Anne - Çocuk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Anne - Çocuk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23 Ocak 2017 Pazartesi

Çocuğunuzu kış hastalıklarından korumanın yolları



Yılın en soğuk döneminin yaşandığı bu aylarda çocuklarda kış hastalıklarına yakalanma oranı gün geçtikçe artıyor. Özellikle kreş ve okul çağındaki çocuklar tatil süresince bile salgın hastalıklara yakalanma riskiyle karşı karşıya kalıyor. Çocukların bu mevsimi sağlıkla geçirebilmeleri için ebeveynlerin birtakım önlemler almaları gerekiyor.

İşte çocuklarda sık görülen kış hastalıkları ve korunma yolları...

Gripten zatürreye pek çok hastalık bu dönemde ortaya çıkıyor


Kış mevsiminde havaların soğuması ile birlikte, kapalı toplu yaşam alanlarında daha fazla zaman geçirmek zorunda kalan çocuklarda solunum yolu enfeksiyonları daha sık görülmektedir. Çocukların bağışıklık sistemlerinin tam olgunlaşmaması ve hijyen kurallarına yeterince uyamamaları, solunum yolu enfeksiyonlarının sık görülmesinin sebeplerinden bazılarıdır. Bu dönemde çocuklarda en sık görülen hastalıklar; soğuk algınlığı, orta kulak iltihabı, bronşiolit, zatürre ve grip olarak sıralanabilir.

Bol C vitamini ve sıvı alımı sağlanmalı


Soğuk algınlığı genellikle virüsler tarafından oluşmaktadır. Toplumda en sık görülen akut enfeksiyon hastalığıdır. Okula giden bir çocuk yılda yaklaşık 6-7 kez soğuk algınlığı geçirebilmektedir. Bu hastalığın bulaşması; hasta çocuğun öksürme veya hapşırmasıyla ortama saçılan damlacıkların içerisindeki virüsün diğer kişiler tarafından nefes alınırken solunum yollarına yerleşmesi sonucunda gerçekleşmektedir. Ayrıca hasta çocuğun salgılarına temas etmiş eşyalar yoluyla da bulaşmaktadır. Boğaz ağrısı, kaşıntısı, burun akıntısı veya tıkanıklığı, hapşırma, gözlerde sulanma, öksürük ve hafif ateş belirtiler arasında yer almaktadır. Genellikle 7-10 gün içerisinde iyileşme sağlanmaktadır. Soğuk algınlığında antibiyotik kullanmanın yararı yoktur. Burun tıkanıklığı için burun damlaları kullanılabilir. Bol sıvı alımı yararlı olmaktadır.

Orta kulak iltihabına dikkat


Orta kulak iltihabı çocukluk döneminde sık görülen hastalıklardan biridir. Çocukların çoğu 2-3 yaşına kadar en az bir kez orta kulak iltihabı geçirmektedir. Bu rahatsızlık genellikle bir üst solunum yolu enfeksiyonunu takiben ortaya çıkmaktadır. Belirtileri; kulak ağrısı, ateş, huzursuzluk, iştahsızlık ve kusma olarak sıralanabilir.

Solunum güçlüğünün nedeni bronşit olabilir


Özellikle 2-6 yaş çocuklarda sık görülen hastalıklardan biri de bronşiyolittir. Bronşiolit, küçük hava yollarının iltihabıdır. Burun akıntısı, hafif ateş, iştahsızlık gibi bulgulardan kısa süre sonra; hızlı ve zorlu solunum, hırıltı, yoğun öksürük ve daha ciddi vakalarda inleme, göğüs kaslarında çökme gibi belirtiler görülebilmektedir. Tedavide öncelik yeterli oksijen alınmasının sağlanmasıdır. Bunun yanı sıra çocuğun yeterli sıvı alması da önemlidir. Bronş açıcı ve iltihabı önleyici tedaviler, doktor kararıyla hastaya göre tercih edilebilmektedir.

