates, kuş üzümü ve baharat ilave edilir. Daha önce temizlenerek hazırlanmış olan barsak veya karına doldurularak dikilir. Ateşte 60 dakika pişirilir. Sarımsaklı yoğurt ilave edilerek yenilir.
NE ALINIR?
Ağaç oyma işçiliği, marangozluk, mobilyacılık oldukça yaygındır. Ayrıca, bayanlar arasında nakış ve oya işçiliği de çok yaygındır. Dolayısıyla, halı (Taşkale, Şirvan, Koraş halısı) ve el sanatı ürünleri alınabilir.

YAPMADAN DÖNME
Binbir Kiliseyi, Aktekke Camini, Yunus Emre Camini ve Karaman Kalesini görmeden.
Karaman Müzesini gezmeden,
Zeyve Pazarı'nda alışveriş yapmadan,
...Dönmeyin.

Kars İlinin Tarihi ve Turistik Yerleri

kars-tarihi-turistik-yerler
HAVARİLER KİLİSESİ(KÜMBET CAMİİ KARS)
Kars Kalesi : Merkez kale veya iç Kale olarak anılır. Kaynaklar 12. Asırda Saltuklular tarafından yapılmış demekteyse de kalenin tarihi 10. asıra kadar inmektedir. Merkez kalede bulunan bir kitabeye göre 1152 yılında Sultan İzzettin'in emri ile veziri Firuz Akay tarafından yaptırılmıştır. Kaleyi 1386 yılında Timur yerle bir etmiş, 1579 yılında III Murat'ın emriyle Lala Mustafa Paşa yeniden yaptırmıştır. Bundan sonra 1616 ve 1636 yıllarında iki defa onarımdan geçen kaleye bazı yapılar eklenmiştir. Merkez kale dışında şehri çevreleyen dış kale'de 12. yüzyılda yapılmıştır. Dış kale çok tahrip olduğundan görülebilecek kalıntı kalmamıştır.

KARS KALESİ KARS ÇEVRESİNDE GÖRÜLEBİLECEK OLAN YERLER
OCAKLI (ANİ) : Tarihi kent Ani Kars’ın 48 kilometre doğusunda bulunur. Kentin doğusunda Ermenistan sınır çizgisini doğal olarak oluşturan Arpaçay Vadisi, batısında ise Alaçay Vadisi bulunur.
Ani şehrinin en parlak devri 10-11 yüzyıllarda olmuştur. Ani 1064 yılında Selçuklu Sultanı Alparslan tarafından Bizans’lılardan alınır ve Selçuklu soylarından olan Şeddat Oğullarından Menuçehr’in idari kontrolüne bırakılır.
1877-1878 Osmanlı-Rus harbinden sonra Ani Rus kontrolüne girer.
Ani şehrini saran surlar 972 yılında III Ashot tarafından yaptırılmıştır. Daha sonra 977-990 tarihleri arasında II Simbat tarafından doğu surlarıda eklenerek restore edilmiştir. 11 Yüzyılda Emir Menuçehr tarafından surlar yeniden güçlendirilmiş ve Selçuklu motifleriyle süslenmiştir. Kuzey surlarının uzunluğu 2500 metre, yüksekliği ise 8.10 metredir.



ANİ ŞEHRİNİ GİRİŞİNDEKİ SURLAR
Ani şehri içerisinde günümüze kadar kalmış tarihi eserlerden bazıları.
1. Ejderha kulesi: 12 Yüzyılda Selçuklular tarafından hastane olarak kullanılmış olup, Anadolu’nun en eski hastanesidir.
2. Menuçehr Camisi:1072 Yılında Ani Emiri Menuçehr tarafından yapılan cami, konumu ile dikkati çeker. Selçukluların Anadolu’da inşa ettikleri ilk camidir.
3. Selçuk Sarayı :Ani ören yerinin kuzeybatı ucunda yer almakta olup, oldukça görkemlidir.
4. Nakışlı Müzesi (Tigran Honentz Kilisesi):Bu yapı Tigran Honentz tarafından Arpaçay Vadisine bakan bir teras üzerine yapılmıştır.




