Cilt Tipleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Cilt Tipleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

14 Haziran 2014 Cumartesi

Cilt Tipleri

cilt-tiplerri
Cildimizin tazeliğini kaybetmesine neden olabilecek etkenleri inceledikten sonra sıra, kendi cilt analizimizi yapıp onun hangi tipe girdiğini bilerek önlem olmaya geldi. Genellikle hepimiz cildimizi tanırız. Ne de olsa doğduğumuzdan beri hiç ayrılmaksızın birlikte yaşıyoruz. Cildimizi tanımamızın yanında önemli olan bir diğer nokta da; cildimizin ihtiyacını tespit ettikten sonra, onun bozulmasına yol açacak faktörlere karşı önlem olmamız, doğru ürünlerle desteklememiz ve aynaya tığımızda yüzümüzde göreceğimiz memnuniyettir.

Her birimiz berrak, gergin bir tenle dünyaya gelirirz. Fakat ne yazık ki, yıllar geçtikçe cildimiz zamana yenik düşerek çeşitli cilt tiplerine dönüşür. Eğer cildinizde aşağıdaki belirtileri gösterirse sorunlar var demektir.

Bunlar nedir bir bakalım:
* Erken yaşta oluşan kırışıklıklar
* Lekeler
* Mat-gri bir görünüm
* Aşırı yağlılık
* Deride pullanma
* Kılcal damarların belirginliği
* Büyük gözenekler
* Siyah noktalar
* Sivilceler
* Güneş hasarı
* Gevşeme

Cildimizin tipi yaşadığımız ortamla birlikte çizgilerin oluşumuna zemin hazırlar. Yirmi beş yaşından itibaren cildimizin yenilenme temposu yavaşlamaya başlar. Mimik çizgileri de kırışıklara uygun ortamı hazırlar. Bu yaştaki kişiler için söyleyebileceğimiz felsefi anahtar sözümü: "Gençliğinizi Korumak İçin Mutlaka Önlem Alın".

Bu yaşlarda cilt temizliği çok önemlidir. Cildimizin esnekliğini iyice sağlayalım; kırılma noktalarına fırsat vermeyelim. Bunun için cildimizin tipine uygun bir nemlendirici kullanalım.

Otuzlu yaşlarda ise aynaya baktığımızda ilk kırışıklıkların şokunu yaşarız. İsabetli ürünler kullanmıyor, bakım yapmıyorsak hele bir de güneş tutkunu isek yaşadığımız şok artabilir.

Otuz yaş işi ciddiye almanın tam zamanıdır. Onarıcı gece kremleri bu yaşın hizmetindedir. Peki bu kremler ne yapar da cildimizi onarır? Bu sorunun cevabını sitemizde gece kremleri ile ilgili yazılarımızı okuyarak öğrenebilirsiniz.

40 yaşına gelindiğinde, cildin diriliğini sağlayan lifler azalır, yağ bezlerinin faaliyeti düşer. Bu durum cildin koruyucu mantosunu zayıflatır. Bu yetersizlik nedeniyle incelen cilt, su kaybının önüne geçmez, hayati dengesi için gerekli olan nemi koruma gücünü yitirmeye başlar. Bu yüzden cilt yüzeyinde ince bir tabaka oluşturarak, ona kalkan görevi üstlenecek besleyicilerle donanmış güçlü bir koruyucuya ihtiyaç vardır. Yüz kasları zayıflamaya, derideki renk hücreleri de bozulmaya başlar. Yaşlılık lekeleri de bu dönemde kendini gösterir. Keratinleşmiş ölü hücreler üst üste yığılarak cilde mat, yorgun ve cansız bir görünüm verir.

Kısaca özetleyecek olursak cilt denen fabrikanın hücre üretimi iyice yavaşlar. 40 yaşına geldiğimizde cildin hücre üretim desteğini, daha yoğun maddelerle donatılmış serumlar, gece kremleri, peelingler ve maskeler kullanarak takviye etmemiz şarttır.

Genetik faktörler, hormon eksikliği, güneş ışınları ve geçen yıllar, kırışıklıkların doğum adresi olan orta ve üst deriye etkilerini hızla yayarak cildin yaşlanmasına neden olurlar. Uygun ürünlerle bakım yapılmış cilt, pırıl pırıl, esnek, canlı ve genç görünümlü olur. Cilt elmas gibidir, profesyonel bir bakım ve onarımla yenilenmiş, genç bir cilt ortaya çıkar.