Çocuklarda kas ağrısı ve halsizliğe dikkat


Hastalanan çocukta ateş, titreme, üşüme, terleme, öksürük, balgam, göğüs ve sırt ağrısı, hızlı nefes alıp verme, göğüste hırıltı, nefes alıp verirken göğüs duvarında içe çekilmeler, kas ağrısı, halsizlik, iştahsızlık, bebekte emmeyi reddetme gibi belirtiler görülebilmektedir. Zatürreye neden olan mikrop bakteri ise antibiyotikle tedavi edilmektedir. Çocuğa özgü değerlendirme sonucunda doktorun ön göreceği ek destek tedaviler uygulanabilmektedir. Özellikle altı aydan küçük çocukların zatürre olması durumunda hastanede yatırılarak takip edilmeleri önerilmektedir.

Grip ve soğuk algınlığı birbiriyle karıştırılıyor


Grip tanımı yanlış kullanım ile soğuk algınlığını tanımlamak için de kullanılmaktadır. Grip, soğuk algınlığının aksine hızlı bir başlangıç göstermektedir. Belirgin yüksek ateş, titreme, baş ağrısı, yaygın kas ağrısı, öksürük, boğaz ağrısı, halsizlik gibi belirtilerle ortaya çıkmaktadır. Bu belirtilere ishal ve kusma da eşlik edebilmektedir. Grip aşısı altı aydan büyük çocuklara yapılabilir. 6 aydan küçük çocuklarda eşlik edebilecek zatürre hastalığına dikkat etmek gerekir.

Çocukları kış hastalıklarından korumak için bunlara dikkat edin:


Kış boyunca havaların soğuk olması sebebiyle çocukların sadece evde tutulması ya da alışveriş merkezi gibi kapalı alanlara götürülmesi yanlıştır. Hava soğuk da olsa, uygun kıyafetlerle doğayla temasları devam ettirilmelidir.

Mikropların genellikle damlacık yolu ile bulaştıkları dikkate alınarak toplu yaşam alanlarının havalandırılmasına özen gösterilmelidir

Çocuklara hijyen kuralları öğretilmeli ve yemekten önce, tuvaletten sonra el yıkama alışkanlığı kazandırılmalıdır.

Çocukların beslenmelerinin düzenli ve aşılarının tam olmasına dikkat edilmelidir.

Çocuklar sigara içilen ortamlarda bulundurulmamalıdır.

22 Ocak 2017 Pazar

Hamilelikte leke ve çatlaklardan korunma yolları


Hamilelik dönemi, vücutta hormonal ve fiziksel değişiklikler sebebi ile çeşitli kozmetik problemleri beraberinde getirebiliyor. Bu sorunların başında cilt lekeleri ve çatlakları geliyor. Memorial Wellness Kozmetik Dermatoloji Bölümü'nden Uz. Dr. Makbule Dündar, hamilelik döneminde cilt sağlığını korumak için önerilerde bulundu.

Hamilelikte de cildinizi güneşten koruyun


Bazı hamilelik hormonlarının vücutta melanin üretimini artıran yan etkileri bulunmaktadır. Cilt bu artışa uyum sağlayamadığı takdirde vücutta daha fazla melanin salgılanır ve lekeler oluşur. Hamilelikte cilt lekeleri gebeliğin ilk aylarından itibaren başlayıp yüz, meme ve karın bölgesinde görülebilir. Özellikle açık tenli kadınlarda daha fazla görülen cilt lekeleri erken dönemde tedavi edilmediği takdirde kalıcı izler bırakabilir. Güneş ışığının etkisi ile bu lekeler daha da belirginleşir. Hamilelik süresince güneşin zararlı ışınlarından korunurken, D vitamini sentezi için aşırıya kaçmadan güneşlenmek gerekir. Lekelerin artmasına yol açan güneş ışınlarından korunmanın en iyi yolu güneş koruyucular ve hamilelik süresince cildi besleyen ürünler kullanmaktan geçmektedir.