NAKIŞLI MÜZESİ (TİGRAN HONETZ KİLİSESİ)

5. Keseli Müzesi (Kurtarıcı Kilisesi) :1035-1036 Yıllarında yaptırılmıştır.
6. Abugamrents Müzesi (Krikor Abugamrents Kilisesi):Ani’nin Alaçay Vadisi’ne bakan yamaçlardan 994 yılında Krikor, erkek kardeşi Hamze ve kız kardeşi Seta tarafından yaptırılmıştır.
7. Meryem Ana Müzesi (Meryem Ana Katedrali) :Ani şehir merkezinde yer alan Meryem Ana Katedrali inşaatına 939 yılında II Simbat tarafından başlanmış 1001 yılında I Gagik’in eşi Katramida tarafından inşaatı tamamlattırılmıştır. Meryem Ana Katedralinin mimarı İstanbul’daki Ayasofya’yı deprem sonrası onararak restore eden Mimar Tiridates’dir.




FETHİYE CAMİ (MERYEM ANA KATEDRALİ)
8. Gagik Müzesi (Gagik Kilisesi) : Ani’nin batısında I Gagik tarafından 1001 yılında yaptırılmıştır.
9.Havariler Müzesi (Havariler Kilisesi) : Dört havari adına 10. yüzyılda yaptırılmıştır.

ARPAÇAY : Kars’ın en önemli hayvan üretim bölgesidir. Meralarla kaplıdır. Arpaçay baraj gölü çevreye doğal güzellik katmaktadır. Gölde sarı balık ve sazan yaşamaktadır.
SUSUZ : Susuz yakınlarında yer alan Susuz şelalesi görülmeye değerdir. Ayrıca Susuz yakınlarındaki kaplıcaları da romatizmal hastalıklara iyi gelmektedir.
DİGOR Oğuz boylarının Anadolu’ya girdikleri ve belirli bir süre yaşadıkları yerdir. Ünlü Türk Şairi Dede Korkut’ın Digor’da yaşadığına inanılır. Digor çevresinde Ortaçağ'dan kalma kiliseler bulunur. Bunların içinde Digor yakınlarında bulunan Beş Müzesi (Beş kilise) ve Karabağ köyü yakınlarında bulunan, iyi korunmuş Karabağ Müzesi (Mrin Kilisesi) bulunmaktadır.
KAĞIZMAN : Kağızman, Çamuşlu köyünde yer alan Neolitik döneme ait kaya resimleri ile ünlüdür. Ayrıca Kağızman'ın kuzeyinde bulunan, batıdan doğu'ya doğru akan Aras Nehri Kanyonu vahşi, doğal güzelliklerle doludur. Bu kanyondaki güzellikler Kağızman Tuzluca yolu izlenerek görülebilir.
FOLKLÖR : Kars halkı dansları, ritim ve estetik yönünden son derece güzeldir ve Kars'a gelindiğinde mutlaka izlenmelidir. Genelde kızlı erkekli oynanan folk danslarının bazıları şunlardır: Enzeri, Terekeme, Askeran, Iğdır Barı, Ceylan, Şeyh Şamil, Kıskanç ve han kızlarıdır. Halk ozanlarıyla Ülke çapında tanınan Kars yörelerinde davul ve zurna gibi enstürmanlarda sevilerek çalınır.
ALIŞ - VERİŞ : Tabii boyalardan yapılan Kars Kilim ve halıları çok ünlüdür. Yöresel gümüş kemerler ve çeşitli gümüş takılar Kars'ın tipik hatıra eşyalarıdır. Kaz tüyünden yapılan kuştüyü yastıkları son derece sıhhıdir. Ayrıca Kars kaşar peyniri ve balı çok lezizdir.



