3 Şubat 2014 Pazartesi

Güzelleşmek Uğruna Yapılan Yanlışlar

Estetik-ve-Güzellik
Kusursuz ve bakımlı e! ve ayaklar, kadın zarafetinin göstergesidir. Peki ya el ve ayakların güzelli­ği sağlıktan önemli mi? Uzmanlar, el ve ayak hijyenine dik­kat edilerek dolaşım bozukluğu, mantar ve eklem hastalıkla­rı gibi birçok hastalığın oluşumunu engellemenin mümkün olduğunu bildirdi.

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Ortopedi Ana Bilim Dalı’ndan Ortopedist Dr. Cemal Kazımoğlu, IHA mu­habirine yaptığı açıklamada, el ve ayakların insanların dış ortamla sürekli ilişki kurmasını sağlayan vücudun çok önemli parçaları olduğunu vurgulayarak, “Tüm vücut kemikleri­mizin sağlıklı olması için her şeyden önce kemik metaboliz­ması için gerekli beslenme şekline özen gösterilmeli ve el-ayak hijyenine dikkat edilmelidir.” dedi.

Vücudun tüm yükünü taşıyan ayaklara özel bakım uygula­mak gerektiğine dikkat çeken Kazımoğlu, bunun özellikle şe­ker hastaları için hayati öneme sahip olduğunu belirtti. Ayak­kabı seçerken ayak anatomisini zorlamayacak rahat ayakka­bılar tercih edilmesi gerektiğini ifade eden Ortopedist Dr. Ka­zımoğlu, “Ayak hijyenine yine çok dikkat edilmelidir. Tırnak kesimi düzgün yapılmalıdır. Ayak cildi, mantar ve diğer birçok deri hastalıklarına yatkın cilttir. Temiz tutulması çok önemlidir. Ayağı terleten çorap ve ayakkabıları kullanmaktan kaçınarak mantarı engelleyebiliriz. Dolaşımı rahatlatmak için ara sıra ba­cak elevasyonu yani bacaklarımızı yukarı kaldırarak yapaca­ğımız egzersizler de faydalıdır.” diye konuştu.

Manikür ve pediküre dikkat
Kazımoğlu, uygunsuz ortamlarda yapılan manikür ve pedikür­den doğabilecek rahatsızlıklara karşı da şu uyanlarda bulundu:

“Uygunsuz ortamlarda yapılan manikür ve pedikürden sonra, en sık olarak tırnak yatağı enfeksiyonu görülür. Yeter­li sterilizasyonun sağlanmadığı aletlerin kullanımı, enfeksi­yon için zemin hazırlar. Yanlış tırnak kesimine bağlı olarak tırnak batması da gelişebilir. Kısacası, güzelleşmek uğruna sağlığımızdan olmamak için dikkat edilmeli.”
Ayak sağlığı için her şeyden önce sıkı olmayan, rahat ve alçak topuklu ayakkabıların tercih edilmesini isteyen Dr. Ka­zımoğlu, “Ayakkabının tabanı yumuşak olmalı. Ayak numa­rasına uygun ayakkabı giyilmeli. Kemik şeklini, çok dar ya da çok geniş ayakkabıların bozacağı unutulmamalı. Ayağı terletebilen spor ayakkabılar çok uzun süre kullanılmamalı. Hijyen açısından da başkalarının ayakkabıları kesinlikle giyilmemeli.” dedi.

Ort. Dr. Cemal Kazımoğlu, yüksek topuklu ayakkabıların, ayağa binen yük dağılımını değiştirdiğini kaydederek, “De­ğişen yük dağılımı, ayağın özellikle birinci parmağında yani başparmağında olmak üzere belli yerlerinde aşırı zorlama­lara ve deformiterlerin oluşmasına sebep olur. Bunun sonu­cunda ise ameliyat gerektiren çeşitli rahatsızlıklar ortaya çı­kabilir.” diye konuştu.

Ort. Dr. Cemal Kazımoğlu, yaşlanmayla birlikte el ve ayak­larda karşılaşılan problemlerle ilgili olarak da şunları söyledi:
“Yaşlanma ile beraber ei ve ayaklarda karşılaşılan en sık problem, halk arasında kireçlenme olarak bilinen eklem deje­nerasyonudur. Kemik kalitesinin azalmasına bağlı ortaya çıkan bir çok deformite, yaşlılarda sık karşılaşılan durumlardır. Bun­ların temelinde ise vücudun genel sağlığı ile ilgili farklı prob­lemler yatmaktadır. Yine de özenli bakım ve doğru ayakkabı seçimi ile bu tür dejenerasyonların bir kısmı önlenebilir.”