Bulutlu havaya aldanmayın


Güneşin etkisini az gösterdiği kış aylarında daha hafif seyreden lekelenmeler yüzeysel olabildiği gibi cildin derin bölgelerine kadar işleyebilir. Yazın bulutlu havalarda bile güneşin ultraviyole ışınlarının bu lekeleri artırabileceği unutulmamalıdır. Halk arasında gebelik maskesi olarak da bilinen cilt lekelerinin hamilelik döneminde artış göstermesinin sebepleri arasında progesteron düzeylerinde artışla birlikte yumurtalık ve tiroit fonksiyonlarının bozulması yer almaktadır. Hamileliğin dışında doğum kontrol haplarını kullanılması, hormon replesman tedavisi de ciltte lekeler oluşmasına sebep olabildiği bilinmelidir.

Hamilelik lekelerinin rengine dikkat


Kloasma yani hamilelikle oluşan cilt lekelerinin tedavisinden önce kullanılan ilaçlar veya mevcut hastalıklar sorgulanmalıdır. Lekelerin cildin yüzeyine yakınlığı veya derinliğiyle birlikte tipinin ortaya konulması tedavinin şeklini ve süresini belirleyebilir. Kahverengi görülen lekeler genellikle daha yüzeysel olurken, mavimsi veya siyaha yakın lekeler cilt yüzeyinin daha derinlerine yerleşir.

Leke için pratik tedavi yöntemleri


Hamilelik sürecinde oluşan lekeler, bebek dünyaya geldikten sonra kaybolabilmektedir ancak geçmediği durumlarda çeşitli kozmetik uygulamalar önerilebilir. Hamilelik döneminde mutlaka bir dermatoloji uzmanıyla görüşülerek ciltteki değişiklikler ve tedavi yolları konusunda planlama yapılmalıdır. Uygulamalar cilt lekelerinin tipine bağlı olarak seçilmekte ve seans seans yapılmaktadır. Hafif lekelenme durumunda ve seans aralarında değişik renk açıcı madde içeren; (örn; glikolik asit, kojik asit, C vitamini, fitik asit, hydroquinone vs) kremler uygulandığı zaman mutlaka sabah güneş koruyucu (en az SPF 30 – SPF 50) kullanmak gereklidir. Yüzeysel lekeler renk açıcı kremler, lazer ve kimyasal peeling uygulamalarıyla tamamen geçer, derin lekelerse tamamen geçebilmekle birlikte bazen hafif şekilde kalabilir.

Tedaviye rağmen tekrarlayabilir


Hamilelik sürecinde ciltte çıkan lekeler inatçı olabileceği gibi sık sık tekrar da edebilirler. Özellikle güneşten korunmaya yönelik tedbirlerin ihmal edildiği durumlarda lekelerin tekrarladığı görülür. Hamilelik lekelerini tedavisi yavaş ilerleyebilir. Sabır gerektiren leke tedavisinde yumuşak yöntemler seçilmelidir. Agresif tedavi yöntemleri bazen ters etki yaparak lekelerin artmasına yol açabilir.

Cilt çatlaklarına modern dokunuşlar


Hamilelik döneminde oluşan cilt çatlakları gelişen teknolojiyle birlikte modern yöntemlerle kolayca tedavi edilebilmektedir. Cildimizde kollajen ve elastin bantlardaki kırılmalar sonucu ciltte çatlak görüntüsü ortaya çıkıyor. Cildimiz hamilelik döneminde kilo alımı ve vücudun genişlemesiyle birlikte bu sürece uyum sağlayamamakta ve çatlak görünümü ortaya çıkmaktadır. Karın, bel, meme bölgesi hatta kollar çatlakların en sık görüldüğü noktalardır.

Çatlaklara karşı yağların gücünden faydalanın


Hamilelik öncesi ve süresinde cilde bol bol bitkisel yağlar sürülmelidir. Badem yağı, gül yağı ve çeşitli medikal yağlar hamileliğin 2. üç aylık döneminden itibaren sürülmelidir. Bu dönemde bol su tüketimi ve sağlıklı beslenme de büyük önem taşımaktadır.