SARIKAMIŞ: SARIKAMIŞ Kars’ın kış sporları merkezidir. Bu yöre kar kalitesi ve kayak pisti açısından dünyada bu sporu yapmaya en elverişli yerlerden birisidir. Kars Sarıkamış 2200-2900 metre yükseklik gösteren bir plato üzerinde yer almaktadır. Tüm çevresi Sarıçam ormanları ile kaplıdır. Kars Sarıkamış yalnız çam ormanları ile değil Çarın av köşkü ve halen kullanılmakta olan Rus kışla binaları ile de ünlüdür. Sarıçam ormanları ile ünlü olan Sarıkamış çevresi özellikle Alp ve Kuzey disiplini kayak uygulamaları ile "kayak safari" ve "Kızakla geziler" için çok uygun ortamlar sunmaktadır. Sarıkamış'ta kayak yapmak bir ayrıcalıktır.




SARIKAMIŞ SARIÇAM KAYAK TESİSLER
ARPAÇAY : Kars’ın en önemli hayvan üretim bölgesidir. Meralarla kaplıdır. Arpaçay baraj gölü çevreye doğal güzellik katmaktadır. Gölde sarı balık ve sazan yaşamaktadır.
SUSUZ : Susuz yakınlarında yer alan Susuz şelalesi görülmeye değerdir. Ayrıca Susuz yakınlarındaki kaplıcaları da romatizmal hastalıklara iyi gelmektedir.