2 Şubat 2014 Pazar

Genç Kızlara Cilt Bakımı Önerisi

cilt-bakimi-zararlari
Genç yaşlardan itibaren düzenli ve bilinçli olarak uygula­nacak bir cilt bakımı, ileride oluşabilecek sorunların önce­den önlenmesini sağlar, cildin pürüzsüz ve zinde kalmasını garantiler. Hormonal değişimle birlikte ortaya çıkabilecek sivilcelenme ve siyah nokta gibi sorunlar ise kesinlikle ihmal edilmemelidir.

Doğru bir cilt bakımı uygulamak için, öncelikle sabun kullanma alışkanlığı bir kenara bırakılmalıdır. Zira en iyisi olsa bile, sabunun kurutucu etkisi vardır ve bu etki cildin dıştan gelen tehlikeli mikroplara karşı savunmasız kalmasına neden olur.Sabun yerine temizleme sütü ve toniği kullanmak en idealidir. Çoğu genç kız alışkanlık ve yanlış bilgilendirme so­nucu temizleme sütü yerine tonik kullanmaktadır.

Temizleme sütleri üst deride ve bir alt katmanda birikmiş kirlerin, deri yolu ile atılmış ifrazatların giderilmesini sağlar ve bunu cildi tahriş etmeden yapar. Tonik ise sütün kalıntı­larını alır, gözeneklerin tekrar büzülmesini ve derinin bir sonraki işleme, yani krem sürmeye hazır olmasını sağlar. Te­mizleme etkisi ise süt gibi değildir.

Sabah ve akşam yüzü temizlemenin yanı sıra, mutlaka nemlendirici kullanılmalıdır. Sokağa çıkıldığında da nemlen­dirici kullanmak gerekir. Özellikle kış mevsiminin hava şart­ları, koruyucu malzemelerin kullanılmasını gerektirmektedir.
Haftada bir ise peeling yapılmalıdır. Böylece ciltte ölü hücre ve kir birikmesi engellenir, cilt nefes alır. Eğer cilt aşı­rı yağlı ise haftada 2 defa peeling yapılması uygundur.

Sivilceli ciltler büyük bir özenle temizlenip tedavi edilme­li, kesinlikle ihmal edilmemelidir. Sivilcelenme sorunu, mey­dana geldiği andan itibaren dikkatle tedavi edilmelidir. Aksi takdirde sivilceler fark edilmeden çoğalacak ve cildin iyileş­tirilmesi zorlaşacaktır. Öncelikle sivilcelenmenin gerçek ne­deni tespit edilmeli ve tedavi buna göre yapılmalıdır. Bunun için kesinlikle uzman bir kişinin önerisine dikkatlice uyulma­lıdır.

Sivilcelenmenin ana nedenleri çoğunlukla; cildin mikrop alması, yanlış beslenme, hormonal dengesizlikler, yemek veya güneş alerjisi, ciltteki faydalı vitaminlerin eksilmesi ve strestir. Bu nedenlerden birkaçı birarada ya da tek başına sebep olabilir; ama genelde bazıları direkt sebep iken diğer­leri uyarıcıdır.

Sivilcelere ve siyah noktalara el sürmemeye özen göste­rilmelidir. Unutulmaması gerekir ki, genç yaşlarda uygulana­cak doğru tedaviler, cildin pürüzsüz ve canlı kalmasının baş­lıca temelleridir. Genç kızların çoğu, sürekli siyah nokta ve sivilcelerini sıkar ya da üzerine kapatıcı malzeme sürer. Bun­lar, derinin yıpranmasına neden olur. Siyah noktalar çok özel maskelerle cildi tahriş etmeden giderilmelidir.

Sıkmak, hücrenin yapısını tekrar düzelmeyecek şekilde bozabilir ve lekeli, açık gözenekli kalmasına neden olabilir. Sıkma işleminin ardından güneşe maruz kalması durumun­da ise ciltte lekeler oluşur ve bunlar genellikle kalıcıdır. De­rinin siyah nokta yapma alışkanlığı varsa ve gözenekleri bü­yükse, gözenek sıkıştırıcı kullanılması tavsiye edilir.

Bugünün teknolojisi, kozmetik ve dermatolojik alanda kesin sonuçlar veren tedaviler sunmaktadır.
Tedavi uzman bir kişi tarafından belirlenmeli ve takip edilmelidir. Ayrıca, beslenme de tedavi kadar önemlidir. Unutulmaması gereken bir diğer önemli nokta da, yanlış ve ucuz kozmetik ürünlerin cilt sorunlarının oluşumuna neden olduğudur.