Çatlak tedavisinde geç kalmayın


Çatlaklar erken dönemde kırmızı renklidir ve bu süreçte tedavi uygulandığında % 100'e yakın başarılı sonuçlar elde edilmektedir. Ancak 1 yıl içinde fildişi beyaz rengini alarak daha kalıcı hale gelir ve tedavisi de güçleşir. Son dönemde çatlak tedavisindeki en etkili yöntemleri fraksiyonel lazer tedavileridir.

Çatlak tedavisi emzirmeye engel değil


Fraksiyonel lazer uygulamasında cildin derinlerine inildiği için çok kısa sürede başarılı sonuçlar alınabilir. Fraksiyonel lazer tedavisinde çatlak oluşumu yüzeyselse çok derine inmeye de gerek kalmamaktadır. Cildin kimyasal madde olmaksızın soyulma işlemi olan dermabrazyon ve mezoterapi denilen cilt altına ilaçların enjekte edilmesi yöntemleri ile kombine olarak uygulanabilen fraksiyonel lazer tedavisi çok daha hızlı ve olumlu sonuç vermektedir. Lazer tedavileri doğumdan 2-3 ay sonra, annenin bebeği emzirme döneminde rahatlıkla uygulanabilmektedir. Tedavi sonrası denize girilmemesi ve o bölgelerin güneşten korunması önemlidir.

12 Ocak 2017 Perşembe

Hamilelikte kozmetik ürünleri kullanmanın zararları


Kadın Hastalıkları Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Betül Görgen, Massachusetts Üniversitesi'nde fareler üzerinde yapılan bu önemli araştırmanın detayları hakkında şu bilgileri verdi.

Anneliğe özgü davranışları olumsuz etkiliyor


"Bu maddenin az miktarda alınması bile annenin çocuğunun ihtiyaçlarını giderme kapasitesini bozabiliyor. Fareler üzerinde yapılan araştırmada, anneliğe özgü davranışların bozulmasıyla birlikte, yavru farelerde ölüm olasılığı sürpriz şekilde arttı.

Düşük dozda maruz kalınan BPS, annelik içgüdülerini zayıflatarak, yavru sıçanların yüzde 10 kadarının ölümüne yol açtı. Günde kilogram başına 2 microgram BPS alan dişilerin yüzde 10'dan fazlası ya yavrularını öldürdü ya da ilgilenmedikleri için yavrularının ölümüne neden oldu. Ayrıca bu maddeye fazla maruz kalan anne fareler yavrularıyla ilgilenmek ya da beslemek yerine daha çok yuvalarında zaman geçirdi. Yine bu farelerin hiperaktivite, aşırı zorlayıcı davranışlar ve yavrularına karşı agresif tavır içinde oldukları gözlendi.

BPS'e maruz kalan annelerin kız yavrularının da yuvada daha az zaman geçirdiği, obsesif davranışlar sergilediği gözlendi.”

Biberon ve saklama kapları


Betül Görgen, BPS maddesinin günümüzde yaygın olarak kişisel bakım ürünlerinin yanı sıra, bebek biberonlarında ve gıda saklama kaplarında da bulunduğunu dile getirdi.

Bisphenol S (BPS), insan sağlığını olumsuz etkilediği düşünülen ve plastik bileşiminde yer alan BPA'nın yerine geliştirilmişti. BPS'in son yıllarda artan popularitesine rağmen, etkileri konusunda yapılmış sadece birkaç adet çalışma mevcut.

8 Ocak 2017 Pazar

Çocuk yetiştirirken yapılan hatalar ve çözüm yolları


Bebeğini kucağına alan her ebeveyn, mutlu bir çocuk yetiştirmenin hayalini kurar. Ancak bazen iyi niyetle de olsa yapılan bazı küçük hatalar, çocukların gelişimlerine büyük darbeler vurur. Ebeveynlerin mükemmel anne-baba olmak takıntısı nedeni ile çocuk mutsuzluğa sürüklenebilir, tutarsız tepkiler ve her isteğini yerine getirme tutumu çocuğa 'sınır' sorunu yaşatabilir, 'aşırı koruyuculuk' yüzünden bir türlü kendini bulamayabilir ve 'başarı' baskısı ile öfke nöbetlerine girebilir!