15 Ağustos 2012 Çarşamba

Karabük İlinin Tarihi ve Turistik Yerleri

karabuk-tarihi-turistik-yerler
Batı Karadeniz bölgesinde bulunan Karabük, Tarihi Safranbolu evleri ve antik kentleri ile bir turizm cennetidir. Karabük, Türk Ulusunun tarihinde, sanayileşmeyi simgeleyen kent olmanın haklı gururunu taşımaktadır. Cumhuriyetin ilk yıllarında, Ulu Önder Atatürk'ün sanayileşme yolunda aldığı devrim kararı üzerine, Türkiye'nin ilk entegre demir-çelik tesisinin yeri  için, maden kömürü havzasına ve sahile yakınlığı, demiryolu güzergahında bulunuşu ve stratejik uygunluğu nedeni ile Karabük seçilmiştir.
İLÇELER:
Karabük ilinin ilçleri; Eflani, Eskipazar, Ovacık, Safranbolu ve Yenice'dir.
Yenice : Karabük'e 35 km. mesafede olan Yenice'nin tarihi, bölgenin eski tarihi geçmişine benzer olup, Selçuklular döneminden itibaren önemli bir yerleşim yeri olmuştur.
Yenice Ormanları, tropik bölgeler dışında, dünyanın ender bölgelerinde görülebilecek, bir çoğu anıtsal boy ve kalınlığa ulaşmış ağaç türleri ile gerçek bir ağaç müzesidir. Bu ormanlarda barınan hayvanların çeşitliliği, yaban hayatı yönünden Yenice'ye ayrı bir değer kazandırır. Ormanların bazı bölümleri "Tabiatı Koruma Alanı" ilan edilmiştir. Gökpınar mevkiindeki 4 Hektarlık bir alan, 40 çeşit ağaç türü ve çok sayıda hayvanı ile birlikte Arberatum olarak tescil edilmiştir.
Ormanların yanı sıra, ilçe sınırlarındaki yaylalar, mağaralar, kanyonlar, şifalı olduğu bilinen su kaynakları, orman içine tesis edilmiş bulunan dinlenme mekanları tabiat parkları, ilçenin diğer değerlerini oluşturmaktadır.
Eskipazar : Karabük'ün güneyinde, il Merkezine 36 km uzaklıkta bulunan Eskipazar'da Proto-Hititler' den kalma çevrede pek çok kaya mezarı ve tümülüs bulunmaktadır. Bu dönemden kalma, ilçeye 3 km. uzaklıkta kalıntıları bulunan antik kent, en az 4 medeniyete ev sahipliği yapmıştır.
Üzerinde pek çok tapınak ve yazıtların bulunduğu Asar Kalesi, Asar Tepesindeki Kaya tünelleri, Roma Döneminden kalma kaya mezarları, ormanları ve soğuk suyu ile ünlü Çetiören Mesire Yeri, Bayındır İçmecesi ve Soğanlı çayında yetişen tatlı su balığı, Eskipazar'ın ilgi çeken değerleridir.
NASIL GİDİLİR?
Karayolu ve demiryolu ulaşımının bulunduğu Karabük'e en yakın havaalanı Ankara Esenboğa Havaalanı (240 km.) dır.
Karayolu: Karabük'e karayolu ile Ankara-İstanbul otoyolunun Gerede sapağından ayrılarak 80 km sonra ulaşılır. Otogar kent merkezindedir.
Otogar Tel : (+90-370) 415 55 37
Demiryolu: Karabük'ten Zonguldak ve Ankara'ya demiryolu ile ulaşım mümkündür. Demiryolu ile Zonguldak yönüne ulaşım, karayoluna göre daha elverişli iken, Ankara'ya ulaşım oldukça uzun sürmektedir. Bu nedenle Ankara'ya karayolu ulaşımı tavsiye edilir. İstasyonun merkeze uzaklığı 2 km.dir.
İstasyon Tel : (+90-370) 424 15 49
GEZİLECEK YERLER
Safranbolu Evleri
Kültür turizmi kapsamında Safranbolu'yu Ülkemizde ve Dünyada ön plana çıkartan en önemli unsur geleneksel Türk mimarisi tarzındaki Safranbolu evleridir. Bu evler bir yandan kentsel konumlarıyla diğer yandan mimarileriyle dikkate değerlerdir. İlçe merkezinde 18 ve 19. yy. başlarında yapılmış yaklaşık 2000 geleneksel Türk evi bulunmaktadır. Evler Safranbolu'nun iki ayrı kesiminde grublanmıştır. Birincisi şehir diye bilinen kışlık olarak kullanılan, ikincisi bağlar diye bilinen ve yazlık olarak kullanılan kesimdir.
Safranbolu
Safranbolu, geleneksel Türk toplum yaşamının özelliklerini kent ölçeğinde yaşatan, tarihi ve kültürel eserlerini tüm insanlara sunan bir örnek bir kenttir. Sahip olduğu zengin kültürel miras ve bu mirasın korumadaki başarısı Safranbolu'yu bir dünya kenti ününe kavuşturmuş ve UNESCO tarafından Dünya Miras Listesi'ne alınmasını sağlamıştır.
Daha çok Eski Türk Evleri ile tanınan Safranbolu, tarihi boyutuyla, doğal güzellikleriyle ve kent ölçeğinde korumacılıkta örnek oluşturmasıyla gün geçtikçe daha çok ilgi görmektedir. 1200'ü koruma altında olan sayısız kültürel eseri bulunan Safranbolu, bugün kent ölçeğinde en iyi korunan yer olarak anılmaktadır.
Cami ve Kiliseler
Karabük'ün Safranbolu İlçesindeki St. Stefanos Kilisesi (Ulu Cami), Eski Cami (Gazi Süleymen Paşa Cami). Köprülü Mehmet Paşa Cami, Hidayetullah Cami, Taş Minare Cami, Dağdelen Cami, İzzet Mehmet Paşa Cami, Akçasu Cami, Eflani İlçesi Küre-i Hadit Cami görülmeye değer eserlerdir.
Han ve Hamamlar
Cinci Hanı: Safranbolu'da Çeşme Mahallesinde çarşının merkezindedir. Sultan İbrahim zamanında güçlenen ve zenginleşen, Rumeli Kazaskeri Cinci Hoca'nın (Asıl adı Hüseyin) memleketi Safranbolu'ya yaptırdığı görkemli bir yapıdır.
Cinci Hanı'ndan başka Safranbolu'da Pamukçu ve Tuzcu Hanları adıyla iki han daha bulunmaktadır. Eflani'de 20. yy.ın başlarından kalma bir Katırcı Han bulunmaktadır.
Eski Hamam: Safranbolu'da Çeşme mahallesindedir. Bizans döneminden kalmadır.
Yeni Hamam (Cinci Hamamı): Safranbolu'da Çeşme Mahallesinde Çarşı içindedir. Bu hamamın da Cinci Hoca tarafından yaptırıldığı bilinmektedir.
Yazıköy Hamamı: Safranbolu İlçesi sınırlarında olup, hangi dönemde yapılmış olduğu bilinmemekle birlikte 1800'lü yılların ortalarında yapıldığı tahmin edilmektedir.
Bulak Hamamı: Karabük merkez ilçede olup, tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte 1780 yılında yapıldığı tahmin edilmektedir. Osmanlı dönemi eseridir.
Çeşme ve Köprüler
Safranbolu ilçesinde yazıtlı ve yazıtsız 93 adet kültür varlığı olarak tescilli çeşme bulunmaktadır.
Taşköprü: Safranbolu'nun doğusunda, Konarı köyünün 200 metre kuzeyindedir. Eflani Çayı üzerindeki köprünün yapım tarihi belli değildir.
Tokatlı Köprüsü: Safranbolu'nun Aşağı Tokatlı Mahallesindedir. 18. yüzyılda yaptırıldığı ileri sürülmektedir.