Cilt Güzelliği Mucize Değil

cilt-tipleri
25 yaşında tamamlanan hücre yenilenmesi, yerini her geçen yıl yaşlanmaya başlayan bir cil­de bırakıyor. Erkenden kırışıklarla tanışmamak için yapılma­sı gereken tek şey, cilde ihtiyacı olan oksijen ve nemi sağla­mak.

Günlük hayatın yoğun temposundan en çok etkilenen yüzümüz, en çok da ihmal edilen bölgemizdir aslında. Yan­lış kullanılan ürünler, cildin makyaj sonrası temizliğinin ih­mal edilmesi cildimizin gerektiğinden de erken yaşlanması­na neden olur. 25 yaşma kadar tamamlanan hücre yenilen­mesinden sonra 30′lu yaşlarda görülmeye başlayan hafif kı­rışıklıklar 40′h yaşlarda belirginleşmeye başlar.

Enstitülerde cilt tipine göre uygulanan kürlerle birlikte evde cilt bakım ürünleriyle yapılan günlük bakımlar ciltteki ölü derinin kaldı­rılması, cildin hava alması, nemlenmesi ile birlikte fonksi­yonlarının etkin şekilde yenilenmesine yardım ediyor.

Güzellik enstitülerinde uygulanan kürlerin ve günlük ev bakımının cildin hızlı bir şekilde yaşlanmasını önlediğini vur­gulayan ENES Bio Estetik uzmanlarından Nesrin Süer, yo­ğun bakım kürlerinin 25 yaş sonrasında uygulanmasının uy­gun olduğunu söylüyor.

Beş hafta süren yoğun bakım kür­lerinin cilt durumuna ve yaşa göre değiştiğini söyleyen Sü­rer, kür öncesi yapılan cilt analiziyle kür tipinin belirlendiği­ni kaydediyor. Günlük bakımın ise özellikle akşamları yat­madan önce yapılmasını öneriyor.

1 Şubat 2014 Cumartesi

Kış Mevsiminde Cilt Bakımı

hassas-cilt
Kış yaklaşırken vücudunuzun bakımına ve teninize özen göstermelisiniz. Kış aylarında cilt tipinize ve kuruluğuna göre uygun nemlendirici krem ve cilt besleyi­cileri kullanabilirsiniz. Kışın sert rüzgarlarının cildi tahriş et­me ve kurutma etkisi olur. Kışın bu dondurucu ve cilt bozu­cu etkisinden korunmak için eldiven, atkı, bere gibi vücudu dış etkenlerden direkt olarak koruyabilecek giysiler kullanı­labilir.

Kışlık elbiselerimiz hava akımı sağlamayan ve cildin nemliliğini bozucu özellikte olmamalı ve böylece cilt bazı bakteri ve mantarlardan da korunmuş olur. Cildi kurutma­yacak banyo köpüğü, şampuan ve sabun ürünleri kullanıl­malıdır. Banyo sonrası vücut sütleri de cildi besler ve nemi­ni korur.

Kışın cilt birçok kimyasal gaz, patikül veya mikroplarla da sık karşılaşır. Gerek cilt gerekse saçlar bu dış ortamdan ge­len maddelerden oldukça olumsuz yönde etkilenirler. Siga­ra içilmesi de ciltte sorunları arttırıcı bir etki yapar. Saçlarda matlık, kırıklık, kolay şekil verememe gibi sorunlar yaşanabi­lir.

Bu nedenle cilde uygun kozmetik ürünleri kullanılmalıdır. Kış aylarında cilt en ağır koşullarda bulunurken UV ışınları da cilde zarar verebilmektedir. Etkisi kışın daha da fazla ola­bilir. Tercihan SPF içeren ürünler kullanılmalıdır. SPF 15 ve 30 ürünler seçilmelidir.

Kış sporları ile ilgili kişiler veya tatil için karlı bölgelerde bulunacak kişilerin cildi için özel önlem­ler almaları gerekir. Güneş ışınları yanık bir ten yaratırken, cilt için de bazı tehditler oluşturur.