Anne ve babaların iyi niyetle ya da yanlış yönlendirmelerle sergiledikleri bazı tutumların aslında çocuk yetiştirirken zorluk yaşanmasına neden olabileceğini vurgulayan Türkiye İş Bankası iştiraki Bayındır Söğütözü Hastanesi Çocuk Gelişimi Uzmanı Birgül Bayoğlu, çocuk yetiştirirken yapılan hataları ve çözüm yollarını anlattı:

Mükemmeliyetçilik çocuğa zarar:

"Çok iyi anne - baba olmak” kaygısı hisseden ebeveynler çocukla sorun yaşayabilirler. Çocukla birlikte yaşarken güvenlik, sevgi ve iletişim dışında hiç bir konuda mükemmel tutum sergilemek beklenmemeli. Kendi becerilerinden mükemmellik bekleyen ebeveyn, çocuğa da bu beklentisini yansıtır. Mükemmeliyetçi yaklaşım, anne ve babayı yıprattığı gibi çocuğun duygusal gelişimine de zarar verir.

Tutarsız tepkiler sınır sorunu yaratıyor:

Anne - babanın olaylar karşısında birbirlerinden farklı ya da kendi içlerinde tutarsız tepkileri çocuğun sınır sorunu yaşamasına neden olabilir. Çocuğun istek ve tepkilerine gösterilen anne baba tutumundaki farklılık aile üyeleri arasındaki iletişimi de olumsuz etkiyor.

Koruyucu tutum başarı duygusunu engelliyor:

Güvenlik adına çocuğa "aşırı koruyucu” yaklaşan ebeveynler, çocuklarının öncelikle kendine güven olmak üzere gelişim becerilerinin kazanılmasını geciktirebilirler. Çocuklar, bebeklikten itibaren pek çok yaşantıyı kendi başlarına deneyimlemediklerinde başarı duygusunu tadamıyorlar.

Her isteğini yerine getirmek iyi aile olmak demek değil:

Çocuğun her isteğini her zaman yerine getiren ebeveynler sınırlarını öğrenemeyen çocuklar yetiştirir. Çocukların davranışlarını, kendileri ve çevrelerine göre düzenlemeyi öğrenmeleri gerekiyor. Sabırlı olmak, saygı duymak ve empati kurmak önce aile içinde öğrenilir.

3 yaşından önce cep telefonu geç gelişim demek:

Çocuğu oyalamanın en kolay ve rahat yolunun tablet ve cep telefonu olduğunu keşfeden ebeveynler, gerçekte dil gelişimi başta olmak üzere çocuklarının gelişimlerini olumsuz etkiler. Teknolojik araçlar 3 yaşından önce çocuklara yoğun olarak sunulduğunda öğrenme ve dikkat sorunlarına neden olabiliyor.

Başarı basıkıs öfke patlamasına yol açıyor:

Çocuğun duygularını göz ardı ederek, yüksek beklentiyle başarıya odaklı baskıcı - otoriter tutumlar, çocuğun duygusal gelişimini olumsuz etkiler ve çatışmaları artırır. Beklenti ve hedefler, çocuğun gelişimi ve duygusal durumu ile birlikte ele alınmalı. Duyguların yok sayılması öfke duygusunun artmasına yol açar.

Merak duygusunu 'hayır' diyerek törpülemeyin:

Çocuğun davranışları ve isteklerine karşı gösterilen ilk tepkinin "hayır” olması, çocukla ebeveyn arasındaki çatışmayı artırır. İlk 2 yaş içinde çocuklar, doğal gelişimleri nedeniyle deneme yanılmalara ihtiyaç duyarlar. Çocuğu korumak, anne ve babanın ana görevi. Ancak güvenlik dışındaki istenmeyen davranışlar, sağlıklı iletişimle değiştirilmelidir.