Cilt güzelliğinde beslenmenin önemine de değinmeden geçemeyeceğim. Çünkü güzelliğimiz yediğimiz besinlerle içten tamamlanır. Sadece dışarıdan verilen ürünlerle bu yapı güçlendirilemez. Günde 2,5 litre su içtiğimizde; gün boyu idrarla 1,5 litre, terlemeyle 0,4 litre, nefes verirken 0,4 litre kaybettiğimiz suyu geri kazanırız.

Su, gıdaları eriterek vücudun kan yapımını ve dolaşımını olumlu yönde etkiler. Böbreklerimizin temizlenmesine yardım eder. Vitaminlerin çözünmesini sağlar. Öğün atlamadan, gerekli vitaminler, ptoteinler, yağlar ve karbonhidratlar arasında iyi bir denge kurarak beslenmemiz yalnız güzelliğimiz için değil, sağlığımız için de son derece önemlidir. Sağlığın olmadığı yerde zaten güzellik de olmaz.

Doğru cilt bakımı için cilt tipini tanımak neden önemlidir?
Eczaneler ve satış noktalarında müşterilerle ilgilenen ürün danışmanları cildin o anki durumuna bakarak ürün verirler. Oysa cilt durgun su gibi hep aynı kalmaz. Cildin yağ ve nem dengesi; çevre koşullarına, strese, hastalıklara ve iklime göre değişir. Düzenli aralıklarla yapılan cilt kontrolü bu nedenle büyük önem taşır.

Şimdi geldiğimiz nokta ise; bu kitabı yazmamdaki en büyük etken. Yani cildinizi derinliğine tanıyıp, takip etmeniz ve doğru ürünlerle destekleyerek bu değerli giysinizi yaşam boyu üzerinizde ihtimamla taşımanıza yardımcı olmak.

Meslek hayatımda, bütçelerinde derin gedikler açılan ve yanlış verilen ürünlerden yarar yerine zarar gören öyle çok insan tanıdım ki, yüzlerinin ifadesi hâlâ aklımdadır. Kulaktan dolma bilgi ile kendi fikrine göre aldığı ürünlerden bir ayda mucize bekleyenler gördüm. Bunlar, bilmeyen ve bilmediğinin farkında olmayan insanlardı. Bazıları ise aklına geldikçe ürünü yüzüne sürer, bakımı günlerce unutur. Bu kişilere dünyanın en etkili ürününü de verseniz etkisini asla ciltlerinde göremezler. Bazen kozmetik ürünler, banyonun renklerine uyacak şekilde alınır, raflarda aksesuar yerine geçerek banyonun süsü olmaktan öteye gidemez ve öylece durur.

Bazılarımız da güzel giyim eşyaları, elbiseler ayakkabılar almak için zaman ve para harcayıp yorulmaya razı oluruz da, bu canlı mekanizmaya önem vermeyi unuturuz. Oysa ki, yağlı, siyah noktalarla kaplı, genişlemiş gözeneklerle dolu yo da tam tersi pul pul olmuş kuru bir cilt, kırışıklıklarla haritaya dönmüş bir yüz, ne kadar zarif giyinirsek giyinelim hiç güzel görünmez.

Çevremize baktığımızda, herkesin farklı vücut yapısında olduğunu görürüz. Bu nedenle 38 veya 40 beden tabirlerini de sıkça duyarız. Büyük bedeni olan kişiye, küçük bedenli bir insanın giyebileceği elbiseyi giydiremezsiniz. Aksi halde ortaya çok abes bir görüntü çıkar.

Kozmetik ürünler de cildin büründüğü fark edilemeyen bir giysidir. Cilt yapısına göre ürün kullanmak, kişinin ait olduğu beden ölçüsüne göre elbise giymesine benzer. Zaman içinde zayıflayan ya da şişmanlayan insanın, giysileri bedenine uyum sağlamaz. Ciltler de, bazı süreçlerde çeşitli nedenlerle değişir. Bu değişimin sonunda tenle ürün uyuşmazlığı meydana gelir.

Meslek hayatımda karşılaştığım insanların pek çoğu, memnun kaldım diyerek aynı ürünü senelerce kullanmışlardı. Bu durum; vücudu ne kadar değişime uğrarsa uğrasın, hep aynı beden elbiseyi giyen insanların haline benzer. Önerim; teninizi doğru ürünlerle destekleyip tamir ederek, en ideal cilt tipi olan "normal cilt" durumuna getirmenızdir. Bu cilt tipinde, su ve yağ ikiz kardeş gibi birlikte olup, cildin genel dengesini yeterince sağlar. Aksi takdirde sorunlar olur.