Eller İçin Losyon

el-losyonu

a) 3-4 fincan gülsuyu, 1-4 tatlı kaşığı elma sirkesi, 1-4 fin­can gliserin ve 1-4 tatlı kaşığı bal hepsi birlikte karıştırı­lıp bir şişeye konur. Elde edilen bu losyon ellere bol miktarda sürülür.

b) 1 veya 2 tatlı kaşığı kitre toz haline getirilerek gliserine katılır. Üzerine bir tatlı kaşığı bal ve bir miktar gülsuyu ilave edilerek karıştırılır. Bir tatlı kaşığı boraks sıcak su­da eritilerek 1-2 tatlı kaşığı sıvı amonyağa ilave edilir.Bu karışım ağır ağır (damla damla) kitreli gliserine ilave edilir. 24 tatlı kaşığı gülsuyu katılır. Karışım düzgün bir kıvama gelince iki damla limon yağı ilave edilir. Elde edilen bu karışım çok koyu olursa kaynatılıp soğumuş arı su eklenir. Bu losyon yıpranmış ellere bir kadife yu­muşaklığı verecektir.

c) Bir tatlı kaşığı bal eritilir. Yumuşadıktan sonra, bir çor­ba kaşığı gliserin, bir çorba kaşığı susam yağı, bir çorba kaşığı badem yağı ve iki çorba kaşığı zeytinyağı ilave edilir. Ateşten alman karışım kıvamını alıncaya kadar karıştırılır. Daha sonra kavanoza aktarılır. Elde edilen bu krem gece yatmadan önce ellere iyice sürülür ve el­lere bir çift eski eldiven geçirilir.

30 Ocak 2014 Perşembe

Selülitlerinizi Fırçalayarak Yokedin

selulit1
Selülit, cildin altındaki yağ hücrelerinin artarak bağ dokuyu germesiyle başgösteren bir dolaşım bozukluğu. Yanlış beslenme, hareketsizlik ve genetik nedenler selülit oluşumunun başta gelen nedenleri arasında.Beslenme biçimini değiştirmek, düzenli egzersiz yapmak ne yazık ki herkes için her zaman mümkün olmuyor. Kaldı ki genetik nedenlerle selülit oluşumunu engelleyemeyebilirsiniz. Ancak bu durum selülitlerinizi azaltamayacağınız anlamına gelmiyor.

Bugüne kadar selülite karşı pek çok kozmetik ürün denemiş, ancak uygulama zorluğundan ötürü vazgeçmiş kişilerdenseniz, önerimizi uygulayarak kendinize selülitle savaş için bir şans daha verebilirsiniz.

Sert bir fırça edinin. "At kılı" veya "kaktüs fırçası" olarak aradığınızda karşınıza alternatifler çıkacak.

Sabah uyandıktan sonraki ilk 10 dakika içinde vücudunuzu şu sıraya sadık kalarak ve mutlaka aşağıdan yukarıya fırçalayın.

Önce sağ alt, ardından sağ üst bacağınızı fırçalayın.

Sonra sol alt ve üst bacağınızı fırçalayın.

Ardından aynı uygulamayı önce sağ, sonra sol kolunuz için yerine getirin.

Son olarak göbeğinizi dairesel hareketler ile fırçalayın.

Sonuç: Fırçalama işlemi kan dolaşımını arttıracak. Kan dolaşımıyla beraber hücereler arasındaki basınç da artacak ve bu durum yağ dokusunun dağılmasına yardımcı olacak.

Bir hafta süreyle her sabah fırçalama işlemine 5 dakika ayırırsanız, selülitlerinizin azaldığını göreceksiniz.

26 Ocak 2014 Pazar

Günde Bir Yumurta Cilde İyi Gelir

 

yumurtanın_cilde_faydalarıYumurta, anne sütünden sonra insanın ihtiyacı olan tüm besin öğelerini bulunduran tek besin kaynağı! Yazın, güneşin etkisiyle tahrip olmuş cildin üzerine bir de kış soğuğu ve nemli havası eklenince hassasiyetler, pullanmalar, kaşıntılar daha belirgin hale geliyor.

  • Yumurtanın sarısı ve beyazı günde bir defayı geçmemek şartıyla cildin iyileşmesi, saçların güçlenmesi için önerdiğimiz gıdaların başında gelir.

  • Yumurta sarısı B vitaminleri açısından çok zengin ve kaliteli bir kaynaktır.

  • B vitaminleri bebeğin beyin ve sinir sistemi gelişimini de doğrudan etkilediği için hamile kadınların yeteri kadar B vitamini almaya özellikle dikkat etmeleri gereklidir.

  • Kaliteli bir protein kaynağıdır Yumurtanın içindeki proteinlerin tamamı vücudumuz tarafından sindirilip kullanılabilir.

  • Ayrıca yumurtanın içerdiği proteinler tam proteindir; yani parçalandıkları zaman vücudumuzun ihtiyaç duyduğu tüm amino asitleri sağlarlar.