Oyunu siz değil çocuğunuz yönlendirsin:

Çocuğuyla oyun oynarken, kendi karar ve düşünceleriyle oyunu yönlendiren ebeveynler, çocukla iletişimde zorluk yaşayabiliyor. Oyun; çocuğun duygu ve düş dünyasıdır, üstelik çocuğu tanımanın en iyi yoludur. Oyunda çocuğu sürekli engellemek, onaylamamak, isteği ve ilgisi dışında seçenekler sunmak çocuğu öfkelendirir, hırçınlaştırır.

Çocuğunuzun anne ve babasıyla iletişimi farklı olur:

Çocuğun babasıyla olan iletişim ve ilişkisine müdahale eden anneler, hem çocukla babanın ilişkisini etkiler hem de kendi beklentileri nedeniyle mutsuz olurlar. Ebeveynlerin birbirlerinden çocuk adına beklentileri, aile içinde huzursuzluğa neden olabileceği gibi; çocuğun anne ya da babasıyla arasındaki ilişkinin gelişimini de geciktirir. Ebeveynler güvenlik dışındaki konulara farklı bakış açısıyla yaklaşabilirler.

Sorusunu iyice anlamadan cevap vermeyin:

Çocuktan gelen tepki, soru ve konuları kendi öngörüsüyle yanıtlayan ya da tepki veren ebeveynler, çocuğun gerçek duygu ve düşüncelerini fark edemiyorlar. Çocuğun sorularını ya da anlattıklarını soru sormadan bir sonuca bağlamak hatalı sonuçlara yol açar.

Mutlu çocuklar için mutlu ev ortamı


Sağlıklı çocuk yetiştirmenin en önemli koşulu, çocuğun gelişimi hakkında bilgi sahibi olmaktan geçiyor. Anne ve baba kendi çocuğunun gelişimini okuyarak, izleyerek, gerekirse uzmanlara danışarak öğrenmeli ve takip etmeli. Çocukların huzurlu, kendine güvenli, sosyal ilişkilerinde başarılı ve mutlu bireyler olması için huzurlu ve gelişimi destekleyen bir ev ortamı gerekiyor. Çocuğu teknolojiden ve televizyondan ilk üç yıl uzak tutmak, ona sosyal bir çevre sağlamak, onunla duygu odaklı iletişim kurmak ve çocuğa karşı duyarlı olmak; sağlıklı çocuk yetiştirmenin etkili yolları olarak görünüyor.

Ebeveynlerin çocuk yetiştirirken düştüğü hatalar


· Çok iyi hatta mükemmel anne ve baba olmaya çalışmak.

· Bebeklik döneminde onları korumak ya da disiplin kurmak adına, gün içindeki öğrenme deneyimlerini " hayır” ile sık sık engellemek.

· Anne ya da baba olarak birbirinden farklı tutumlar sergilemek, benzer olaylarda farklı tepkiler vererek tutarsız davranmak.

· Güvenlik adına "aşırı koruyucu” bir tavır sergilemek, çocuğun eli, ayağı, gözü ve düşüncesi olmak.

· Çocuğun isteklerini zaman, yer, kişi ve uygunluk süzgecinden geçirmeden, anında yerine getirmek ya da önce 'hayır' deyip çocuğun tepkisinden bıkarak pes etmek.

· Gerekçe ne olursa olsun çocukla ilgilenmek yerine ona tablet, TV, cep telefonu gibi kolay sonuç alınan teknoloji araçlarını sunmak.

· Çocuğun başarılı olmasına yönelik yüksek beklentileri yerine getirmesi için onunla baskıcı- otoriter bir tutumla iletişim kurmak.

· Oyun için çocuğa zaman ayırmak ama oyun içinde çocuğu isteği dışında yönlendirmek, engellemek ve eleştirmek.

· Baba ve annenin ortak düşünmesini ve ilgilenmesini beklemek.

· Çocuğun soru ve anlatımlarını, ayrıntıları öğrenmeden ebeveyn öngörüsüyle yanıtlamak ya da çocuğu yönlendirmek.