Tüm katlarına, yapısını tetkik etmek üzere yaptığımız uzun seyahatten sonra, bir de cildimize dev aynasıyla göz atalım. Önce, gözenek adını verdiğimiz cilt denen üretim merkezinin atıklarını ve salgılarını yolladığı bacaya benzeyen deliklere bir bakalım.

Cilt Tipinizi Öğrenmek İçin Şu Sorular Önemlidir
* Yüzünüzdeki gözenekler iri mi?
* İçleri dolu mu, boş mu?
* Cildiniz sıkça yağlanıp, parlıyor mu?
* Parlaklığın yanında pul pul olmuş bir görünüm var mı?
* Peki, sivilceler yanardağ gibi mi yoksa ufacık mı?
* Kılcal damarlar sığ deniz misali bakınca görülüyor mu?
* Kırışıklık, gevşeme yo do sarkma var mı?
* Banyodan sonra gerilme oluyor mu?

Yüzünüzü temizledikten yarım saat sonra cildinizi iyice inceleyerek cildinizin tipini belirleyecekseniz. Aman dikkat! cildiniz normal halde iken veya temizleme işleminden yarım saat sonra, cildin doğal salgıları harekete geçince cilt tanımı yapmak son derece önemlidir. Aksi takdirde cilt tipnizi yanlış tespit edebilir, sizi ve karşınızdakini yanıltıp, yanlış cilt ürünü almaya yönlendirebilir.

Hangi cilt tipine giriyorsunuz?
Mutlaka aşağıda liste halinde bulunan cilt tiplerinden birisine sahipsinizdir. Eğer cilt tipinizin ne olduğunu biliyorsanız yanındaki linklere tıklayarak ilgili yazıları okuyabilirsiniz.

* Kuru cilt
* Normal cilt
* Karma cilt
* Olgun cilt
* Yağlı cilt
* T bölgesi yağlı karma cilt
* a) Problemli yağlı cilt,
* b) Problemsiz yağlı cilt

Hassasiyet; her cilt tipinde oluşabilir ancak bakımla zaman içinde düzelir. Mesleğim boyunca karma, akneli hatta yağlı tenlerde bile hassasiyete rastladım ve bu ciltlerdeki sorunları düzeltmeye çalıştım. Böyle durumlarda kişiye ilk ürün verdiğinizde, önce teninde test edip, en hafif dozdan başlamanız sonra da ürünün etkisini dikkatle tetkik etmemiz gerekiyor.

Asıl mesele hassas cildi, normal cilt haline getirmektir. Bu süreç, bazen 3, bazen de 6 ayı bulur. Eğer bu amaçla kullanılan ürün bırakılacak olursa cilt hemen eski haline döner. Çünkü bu cilt tiplerinde cilt bakımı demek, adeta yetersiz olan koruma duvarını inşa etme demektir.

Cilt tanısında su ve yağ oranı, karakteristik özellikleri saptamada önemli kriterler oluşturur. Vücutta su oranının yeterli düzeyde olması ve tutulması önemlidir. Su alımı, hipotalamustaki susama merkezinin denetimi altındadır. Yetişkin bir insan su ihtiyacının ortalama 1000 ml'sini sıvı içeceklerden (çay, ayran, meyve suyu, çorba, su), 1200 ml'sini ise besinlerin bileşiminde bulunan sudan (sebze, meyve, et vs.) karşılar. Vücutta karbonhidrat, yağ ve proteinlerin yanması sonucu, 350 ml metabolik yani endojen su oluşur

Hücredeki biyokimyasal tepkimeler su sayesinde gerçekleşir. Besin sindirimi, emilen besin öğelerinin dokulara taşınması ve hücrelerde kullanılması, zararlı atıkların atılması için su mutlaka gereklidir. Vücudun % 20 oranında su kaybetmesi yaşamı tehlikeye sokar. Cildin nem oranını düzenleyen faktörler arasında, "kollajen" %60 ile bu süreçten en fazla sorumlu öğedir.

Cilt türümüzün oluşması ergenlik dönemiyle başlar. Ana hücre üreten bezlerin etkisiyle, yağ ve ter bezleri tam büyüklüklerine ulaşırlar. Bazı ciltlerdeki rahatsızlıklar da işte bu dönemde ortaya çıkar.

Yağlar hem enerji deposu hem de biyokimyasal ham madde niteliği taşır. Bu faktörlerin eksikliğinde veya fazlalığında problemler oluşur. Cildimiz, işlevini gerçekleştirmek ign su, yağlar ve suda çözülebilen doğal elemanlardan oluşan bir emülsiyon üretir. Bu elemanlar arasındaki denge veya dengesizlik cildimizin oluşumunu etkiler.