Yaylalar
Sorkun Yaylası: Karabük-Yenice-Eskipazar sınırları arasında kalan Sorkun Yaylası yaklaşık 1650 m. yüksekliğindedir. Geniş bir alana sahip olan bu yaylada doğa yürüyüşü ön plana çıkmıştır.
Ulu Yayla: Safranbolu'nun kuzeyinde yer alan Ulu yayla oldukça gür ormanların içinde geniş ve yemyeşil çayırların uzandığı bir alandır. Ahşap malzemeden yapılmış yayla evleri ile ormanları bütünleşmesi ortaya cennet gibi bir mekan çıkartmaktadır. Yaylada kamp kurulup doğa yürüyüşleri yapılmaktadır.
Sarıçiçek Yaylası: Safranbolu İlçemizde bulunan yayla 1700 m yükseklikte olup orman dokusu açısından oldukça zengindir. Burada trekking, atla doğa yürüyüşü yapılabilir, dağ bisikleti ile gezinilir ve kamp çadırı kurulabilir.
Boduroğlu Yaylası: Ovacık ilçesinde bulunan yayla eşsiz güzelliklere sahip olup her yıl şenlikler düzenlenmektedir.
Mesire Yerleri
Göktepe Tabiat Parkı: Yenice ilçemizde bulunan bu park sahip olduğu doğal güzellikler, uygun iklim ve temiz havası, kolay ulaşılabilirliği gibi avantajlara sahiptir. Sportif faaliyetlere yönelik kullanımlar ile kamp çadırı alanı ve karavan turizmine çok uygundur.
Gökpınar Dinlenme Tesisi: Yenice ilçesi kavaklı orman serisi içerisinde, Gökpınar yaylası olarak adlandırılan orman zirvesinde yer alır.
Çetiören Mesire Yeri: Eskipazar İlçesine 10 km mesafedeki mesire yeri çok zengin bir bitki örtüsüne ve yaban hayatıyla eşsiz güzelliklere sahiptir. Her sene Ağustosun ikinci hafta sonu müzik ve yağlı güreş festivali düzenlenmektedir.
Eğriova Mesire Yeri: Eskipazar'a 25 km mesafede Eğriova mevkiinde 12.000 m2 yüzölçümünde 5 m. derinliğinde suni gölet bulunmaktadır. Doğa yürüyüşleri ve çadırlı kamp için uygundur.
Eflani çevresi: Geniş düzlükleri ve bitki örtüsüyle yayla görünümündedir.


Mağara ve Kanyonlar
Bulak (Mencilis) Mağarası: Merkez ilçe bulak köyünde bulunan bu mağara 6,5 km uzunluğu ile ülkemizin 4. büyük mağarasıdır. İçerisindeki dikitler, sarkıtlar, traventenler, göletler ve yer altı nehirleri ile bir tabiat harikasıdır.
İldeki muhtelif mağaralardan diğerleri ise Sipahiler köyünde bulunan 61 basamakla çıkılan bir mağara ve Safranbolu İlçesinde bulunan Hızar Mağarasıdır.
Kanyonlar: Karabük'ün doğal güzellikler arasında kanyonların ayrı bir yeri vardır. Daha çok Safranbolu'da kireç taşı tabakalarını derin bir biçimde yarılması ile kanyonlar ortaya çıkmıştır. Bölgenin arazi yapısını ilgi çekici hale getiren bu kanyonların başında İnce Kaya kanyonu gelmektedir. Üzerinde İnce Kaya su kemerinin yer aldığı kanyon oldukça dik ve derin yamaçlara sahiptir.
Uzunluğu oldukça fazla olan Düzce (Kirpe) Kanyonu ziyaretçilerini adeta büyülemektedir. Tabiat harikası olan diğer kanyonlarımız ise Tokatlı, Sakaralan ve Sırçalı' dır. Yenice ilçesindeki Şeker Kanyonu 6.5 km uzunluğu ve zor geçişleri ile profesyonellerin ilgi gösterdiği bir kanyondur.
Sportif Etkinlikler
Avcılık ve Olta Balıkçılığı Karabük'ün % 60'nın ormanlarla kaplı olması sebebiyle avcılık için uygun ortama sahiptir. Her tür av hayvanı bulunabilmekte ve Avcılar derneğince sürek avları düzenlenmektedir. İlin coğrafi yapısının dağlık olması sebebiyle doğal trekking alanları bulunmaktadır. Sorkun Yaylası, Ulu Yayla, Sarıçiçek Yaylası, Boduroğlu Yaylası, Avdan yaylalarında ve Safranbolu'nun içinden geçen Tokatlı ve Düzce Kanyonlarında sık sık trekking etkinlikleri düzenlenmektedir. Eflani İlçesindeki 3 adet gölette olta balıkçılığı yapılmaktadır.


Müzeler
Karabük ilinde resmi nitelikte müze bulunmamaktadır. Kardemir'e ait "Demir-Çelik Müzesi", Safranbolu'da "Ahmet Demirezen Yemenicilik Müzesi" ile Kültür Bakanlığı, Kaymakamlık ve özel şahıslar tarafından restore edilerek geziye açılan birkaç Safranbolu Evi (Kaymakamlar Evi, Kileciler Evi, Karaüzümler Evi, Mümtazlar Konağı) müze olarak hizmet vermektedir.
Karabük Kardemir Demir Çelik Müzesi
Ahmet Demirezen Yemenicilik Müzesi: Safranbolu'nun çarşı kesiminde Yemeniciler Arastası'nda 3 numaralı dükkanda Yemeni Ustası Ahmet DEMİREZEN tarafından düzenlenmiştir. Yemeni denilen ayakkabının yapımına ait alet ve edevatların sergilendiği müze, 1989 yılında hizmete açılmıştır.
Kaymakamlar Müze Evi: Safranbolu'da Çarşı Hıdırlık Yokuşu Sokağı üzerindedir. 1979 yılında Kültür Bakanlığınca " Safranbolu Sağlıklaştırma ve Koruma" Projesi kapsamında kamulaştırılıp, restore edilen görkemli bir Safranbolu Evinin düzenlenmesiyle oluşturulmuştur. Eğitim Merkezi ve Müze Ev olarak 198l yılında hizmete giren yapı, ilk sahibinin lakabından dolayı Kaymakamlar Evi olarak isimlendirilmiştir. Her gün çalışma saatlerinde hizmete açıktır.


Örenyerleri
Karabük İlinde Arkeolojik anlamda yapılan araştırmaları sonucunda Eskipazar İlçesinin sınırları içinde, Roma döneminden kalma M.Ö. 64 yılında kurulduğu zannedilen antik Hadrianapolis kentinin harabelerine rastlanılmıştır. Bu kente ait diğer önemli bir yerleşim alanı Kimistene'de Asar Tepedir.
Safranbolu'nun Akören köyünde Roma dönemine ait antik bir yerleşim alanı bulunmaktadır.
Karabük ilinde 32 tümülüs ve 4 büyük höyük bulunmaktadır.
COĞRAFYA
Batı Karadeniz Bölgesinde Karabük, kuzeyde Bartın (80 km.), kuzeydoğu ve doğuda Kastamonu, güneydoğuda Çankırı, güneybatıda Bolu, batıda Zonguldak illeriyle komşudur.
Karabük vadiler ve platolardan oluşmaktadır. Deniz seviyesinden yüksekliği 270 m. olmasına rağmen 2000 m yi bulan tepe ve yaylalar mevcuttur. Türkiye'nin önemli ormanlık alanlardan olan Yenice Ormanları "Açık Hava Orman Müzesi" olarak belirlenmiştir.
Kısmen Karadeniz ikliminin özellikleri görülen Karabük, kıyıdan içeride kaldığı için, Karadeniz'in nemli havasından yeterince yararlanamamakta, karasal iklimin özellikleri daha ağır basmaktadır. Ancak, İç Anadolu'da olduğu gibi şiddetli kış soğukları ile kurak yaz sıcakları görülmez. En çok yağış ilkbahar ve kış aylarındadır.


TARİHÇE
Karabük, bir kent olarak varlığını Cumhuriyete borçludur. 1927 tarihinde Zonguldak'a bağlı bir ilçe durumuna getirilen Safranbolu'nun bir köyünün 13 hanelik bir mahallesi olan Karabük 1 Haziran 1934 tarihinde Ankara-Zonguldak Demir yolunun açılmasıyla bu günkü istasyonun olduğu yere bir ad verilmesi gerektiğinde bu 13 hanelik köyün adının verilmesi uygun görülmüş böylece Karabük adı resmen ilk kez T.C. Devlet Demir Yolları haritasında geçmeye başlamış ve kullanılmıştır. 1937 yılına kadar 13 hanelik bir mahalle iken 3 Nisan 1937 yılında Demir-Çelik fabrikasının temelinin atılmasıyla Karabük Türkiye'de ve Dünyada adını kısa zamanda duyurmuştur.
NE YENİR?
Karabük'ün turizm merkezi Safranbolu'da evlerin restorasyonu ile oluşturulmuş pek çok yeme-içme ve eğlence mekanları bulunmaktadır. Akşamları Çarşı bölgesinde yoğunlaşmış eğlence mekanlarında canlı müzik dinlenebilir. Gözleme, kuyu kebabı, yayım makarnası, su böreği ve ev baklavası bulunabilecek yöresel yemeklerdendir. Her zaman taze satılan, fındıklı, şamfıstıklı, güllü ve safranlı çeşitleri bulunan Safranbolu lokumu, Safranbolu Evleri kadar ünlüdür.


NE ALINIR?
Turizmin yoğun olduğu Safranbolu'da, el sanatları ve hediyelik eşyaların üretilerek satıldığı dükkanlar mevcuttur. Yemeni (ayağa giyilen bir tür deri ayakkabı), Bakırcılar çarşısındaki bakır eşyalar, ahşap oymalar bunların başında gelir. Çarşı bölgesindeki bütün sokaklarda ve Arastada hediyelik eşyaların bulunabileceği pek çok dükkan vardır. Kastamonu dokumalarından yapılmış giysi ve örtüler, ahşap, seramik ve deri eşyalar, Safranbolu evi maketleri alınabilecek hediyelik eşyalardandır.


YAPMADAN DÖNME
Safranbolu gezmeden,
Karabük Bulak Köyü Mencilis Mağarası'na gitmeden,
Sonbaharda Yenice Ormanlarında kamp yapıp, fotoğraf çekmeden,
Ulu yayla ve Sarıçiçek Yaylasında kamp yapmadan, Şeker Kanyonu ve Düzce Kanyonunda yürümeden,
Yenice Arberataum (Açık Hava Orman Müzesi)'ni görmeden,
Eskipazar Hadrianapolis antik kentini görmeden,
Eflani Göletlerinde balık tutmadan,
Ovacık Karakoyunlu Kral Mezarını görmeden,
Safranbolu'da Kuyu Kebabı, Zerde, Su Böreği ve gözleme yemeden,
Altın Safran Belgesel Film Festivalini izlemeden,
...Dönmeyin.